Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2406 E. 2023/101 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2406 Esas
KARAR NO: 2023/101 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/565 Esas – 2022/658 Karar
TARİH: 20/10/2022
DAVA: Tanıma Ve Tenfiz
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Rusya Federasyonu Saint Petersburg, Leningrad Ticaret Mahkemesinin 02.09.2021 tarih, … sayılı kararının aynen tanınması ve tenfiz edilmesini, davalı şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişideki hak ve alacaklarının şimdilik 16.916,32 ABD Doları, 16.986,28 Avro ve 81.411,-Rus Rublesi bedel üzerinden HMK madde 392 ve İİK madde 259 ve devamı yasal düzenlemeler gereği takdiren teminatsız olacak şekilde ihtiyaten haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, mahkemenin görevine yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle itiraz ettiklerini, davacının ihtiyati haciz talebi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Rusya Arbitraj Mahkemesince alınan kararın, Türk hukukuna, kamu düzenine aykırı olması, hukuki dinlenilme ve savunma hakkının ihlal edilmesi sebebi ile tenfizi mümkün olmadığını, davalı müvekkil şirketin, davacıya borcu bulunmadığını, MÖHUK 51, 6102 s TTK 4-5 maddeleri birlikte değerlendirilerek, davacının Rusya devletine ait bir kamu kurumu olduğu ve bu sebeple tacir kabul edilemeyeceği dikkate alınarak, HMK 114/1/c uyarınca, “mahkemenin görevli olması” bir dava şartı olarak düzenlenmesi sebebi ile HMK 115/2 gereğince görevsizlik kararı verilerek “dava şartı noksanlığı” sebebi ile davanın usulden reddini, tanıma ve tenfiz kararı verilmeyen yabancı mahkeme kararı sebebi ile ihtiyati haciz talep edilmesi hukuka uygun olmadığından şartları oluşmayan ihtiyati haciz taleplerinin reddini, müvekkili şirketin, hükmü veren yabancı mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmeyerek kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş olması, tenfizi istenen yabancı mahkemede sürdürülen yargılama esnasında müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanının Türkiye’de tutuklu şekilde cezaevinde olması sebebi ile savunma ve hukuki dinlenilme hakkını kullanamamış olması birlikte değerlendirilmesi ile MÖHUK’un 54. maddesindeki şartları taşımayan, Türk kamu düzenine açıkça aykırı Rusya Federasyonu Saint-Petersburg, Leningrad Arbitraj Mahkemesi’nin 02.09.2021 tarih, A56-73873/2020 sayılı kararının tanıma ve tenfizine yönelik davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/10/2022 tarih 2022/565 Esas 2022/658 Karar sayılı kararında; “…Yukarıda anılan Yargıtay uygulaması gereği tanıma ve tenfiz konusu eğer iflas olduğu takdirde, iflas davası olması nedeniyle davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği kabul olunduğundan, ihtisas mahkemesi olarak bu tip davalar yani iflas konulu tanıma-tenfiz davaları Mahkememizce görüldüğünden dolayı kıyasen tanıma ve tenfize konu uyuşmazlık deniz alacağından doğmuş ise ihtisas mahkemesi durumundaki denizcilik ihtisas mahkemesi tarafından davanın görülmesi gerektiği değerlendirilmiştir. O halde somut olayda denizcilik ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17.ATM somut davada görevlidir. İhtiyati haciz kararı ancak görevli Mahkemece hükme bağlanabilir. Mahkememiz görevli olmadığından ise ihtiyati haciz talebinin bu nedenle reddi gerekir. Yapılan açıklamalar karşısında davacının davasının HMK m.114/f.1 hükmü karşısında ve Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK m.115/f.2 maddesi gereğince usulden reddine, Mahkememizce görevsizlik kararı verilmesi karşısında kararın taraflarca süresi içinde kanun yoluna başvurmaması nedeniyle karar kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak, dava dosyasının görevli denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatına haiz olan İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesine dair karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının HMK m.114/f.1 hükmü karşısında ve Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle HMK m.115/f.2 hükmü gereğince USULDEN REDDİNE, Mahkememiz görevli olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı/davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin görevsizlik kararının isabetli olmadığını, MÖHUK m.51’de tanıma ve tenfizde görevli mahkemelerin asliye mahkemeleri olduğunun kanunla açıkça düzenlendiğini, kanun koyucunun bu noktada