Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2387 E. 2023/61 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2387
KARAR NO: 2023/61
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2022
DOSYA NUMARASI: 2022/1038 Esas
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin müvekkiline borçlu konumda olduğunu, bu durumun ticari defter kayıtları ile sabit olduğunu, müvekkilinin haklı alacağına istinaden borçlu aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası nezdinde başlattığı icra takibine karşı davalı tarafından kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, ticari nitelikte itirazın iptali davalarında dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını beyanla öncelikle teminatsız olarak davalı borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine, mahkeme aksi kanaatte ise uygun bir miktarda teminat ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 17/11/2022 tarih ve 2022/1038 Esas sayılı Ara Kararı ile;”…İhtiyati haciz, ihtiyati tedbir koruma tedbirlerinin özel bir çeşidi olup İİK 257. maddesinde düzenlenmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 258.maddesinde yer verilen yaklaşık ispat şartlarının gerçekleşmiş olması aranmaktadır. Davacının talep ettiği alacağına ilişkin alacak istemi ve miktarı, dava konusu alacağın oluşup oluşmadığı, talep tarihi itibariyle sunulan belge ve delillerle birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz müessesesi bakımından alacağın kesin varlığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği cari hesap dökümünün ve fatura tek taraflı bir belge olduğundan tek başına bir alacağın varlığını ve borcun ödenmediğini yaklaşık ispata elverişli olmadığı, faturaya konu mal veya hizmetin sunulduğunu delil ve belgeler ispat edilmesi gerektiği, talep eden vekili tarafından dosyaya cari hesaba ve faturaya konu mal veya hizmetin yerine getirildiğine ilişkin herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, bu nedenle muaccel bir alacağın varlığı hususunun yaklaşık olarak ispat edilemediği kanaatine varıldığından, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafça haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olup, kendileri tarafından ihtiyati haciz taleplerini havi itirazın iptali davası ikame edildiğini, sonrasında yerel mahkeme tarafından 17.11.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiğini, yerel mahkeme tarafından verilmiş olan ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davacı müvekkili ile davalı borçlunun aralarındaki ticari ilişki nedeniyle mal alım satımı yaptıklarını, gelinen aşamada ekte de sundukları faturalar ve müvekkiline ait cari hesap kayıtlarından anlaşılacağı üzere, davalı borçlunun açıkça borçlu, müvekkilinin alacaklı konumda olduğunu, taraflar arasındaki ticarete ilişkin tüm kayıtların, müvekkilinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, borçlu tarafın ticaret konusu mallar karşılığında müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, yargılama aşamasında da ödeme yapıldığına ilişkin yazılı veya adi nitelikte hiçbir belge sunulamayacağını, mahkeme tarafından gerekli görülmesi halinde yaptırılacak bilirkişi incelemesinde de takip borçlusu davalının, müvekkiline borçlu olduğunun tespit edileceğini, ayrıca, davalı borçlu hakkında yapmış oldukları cari hesap ekstresine dayanan icra takibi, usul ve yasaya uygun olduğu gibi, temelinde geçerli bir borç ilişkisinin mevcut olduğunu, davalı ile müvekkili arasında mevcut olan alacak ilişkisi nedeniyle, davalı/ borçlunun müvekkiline karşı 71.645,90 TL borçlu olduğunu, ayrıca müvekkili ile davalı borçlu arasındaki ticarete ilişkin … Bankası Masko/ İstanbul Şubesi’ne ait … seri numaralı, 89.450 TL bedelli çekin alındığını, fakat kalan bakiye alacakları ile ilgili olarak ne davalı borçlu şirketin muhasebecisine, ne de herhangi bir yetkilisine ulaşım sağlanamamış olup, bakiye kalan borçlarının kapanmamış olduğunu, ayrıca bu çekle ilgili olarak borçlu şirket yetkilisi … hakkında karşılıksız çek şikayeti yapıldığını, Büyükçekmece … İcra Ceza Mahkemesi’nin … Esas, 2022/703 Karar sayılı, 25.11.2022 tarihli kararı ile borçlu şirket yetkilisi …’nin cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı borçlu şirket müvekkili alacaklı şirkete karşı hem borçlu konumda olup, hem de vermiş olduğu çek karşılıksız çıkınca yetkilisinin ceza aldığını, kalan bakiye borç için ise davalıya ulaşım sağlanamadığını, davalı aleyhine ivedi bir şekilde ihtiyati haciz kararı verilmesi zorunluluğu bulunduğunu, İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin “alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması”nın yeterli olduğunu, mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gerekenin, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şeklide ispat edilmesi olmadığını, müvekkilinin alacağının varlığı ispat edilmiş olduğundan hak ve alacaklarının güvence altına alınması için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini beyanla Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1038 Esas sayılı dosya 17/11/2022 tarihli ara karar ile verilmiş olan ihtiyati haciz talebinin reddi kararının hukuka ve usule aykırı olması nedeniyle kaldırılmasına, ihtiyati haciz taleplerinin teminatsız kabulüne, aksi kanaatte olunması halinde uygun bir miktarda teminat ile kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, cari hesaba dayalı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK’nın 257/1.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü, İİK’nın 258/1.maddesinde ise; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Somut talep yönünden yapılan değerlendirmede; uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, henüz delillerin toplanmadığı, davacı tarafça iddia edilen alacağın bulunup bulunmadığı, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre karar tarihi itibariyle mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi, borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir nitelikte delil de bulunmadığı dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme ara kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/01/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.