Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/245 Esas
KARAR NO: 2022/201 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/720 D.İş – 2021/724 Karar
TARİH: 18/11/2021 (Ek Karar)
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 10/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, karşı tarafın müvekkiline olan borçlarından dolayı tanzim edip vermiş oldukları bono bedelinin ödenmediğini ileri sürerek alacağı teminen borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece talep uygun görülerek 01/11/2011 tarih 2021/720 D.İş. 2021/724 K. sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, mahkemenin yetkili olmadığını, senedin zorunlu unsurları taşımaması nedeniyle kambiyo vasfını haiz olmadığını, zira müvekkili şirketin çift imza ile temsil edilmesi gerekirken senette şirket adına tek imza bulunduğunu, senet üzerinde müvekkili …’ün hiç imzasının bulunmadığını, senet geçersiz olduğundan aval verenler yönünden de geçersiz olduğunu, senet üzerine müvekkili …’ın adının yazılı olmadığını, senet üzerinde vade bulunmadığını ve 1 yıllık sürede ibraz edilmediğini, malen veya nakden ibaresi bulunmadığını, müvekkillerinin senede dayalı borçlarının olmadığını ileri sürerek itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasını, teminat üzerine tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/11/2021 tarih ve 2021/720 D.İş. 2021/724 K. Ek Kararı ile; ” …Mahkememizin yetkili olmadığına ilişkin itiraz yönünden; 6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun düzenlenme yerinde talepte bulunabilir. Anılan yasa hükmü uyarınca mahkememiz talebi değerlendirmekte yetkili olduğundan itiraz yerinde görülmemiştir. Karara dayanak senedin zorunlu unsurları içermediği itirazı yönünden; İtiraz eden vekili, müvekkili şirketin çift imza ile temsil edildiğini, ihtiyati haciz kararına dayanak senetlerde ise tek imzanın yer aldığını belirterek ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir. Şirketin imza sirküleri dosyaya sunulmuştur. İmza sirkülerinin incelenmesi ile ihtiyati haciz kararına dayanak senetlerin tanzim tarihlerinde çift imza ile temsil edildiği anlaşılmakla itiraz yerinde görülerek şirket yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına karar vermiştir. Talep eden vekili bu itirazın ihtiyati haciz yargılamasında değerlendiremeyeceğini ileri sürmüş ise de, keşideci şirketin tek imza ile borç altına sokulmasının kural olarak mümkün bulunmaması nedeniyle mahkememizce itirazın değerlendirilebileceği kabul edilmiştir. (Benzer şekilde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/14945 esas, 2015/16611 karar, Yargıtay 11. HD 2016/11681 esas, 2016/8209 karar) Senedin süresinden sonra ibraz edildiği itirazı yönünden; Somut olayda bono 21.01.2019 düzenlenme tarihli olup, vade kaydını taşımadığından görüldüğünde ödenecek bono vasfındadır. Düzenlenme tarihinden itibaren 1 yıllık ibraz müddeti ve onun bitiminden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde talepte bulunulduğundan itirazın reddi gerekmiştir. İtiraz edenin vekili senedin tek imza ile imzalandığını ve geçersiz olduğunu bu nedenle şirket yetkililerinin de sorumluluğunun bulunmadığı itirazı yönünden; TTK’nun 778. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 677. maddesi gereğince, şirketi temsile yetkili temsilcinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701 ve 702/l. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. TTK’nın 678. maddesi gereğince temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur; bu poliçeyi ödediği takdirde, temsil olunduğu kabul edilen kişinin haiz olabileceği haklara sahip olur. Anılan hüküm uyarınca şirketin tek imza ile temsil edilmediği kabul edilmiş ise de senette imzaları bulunan şirket yetkilileri … ve … sorumlu tutulmuştur. …ün senette imzası bulunmadığı itirazı yönünden; İhtiyati haciz kararına dayanak senette 3 imza yer almaktadır. Senet üzerinde “Avalist …” ifadesi ve bu ifadenin altında ” …” ifadeleri yazılmıştır. Senet üzerinde