Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/308 E. 2022/254 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2022/308 Esas
KARAR NO: 2022/254 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/656 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 26/10/2021 Ara Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili, … Pendik Şubesi’ne ait, … Seri No’lu, 30/11/2020 keşide tarihli 130.000,00-TL bedelli çekin davalı firma tarafından haksız olarak icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin alacaklı görünen firmaya karşı hiçbir borcunun bulunmadığını, çek müvekkili tarafından davalı şirkete aralarında girişilen ticari faaliyetin karşılığı olarak düzenlenip verildiğini, ancak davalı şirketin söz konusu anlaşmaya uymayarak edimlerini yerine getirmediğini ve çekte yer alan bedele hak kazanamadığını, kötü niyetli olarak çeki cirolayarak piyasaya sürdüğünü, müvekkiline ait araçlar üzerine haciz eklendiğinden icra tehdidi altında bulunan müvekkilinin bu şekilde herhangi bir ticari ilişkisi olmayan davalı yana çek bedelini ödemek durumunda kalabileceğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takip dosyasındaki hacizlerin kaldırılarak dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, Mahkemece talep kısmen uygun görülerek 24/09/2021 tarihli tensip 13 nolu ara kararı ile, İİK 72/3 madde gereğince davanın miktarının %15’i oranında 19.500‬,00-TL teminat yatırılması halinde, icra veznesine girecek paranın alacaklısına ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. 3.Kişi … A.Ş. vekili, dava konusu edilen icra takibinin alacaklısının müvekkili olduğunu, ancak müvekkilinin iş bu davada taraf olmaması nedeniyle icra takibine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu ve davalının da söz konusu icra takibinde borçlu olarak yer aldığını belirterek tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/10/2021 tarih ve 2021/656 E. sayılı Ara Karar sayılı Kararı ile; ” ….… İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davanın İİK 72/3 maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu, anılan maddeye göre davanın taraflarının icra dosyası borçlusu ile icra dosyası alacaklısı olduğu, dava dışı takip alacaklısı … Anonim Şirketi vekilinin mahkememize sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde davanın tarafı olmadığını belirterek tedbirin kaldırılmasını talep ettiği, 6100 sayılı HMK’nın 394/3 fıkrası uyarınca; “İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiş olduğu, dolayısıyla 3. kişi olan itiraz edenin mahkememizce verilen tedbire itiraz edebileceği, her ne kadar uyuşmazlık konusu olan icra dosyasına yatan paranın İİK 72/3 maddesi gereğince alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiş ise de; ihtiyati tedbire itiraz eden 3. kişi … Anonim Şirketi’nin davanın tarafı olmadığı ve yerleşik içtihatlar uyarınca (Yargıtay (Kapatılan)19. Hukuk Dairesi’nin 31/05/2012 tarihli, 2012/4613 Esas, 2012/9263 karar sayılı ilamı) taraf olmayan kişi hakkında tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatine varılmakla; mahkememizce kurulan 24/09/2021 tarihli icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “1-Mahkememizce kurulan 24/09/2021 tarihli icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, 2-Tedbir kararının kaldırıldığı hususunun işbu kararın kesinleşmesi akabinde derhal ilgili icra müdürlüğüne bildirilmesine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasının müvekkilinin yargılama sonucu elde edeceği menfaati tümden engellemekte olduğunu, müvekkilinin karşılığını almadığı bir mal veya hizmetten dolayı vermiş olduğu çek nedeniyle borçlu durumuna düştüğünü, konusuz kalan çekin tedavüle sokulmasının davalının kötü niyetinin göstergesi olduğunu, davalının çeki ödeme aracı olarak kullanması neticesinde üçüncü kişilere borçlu sıfatıyla sorumluluğu doğan müvekkilinin telafisi mümkün olmayacak önemli ölçüde zararlarının ortaya çıkabileceğini, Kartal Vergi Dairesi Müdürlüğü ile Pendik Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından gönderilen BS BA formları incelendiğinde … ile … Anonim Şirketi arasında hiçbir mal ve hizmet alımının veya satışının gerçekleşmediğinin anlaşılmakta olduğunu, bu durumda yaklaşık ispat kuralının fazlasıyla sağlandığını, Mahkemeye sunulan “davaya dahil etme talepli dilekçesi” icra dosyasının alacaklısı konumundaki … A.Ş.’nin davaya davalı olarak dahil edildiğini, dolayısıyla ihtiyati tedbirin kaldırılması kararının dayanaksız kaldığını belirterek 26/10/2021 tarihli ara kararın kaldırılmasını ve tedbirin devamını istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ticari satım sözleşmesi uyarınca verildiği ancak bedelsiz kaldığı ileri sürülen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemli davada, icra veznesine yatırılacak tutarın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK 72/3 m. “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmünü haizdir. İİK 72.m. uyarınca açılan menfi tespit davalarında tedbir talepleri değerlendirilirken İİK 72.m. yanında HMK 389 vd maddelerinin de dikkate alınması gerekir.
HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Öte yandan devam eden bir dava sırasında ancak davanın taraflarının haklarını etkiler mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Somut olaya döndüğümüzde ise, dava konusu icra takibinin alacaklısının davalı değil dava dışı tedbire itiraz eden … A.Ş. olduğu, dolayısıyla mahkemenin 24/09/2021 tarihli “icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararının” takip alacaklısı 3.kişinin haklarını etkiler mahiyette olduğu açık olup, mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönünde verilen ara kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı tarafça mahkemeye takip alacaklısı 3.kişinin davaya dahil edilmesi yönünde dilekçe verildiği belirtilmiş ise de, dosya kapsamında söz konusu talebin kabul edildiğine ve takip alacaklısının davaya dahil edildiğine dair mahkemenin bir ara kararına rastlanılmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, 7-Dava dosyası Dairemize UYAP sistemi üzerinden elektronik dosya olarak gönderildiğinden, ilk derece mahkemesine UYAP sistemi üzerinden iade edilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.