Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/259 E. 2022/223 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/259 Esas
KARAR NO: 2022/223 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2021
NUMARASI: 2020/932 Esas 2021/1032 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili banka tarafından davalı şirket adına krediler açılıp kullandırıldığını, bu ticari kredilerin teminatında bulunan araç için renin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, kredi borçlusu ve kefillere Gebze … Noterliğinden keşide edilen 28/12/2018 tarihli … sayılı hesap kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edilse de ihtarın sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu ve müvekkili banka alacağının tahsil edilemediğini beyanla davalı borçlular yönünden usul ve yasaya aykırı haksız itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte duran takibine devamına, borçluların % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile,müvekkili şirketin aleyhine başlatılan işbu takip konusu rehin alacağı talebine ilişkin takip alacaklısı … Bankası A.Ş.’ne herhangi bir borcu bulunmadığını, takibin tamamen kötü niyetle başlatılmış olduğunu, haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı olup kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin işbu rehin alacağına konu edilen aracı …’dan zamanında taksitler halinde ödemek üzere aldığını, ancak müvekkili şirket tarafından alınan aracın borcu taksitler halinde ödendiğini ve araç borcunun 07/12/2015 tarihinde ödenerek kapandığını, takip konusu aracın borcunun bulunmadığı gibi, davacı takip alacaklısı bankaya rehin olarak verilmiş olmadığını, dolayısıyla takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu, iş bu takibe dayanak gösterilen belgelerin takip konusu rehin alacağı talepleriyle de hiçbir bağlantısının bulunmadığını, takibin, müvekkili şirketin konkordato sürecindeyken açılmış olduğunu, her ne kadar konkordato davası feragat nedeniyle davanın reddi yönünde sonuçlanmış ise de konkordato sürecinde başlatılan takip butlan olmakla takibin iptali gerektiğini beyanla takip konusu …’dan tüketici kredisiyle alınan araç borcu ödenerek kapanmış olması ve aracın davacı takip alacaklısı bankaya rehin verilmemiş olması hususları göz önünde bulundurularak haksız, yersiz ve kötü niyetle ikame edilen davanın reddi ile takibin iptaline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/11/2021 tarih ve 2020/932 Esas – 2021/1032 Karar sayılı kararında; “….Yukarıda açıklanan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/907 esas sayılı dosyasında geçici mühletin 2 ay süre ile uzatıldığı süreç içerisinde davacı tarafından Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalıya karşı 12/02/2019 tarihinde takibe geçildiği, konkordato geçici mühleti içinde borçlular aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağından hangi nedene dayanırsa dayansın borçlular hakkında muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılamayacağı ve evvelce başlayan takiplerin de durdurulacağı nazara alındığında itirazın iptali davası bakımından usulüne uygun geçerli bir icra takibinin bulunmadığı, her ne kadar Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/907 esas sayılı dosyasında feragat üzerine konkordato talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de icra takibine başlandığı tarihteki şartlara göre değerlendirme yapılması esas olup buna göre de az önce açıklandığı üzere usulüne uygun bir takibin bulunmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı/ Borçlu şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan kredi sözleşmesi gereğince, müvekkili banka tarafından davalı şirket adına krediler açılıp kullandırıldığını, Kredi borçlusu ve kefillere Gebze … Noterliğinden keşide edilen 28/12/2018 tarihli … sayılı hesap kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edilse de ihtar sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile borçlular aleyhine, ticari kredilerin teminatında bulunan araç için 12.02.2019 tarihinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, Borcun ödenmemesi üzerine girişilen icra takibine davalı taraf itiraz ettiği, işbu itiraz sebebiyle taraflarınca itirazın iptali davası açıldığını, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/932 E. 2021/1032 K. Sayılı dosyasından “.. Firmanın konkordato tedbirleri devam ederken takip açılmış olduğu..” gerekçesiyle red kararı verildiğini, Yerel mahkeme kararında ; “…Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalıya karşı 12/02/2019 tarihinde takibe geçildiği, konkordato geçici mühleti içinde borçlular aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağından hangi nedene dayanırsa dayansın borçlular hakkında muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılamayacağı ve evvelce başlayan takiplerin de durdurulacağı nazara alındığında itirazın iptali