Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2373 E. 2023/246 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2373
KARAR NO: 2023/246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/958 Esas – 2022/807 Karar
TARİHİ: 12/09/2022
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket tarafından davalı … Tic. A.Ş. Bostancı Şubesi’nden satın alınan … marka bilgisayarda, kullanımdan kısa bir süre sonra üretim hatasından kaynaklanan arıza meydana geldiğini, ürünün kullanılmaz hale geldiğini, ürünün gizli ayıplı olduğunu, davalı şirkete ayıp ihbarı yapılarak … marka bilgisayarların yetkili servisi olarak hizmet vermekte olan dava dışı … İletişim Hizmetleri A.Ş. isimli yetkili servise başvurulduğunu, arızanın 22/04/2020 tarihinde yapıldığını, ürünün tekrar aynı arızayı vermesi üzerine sırasıyla 01/09/2020 tarihinde ve 26/04/2021 tarihinde yetkili servise başvurulduğunu, ürünün sürekli aynı arızayı verdiğini ve yetkililerce hiç bir çözüm üretilemediğini beyanla ürün için ödenmiş olan 8.750,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından dava konusu ürünün yetkili servise teslim edildiğini ve üründe gerekli onarımlar yapılarak davacıya teslim edildiğini, davacının, 09.03.2019 tarihinde ürünü mağazadan satın aldığını, garanti süresinin 09.03.2021 tarihinde sona erdiğini, ayrıca TBK’nın 231. maddesinde yer alan 2 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine kara verilmesi gerektiğini, davacı tarafından ilk olarak 22.04.2020 tarihinde ürünün fanında arıza bulunduğu gerekçesiyle yetkili teknik servise teslim edildiğini, teknik servis tarafından üründe heatsink (soğutucu) değişimi yapıldığını, üründe genel kontrol ve bakımlar yapılarak davacı yana sorunsuz ve çalışır şekilde teslim edildiğini, davacı tarafından ürünün çok yoğun bir kullanıma maruz bırakıldığını, bu yoğun kullanım nedeniyle ortaya çıkan kasma, dona gibi durumların da yetkili servis tarafından giderildiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesinin 12/09/2022 tarih ve 2021/958 Esas 2022/807 Karar sayılı kararında;”…Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları, bilirkişi kök ve ek raporları ile Yargıtay 11 HD kararları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava konusu bilgisayarın 09/03/2019 tarihinde satılıp davacıya teslim edildiği, bilgisayarın bir kaç kez arıza sebebiyle servise gittiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda bilgisayarda bulunan ayıbın zamanla kullanımla ortaya çıkacak gizli ayıp niteliğinde olduğu, davanın ise 06/11/2021 tarihinde açıldığı, TTK’daki 6 aylık zamanaşımı ve TBK’daki 2 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu, satılanın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurlu olduğunun iddia ve ispat edilememiş olduğu bu nedenlerle açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. “gerekçesi ile davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu, dosyaya ek-7 adı altında garanti süresine ilişkin sundukları delilin yargılama esnasında dikkate alınmadığını ve mahkeme tarafından hazırlanan gerekçeli kararda bu delile hiçbir şekilde değinilmediğini, mahkeme kararında garanti süresi bitiş tarihinin fatura tarihinden itibaren 2 yıl ve 08 Mart 2021 olduğu ifade edilmişse de, bu beyana katılmanın mümkün olmadığını, dosyaya sundukları 7 numaralı delil incelendiğinde, … firmasının web sayfasından görseli alınmış garanti süresine ilişkin delilin mevcut olduğunu, bahse konu delilde ürünün garanti süresinin 07.11.2021 tarihinde sona ereceğinin belirtildiğini, ancak davalı tarafça işbu davanın ikame edilmesinden hemen sonra sistem üzerinde kayıtlı garanti süresi üzerinde değişikliğe gidilmiş olup, davalının işleminin hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini, TTK madde 23/1-c bendi uyarınca “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” denmek suretiyle ayıp türlerine göre bir ayrım yapıldığını ve tacirler arasında gerçekleşen taşınır satış sözleşmesine ilişkin TBK madde 223’te sayılı hakların nasıl kullanılabileceğinden bahsedildiğini, tacirler arasındaki satış ve mal değişimleriyle ilgili davalarda satıcının daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğu, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile ayıba karşı tekeffül hükümlerine (TTK m.23) dayalı davalarda zamanaşımı süresinin iki yıl olarak ifade edildiğini, bu maddeye göre satılanın daha uzun bir süre garanti kapsamına alınması durumlarında bu