Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2390 E. 2023/30 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2390 Esas
KARAR NO: 2023/30 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/1384 D. İş – 2022/1418 Karar
TARİHİ: 10/11/2022 ( Ek Karar )
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas 2022/26686 Esas) sayılı dosyasına ait 05/02/2014 tarihli acil vesikasına dayanarak 35.378.000,00 TL alacağın temini için İİK 257 vd. Maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesi 21/10/2022 tarih 2022/1384 D. İş – 2022/1418 Karar sayılı kararı ile; “1-İhtiyati haciz isteminin borçlu …’in 300.000,00 USD karşılığı 5.586.000,00 TL, diğer borçluların tamamından sorumlu olmak kaydıyla KABULÜ ile 35.378.000,00 TL alacağın temini bakımından İİK 257 vd.maddeleri uyarınca borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ,İcra İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde İhtiyaten Haczine, 2-%15 teminat ( 5.306.700,00TL) alınmasına, ” karar verilmiş ve karara karşı borçlular .., …, …, …, …, … ve … vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati hacze itiraz edenler …, …, …, …, …, … ve… vekili 01/11/2022 tarihli dilekçesi ile; mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin haciz talep olunanlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkilleri ve hakkında ihtiyati haciz talep edilen tarafların yerleşim yerlerinin yerel mahkemenin yetki çevresinde bulunmadığını, İİK 143.madde gereğince alacaklı tarafından aciz belgesine dayalı olarak başlatılan takibin yeni bir takip olduğunu, dolayısıyla takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılması gerektiğini, HMK ve İİK gereği yetkili mercilerin İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve Hukuk Mahkemeleri olduğunu, ihtiyati haciz talebinin Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerektiğini, haciz talebine konu edilen ihtilafın ticari dava kapsamında olmadığını, müvekkillerinin de tacir olmayıp uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile alakalı bulunmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile talep edilen alacağın İİK 143.maddesi gereğince muaccel olmadığını, teminatın yeterli bulunmadığını, ihtiyati haciz koşulları oluşmadığını, 05.02.2014 tarihli aciz belgesinin geçersiz olduğunu, işbu aciz belgesinin alındığı icra dosyalarında takibe dayanak olarak gösterilen kambiyo senetlerinin de zamanaşımına uğradığını, mahkemece bu husus da gözetilerek 21.10.2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, sonuç olarak, ihtiyati haciz kararının tek dayanağı olan İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyasında düzenlendiğini, 05.02.2014 tarihli Borç Ödemeden Aciz Belgesi’nin müvekkilleri bakımından hukuken geçerli olmadığını, buna ilişkin yargılaması devam eden aciz belgesine dayanarak müvekkilleri hakkında tesis edilen 21.10.2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/11/2022 tarih 2022/1384 D. İş – 2022/1418 Karar sayılı kararı ile; ” Mahkememizin 21/10/2022 tarih, 2022/1384 Değişik İş Sayılı Kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas … Esas) Sayılı dosyasına ait 05/02/2014 tarihli aciz vesikasına dayanarak ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Talep İİK 265. maddesi uyarınca ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 257. maddesinde, “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”; 258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.” 265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır Yukarıda anılan ilke ve esaslar çerçevesinde somut olayın değerlendirilmesinde, ihtiyati haciz isteyen … Bankası A.