yer alan imzalardan ikisi şirket kaşesinin dışında avalist ifadelerinin karşısında ifadelere göre biraz üst kısımda, diğer imza ise şirket kaşesinin üstünde yer almaktadır. Senet üzerinde şirket ve avalist olarak yazılı …, … adları bulunmaktadır. İmzanın biri şirket kaşesi üzerinde olup şirket yetkilisi tarafından atılmış, diğer iki imza ise senette isimleri bulunan kişilere ait olduğu mevcut aşamada kabul edilmiştir. İtiraz eden senette …ün imzasının bulunmadığını belirtmiştir. Senet üzerinde … ifadesi ve 3 imzanın bulunması, itirazın ihtiyati haczin dayandığı nedenler, mahkemenin yetkisi ve teminat ile sınırlı olarak incelenmesi karşısında; imzanın itiraz eden …e ait olup olmadığının açılması muhtemel davanın konusu oluşturması, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri kapsamında yer almaması nedeni ile itiraz yerinde görülmemiştir. Alacağın rehinle temin edildiği itirazı yönünden; Rehnin senet kapsamında verilmediğine ilişkin karşı tarafın itirazı ve İİK 167/1 maddesindeki “Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabilir” düzenlemesi göz önünde bulundurularak itiraz yerinde görülmemiştir. Senet üzerinde … yazılı olduğu, kararın ise … hakkında verildiği itirazı yönünden; İtiraz den senet üzerinde … yazıldığını, ihtiyati haciz kararının ise … hakkında verildiğini açıklamıştır. İsme itirazda bulunulmuş ise de imzaya itiraz edilmemiştir. Bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 776/(1)-g maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için “senedi düzenleyenin imzasını” ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, düzenleyenin adından bahsedilmemiştir. İtiraz edenin imzaya itirazı bulunmadığından itiraz yerinde görülmemiştir. Yine TTK’nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 701 ve 702/l. maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadın yazılması gerekli değildir. İtiraz duruşmasından sonra itiraz eden vekili itiraz duruşmasından sonra …’ün isminin bordroda yanlış yazıldığı (…) buna rağmen haciz kararı verildiğini belirtmiştir. Bu itiraz itiraz dilekçesinde ileri sürülmediği gibi, mahkememizce ihtiyati haciz kararında senet dikkate alınmış olup senet üzerinde de “…” soy ismi yazılıdır. Bordroya dayalı verilmiş bir karar mevcut değildir. Açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz kararına itirazın borçlu … AŞ yönünden kabulü ile mahkememizin 01/11/2021 tarihli 2021/720 d.iş sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, …, …’ ın itirazlarının reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; “İhtiyati haciz kararına itirazın borçlu … AŞ yönünden kabulü ile mahkememizin 01/11/2021 tarihli 2021/720 d.iş sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, diğer borçlular yönünden yapılan itirazın reddine,” karar verilmiş ve verilen karara karşı, taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, Mahkemenin İİK 265.maddesinde belirtilen nedenlerle sınırlı olarak inceleme yapması gerekirken yetkisini aşarak senet üzerinde çift imza olması gerekirken tek imza olduğundan bahisle şirketin itirazını kabul ettiğini, oysa borçluların kambiyo senedine konu olandan fazla borçları olduğunun ihtarnameye cevaplarında kabul edildiğini, bu kabulün İİK 38.m. çerçevesinde ilam niteliğinde olduğunu, ayrıca tek imza ile imzalanmış olmasının senedin geçerliliğini etkilemediğini, mahkemece senedin düzenleme tarihinde yine tek imza ile imzalanmış başkaca çek veya senetler olup olmadığı veya …’ın borçlu şirketi tek başına temsile yönelik vekaleti olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, aslında bu hususların bu yargılamanın konusu da olmadığını, bu durumda avalin de geçerli olduğunu belirterek ek kararın kaldırılmasını ve itirazların reddini istemiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, Taraflar arasında senede dayalı alacak borç ilişkisi bulunmadığını, Senet zorunlu unsurları taşımadığından bono vasfını haiz olmadığını, zira düzenleyenin imzasının eksik olduğunu, Senet üzerinde