garanti süresinin sonuna kadar dava açılabileceğinin kabul edildiğini, garanti sözleşmesinin, garanti alanın belli bir davranışa girişmesinden ya da kendisiyle borç ilişkisine giriştiği bir üçüncü kişinin edimini ifa etmemesinden doğan zarar tehlikesini, garanti verenin bağımsız bir taahhütle üstlendiği bir sözleşme olup, işbu davaya konu ürünün garanti süresinin davalı iddialarının aksine 07.11.2021 olarak belirlenmiş olmasına rağmen Mahkemece fatura tarihinden itibaren sadece 2 yıllık sürenin dikkate alındığını, TBK madde 219 kapsamında tacirler arasında satışta ayıptan sorumluluğun düzenlendiğini, satın alınan üründe, açıkça niteliği, kullanım amacı bakımından ürünün değerini etkileyen ve müvekkili şirketin üründen beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi ayıbın olduğunu, bu haliyle müvekkili şirketin uğradığı bu maddi zarardan satıcının bizzat sorumlu olduğunu, malın teslimat sırasında belli olmayan ancak kullanımı sonrası ortaya çıkacak bir ayıp olduğu ortaya çıkmışsa TBK madde 223’ün uygulanacağının kabul edildiğini, buna ek olarak, uygulamada ve emsal kararlarda yetkili servise yapılan her başvurunun ayıp ihbarı niteliğinde olduğunun da kabul edildiğini, TBK madde 227’de de ayıp nedeniyle alıcının satıcıya karşı ileri sürebileceği seçimlik haklarından bahsedildiğini, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı olduğu hususuna da, bu seçimlik haklar arasında yer verildiğini, bu durumda, işbu davanın garanti süresi içinde açıldığının sabit olduğunun kabulü ile mevcut yasal düzenleme çerçevesinde, garanti süresi devam eden ürüne ilişkin müvekkili şirket tarafından alınan ancak her seferinde arıza oluşması nedeniyle sorun yaşanan buna karşılık davalının çözüm üretememesi nedenleriyle müvekkili şirket ürünü geri vermeye hazır olup, ürün için ödenmiş olan 8.750,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüd faizi ile ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde EK-4 olarak sundukları delilde … Sistem tarafından düzenlenmiş olan 26.04.2021 tarihli servis formunun yer aldığını, bahse konu servis formu açıklamasında “garanti kapsamında değişim yapıldı” ibaresine yer verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, iddia edildiği gibi işbu davaya konu ürünün 08.03.2021 tarihinde garanti süresi sona ermiş olsaydı, garanti süresi bitiminden sonraya denk gelen 26.04.2021 tarihinde verilmiş olan servis hizmeti sırasında açıklamaya garanti kapsamında parça değişimi yapıldı şerhi düşülmesinin mümkün olmadığını, bir bilgisayarın servise teslimi sonrası servis çalışanlarınca ilk olarak bilgisayarın sistemde kayıtlı … servis kodu üzerinden kontrolü sağlanmakta olup, garanti süresinin devam edip etmediğinin sistemden kontrol edildiğini ve garanti süresi devam ettiği takdirde ücretsiz servis hizmeti verildiğini, iddia edildiği gibi 08.03.2021 tarihinde garanti süresi bitmiş olsaydı müvekkili şirket tarafından 26.04.2021 tarihinde bilgisayarın servise teslim edilmesi sonrasında servis tarafından ücretsiz işlem yapılamayacağını beyanla Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/958 Esas ve 2022/807 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, satım konusu bilgisayarın gizli ayıplı olduğundan bahisle bedelinin iadesi talebine ilişkindir.Davacı taraf, davalıdan 09.03.2019 tarihinde, Dell marka bilgisayarı satın aldığını, bilgisayarın bir süre sonra arıza vermesi nedeniyle 22.04.2020 tarihinde yetkili servise götürüldüğünü, yapılan onarıma rağmen aynı arızanın devam ettiğini ve yetkili servise 01.09.2020 ve 26.04.2021 tarihlerinde olmak üzere iki kez daha başvurulduğunu, onarıma rağmen bilgisayardaki arızanın devam ettiğini ve bilgisayarın gizli ayıplı olduğunu beyan ederek ödemiş olduğu 8.750 TL’nin iadesine karar verilmesini talep etmiş, davalı zamanaşımı itirazında bulunarak davanın usul ve esas yönünden reddini savunmuş, Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesi uyarınca ticari alım satımlarda satılanda bulunan ayıp, açık ayıp niteliğinde ise alıcının teslim tarihinden itibaren 2 ve 8 günlük süreler içerisinde satıcıya bildirimde bulunması gereklidir. Ancak ayıp gizli ayıp niteliğinde ise aynı maddenin atfı ile TBK’nın 223. maddesi uyarınca ortaya çıktığı tarihte derhal satıcıya bildirilmesi gerekir. TTK’nın 23. maddesinin atfı ile uygulanan ve ayıptan doğan haklara dair zamanaşımının düzenlendiği TBK’nın 231. maddesi hükmü uyarınca