Ş. borçluların müvekkili bankaya olan borçlarının tahsili amacıyla başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında tahsilat yapılamadığı, İİK143 ve 251.maddeleri gereğince 05/02/2014 tarihinde kesin aciz vesikası alındığını, bu aciz vesikasının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu belirterek kararın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden infazı suretiyle ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş olup, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında alacaklının borçlu ve kefiller yönünden 7.000.000,00 USD kredi alacağına istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yaptığı, 05/02/2014 tarihinde takip borçlularından ihtiyati haciz talebine konu borçluların da yer aldığı toplam 15 borçlu hakkında borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği, aciz vesikasına istinaden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yenileme talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünün 07/10/2022 tarihli yenileme emri ile yenilenerek 2022/26686 Esas sayılı sırasına kaydının yapıldığı görülmüştür. İhtiyati hacze itiraz eden tarafların itirazları kapsamında yapılan incelemede; İİK 143/3.maddesinde, alacaklının aciz vesikasını aldığı tarihten itibaren bir sene içinde takibe teşebbüs ederse yeniden ödeme emri tebliğine lüzum olmadığı belirtilmiş olup; teoride bazı yazarlar bunun yeni bir takip olduğu fikrini benimseyerek aciz vesikası ile sonuçlanan takibin aciz vesikası verilmekle artık kapandığını belirtmiş ise de; aksi görüşü savunan yazarlar bu takibin aciz vesikası ile sonuçlanan bir takip olduğunu savunmuşlardır. Mehaz Kanunda da, İsv. İİK madde 149/3 de takibe devam etmek deyimi kullanılmakta olup Federal Mahkeme önceleri takibin eskisinin devamı olduğuna karar vermişken sonradan bu içtihadını değiştirmiştir. (Doç. Dr. Selçuk Öztek, İcra İflas Hukuku’nda Borç Ödemeden Aciz Vesikası). Bu şekilde başlatılan takibin yeni bir takip olduğuna hükmedilirse borçluların değişen ikametgahlarına göre icra dairesinin yetkisinin belirlenmesi gerekmektedir. Ancak somut olay yönünden icra dairesi tarafından takibin yenilendiği ve bu hususun ancak icra dairesine karşı ileri sürülebileceği mahkememiz yönünden takibin eski takibin devamı niteliğinde olduğu kabul edilerek, esasen para alacağına ilişkin olup TBK 89.maddesi kapsamında da mahkememiz yetkili olduğundan yetki itirazları yerinde görülmemiştir. İtiraz edenlerin görev itirazları da İİK 143/2. ve TTK 7.maddeleri gereğince yerinde görülmemiştir. Her ne kadar aciz belgesinin iptali için İstanbul 34. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/513 Esas sayılı dosyası ile şikayet davası açıldığı belirtilerek aciz belgesinin içeriğine yönelik itirazlarda bulunulmuş ise de; ihtiyati haciz kararının verildiği tarih itibari ile aciz belgesi geçerli olup iptaline ilişkin bir hüküm bulunmadığından bu yöndeki itirazlar da yerinde görülmemiştir. Yine itiraz edenler tarafından aciz belgesinin alındığı tarihteki güncel dosya hesabının dikkate alınmadığı, icra dosyasında talep edilen alacağın diğer icra dosyalarında yapılan satışlarla ödendiği, bu durumun aciz belgesinin alındığı icra dosyasına yansıtılmadığı belirtilmiş ise de; icra hukuk mahkemesine sunulan borç ödemeden aciz belgesinin iptaline ilişkin talep dilekçesinde, itiraz dilekçesinde belirtilen ipotekli taşınmazlara ilişkin ihalelerin kesinleştiği tarihin aciz vesikasının düzenlendiği tarihten önceki tarihlere ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Dosya mevcuduna göre talep dilekçesi ekinde sunulan belgelerin alacağın varlığı hususunda kanaat uyandırıcı ve yaklaşık ispata yarar nitelikte olduğu, dolayısıyla 2004 sayılı İİK’nın 257. maddesindeki şartların oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmış olup itirazın reddine karar verilmiş ve aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-İhtiyati hacze yapılan itirazın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler …, …, …, …, …, … ve… vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler …, …, …, …, …, … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1384 D.