Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/261 E. 2022/237 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/261
KARAR NO: 2022/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/687 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı taraf ile 29.11.2016 tarihli, Beyoğlu … Noterliği’nin …yevmiye numaralı işlemi ile bir şirket hisse devri satım protokolü yaptığını, bu protokol kapsamında, müvekkilinin, … A.Ş.’de olan ortaklık hisselerini, davalıya devretmesinin karşılığında, davalı tarafın, müvekkiline karşı adı geçen protokolde, … projesinden dört adet taşınmazın müvekkiline devredileceğini kabul ettiğini, bu kapsamda müvekkiline, … Projesi kapsamında .. nolu ticari alan, 30 nolu bağımsız bölüm 70 m2, 72 nolu bağımsız bölüm 70 m2, 90 nolu bağımsız bölüm 100,m2’ni müvekkiline devredileceği konusunda tarafların anlaştıklarını, yine, hisse bedelinin 1.5000.000,-TL’lik hisseleri için ise devir alan davalı …’un şahsi olarak verdiği 35.000 TL’lik, 20.01.2017 vadesinde sıralı olarak verilen 42 adet senetler ile 30.000-TL’lik 20.07.2021 vadeli senetle ödenmesi” şeklinde belirtildiğini, müvekkilinin bu protokolden doğan edimlerini usul ve yasaya uygun olarak yerine getirdiğini ve hisse devrini gerçekleştirdiğini, bu devir işleminin ticaret siciline tescil ve ilan edildiğini, davalının taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesine aykırı davrandığını, müvekkiline karşı edimlerini yerine getirmediğini belirterek, payların devrinin haksız ve hukuka aykırı şekilde davalı tarafa geçtiğinin ve bunun ticaret ticiline tescili yapıldığının tespiti ile, davalı tarafından hisse devrine ilişkin edimler yerine getirilmediğinden, şirket hisse devrinin iptaline ve kuruluş ana sözleşmesindeki gibi, %50 oranında müvekkilinin hissedar sayılmasına ve … A.Ş.’nin %50 şirket hissesinin müvekkili adına iadesine ve tesciline; müvekkiline ait olup protokol kapsamında devredilerek davalı uhdesinde bulunan devri yapılan dava konusu hisselerin (%50 hissenin), satış ve devrinin önlenmesi amacıyla teminatsız olarak tedbir kararı verilmesine, davalı şirketin mal varlığında hukuka aykırı işlemlerde bulunulmaması için, müvekkilinin dava konusu ettiği payların %50 oranda olduğu da göz önünde bulundurularak, müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması ve hak kaybı olmaması için müvekkilinin pay sahibi olduğu şirket işlemlerinin tasarruf yetkisini kısıtlayıcı ihtiyati tedbir şerhi işlenmesi için gerekli işlemlerin tesisine, bu kapsamda müvekkiline devir protokolü içinde devredilmesi taahhüt edilen taşınmazlar ve şirkete kayıtlı diğer taşınmazlar, şirketin araçları, menkul kıymetleri, her türlü menkul değer ile müvekkilinin şirkette talep ettiği hissesi dahil olmak üzere, şirket hissesine, taşınmazlar ve diğer mal varlığı değerlerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin 30/11/2021 tarihli ara kararı ile; ” Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin, ileride telafisi imkansız zararlar doğma ihtimali bulunduğundan uyuşmazlık konusu olan davalının dava dışı …’ndeki %50 hissesinin devri ve satışının önlenmesi için, hisse bedeli olan 3.500.000,00-TL’nin %15’i oranında 525.000,00-TL nakdi veya gayrinakdi teminat yatırılması halinde KABULÜ İLE davalının dava dışı …’ndeki %50 hissesinin devir ve satışının önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, Dava dışı …’ne ait taşınmazlar, araçlar ve diğer mal varlıkları uyuşmazlık konusu olmadığından bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, ” karar verilmiştir. Davacı vekili 20/12/2021 tarihli dilekçesi ile; mahkemenin 01/12/2021 tarihli tensip tutanağı ile hisse devri ve tescil talebi yönünden … A.Ş. ‘nin dahili davalı olarak davaya dahil edilmesi yönünde iki haftalık kesin süre verildiğini, buna ilişkin dahili dava dilekçesi verildiğini, davalı şirketin malvarlığında hukuka aykırı işlemlerde bulunulmaması için müvekkilinin dava konusu ettiği payların %50 oranda olduğu da göz önünde bulundurularak müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramaması ve hak kaybı olmaması için müvekkilinin pay sahibi olduğu şirket işlemleri noktasında kayyım atanması ve yönetim kurulunun değiştirilmesi dahil tasarruf yetkisini kısıtlayıcı ihtiyati tedbir şerhi işlenmesi için gerekli işlerim tesisine, müvekkiline hisse devri protokolü kapsamında devredilmesi taahhüt edilen taşınmazlar ve şirkete kayıtlı diğer taşınmazlar, şirketin araçları, menkul kıymetleri, her türlü menkul, banka hesapları ve tespit edilecek tüm hak ve alacakları ile müvekkili şirketin talep ettiği hissesi dahil olmak üzere şirket hissesine, taşınmazlar ve diğer mal varlığı değerlerine müvekkilinin mağduriyeti ve gelinen nokta itibari ile mali güçlüğününde göz önünde bulundurularak teminatsız olmak üzere tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/12/2021 tarih ve 2021/687 Esas sayılı ara kararı ile; ” …Dosya kapsamı ve davacı vekilinin sunmuş olduğu dilekçeler incelendiğinde; Mahkememizin 29/11/2021 tarihli reddedilen ihtiyati tedbir talebi yönünden değişen delil durumu