Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/262 E. 2022/253 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/262 Esas
KARAR NO: 2022/253 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/747 D.İş – 2021/741 Karar
TARİH: 17/01/2022 (Ek Karar)
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, taraflar arasında akdedilen temel bankacılık sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi borcuna ilişkin hesap kat edilerek kat ihtarnamesi düzenlendiğini, 97.813,48 TL alacağın ödenmesi için ihtarnamenin gönderildiğini ancak sonuç alınamadığını ileri sürerek alacağı teminen borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece talep uygun görülerek 11/11/2011 tarih 2021/747 D.İş. 2021/741 K. sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, mahkemenin yetkili olmadığını, müvekkili adresinin Konya olması nedeniyle Konya Mahkemelerinin yetkili olduğunu, genel kredi sözleşmesine ve tek taraflı düzenlenen belgelere dayanılarak ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, banka tarafından başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, ortada muaccel bir alacağın bulunmadığını, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olup olmadığının belli olmadığını, müvekkilinin mallarının kaçırdığı veya hileli davranışlarda bulunduğu yönünde bir iddia da bulunmadığını, mahkemece takdir edilen %15 teminatın müvekkili zararını karşılamaya yetmeyeceğin, zira ihtiyati haciz kararı nedeniyle işyerini kapatmak zorunda kaldığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, teminatın artırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/01/2022 tarih ve 2021/747 D.İş. 2021/741 K. Ek Kararı ile; ” …Davacı vekili tarafından talep konusu genel kredi sözleşmesi ile birlikte sunulan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi başlıklı sözleşmede borçlunun bildirmiş olduğu adresine çıkarılan kat ihtarının olduğu, talep konusu genel kredi sözleşmesinde borçlular tarafından sözleşmede bildirilen adreslere gönderilen tebligatların tebliğ edilmiş sayılacağının düzenlendiği, bu hali ile kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılacağı, alacağın muaccel hale gelmesi ve borcun götürülecek borç niteliğine dönüşmesinden dolayı BK’nın 89/1. Maddesi uyarınca alacaklının kendi ikametgahı mahkemesinde ve HMK’nın 6. Maddesi uyarınca da borçlunun ikametgahı mahkemesinde talep bulunulabileceği, alacaklının adresinin Levent/İstanbul olduğu, sonuç olarak seçimlik yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olabileceği, talebin ise İstanbul Mahkemesine sunulmuş olup mahkememiz yetkili olduğundan itiraz eden tarafın yetki yönünden yapmış olduğu itiraz bakımından itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz İİK’nun 265. maddesinde düzenlenmiş olup, borçluya da ihtiyati hacizden etkilenen 3. şahsın itiraz haklarının şekli ve tahdidi olarak sayıldığı, itiraz eden borçlunun ancak ihtiyati haczin sebebi ile teminata ve yetkiye itiraz edebileceği, bunun dışında menfi tespit davası, istihkak davası veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek hususların, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemeyeceği, itiraz eden vekili her ne kadar ihtiyati hacze karar vermeye mahkememizin yetkili olmadığını ayrıca ihtiyati haciz sebeplerinin yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de bu sebeplerin İİK’nın 265. maddesindeki itiraz nedenlerinden sayılmadığı anlaşılmış, mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle ihtiyati hacze itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; “İhtiyati hacze itirazın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili, Müvekkilinin yerleşim yerinin Konya olması ve sözleşmenin bankanın Konya Şubesinde imzalanmış olması nedeniyle Konya Mahkemelerinin yetkili olduğunu, Müvekkilinin itirazlarının İİK 265.m. kapsamında olduğunu, mahkemenin eksik inceleme ve soyut gerekçelerle itirazlarını reddettiğini, Genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarının alacağın muaccel olduğunu göstermeyeceğini, TBK’nun genel işlem koşullarına ilişkin hükümleri ve içerik denetimine ilişkin maddesinden anlaşılacağı üzere kat ihtarının borcu muaccel hale getirmeyeceğini, Muaccel olmayan alacaklara ilişkin İİK 257/2 m. koşullarının da mevcut olmadığını, Mahkemece takdir edilen %15 teminatın müvekkili zararını karşılamaya yetmeyeceğini belirterek ek kararın kaldırılmasını ve itirazın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsilini teminen borçlunun malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi istemine ilişkin olup, talep uygun görülerek verilen ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258.m. uyarınca ihtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. İİK 265/1 maddesinde itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, buna göre uyarınca borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. Somut olaya döndüğümüzde taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 61.m. uyarınca uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemelerinin de yetkili olduğu kararlaştırıldığı gibi, alacaklı bankanın ikametgahının da İstanbul olması nedeniyle TBK 89.m. uyarınca da yetki itirazı haklı görülmemiştir. Genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilerin şartlarının ihlal edilmesi nedeniyle hesap kat edilerek borcun ödenmesi talebiyle ihtarname düzenlenmiş olduğuna göre alacağın muaccel olduğu kabul edilmiş, müeccel alacaklara ilişkin İİK 257/2 m. koşullarının değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. İhtiyati hacze itiraz eden, alacağın muaccel olmadığını, zira sözleşmenin tek taraflı olarak hazırlanması nedeniyle genel işlem koşulları hükümlerine tabi olduğunu ileri sürmüş ise de, söz konusu itiraz İİK 265/1 maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz nedenleri arasında bulunmamakta olup, ancak taraflarca ileride açılabilecek bir dava sırasında iddia veya savunma olarak ileri sürülebilir. Ayrıca itiraz edenin açık bir imza itirazı bulunmadığından bu hususta bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir. İhtiyati hacze konu alacağın mahiyeti ve tarafların sıfatı dikkate alındığında mahkemece takdir edilen % 15 oranındaki teminat da yeterli görülmüştür. Bu itibarla mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı itiraz eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.