İş sayılı dosyasında müvekkiller hakkında verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu ve müvekkillerin tamamı bakımından ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini, İhtiyati haciz kararının görevsiz ve yetkisiz mahkeme tarafından verildiğini, İhtiyati haciz talebinin Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde ileri sürülmesi gerektiğini; ihtiyati haciz talep eden tarafından dayanıldığı belirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından verilen Borç Ödemeden Aciz Vesikası 05.02.2014 tarihli olduğunu, alacaklı tarafından 1 yıl içerisinde işbu aciz vesikasına dayalı şekilde bir icrai işlem talep edilmediğini, İİK md. 143 gereği, Aciz vesikası alındıktan sonra 1 yıl içerisinde takibe devam edilmemesi halinde borçluya yeni takip düzenlenmesinin ve yeniden ödeme emrinin tebliğinin yapılmasının gerekli olduğunu, İİK’nun 258 ve 50 maddeleri atfı ile HMK’nun 7 maddesi gereği ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin, haciz talep olunanlardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, ancak müvekkilleri ve hakkında ihtiyati haciz talep edilen taraflardan hiçbirinin yerleşim yerinin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetki çevresinde bulunmadığını; müvekkillerin tamamının yerleşim yeri adresi İstanbul Anadolu Adliyesi yetki çevresinde olduğunu, müvekkiller hakkındaki takip ve davalarda HMK ve İİK gereği yetkili mercilerin İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve Hukuk Mahkemeleri olduğunu, Yetkili mahkemelerin tespiti hususunda TBK md. 89 hükmünün yani “ifa yerine göre yetkili merci tespiti” incelenmesinin ancak sözleşmeden doğan davalarda yetkinin tespiti noktasında uygulama alanı bulduğunu; huzurdaki ihtiyati haciz talebinin herhangi bir sözleşmeye dayanmadığını yalnızca dayanağını müvekkiller hakkında düzenlenmiş Aciz belgesi oluşturduğunu; ilk derecde mahkemesinin yetki itirazının reddine ilişkin gerekçesinin bu nedenle hatalı olduğunu, Aciz vesikasının alındığı icra dosyasında takip dayanağı olan senetlerin düzenlenme tarihleri itibariyle zamanaşımına uğramış senetler olduğunu; kambiyo niteliğine haiz olmadığını; hakkında ihtiyati haciz kararı verilen müvekkillerin tacir olmayıp uyuşmazlığın müvekkillerin ticari işletmesi ile de alakalı olmadığını; dolayısıyla yerel mahkeme tarafından TTK md. 7’ye dayanılarak yapılan görev tespitinin her halde hukuka aykırı olduğunu, 05.02.2014 tarihli aciz belgesinin ihtiyati hacze dayanak teşkil edemeyecek nitelikte olduğunu, taraflarınca işbu aciz belgesinin iptali için İstanbul 34. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/513 E. sayılı dosyası ile şikayet davası açıldığını, Aciz belgesinin alındığı icra dosyasında talep edilen alacak, diğer icra dosyalarında ve haricen yapılan tahsilatlarla ödendiği halde bu durumun aciz belgesinin alındığı icra dosyasına yansıtılmadığını, işbu dosyada söz konusu tahsilatlar dikkate alınmaksızın aciz belgesinin düzenlendiğini, Aciz belgesinin alındığı icra dosyasındaki alacağın dayanağının, müvekkili …’in de dahil olduğu bir kısım kredi borçlusunun alacaklı bankadan kullandığı kredinin teminatı olarak verilen kambiyo senetleri olduğunu, Alacaklı bankanın işbu senetlerini takibe koyarken aynı zamanda kullandırılan kredinin teminatı olarak lehine tesis edilen ipotekli