Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/336 E. 2022/328 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/336 Esas
KARAR NO: 2022/328 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2021
NUMARASI: 2021/784 Esas 2021/843 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalılar arasında, dava dışı … Ltd Şti’nin hisselerinin devri konusunda 20/08/2013 tarihinde sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre müvekkili söz konusu şirketteki hisselerini davalılara devrettiğini, ancak davalılara müvekkiline ödemeleri gereken devir bedelini ödemediklerini, sözleşmenin 5. Maddesine göre davalılardan … tarafından müvekkiline 250 bin -TL, diğer davalı … tarafından da müvekkiline ayrıca 250 bin-TL ödeneceğini, bu hükme rağmen davalılar halen bu yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, resen nazara alınacak sebeplerle alacak tutarının tespiti ile şimdilik her bir davalıdan 5 bin-TL olmak üzere toplam 10 bin-TL davalılardan ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkili hakkında öncelikle yetki itirazında bulunmuş, HMK hükümleri uyarınca bu davada davalının adresinin bulunduğu yer olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğunu, yine söz konusu bu alacakla ilgili halen Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/453 esas sayılı dosyası ile devam eden bir dava olduğunu, bu sebeple derdestlik itirazında bulunduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü 20/08/2013 tarihli sözleşmeninde taraflarına tebliğine karar verilmesini talep ettiğini, bu sözleşme örneği taraflarına tebliğ edildikten sonra olası itiraz ve cevap haklarınında saklı tuttuklarını, ancak dava dilekçesinde bahsedilen sözleşme tarihi göz önüne alındığında talep edilen alacak BK’nunun 147/4 maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin kendisine bildirdiği kadarıyla sözleşme hükümleri incelendiğinde daha detayıyla görüleceği üzere davacı taraf bu sözleşme hükümlerini yerine getirmediğini, kısacası davacı taraf sözleşme şartlarını yerine getirmediğini bu sözleşmenin gerçekleşmediğini, söz konusu tarihte yani 20/08/2013 tarihinde davalı müvekkil gelecek ticari şirket kayıtlarından da anlaşılacağı üzere zaten şirketin ortağı gözükmekte olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın yetki ve husumet esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davacı …’ın resmi kayıtlarda şirket ortağı olarak görünse bile protokolde kullanılan ibarelerden de anlaşılacağı üzere gerçek ortak olmadığını, bu nedenle protokolden doğan bir hak ve alacağı bulunmadığını, limited şirket hisse devirleri Noter huzurunda yapılmakta olup, şirket hisselerinin devir bedelleri hisse devri sözleşmesi öncesinde ortaklara tamamen ödendiğini, bu aşamada talep edilebilecek bir hak ve borç bulunmadığını, protokolün davalı lehine hak doğurucu hükümler içerdiği bir an için kabul edilse bile protokolün 4.maddesinde hisse devreden ortaklara çeşitli yükümlülükler yüklenmiş olduğunu, bunların hiç birisi yerine getirilmediğini, dolayısı ile kendi edimlerini yerine getirmeyen davacının müvekkilden edimlerini yerine getirmesini talep etme hakkı bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/12/2021 tarih ve 2021/784 Esas – 2021/843 Karar sayılı kararında; “…6100 Sayılı HMK’nun 14/2 maddesi gereğince özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydı ile bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olduğu, bu kapsamda Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11/06/2015 tarih ve 2014/10440 Esas – 2015/7198 Karar sayılı kararın da vurgulandığı gibi HMK’nun 14. madde gereği şirket hisselerinin devrine ilişkin uyuşmazlıklarda hissesi devredilen şirketin ikametgahındaki mahkemenin yetkisinin kesin olduğu; bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek Davacının davalılar aleyhine açmış olduğu davanın HMK m.114/f.1 bend (ç) gereği kesin yetki nedeniyle, dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine…”gerekçesi ile, Davacının davalılar aleyhine açmış olduğu davanın HMK m.114/f.1 bend (ç) gereği kesin yetki nedeniyle, dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine, Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde talep halinde dosyanın görevli BAKIRKÖY (NÖBETÇİ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK. 