özellikle “asliye mahkemeleri” ifadesini kullandığını, önceden asliye mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemelerini içine alan geniş bir görevli mahkeme sıfatı tayin edildiği anlayışı hakimken, özellikle asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki görev ilişkisini düzenleyen 6335 sayılı Kanun’un 2. Maddesi ile yapılan değişiklik sonrasında, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağının kabul edildiğini, iki mahkeme arasında iş bölümü ilişkisinin sonra erdiğini, görev ilişkisinin başladığını, Tanıma ve tenfiz davalarında asliye hukuk mahkemelerinin görevli olması sebebiyle, yabancı bir mahkeme kararının tanınması veya tenfizi için kendisine başvurulan asliye ticaret mahkemesi yargılamanın her aşamasında re’sen görevsizlik kararı verebileceğini ancak somut olayda yerel mahkemenin görevsizlik kararı verdiğini ve görevli mahkemenin yine bir asliye ticaret mahkemesi olan İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talep halinde gönderilmesi şeklinde hüküm kurduğunu, davacı tarafın dava dilekçelerinde ve başvurularında dava konusunun tanıma ve tenfiz olduğunu açıkça belirtildiğini, işbu sebepten ilk derece mahkemesinin görevsiz olduğunun sabit olduğunu ancak görevli mahkemenin tespiti hususunda hukuka aykırı bir karar vererek yine bir başka asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu belirttiğini, Yerel mahkeme kararında dava konusu olan tanıma ve tenfiz hususundan ziyade esasa bağlı kalınarak uyuşmazlığın bir deniz alacağından çıkmasından sebep görevli mahkeme olarak deniz ihtisas mahkemesinin görevli olduğunu hüküm altına aldığını ancak her ne kadar uyuşmazlık deniz alacağından kaynaklansa dahi dava konusunun tanıma ve tenfiz olduğunu bu nedenle görevli mahkemenin HMK uyarınca asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, istinaf kanun yolundan doğan harç ve giderlerin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesi ile, işbu davada nispi harç tahsili yönünden tesis edilen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/565 E. Sayılı 08.08.2022 tarihli, (9) numaralı ara kararının kaldırılarak Müvekkilince 15.08.2022 tarihinde depo edilen 47.620,75 TL peşin harcın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Tanıma Ve Tenfiz davasıdır. Mahkemece, görevli mahkemenin denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatına haiz olan İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın HMK m.115/f.2 hükmü gereğince usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili ve davacı vekili de katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur. MÖHUK’un 51/1. Maddesinde yer alan tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin asliye mahkemeleri olduğuna dair hüküm; uygulama ve öğretide farklı görüşlere neden olmuş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, hükümde sözü edilen “Asliye Mahkemesi” ifadesi, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile sınırlı olarak yorumlanmamalı, Asliye Mahkemelerinden olan İş, Tüketici, Ticaret vb. gibi özel görevli mahkemeleri de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Tenfiz davalarında görevli mahkeme, tarafların sıfatına göre değil davanın konusuna göre belirlenmek durumundadır. Yargıtay uygulamaları bu yöndedir. (Örnek olarak Yargıtay 20.H.D’nin 02/10/2017 tarih ve 2017/7998-7167 sayılı yargı yeri belirlenmesine yönelik kararı ve Yargıtay 11.H.D’nin 05/02/2018 tarih ve 2016/12178 E- 2018/718 K sayılı kararı.) İddianın ileri sürülüşü ve yabancı mahkeme kararının içeriği dikkate alındığında somut olayda denizcilik ihtisas mahkemesi olan İstanbul 17.ATM somut davada görevlidir. İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında, verilen bir görevsizlik kararından sonra dosyanın gönderileceği görevli mahkemece yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle işlem yapılacağı, buna göre eldeki davada alınacak harç konusunda görevli mahkemece karar verilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesine göre verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince ayrı ayrı alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harçlarından istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırılan 80,70’er.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20’şer.TL’nin istinaf talep edenlerden ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 26/01/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.