taşınmazların satılması için de takipler başlattığını; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, hakkında Aciz Vesikası düzenlenen dosya borçlularından … adına kayıtlı; İstanbul İli, Kartal İlçesi, … Mah., … Pafta … Ada … Parsel sayılı taşınmaz alacağa mahsuben 10.06.2010 tarihinde ihtiyati haciz talep eden banka tarafından alındığını ve ihalenin kesinleştiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, hakkında Aciz Vesikası düzenlenen dosya borçlularından … adına kayıtlı; İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mah., … Ada … Parsel Sayılı, 2 Numaralı taşınmaz alacağa mahsuben 10.01.2011 tarihinde ihtiyati haciz talep eden banka tarafından alındığını ve ihalenin kesinleştiğini, İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mah., … Ada … Parsel sayılı, 1 Numaralı taşınmaz 10.01.2011 tarihinde 3. Kişiye ihaleye olunduğunu, ihalenin kesinleştiğini, ihale bedelinin ihtiyati haciz talep eden banka tarafından tahsil edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, hakkında Aciz Belgesi düzenlenen dosya borçlularından … ve … adına kayıtlı; İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Pafta … Parsel sayılı, … Blok … numaralı taşınmaz alacağa mahsuben ihtiyati haciz talep eden banka tarafından alındığını ve ihalenin kesinleştiğini, İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Pafta … Parsel, … Blok … Numaralı, İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Pafta … Parsel, .. Blok .. Numaralı, İstanbul İli, Tuzla İlçesi, .. Pafta … Parsel, … Blok .. Numaralı taşınmazların üçüncü kişiler tarafından satın alındığını, ihalelerin kesinleştiğini ve ihale bedellerinin ihtiyati haciz talep eden banka tarafından tahsil edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. (Yeni … E.) sayılı dosyasında, … adına kayıtlı; Antalya, Merkez, … Mah., … Ada … Parsel , … Kat … No’lu taşınmazın 12.03.2012 tarihinde 3. Kişiye ihale olduğunu, ihalenin kesinleştiğini ve ihale bedelinin ihtiyati haciz talep eden banka tarafından tahsil edildiğini, İstanbul, Beykoz, … köyü, … pafta … parsel, .. Blok … No’lu dubleks mesken üzerindeki ipoteğin 09.03.2022 tarihinde taşınmaz maliki tarafından ihtiyati haciz talep eden bankaya 1.000.000-USD bedelin haricen ödendiğini, ihtiyati haciz talep eden banka tarafından dosyaya İİK md. 150/C şerhinin kaldırılması talep olunduğunu, malik tarafından tahsil harcı yatırıldıktan sonra şerhin kaldırıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, hakkında Aciz Belgesi düzenlenen dosya borçlularından … adına kayıtlı; İstanbul İli, Kartal İlçesi, … Mah., …, … Ada .. Parsel Sayılı taşınmazın 04.06.2012 tarihinde alacağa mahsuben ihtiyati haciz talep eden banka tarafından satın alındığını ve ihalenin kesinleştiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, hakkında Aciz Belgesi düzenlenen dosya borçlularından müvekkili … adına kayıtlı; İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, … Mah., … Ada … Parsel Sayılı taşınmazın 05.03.2012 tarihinde 3. Kişi tarafından satın alındığını, ihalenin kesinleştiğini ve ihale bedelinin ihtiyati haciz talep eden banka tarafından tahsil edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında, …adına kayıtlı ipotekli taşınmazın takibe koyulduğunu; 13.04.2011 tarihinde ipotek bedelinin malik tarafından dosyaya ödenmesi ile İİK md. 150/C şerhinin kaldırıldığını, Bu takiplere ilaveten ihtiyati haciz talep eden bankanın, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla müvekkili …’inde dahil olmak üzere bir kısım kredi borçlusu hakkında genel haciz yoluyla icra takibi ve diğer kredi borçlusu… hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibini başlattığını; bu dosyalardan ve borçluların