davası bakımından usulüne uygun geçerli bir icra takibinin bulunmadığı…” gerekçesi ile davayı reddettiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, Konkordatonun görüldüğü Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/907 E. Sayılı dosyadan hazırlanan 28/09/2018 tarihli tensip tutanağında “İİK’nın 206.maddesinin 1.sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabileceğine, mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceğine veya başlamış olan takiplere devam edilebileceğine, ancak bu takipmühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceğine veya başlamış olan takiplere devam edilebileceğine, ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınmamasına ve rehinli malın satışının yapılmasının tedbiren önlenmesine, ” şeklinde tedbirin kapsamı belirlendiğini, Her ne kadar, İİK 51/2 gereğince borçlu şirket konkordato geçici mühlet içinde olduğu için icra takibi işlemi yapılamayacağından bahsedilmiş olsa da, borçluya karşı takip yapma yasağının istisnaları mevcut olduğunu, iş bu istisnalar içinde borçlu aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip (İİK 145-152) yapılabileceğinden bahsedildiğini, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip taraflarınca takip açılmış olup, bu takip nedeniyle muhafaza tedbiri alınmadığı ve rehinli malın satışı gerçekleştirilmediğini, “… Mühlet içinde borçluya karşı takip yapılmasına ilişkin yasak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip bakımından geçerli değildir. Çünkü İcra ve İflâs Kanunu’nun 295. maddesinin birinci fıkrasına göre, mühlet içinde rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir ve mühlet kararından önce başlamış olan takiplere devam edilebilir. Ancak bu takip sebebiyle rehinli malın muhafaza altına alınması ve satışı mümkün değildir (İİK m 295/1) ….”(Köroğlu / Rehinli Malın Konkordato Mühleti İçinde Paraya Çevrilmesi Yasağı (İİK m 295)) Konu hakkındaki Yargıtay kararları bulunduğunu, (Yargıtay 6. HD 15.09.2021 T. 1792/100) İş bu kararda da görüleceği üzere konkordatodaki şirketin mühlet içinde olması durumda rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabileceği Yargıtay kararları ve doktirin tarafından kabul edilen bir görüş olup, ilk derece mahkemesi kararının yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece,Usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı banka ile davalı şirket arasında genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, davacı banka tarafından davalı şirket adına krediler açılıp kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından kredi borçlusu ve kefillere Gebze … Noterliğinden keşide edilen 28/12/2018 tarih ve … yevmiye nolu kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edilse de ihtarın sonuçsuz kaldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine bu ticari kredilerin teminatında bulunan araç için rehnin paraya çevrilmesi yoluyla 12/02/2019 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davalı şirket tarafından açılan konkordato davasında konkordato davasının görüldüğü Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/907 E. Sayılı dosyadan hazırlanan 28/09/2018 tarihli tensip tutanağında; “7101 sayılı Kanunla değişik İİK’nın 288/1 maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından İİK’nın 294, 295, 296 ve 297. maddelerinin uygulanmasına, bu çerçevede mühlet içinde davacı şirket aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, ” karar verilmesi nedeni ile bu karar tarihinden sonra rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmasını hukuken engelleyen bir tedbir bulunmadığı anlaşılmıştır. İİK 295. maddesi; “Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklindedir. Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/907 E. Sayılı dosyasında davalı şirket hakkında verilen ihtiyati tedbirin mahiyeti, gerek İİK. 295. maddenin ruhunda ve gerekse 45. Madde bağlamında mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmasına veya başlamış olan takiplere devam edilmesine hukuken engel bir durum olmadığı gözetildiğinde, bu durumda davacı bankanın Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/907 E. Sayılı dosyasında davalı şirket hakkında verilen ihtiyati tedbir kararından sonra rehnin paraya çevrilmesi yoluyla 12/02/2019 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhinde başlatılan icra takibi geçerli olup geçerli icra takibine itiraz üzerine eldeki itirazın iptali davasının açıldığı ve dava şartının somut davada olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2019/6954 Esas- 2020/4280 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/1792 Esas- 2021/100 Karar sayılı kararı benzer mahiyettedir.) Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2021 tarih 2020/932 Esas 2021/1032 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/02/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.