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkemenin 2018/1138 E sy dosyasında davanın reddine karar verdiği, davacının kararı istinafı sonucu BAM 13 HD kararının, yetkisiz Mahkemede davanın görülmüş olmasından bahisle kararı kaldırdığı, diğer istinaf nedenlerini incelemediğini, Yerel Mahkemede de 06.12.2021 tarihli kararla kesin yetki nedeniyle usulden reddine karar verilerek dosyanın Bakırköy ATM ye gönderilmesine karar verildiğini, İş bu kararın usul ve hukuka aykırı olduğunu, Davada her ne kadar uyuşmazlığın TTK 1521 VE HMK 14/2 maddesinde belirtildiği gibi şirket ortaklığından kaynaklandığının sabit olduğu kabul edilerek kesin yetkili Mahkemenin şirket merkezi olan Zeytinburnu – Bakırköy Mahkemeleri olduğu belirtilmişse de, bu kabul hatalı olup, uyuşmazlığın HMK 14/2 kapsamına girmediğini, Özel hukuk tüzel kişilerinin kendi iç ilişkilerine yönelik olmak üzere, örneğin bir üyenin veya ortağın diğer bir üyeye veya ortağa yahut üyenin veya ortağın merkeze karşı açacağı davalar, merkezin bulunduğu yerde açılacağını, halbuki, iş bu davanın konusu, ortaklar arası dava olmayıp, şirkete ortak olmayan …’ ın, alacak iddiasıyla açtığı dava olmakla artık HMK 14/2 kapsamında ortağın açtığı dava olarak nitelendirilemeyeceğini, Davanın ortaklar arası ilişki olarak nitelendirilmesi yerinde olmadığını, hatta cevaplarında da belirttikleri üzere davacı … resmi kayıtlarda şirket ortağı olarak görünse bile protokolde kullanılan ibarelerden de anlaşılacağı üzere kesinlikle şirketin gerçek ortağı olmadığını, bu nedenle protokolden doğan bir hak ve alacağı bulunmadığını, Bilindiği üzere limited şirket hisse devirleri Noter huzurunda yapılmakta olup, şirket hisselerinin devir bedelleri hisse devri sözleşmesi öncesinde ortaklara tamamen ödenmiş olup bu aşamada talep edilebilecek bir hak ve borç bulunmadığını, Davacının hiçbir delil belge sunmadığını mahkemeni de yerinde olarak muhakeme usulünün geçerli olduğundan bahisle yeniden süre verilmeyeceğini belirterek davanın reddine karar vermişken, yetki kuralından bahisle kararın ortadan kaldırılması sonucunda yetkisizlik kararı verilmesinin usul ekonomisine aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Limitet Şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.Mahkemece, Davacının davalılar aleyhine açmış olduğu davanın HMK m.114/f.1 bend (ç) gereği kesin yetki nedeniyle, dava şartı yokluğundan ve usulden reddine, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine, dosyanın görevli BAKIRKÖY (NÖBETÇİ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizin 22/09/2021 tarih ve 2019/2146 Esas – 2021/1222 Karar sayılı kararımız ile;”… Şirket hisselerinin devrine ilişkin uyuşmazlıklarda hissesi devredilen şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi kesin yetkili olup bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan ve istinaf aşamasında da resen gözetileceğinden, ilk derece mahkemesince yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken davaya devamla istinafa konu kararın verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.,” gerekçesi ile davacının istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 355. maddesi gereğince resen gözetilen sebeple HMK 353/1-a-3 maddesi hükmü uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kayıtların kapatılarak dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince dairemiz kararı doğrultusunda mahkeme kayıtları kapatılarak dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerekirken Dairemiz kararından sonra dosyanın yeniden esasa alınması yerinde görülmemiş ise de, ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararı usul ve yasaya uygun olup davalı … vekilinin mahkemenin kabulüne ilişkin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin davanın esasına ilişkin sair istinaf sebepleri verilen kararın mahiyetine göre dairemizce bu aşamada değerlendirilmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve davalı … vekilinin istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.