sigortalısı olduğu sigorta kuruluşundan bir kısım tahsilatta bulunduklarını, İhtiyati haciz talep eden Bankanın, müvekkillere ihtar ettiği kredi alacağına (Ek-4, Beyoğlu … Noterliği 24.05.2010 tarihli … Yevmiye No’lu ihtarname) ilişkin olarak ilamsız icra takipleri ve sigorta şirketinden bir miktar tahsilat yapmakla beraber lehine tesis edilen ipotekli taşınmazların bir kısmını sattırarak, bir kısmını ipotek bedellerini maliklerden tahsil ederek, bir kısmını alacağa mahsuben alarak yüklü miktarda tahsilat gerçekleştirdiğini, Fakat ihtiyati haciz talep eden bankanın, çeşitli yollarla gerçekleştirmiş olduğu işbu tüm tahsilatları hiçbir zaman İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. (Yeni 2022/26686 E.) sayılı dosyaya bildirmediğini; tamamen kötü niyetli bir şekilde anılan kambiyo takibinde talebi üzerine alacağına ilişkin olarak hiç tahsilat yapılmamışcasına 05.02.2014 tarihinde 7.000.000,00-USD üzerinden Borç Ödemekten Aciz Vesikası düzenlendiğini, Mahkemenin tespitinde olduğu üzere aciz belgesinin düzenlenmesinden önce başkaca dosyalarda kesinleşen onlarca ihaleden hiçbirinin Aciz belgesinin alındığı icra dosyasına bildirilmediğini, bu tahsilatlar mahsup edildikten sonra Aciz belgesi düzenlenmesinin önüne geçildiğini, hiç tahsilat yokmuş gibi Aciz Belgesi düzenlendiğini; işbu hususun açıkça Aciz belgesinin geçersizliğini, hukuka aykırılığını ortaya koyduğunu Bununla beraber, ihtiyati haciz talep eden bankanın, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı ipotek dosyasında 25.02.2014 tarihinde alacağa mahsuben aldığı ihalenin kesinleşmesi sonucu Aciz Vesikasının alındığı günden tam olarak 20 gün sonra tescil talep ettiğini; ihtiyati haciz talep eden bankanın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. (Yeni … E.) sayılı dosyasına konu ettiği 1.336.000,00-USD ipotek bedelli …adına kayıtlı taşınmazı icra dosyasını yenilediği halde dosya üzerinden satışını talep etmediğini, ipotek bedelinin 336.000,00-USD altında bir meblağ ile 1.000.000,00-USD bedelin malikten tahsil etmesi sebebiyle konu taşınmazdan İİK md. 150/c şerhinin kaldırılmasını talep ettiğini; dolayısıyla taşınmazın icra dosyası üzerinden satışıyla ipotek bedeli olan 1.336.000,00-USD’ye kadar alacağını tahsil etmesi imkanı bulunurken, tüm borçluları aleyhine taşınmazdaki hakkından 1.000.000,00-USD’ye feragat ettiğini; dolaylı olarak tüm borçluları 336.000,00-USD zarara uğratmasına sebep olduğunu, Bu hususların da ihtiyati haciz talep eden bankanın kötü niyetini ayrıca gösterdiğini, Sonuç olarak, ihtiyati haciz talep eden bankanın, işbu tahsilatları hiçbir zaman İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. (Yeni … E.) sayılı dosyaya bildirmediğini; ihtiyati haciz talep eden bankanın tamamen kötü niyetli şekilde anılan kambiyo takibinde hiç tahsilat yapmamışcasına 05.02.2014 tarihinde takip talebinde talep edilen 7.000.000,00-USD üzerinden borç ödemekten aciz belgesi düzenlenmesine sebep olduğunu; bu yönüyle düzenlendiği tarihte gerçeği yansıtmayan Aciz Vesikasının hukuka aykırı olup bu belgenin dayanak olduğu ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, Aciz belgesinin İcra Müdürlüğünce alacaklının yazılı talebi olmaksızın düzenlendiğini, Borç ödemeden aciz belgesinin İcra Müdürlüğü tarafından gerekli koşulların oluşması halinde alacaklının talebi üzerine düzenlendiğini; Taleple Bağlılık İlkesi gereğince de Aciz Vesikasının düzenlenmesi için alacaklının talebinin gerektiğini, alacaklı tarafça İcra Müdürlüğüne aciz belgesi düzenlenmesi yönünde talepte bulunulmadığını; icra Müdürlüğü’nce kendiliğinden aciz belgesi düzenlenmesinin usule ve yerleşik uygulamaya aykırı düştüğünü; usulen sakat olan bu belgeye