Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/25 E. 2022/33 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/25 Esas
KARAR NO: 2022/33 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/412 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 16/07/2021 (Ara Karar)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz isteyen/davacı vekili, taraflar arasında, kutusunun birim fiyatı 5,96 USD olan ve içerisinde 100 adet nitril eldiven bulunan kutulardan 20.000 kutu nitril eldiven siparişine dayalı sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme üzerine, davalı şirket tarafından, 14.05.2020 tarihli proforma fatura tanzim edildiğini ve bu fatura uyarınca toplam sipariş bedeli olan 119.200,00 USD’nin yarısı kadar ödemenin peşinen yapılmasının talep edildiğini, müvekkilinin davalı şirket tarafından kendisine bildirilen banka hesabına bu hesaptan kaynaklanan sebeplerle ödeme yapamaması üzerine davalı şirket müdürü olan diğer davalının kişisel hesabına ödeme yapılmasının talep edildiğini, müvekkilince 22.05.2020 tarihinde, talep edilen peşinat 59.600,00 USD’nin davalı şahsın hesabına gönderildiğini, ancak siparişin onaylanmasından itibaren 5 gün+2 iş günü içerisinde sipariş konusu eldivenlerin teslim edilmesi gerekirken teslimin gerçekleştirilmediğini, davalı şirket ile görüşülmeye çalışıldığını, ancak teslimat yapılacağı yönünde bilgi verilmediği gibi 10.06.2020 tarihinde tanzim edilen ikinci bir proforma ile, aynı siparişin verilebilmesi için nitril eldiven kutularının birim fiyatının 8,46 USDyükseldiği, dolayısıyla toplam sipariş bedelinin tam 50.000 USD arttığı ve 169.200,00 USD’ye ulaştığı bilgisi verildiğini, müvekkilinin tamamen iyi niyetli davranışlarına ve sözleşmeyi ayakta tutmaya yönelik çabasına rağmen davalı şirket tarafından teslimat teyidi verilmek bir yana, davalı şirketten kaynaklı gecikmelerle sipariş bedelini arttırmasının kötüniyetli olduğu anlaşıldığından, müvekkili tarafından davalı şirkete peşinat ödemesinin iadesini yapması gerektiğinin bildirildiğini, peşinat ödemesinin iadesinin gerçekleşmemesi üzerine, Beşiktaş … Noterliğinin 04.11.2020 keşide tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek talebin yinelendiğini, ihtarnameye rağmen ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek, davalıların malları, banka hesapları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/07/2021 tarih ve 2021/412 E. sayılı Ara Karar sayılı Kararı ile; “.. dava konusu alacak ile ilgili olarak İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafların işbu takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, bu sebeple davacının mahkememizde görülen işbu itirazın iptali davasını açtığı görülmüş olup, ihtiyati hacze konu alacak ile ilgili olarak daha önce icra takibi yapılmış olması ve davalı tarafın itirazı üzerine takibin durmuş olması ve alacağın çekişmeli hale gelip talebin yargılamayı gerektirdiğinin anlaşılması karşısında davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin gerekçeli karar haklarını ihlal ettiğini, müvekkilinin hiçbir gerekçesini değerlendirmeden ve hiçbir araştırma yapmadan karar verdiğini, talepleri reddedilirken hiçbir gerekçe belirtilmediğini, İhtiyati haciz koşullarının mevcut olduğunu, müvekkilince sözleşme şartları yerine getirilerek peşinat ödemesi yapılmış olmasına rağmen hiçbir sebep gösterilmeden teslimden kaçınıldığını, davalının ihtarnameye rağmen malları teslim etmeyerek temerrüde düştüğünü ve müvekkilinin peşin ödemesine ilişkin alacağının muaccel hale geldiğini belirterek ara kararın kaldırılmasını ve taleplerinin kabulü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır .Talep, mal satım sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle ödenen peşinatın iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemli davada, davalıların malvarlığı ile banka hesapları ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK 258.m. uyarınca ihtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır.İİK. 258/1 hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “ alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden”, anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “ alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul da kanunda öngörülmemiştir. Aksine ihtiyati hacze konu her alacağın kural olarak İİK 264 maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır.(Yargıtay 19 HD 26/12/2016 tarih 2016/17705 E. 2016/16145 K. sayılı emsal kararı) Bu durumda mahkemece, somut olayda iddia ve dosya kapsamında mevcut deliller dikkate alınarak ihtiyati haciz koşullarının değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki iddia, dosya kapsamında mevcut proforma faturalar, ödeme belgesi, ihtarname ve davalı taraf savunması dikkate alındığında, dosyanın geldiği aşama itibariyle davacının haklılığının yaklaşık olarak ispatı koşulunun sağlanmamış olduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararında sonucu itibariyle bir isabetsizlik bulunmamakta olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/01/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.