müvekkili …’ün imzasının hiç bulunmadığını, mahkemenin senet üzerine 3 adet imza bulunduğu yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, tek çeşit imza olduğunu, …’a ait olduğu iddia edilen imza dışında farklı bir imza bulunmadığını, Senet geçersiz olduğundan avalistler yönünden de geçersiz olduğunu, Senet üzerinde … yazılı olduğunu, müvekkili …’ın adının yazılı olmadığını, Senette vade olmadığını ve 1 yıllık sürede ibraz edilmediğini, Senet üzerine malen veya nakden kaydı olmadığını, Alacağın rehinle temin edildiğini, ipotek ve teminat mektubu bulunduğunu, müvekkilleri borcun büyük kısmını ödemiş olmalarına rağmen ipoteklerin fekkedilmediğini, karşı tarafın sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Aynı alacak için mükerrer icra takipleri başlatıldığını, Depo edilen teminat üzerine tedbir konulması gerektiğini belirterek ek kararın kaldırılmasını ve itirazın kabulünü istemiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonoya dayalı alacağın tahsilini teminen borçluların malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi istemine ilişkin olup, talep uygun görülerek verilen ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati hacze itirazların kısmen kabulüne karar verilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258.m. uyarınca ihtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. İİK 265/1 maddesinde itiraz nedenleri sınırlı olarak sayılmış olup, buna göre uyarınca borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. Somut olaya döndüğümüzde dava konusu senedin 21/01/2019 keşide tarihli 10.000.000,00 TL bedelli, vade tarihi olmayan, keşidecisinin borçlu şirket olduğu, aval veren olarak borçlu şahısların isimlerinin yazılı olduğu, lehdarın ihtiyati haciz talep eden alacaklı olduğu, şirket kaşesi üzerinde tek imza ve kaşe dışında tek imzanın bulunduğu, ayrıca aval veren …’ın isminin karşısında aynı ismin el yazısı ile yazılmış olduğu görülmüş, imza sirkülerine göre söz konusu el yazısının imza niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır. TTK 777/2 m. uyarınca vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır. Hamilin müracaat hakkını kaybettiği hallerde dahi bonoyu düzenleyen dolayısıyla da aval veren borçtan sorumlu olacaktır, meğer ki zamanaşımı süresi içinde talepte bulunulmuş olsun. Bu nedenle itiraz eden tarafın bononun süresinde ibraz edilmemiş olması nedeniyle geçerliliğini kaybettiği yönündeki itirazı haklı görülmemiştir. Dosya kapsamında mevcut imza sirkülerinden borçlu şirketin yetkilileri olan … ve …’ın şirketi müşterek imzaları ile temsile yetkili oldukları anlaşılmakta olup, bu husus senedin geçerliliğini etkilemeyecek ise de tek imza borçlu şirketi bağlamayacaktır, senedin düzenleme tarihinde şirket adına tek imza ile imzalanmış başkaca çek veya senetler olup olmadığı veya imza atan şahsın borçlu şirketi tek başına temsile yönelik vekaleti olup olmadığı hususu ancak esas hakkında açılacak bir davanın yargılaması sırasında inceleme konusu yapılabilecek olup mahkemenin şirketin itirazının kabulü yönünde vermiş olduğu ek kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda TTK 678.m. uyarınca temsile yetkili olmadığı hâlde bir kişinin temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumlu olacaktır. İtiraz eden tarafça senet üzerinde …’e ait imza bulunmadığı ileri sürülmüştür. Dosya kapsamında mevcut imza sirküleri ve senet sureti incelendiğinde, keşideci şirket kaşesi üzerinde yer alan imza ile kaşe dışında yer alan imzanın aynı olduğu ve imza sirkülerine göre borçlu …’ın imzası ile benzerlik gösterdiği, mahkemece 3 imza bulunduğu kabul edilmiş ise de borçlu şahısların imzalarına benzer 3.imzaya rastlanılmadığı, özellikle …’ün imzasına benzer bir imza bulunmadığı, ihtiyati haciz talep eden tarafın istinaf dilekçesinde de kaşe üzerindeki imzanın …’a ait olduğunun dolaylı olarak kabul edildiği anlaşılmakla, dosyanın mevcut durumu itibariyle senet üzerinde borçlu …’ün imzasına benzer imza bulunmaması nedeniyle … yönünden ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı, …’ın ise kaşe üzerindeki imzası nedeniyle borçtan şahsen sorumlu olduğu, dolayısıyla onun yönünden ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte TTK’nın 702. maddesinin 2. fıkrası gereğince avalistin sorumluluğu ancak kambiyo senedinde şekle dair bir eksiklik olması hâlinde ortadan kalkar. Takibe dayanak bonolar şeklen de olsa TTK’nın 776. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi uyarınca düzenleyenin imzasını içermekte olup, şekle ait noksanlık bulunmadığından aval verenin taahhüdü geçerlidir.(Yargıtay HGK 06/10/2020 tarih 2017/12-268 E., 2020/729 K. sayılı emsal kararı) Dolayısıyla borçlu …’ın aval veren sıfatıyla da borçtan sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Borçlu tarafça alacağın rehinle temin edildiği ileri sürülmüş ise de, İİK 167/1 m. uyarınca alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabilecektir. TTK 776/1-g m. uyarınca senedi düzenleyenin imzasının bulunması yeterli olup ayrıca isminin yazılı olması gerekmediğinden, borçlu tarafın bu yöndeki itirazı da haklı görülmemiştir. İhtiyati hacze itiraz nedenleri İİK 265m. sınırlı olarak sayılmış olup, borçlu tarafın bu senede dayalı borçlarının bulunmadığı ve aynı alacak için mükerrer takip başlatıldığı yönündeki itirazı bu kapsamda olmadığından değerlendirilmemiştir. Depo edilen teminat tutarının alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talebi ise mahkemesinden talep edilmesi gereken bir talep niteliğindedir. Bu itibarla ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin borçlu …’a yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, borçlu …’e yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-b2 m. uyarınca ek kararın kaldırılmasına ve borçlu …’ün itirazının kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin Yusef Arslan’a yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 3-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin …e yönelik istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2021 tarih ve 2021/720 D.İş – 2021/724 Karar sayılı ek kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, İhtiyati haciz kararına itirazın borçlular … AŞ ve … yönünden kabulü ile mahkemenin 01/11/2021 tarihli 2021/720 D.İş 2021/724 K. sayılı ihtiyati haciz kararının adı geçen borçlular yönünden kaldırılmasına, borçlu … yönünden yapılan itirazın reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-İtiraz kabul-red oranı dikkate alındığında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 5-İhtiyati haciz talep yararına Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulanan AAÜT 2.kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 1.405,00 TL vekalet ücretinin ihtiyati hacze itiraz eden …’dan alınarak ihtiyati haciz talep edene verilmesine, 6-İhtiyati hacze itiraz edenler … AŞ ve … yararına Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulanan AAÜT 2.kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 1.405,00 TL vekalet ücretinin ihtiyati haciz talep edenden alınarak adı geçen itiraz edenlere verilmesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 7-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 162,10’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 8-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, ihtiyati haciz talep eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 9-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından, ihtiyati hacze itiraz eden … tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL harcın …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 10-… tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 8-İhtiyati hacze itiraz eden … tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ihtiyati haciz talep edenden alınarak bu itiraz edene verilmesine, 9-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 10-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/02/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.