dayanılarak verilen ihtiyati haciz kararının bu yönüyle de hukuka aykırı olduğunu, Aciz belgesinin alındığı icra takibi müvekkilleri …, …, …,…, …, … hakkında dosya borcundan sınırlı sorumlu olarak başlatıldığı halde aciz belgesinde takip talebinde belirtilen sorumluluklarını aşar şekilde acze bağlandıklarını, Davalı banka tarafından icra takibine 5 adet senet konulduğunu; işbu senetlerin bazılarının müvekkilleri adına imzalandığını; müvekkilleri hakkında takibin sınırlı olarak başlatılmasının sebebinin altında imzası olan senetlerin toplam bedeli kadar alacaklı banka tarafından sorumlu tutulması olduğunu, Ancak 05.02.2014 tarihinde müvekkillerin takip talebindeki sorumlulukları aşar bir şekilde her biri hakkında 7.000.000-USD üzerinden aciz belgesi düzenlendiğini; özetle müvekkilin; …, kendisi hakkında talep edilen alacağın %1750, …, kendisi hakkında talep edilen alacağın %350, …, kendisi hakkında talep edilen alacağın %350, …, kendisi hakkında talep edilen alacağın %280, … ve …, kendileri hakkında talep edilen alacağın %170 oranında fazla olacak şekilde 7.000.000-USD üzerinden acze bağlandıklarını, Kanun hükmüne aykırı olarak müvekkil borçlular hakkında düzenlenen aciz belgesinin müvekkillere verilmediğini ve herhangi bir yolla bildirilmediğini, söz konusu aciz belgesinin varlığı düzenlenmesinden 8 yıl sonra icra dosyasının yenilenerek ihtiyati haciz uygulanması sonucunun taraflarınca öğrenildiğini; dolayısıyla söz konusu aciz belgesinin usule ve yasaya aykırı olarak düzenlendiğini, Aciz belgesinin alındığı icra dosyasında takibe dayanak senetin, müvekkili … tarafından imzalanmadığını, aciz vesikasının alındığı icra dosyasında takibe konu edilen 17.12.2008 düzenlenme tarihli 2.000.000,00-USD meblağlı senetin müvekkili … adına velayeten babası … tarafından imzalandığının anlaşıldığını; oysa müvekkili …’in doğum tarihinin 03.09.1990 olduğunu; 03.09.2008 tarihinde müvekkilinin 18 yaşını doldurması ile anne babasının velayetinin kanunen sona erdiğini; senedin babası tarafından velayeten imzalandığı 17.12.2008 tarihinde müvekkilinin, tam fiil ehliyetine sahip olduğunu; bu sebeple senedin ve işbu senedin takibe konulması sonucu alınan aciz belgesinin müvekkili … bakımından hiçbir bağlayıcılığının bulunmadığını, Aciz vesikasının maddi anlamda kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğini, (Yargıtay’ın HGK 2012/17-49 E. 2012/114 K. 29.02.2012 tarihli kararı) Bir an için aciz belgesine bağlanan alacağın var olduğu düşünülse bile alacağın aciz belgesine bağlanmasının, maddi hukukta borç olarak kesin kabul edildigi sonucunu doğurmayacağını; sonuç olarak, likit olmayan bu alacak talebine istinaden, usul ve yasaya aykırı olduğunu düşündükleri aciz belgesine dayanılarak verilen ihtiyati haciz kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, İcra Müdürlüğünce yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın aciz belgesinin düzenlendiğini, İcra Müdürlüğünce müvekkili borçluların sahip oldukları taşınmazların ve araçların değerlendirilmeden, aciz belgesinin düzenlendiği tarihten önce müvekkillerin banka hesapları sorgulanmadan ve 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmeden, haciz tatbik edilmeden dolayısıyla yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan aciz belgesinin düzenlendiğini, Söz konusu icra takibinin başlatıldığı 03.03.2010 tarihi ile aciz belgesinin düzenlendiği 05.02.2014 tarihleri arasında müvekkillerinin çeşitli bankalar nezdinde aktif olarak kullanmış oldukları, hiçbir zaman aciz belgesinin alındığı icra dosyasından haciz tatbik edilmemiş banka mevduat hesaplarının bulunduğunu; bu nedenle alacaklı tarafça alacağı tahsil etme imkanı varken buna yönelik gerekli