satıcı, daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz. Ayrıca satıcının ağır kusurlu olması ya da satıcılığı meslek edinmiş olması sebebiyle bilmesi gereken bir ayıbın bulunması halinde, TBK’nın 225. maddesi uyarınca, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulması mümkün değildir.Somut davada bilgisayar, davacı tarafından fan arızası şikayeti ile 22.04.2020 tarihinde servise götürülmüş ve onarımı yapılmış (parça değiştirilmiş), 01.09.2020 tarihinde gereğinden fazla ısınma ve klavyedeki bazı tuşların basmaması şikayeti ile yeniden servise götürülmüş, onarım yapılmış, 26.04.2021 tarihinde aşırı ısınma şikayeti ile yeniden aynı servise götürülmüş ve bedel iadesi talep edilmiş, servis tarafından bedel iadesi talebi reddedilerek parça değişimi yapılmış, davacı tarafından davalıya gönderilen 25.05.2021 tarihli ihtarname ile, bilgisayardaki mevcut sorunun devam ettiğinden bahisle bilgisayarın geri alınması ile bedelinin 3 gün içerisinde tarafına iadesi ihtar edilmiş ve 06.11.2021 tarihinde somut dava açılmış, Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, dava konusu bilgisayarın ortalama üstü bir performans bilgisayarı olduğu, yapılan denemelerde yük durumunda aşırı derecede ısındığı, ısınmanın normal olduğu ancak temel sorunun bilgisayarın mevcut ısıyı bünyesinden dışarı atamaması olduğu, servis tarafından 3 defa ısıyı aktaran parçanın değiştirilmesine rağmen mevcut sorunun çözülemediği, bu durumun bilgisayardan beklenen faydayı ortadan kaldırdığı, ürünün satıcıdan kaynaklı gizli ayıplı olduğu tespit edilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmak üzere iki türde ortaya çıkabilecektir. Bunlardan ikinci tür olan yani lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi satıcı sorumludur. Borçlar Kanunu’nda tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır.Her ne kadar bilgisayarın satın alındığı 09.03.2019 tarihinden itibaren dava tarihine kadar 2 yıllık süre geçmiş ise de, dosya kapsamında alınan objektif ve denetime açık teknik bilirkişi kök ve ek raporu ile dava konusu bilgisayarda, aşırı ısınma ve ısıyı bünyesinden dışarı atamama sorunu olduğu, bu sorunun giderilemediği ve davacının bilgisayardan beklediği faydayı sağlayamadığı, buna göre bilgisayarın gizli ayıplı ve bu ayıbın üretime bağlı olduğunun tespit edilmiş olması ile dava tarihine kadar davaya konu bilgisayarın üç kez davalı tarafın yetkili servisine getirilerek servis hizmetleri yaptırılmış ve ayıbın 2 yıllık süre içerisinde davalıya bildirilmiş olması karşısında, Mahkemece, TBK’nın 231. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin işlemeyeceği gözetilerek, davalının zamanaşımı itirazının reddi ile davacının talebi hakkında bir karar verilmemesi hatalı olmuştur. Davacının stinaf başvurusu haklıdır.6098 sayılı TBK’nın 227. maddesinde, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini seçebileceği ve alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır. Davacı tarafın, TBK’nın 227/1 ve 229 maddelerinde bahsi geçen, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönm hakkını kullandığı, bilgisayarın üretimden kaynaklı ve gizli ayıplı olması sebebi ile davacının bu hakkını kullanmakta haklı olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2022 tarih ve 2021/958 Esas – 2022/807 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın Kabulüne, davacı tarafından dava konusu … marka, … model, … işlemcili, … kimlikli bilgisayarın eş zamanlı davalıya iadesi ile ödenen 8.750 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödenen bedele davacının bilgisayarı davalıya iade ettiği tarihten itibaren avans faizi işletilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 597,72 TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 149,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 448,29‬ TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 149,43 TL peşin harç ile 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere; toplam 208,73 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.360 TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 87,00 TL tebligat gideri ile 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere; toplam 887,00.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca davacı lehine hesap ve takdir olunan 8.750 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 10-İstinaf aşamasında davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 11-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.