Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2370 Esas
KARAR NO: 2023/834 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/577 Esas – 2019/681 Karar
TARİHİ: 01/10/2019
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
KARAR TARİHİ: 18/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tedbir taleplerinin kabüulü ile çek bedelinin, çeki ibraz eden 3. Şahıslara ödenmesini engellemek açısından, müvekkilin teminattan muaf olması nedeniyle teminatsız olarak ödeme yasağı kararı verilmesini, ödeme yasağı kararının borçluya ve çek hesabının bulunduğu banka şubesine tebliğine, çekin vadesi gelmiş olduğundan tensip olarak tevdi mahalli tayin edilerek borçluya tevdi mahallini de belirten muhtıra çıkartılmak suretiyle tevdi mahalli kararının tebliğine, söz konusu kayıp çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/10/2019 tarih 2019/577 Esas – 2019/681 Karar sayılı kararı ile; “-Dosyanın 25.06.2019 tarihinde işlemden kaldırıldığı, aradan üç aydan fazla zaman geçtiği halde yenilenmediği anlaşıldığından HMK.150/5.madde hükmü gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, – Mahkememizin 20.02.2019 tarihli tensip ara kararı ile zayi olduğu bildirilen çekle ilgili verilen ödemeden men yasağının KALDIRILMASINA, bu konuda ilgili banka şubesine müzekkere YAZILMASINA, karar verilmiş” ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, 27.03.2019 tarihinde ara kararı istinaf ettikleri sırada iş bu dosyanın duruşmasının 12.11.2019 tarihinde olması gerekirken mahkeme tarafından haksız ve usulsüz olarak yeni duruşma günü verildiğini; ancak taraflarınca istinaf yoluna başvurulan karara ilişkin inceleme sona ermeden yeni duruşma günü açılması basit yargılama usulüne tabi bir dosyanın duruşmasının görülmesinin usule, hukuka ve teammüllere aykırı olduğunu, Mahkemenin 2019/577 Esas numarasına kayıtlı olan iş bu dosyanın 20.02.2019 tarihli tensip tutanağı ile 12.11.2019 tarihinde 09.30’da ön inceleme duruşması yapılacağına ilişkin duruşma günü verildiğini, 21.01.2019 tarihli tevdi mahalli tayini talebinde müvekkili bankanın hukuki yararı bulunmadığına dair ara karar verilmiş olup kararın taraflarınca 27.03.2019 tarihinde istinaf edildiğini, Ara karar istinaf aşamasındayken 02.04.2019 tarihinde yeni bir ara karar düzenlenerek duruşma gününün 25.06.2019 tarihine çekildiğini, 12.11.2019 tarihinde duruşmaya intikal etmeleri üzerine dosyanın işlemden kaldırıldığının öğrenildiğini; tensip tutanağının taraflarına iki kez tebliğ edilmiş olup ikisinde de 12.11.2019 tarihinde yapılacağının yazıldığını ancak 25 Haziran tarihinde duruşma görüldüğünü ve istinaf aşamasında olan dosyalarının işlemden kaldırılmasının dosyada gider avansımız bulunmasına rağmen taraflarına hiç bir suretle ihtar ve tebliğ edilmediğini, 29.07.2019 Tarihinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2019/1006 E. ve 2019/985 K. Sayılı kararının taraflarına tebliğ edildiğini; iş bu aşamada halen dosyanın işlemden kaldırıldığına ilişkin kararın taraflarına tebliğ edilmediğini; istinaftan dönen karara ilişkin dairemiz tarafından duruşma günü açılması gerekirken 04.10.2019 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin gerekçeli karar yazılmış olup iş bu gerekçeli karardan 12.11.2019 yani bugün saat 09.30’da duruşmaya iştirak etmek üzere hazır bulunduklarında duruşma listesinde dosyalarının olmaması üzerine haberdar olunduğunu; 25.06.2019 tarihinde istinafta bulunan dosyalarının işlemden kaldırıldığına ilişkin hiç bir ihtar yapılmadığını ve 3 aylık süre ihtar ve tebliğ edilmeyen bir karar üzerinden işletildiğini ve akabinde gerekçeli kararın yazıldığını, Tüm bu bilgiler neticesinde; hali hazırda istinaf incelemesinde olan iş bu dosyanın 25.06.2019 tarihinde duruşmasının olması ve istinaf incelemesi neticelenmeksizin karar verilmesinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, HMK m.150’ye dayanarak dosyanın açılmamış sayılması için üç aylık sürenin başlamasının ihtar yapılmasına bağlı olduğunu; mahkeme tarafından ilgili ihtarın taraflarına yapılmaksızın süre başlatıldığını ve hatalı olarak 04.10.2019 tarihinde gerekçeli karar yazılarak dosyanın açılmamış sayıldığını ve kararın 