işlemlerin yapılmadığını, hukuka ve usule aykırı olarak söz konusu aciz belgesinin tanzimine sebep olunduğunu; öyle ki dosya borçlularının aciz belgesinin düzenlendiği tarihte borç ödemeden aciz halde olmadıklarını, İşbu aciz belgesinin alındığı icra dosyalarında takibe dayanak olarak gösterilen kambiyo senetlerinin de zamanaşımına uğradığını; dairemizce bu hususun da gözetilerek söz konusu ihtiyati hacze itirazın reddi kararının, dolayısıyla ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini, Mahkemece iddialarına esas icra dosyaları, senet asılları ve gerekli diğer bilgi ve belgeler getirtilerek iddialarının açıklığa kavuşturulmaksızın müvekkilleri bakımından ihtiyati hacze itirazın reddine kararı verildiğini; bu yönüyle açıkça hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini( hukuki dinlenilme hakkına ilişkin Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2019/5164 E. ve 2021/3080 K. sayılı kararı) Asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aciz vesikasının geçerli olduğu kabul edilse dahi söz konusu aciz belgesinin taraflar arasında fiili borç ilişkisini yansıtmadığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile talep edilen alacağın İİK md. 143 gereğince muaccel olmadığını, muaccel olmayan bir alacağa faiz işletilmesinin mümkün olmayacağını, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün …E. (Eski Esas:… E.) sayılı dosyasında 2.000.000,00 USD alacak üzerinden ödeme emri düzenlendiğini ve işbu alacağın kaynağı olarak yine 7.000.000,00 USD üzerinden düzenlenen 05.02.2014 tarihli borç ödemeden aciz belgesi gösterildiğini, Alacaklı tarafça işbu aciz belgesine dayanarak 7.000.000,00 USD üzerinden ödeme emri gönderilebilecek olmasına rağmen duruma hiçbir açıklama getirmeksizin 2.000.000,00 USD üzerinden ödeme emri gönderildiğini; bu durumun dahi söz konusu aciz belgesinin taraflar arasında fiili bir borç ilişkisini yansıtmadığını ortaya koyduğunu, Müvekkiller aleyhinde bulunulan ihtiyati haciz talebinin dayanağı olan aciz belgesinin alındığı İstanbul … İcra Müdürlügünün … E. (Yeni Esas: … E.) sayılı dosyası … E. sayılı dosya ile yenilediğini ve 12.10.2022 tarihinde İİK md. 143 gereğince borçlulara ödeme emrinin tebliğinin talep edildiğini; yenilenen dosyadan gönderilen ödeme emirlerinin tebliğe çıkarıldığının taraflarınca öğrenildiğini ve müvekkillerin tamamı bakımından Takibe, Borca, Yetkiye, Faize, Gecikme Cezasına, Aciz Belgesine ve Takibin Tüm Fer’ilerine itiraz edildiğini; bu durumda aciz belgesine dayanılarak talep edilen alacağın varlığının itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yargılamaları ile tespit edilmesi gerektiğini; varlığı kesin olmayan bir alacağın muaccel olamayacağı hususunun da açık olduğunu,Yukarıda izah edildiği üzere Kanun Koyucu aciz belgesinin alınmasının üzerinden 1 yıl geçtikten sonra yapılacak icra takiplerinde borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi gereğini hükme bağlayarak borçluya borca itiraz hakkı tanıdığını, dolayısıyla aciz belgesinin alınmasından 1 yıl sonra yapılan takiplere alacağın varlığının tespiti için yargılama gerektiren ilamsız takip niteliği kazandırdığını, İİK md. 257 gereğince muaccel olmayan bir alacak için ihtiyati haciz istenebilme şartlarının; Borçlunun yerleşim yerinin bulunmaması veya borçlunun takiplerden kurtulma maksadıyla kaçması, mal kaçırması veya bunlara hazırlık içinde olması gibi alacaklının zararına hileli işlem veya teşebbüslerde bulunması olduğunu, bu koşullardan hiçbirinin müvekkilleri bakımından gerçekleşmediğini; (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13.12.2007 Tarih, 2007/11443 E. Ve 2007/11273 K. Sayılı kararı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 