Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/348 E. 2022/811 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/348 Esas
KARAR NO: 2022/811 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/112 Esas – 2020/126 Karar
TARİH: 11/02/2020
DAVACI: HAYRETTİN FENERCİ –
DAVA: Çek İstirdatı
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:Davacı vekili, müvekkilinin ikametgahında 02/09/2018 tarihinde meydana gelen hırsızlık suretiyle .. Bankası, …Tabya Şb., … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti adına 28/09/2018 tarihli 130.000 Tl bedelli, çek seri No:…’lu çekin çalındığını, zayi nedeniyle açılan çek iptali davasında çekin ibraz edildiğinin anlaşıldığını ve mahkemece taraflarına istirdat davası açmaları için süre verildiğini, müvekkilinin çeki … isimli şahıstan araç satışı nedeniyle aldığını, çeki bankaya sunan şahıs ile müvekkilinin ilgisinin veya ticari ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek çekin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, çekin müvekkilinin elinde olmadığını, çeki müvekkili bankaya ibraz edenin dava dışı …Tic.Ltd. Şti. unvanlı müşteri olduğunu ve çekin müşterinin talimatı ile kendisine teslim edildiğini, bu hususun çek iptali davasına verilen müzekkere cevabında da belirtilmiş olduğunu, müvekkili bankaya husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 11/02/2020 tarih ve 2019/112 Esas 2020/126 Karar sayılı Kararı ile; “..davaya konu … Bankası, … Şubesi, … seri numaralı, … Sanayi ve Ticaret LTD. ŞTİ. Ve … olan, 28/09/2018 Keşide Tarihli, 130.000,00 TL miktarlı çekin 10.06.2019 tarihinde ” … Ticaret Ltd. Şti. (VKN:…)” davalı bankaya ibraz edildiği ve davalı bankanın müşterisi olan dava dışı şirketin 28.03.2018 tarihli talimatı ile davaya konu çeki istediği ve davaya konu çekin 04.04.2018 tarihinde … Ticaret Ltd. Şti.’ ne teslim edildiği anlaşılmıştır. Davada sıfat; tarafın dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı (husumet); maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Dava şartı olan taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. İşbu uyuşmazlıkta çekin ibraz edildiği banka olan davalıya husumet düşmediği…” gerekçeleri ile; ” Davanın Pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesinin beyanlarım herhangi bir gerekçe sunmaksızın reddetmiş olduğunu, zira TTK ve ilgili mevzuatta da açıkça belirtildiği üzere çek hamili müvekkilinden karakol tutanakları ile sabit olduğu üzere çalınan 28/09/2018 tarihli, 130.000 – TL tutarlı, … numaralı çekin davalı bankaya ait olduğunun açık olduğunu, bankaların sorumluluğunda olan çek bedelini koruma yükümlülüğü ihlal edilmiş olup müvekkilinin mağdur durumda kaldığını, buna rağmen aleyhine verilen kararın hiçbir geçerli dayanağının bulunmadığını, davalı bankanın çeki iptal etmemesinin hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, rıza dışı elden çıktığı ve kötüniyetli olarak iktisap edildiği ileri sürülen çekin istirdatı istemine ilişkin olup, davalı banka çekin kendisinin elinde olmadığını, çeki ibraz edenin dava dışı …Tic.Ltd. Şti. unvanlı müşteri olduğunu ve çekin müşterinin talimatı ile kendisine teslim edildiğini, bankaya husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava konusu çek incelendiğinde, … Bankası A.Ş. Yıldız Tabya Şubesine ait, … seri nolu 28/09/2018 tarihli 130.000,00 TL bedelli, keşidecisi ….Ltd. Şti., lehtarı … firması olan, arka sayfasında sırasıyla lehtarın, sonraki ciroların iptal edilmiş ve okunaksız olduğu, son cirosu …’a ait olan çek olduğu görülmüştür. İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/882 E. sayılı çek iptali dava dosyasında muhatap banka çekin takas ortamında davalı bankaya ibraz edildiğini bildirmiş, davalı bankanın göndermiş olduğu 10/06/2019 tarihli cevabi yazısında ise, çekin dava dışı …Taah.Tic.Ltd. Şti. unvanlı müşterisi tarafından ibraz edildiği ve yine bu müşterinin talimatı üzerine 04/04/2018 tarihinde müşterisine teslim edildiği belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesinde “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiş olup, bu madde uyarınca açılacak çek istirdatı davasının çek eline geçmiş bulunan yeni hamile yöneltilmesi gerektiği açıktır. Somut olaya döndüğümüzde, dava dilekçesinde davalı “… Beylikdüzü San. Şb. Şube Kodu …’de kayıtlı şahıs bilgileri bankadan alınacaktır” olarak gösterilmiş, davalı tarafça davacıya HMK 31.m. uyarınca davasını kime yönelttiğinin açıklattırılmasının talep edilmesi üzerine davacı vekili 26/09/2019 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde, çekin davalı bankaya ait olduğu, yapılması gerekenin davanın davalı bankaya ihbarı ile gerek davacının gerekse banka müşterisinin mağduriyetinin giderilmesi olduğu, dolayısıyla usulen davalı bankaya karşı açılan davada davayı takip ile çekin iptalini sağlamanın ve zararın oluşmasını önlemenin amaçlanmakta olduğu belirtilerek çekin iptaline karar verilmesi istenmiş, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık çekin iadesi koşullarının mevcut olup olmadığı, husumet şartlarının mevcut olup olmadığı şeklinde nitelendirilmiş olup, iş bu çek istirdatı davasının davalı bankaya yöneltildiği kanaatine varılmıştır. Oysa tarafların kabulünde olduğu üzere davalı banka çeki elinde bulunduran yeni hamil değil, hamil tarafından çekin ibraz edildiği takas bankası olup, iş bu davada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Davacı istinafında bankanın çek bedelini koruma yükümlülüğünün ihlalinden ve bankanın çekin iptaline karar vermesi gerektiğinden söz edilmiş ise de, eldeki davanın konusu itibariyle bu hususlar değerlendirme konusu yapılamayacağından söz konusu istinaf sebepleri de haklı görülmemiştir. Bu itibarla mahkemece davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi yönünde verilen kararında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden tahsiline yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 25/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.