bulunmadığından ve önceki ihtiyati tedbirin reddi kararında belirtilen hususlar doğrultusunda verilen red kararına yönelik istinaf yoluna gidilmediğinden, davalı şirketin dahili davalı …’ne ait taşınmazlar, araçlar ve diğer mal varlıkları uyuşmazlık konusu olmadığından bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Dahili davalı …’ne ait taşınmazlar, araçlar ve diğer mal varlıkları uyuşmazlık konusu olmadığından bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 2-Dahili davalı …’nin UYAP sistemine dahili davalı olarak kaydının yapılarak; dava dilekçesi, tensip tutanağı, ihtiyati tedbirin kısmen kabul kısmen reddine ilişkin 30/11/2021 tarihli ara kararın, davacı vekilinin 20/11/2021 tarihli dahili dava dilekçesinin ve duruşma gününün dahili davalı şirkete, iş bu ara kararın ise taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğine, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilaveten, dava şirket hisse devrinin iptali olduğuna göre, müvekkilinin hissesi geri döndüğü takdirde, şirket mal varlığına ilişkin haksız ve hukuka aykırı işlemlerden müvekkilinin zarar göreceğini, bu nedenle belirrikleri sebeplere binaen tedbir talebinde bulunduklarını, Davalının, 27.12.2021 tarihli itiraz dilekçesi içeriğinde “Kaldı ki, aradan geçen sürede davaya konu hisselerin tamamı müvekkilin elinde de olmayıp hisselerin bir kısmı üçüncü kişiye devredilmiş olduğundan verilen kararın uygulanma imkanı da yoktur.” şeklindeki beyanda bulunduğunu, bu şekilde davalının, haksız ve hukuka aykırı işlemlerle müvekkilinin hakkına kavuşmasına engel olduğunu dile getirdiğini, müvekkiline hisse devrine dayalı olarak haklarını teslim etmediğini kabul ve ikrarda bulunduğunu, hatta dava sonucunda elde edilmek istenen sonuca ilişkin olarak dahi uygulanma olanağı olmadığı iddiasını ifade ettiğini, davalının, dosyada mübrez Beyoğlu … Noterliği’nin 01.01.2017 tarihli cevabi ihtarnamesinde “Tapu harç ve masraflarının hazır edilmesi halinde, iş bu tapuların devrinin şirketçe yapılacağı” hususunu kabul ve beyan ettiğini, davalının, şirket adına tek yetkili olarak hareket etmekte iken, müvekkiline karşı sözleşme gereği edimlerin tarafı olmadığını iddia etmesinin hukuken korunabilir bir yönü olmadığını, Davalının, müvekkiline ait hisselerin de başkalarına devredildiği haksız iddiaları ortada iken, dahili davalı şirketteki paylarını tekrar almak üzere dava ikame eden müvekkilinin, şirket hissesine, taşınmazlar ve diğer mal varlığı değerlerine ihtiyati tedbir konulması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu kararın kaldırılarak, davalı şirket malvarlıklarına tedbir uygulanmasına ve gerekli görülmesi halinde talepleri arasında yer alan yönetim kurulunun değiştirilmesi için gerekli işlemlerin tesisi gibi tedbir kararlarının icra edilmesine karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesinin ” Dahili davalı …’ne ait taşınmazlar, araçlar ve diğer mal varlıkları uyuşmazlık konusu olmadığından bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE” dair kararının kaldırılmasına, müvekkilinin dava konusu ettiği payları kapsamında, şirket işlemlerine kayyım atanması ve yönetim kurulunun değiştirilmesi dahil tasarruf yetkisini kısıtlayıcı tedbir şerhi işlenmesi için gerekli işlemlerin tesisine, Müvekkiline hisse devri protokolü kapsamında devredilmesi taahhüt edilen taşınmazlar ve şirkete kayıtlı diğer taşınmazlar, şirketin araçları, menkul kıymetleri, her türlü menkul, banka hesapları ve tespit edilecek tüm hak ve alacakları ile, müvekkilinin şirketten talep ettiği hissesi dahil olmak üzere, şirket hissesine, taşınmazlar ve diğer mal varlığı değerlerine öncelikle teminatsız olmak üzere tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, şirket hisse devrinin iptali ile davalıya devredilen hisselerin davacı adına tescili istemli davada, dahili davalı şirket yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemenin 30/11/2021 tarihli tensip ara kararı ile, davacı tarafa hisse devri ve tescili talebi yönünden …’ni dahili davalı sıfatıyla davaya dahil etmek üzere süre verilmesi üzerine, davacı vekilince ibraz edilen 20.12.2021 tarihli dilekçe ile mahkeme ara kararı uyarınca adı geçen şirket davaya dahil edilmiştir.HMK.’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Somut uyuşmazlıkta; dahili davalı şirkete kayyım atanması ve yönetim kurulunun değiştirilmesi dahil tasarruf yetkisini kısıtlayıcı yönde tedbir taleplerinin, görülmekte olan davanın mahiyeti ve davacının talep sonucuna uygun olmadığı gibi, tedbir talebine konu sair talepler yönünden, dahili davalı …’ne ait taşınmazlar, araçlar ve diğer mal varlıkları uyuşmazlık konusu olmadığından, ayrıca mahkemece aynı hususta talebin reddine dair verilen kararın istinaf edilmediği ve koşulların değiştiğinin de ispatlanmadığı anlaşılmakla, mahkemece dahili davalı şirket yönünden tedbir talebinin reddine dair verilen ara karar usul ve yasaya uygun olup, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılmış olduğundan başkaca harç tahsiline yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.