17.06.2015 Tarih, 2015/5644 E. Ve 2015/9043 K. Sayılı kararı) İhtiyati haciz kararında usul ve yasaya aykırı olarak ihtiyati haczin sebebinin açıklanmadığını, İİK md. 260’de ihtiyati haciz kararının neleri içermesi gerektiğinin tek tek belirtildiğini; buna göre kararda haczin konulması sebebinin açıklanması gerektiğini; Anayasa md. 141’e göre her türlü mahkeme kararının gerekçeli olması gerektiğini; oysa itiraz konusu ihtiyati haciz kararında yalnızca talebin İİK gereğince yerinde olduğunun belirtildiğini; hiçbir somut sebebin haciz kararına esas gösterilmemiş olduğunu, haklı bir sebebe dayanmayan ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nien, 2005/12706 E. 2005/11062 K. sayılı 15.11.2005 tarihli kararı) Mahkemece ihtiyati haciz kararının somut ve açık olarak gerekçelendirilmemesi hususunun da hukuki dinlenilme hakklarının ihlali niteliğinde olduğunu, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26.11.2020 tarih, 2019/5756 E. Ve 2020/7727 K. Sayılı kararı) Mahkemece ihtiyati haciz talep eden alacaklı aleyhinde hükmedilen teminatın müvekkillerin ihtiyati haciz sebebiyle uğrayacakları zararın temini için yeterli olmadığını; mahkemece verilen ihtiyati haciz kararında alacaklının alacağın %15’i oranında teminat yatırmasına karar verildiğini ancak işbu teminatın söz konusu alacağın temini bakımından uygun ve yeterli olmadığını, hiçbir şekilde ihtiyati haciz kararını kabul anlamına gelmemek kaydıyla işbu teminatın en azından %50 oranında verilmesi gereği dolayısıyla işbu ihtiyati haciz kararının teminat yönünden de usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.11.2022 tarihli 2022/1384 D.İş ve 2022/1418 K. sayılı ihtiyati hacze itirazın reddi kararının, dolayısıyla ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, Borçluların bankaya olan borçlarının tahsili amacıyla başlatılan İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasından tahsilat yapılamadığı ve İ.İ.K.’nın 143. ve 251. Maddeleri gereğince 05/02/2014 tarihinde kesin aciz vesikası alındığı belirtilerek ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi 05/10/2022 tarih ve 2022/1294 D.İş Esas- 2022/1349 D.İş Karar sayılı kararı ile, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. İstinaf eden muterizler vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazı üzerine duruşma açılarak itirazın duruşmalı olarak incelenmesi üzerine İlk Derece Mahkemesi 03/11/2022 tarih ve 2022/1294 D.İş Esas – 2022/1349 D.İş Karar sayılı ek kararı ile, itirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Somut olayda ihtiyati haciz kararı, İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasından İİK’nun 143 ve 251 nci maddeleri uyarınca alacaklı vekiline verilen borç ödemeden aciz belgesine dayalı olarak verilmiştir. Talep eden tarafından dosyaya sunulan bu belge İİK’nın 143. maddesinde açıklanmıştır. Bu belge İİK madde 68 anlamında borç ikrarını havi bir senet mahiyetinde olup buna göre yaklaşık isbatın gerçekleştiği, Muterizler vekilince ileri sürülen görev ve yetkiye ilişkin itirazların reddine ve diğer itiraz sebeplerinin de İİK’nın 265. maddesinde sayılan itiraz sebepleri arasında yer almadığına yönelik ilk derece mahkemesince verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla; itiraz edenler vekilinin ek karara yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesi ek karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, muterizler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerden …, …, …, …, …, …, …’in istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran taraflara iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/01/2023 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.