13.11.2019 tarihinde talep etmeleri üzerine taraflarına tebliğ edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.04.2012 gün ve 2010/15890 esas, 2012/5777 karar sayılı ilamı ile üç aylık sürenin ihtarla başladığını karara bağladığını, “Dava, çek bedelinin tahsiline ilişkin olup, mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de davacı vekili mazeret dilekçesine masraf da eklediğine göre, mahkemece, mazeretin kabul edilmediğine dair ara kararının davacı vekiline tebliğ edilmesi, davacı vekilinin mazeretin kabul edilmediğine dosyanın işlemden kaldırıldığına ilişkin ara kararından haberdar edilmesi ve böylece davacı vekilinin 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde davayı yenileme yasal hakkını kullanmasının sağlanması gerekirken, mahkemece bu usuli işlemler yerine getirilmeyerek davanın 3 aylık süre içerisinde yenilenmediğinden bahisle yazılı gerekçe ile HUMK’nun 409. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” İleri sürerek, yukarıda açıklanan nedenlerle; istinaf incelemesi neticesinde söz konusu kayıp senetin iptali ile yerel mahkemenin kararının “kaldırılmasına” karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çekin kaybolması nedeniyle TTK’nın 818/1-s maddesi atfı ile 757 ve devamı maddeleri uyarınca zayi nedeniyle iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece işlemden kaldırılan ve üç aylık yasal süre içerisinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Zayi nedeniyle çek iptali talebi, çekişmesiz yargı işi olup basit yargılama usulüne tabidir. İlk derece mahkemesi tarafından tensip zaptı ile ilk duruşmanın 12/11/2019 günü saat 09:50’a bırakılmasına karar verilmiş, tensip zaptı davacı vekiline e-tebligat yolu ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, bilahare dosya yeniden ele alınarak 03/04/2019 tarihli ara karar ile ” Uyuşmazlıklar hakkında mümkün olan en kısa zamanda karar verilmesi ve davaların mümkün olan en kısa sürede tamamlanması amacıyla mahkememizin 2019/577 E. Sayılı dosyasının duruşma günü öne alınarak, yeni duruşma gününün 25/06/2019 tarihi olmasına, ara kararın davacı tarafa tebliğine” re’sen karar verilmiş, iş bu ara karar yeni duruşma tarihi “25/06/2019 saat 09:30” bilgisini içerir tebligat ile davacı vekiline 08/04/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, 25/06/2019 tarihinde icra edilen duruşmaya davacı vekilinin katılmadığı mazeret de bildirmediği, bu nedenle dosyanın HMK’nun 150/1 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekilince HMK’nun 150/4 maddesi uyarınca üç aylık süre içerisinde yenilenmeyen davanın 01/10/2019 tarihli karar ile ve HMK’nun 150/5 fıkrası uyarınca açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından; dosyanın ara kararın istinafı nedeniyle bölge adliye mahkemesinde olduğu bir dönemde duruşma günün öne alınmasının ve işlemden kaldırma kararının kendilerine tebliğ edilmediğine dair istinaf sebebi; istinaf kanun yoluna tabi ara kararlara karşı kanun yoluna başvurulmasının ilk derece mahkemesinde devam eden yargılamayı durdurmayacağı, hasımsız olarak devam eden ve basit usule tabi davada usul ekonomisi de gözetilerek dava dosyasının öne alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, yeni duruşma gün ve saatinin öne alma kararı ile birlikte davacı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiş olması karşısında hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğinden bahsedilemeyeceği, 6100 Sayılı HMK’nun 150/4 maddesi uyarınca dosyası işlemden kaldırılmış olan davanın en geç üç ay içerisinde yenilenmemesi halinde, aynı kanunun 150/5 fıkrası uyarınca işlemden kaldırma tarihinden itibaren üç aylık sürenin dolduğu gün davanın yasa gereği açılmamış sayılacağı, mahkemenin verdiği açılmamış sayılma kararının, bu yasal sonucun tespitinden ibaret olduğu, işlemden kaldırma kararının davacı vekiline tebliğini gerektirir yasal zorunluluk bulunmadığı, 25/06/2019 tarihinde işlemden kaldırılmasına karar verilen davanın 26/09/2019 tarihi itibariyle yasa gereği açılmamış sayıldığı, mahkeme karar ve gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da mevcut olmadığı, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.