Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2349 E. 2023/287 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2349 Esas
KARAR NO: 2023/287 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/701 Esas – 2022/900 Karar
TARİH: 21/09/2022
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili … tarafından, … gösterildiğini ve Bakırköy 37. İş Mahkemesi nezdinde 2021/120 E. sayılı dosya ikame edilerek hizmet tespit davası açıldığını, dava müvekkilin bahse konu işveren nezdilep edilen şirketler nezdinde sigorta girişi ve çıkışının defalarca kez yapıldığının görüldüğünü, bildirimlerin açıkça hukuka aykırı nitelik taşıdığı ve aynı ay içinde giriş çıkış yapılan şirketlere ilişkin hiçbir denetim yapılmadığını, bu hususun müvekkilinin mağdur olmasına sebep olduğunu, … San. Tic. Ltd. Şti., … Tic. Ltd. Şti. ve … Gıda San. Tic. Ltd. Şti.,’nin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin yapılan yargılama sırasında öğrenildiğini, iş mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından Bakırköy 37. İş Mahkemesince taraflarına ihya davası açmak için mehil verildiğini, aleyhine hizmet tespit davası açılan … firması da dahil olmak üzere ihyası talep edilen firmalar hakkında SGK tarafından soruşturma dosyaları açıldığını, müvekkili bu nedenle Esenler Sosyal Güvenlik Merkezi’ne ifade verdiğini, davanın kabulüne, …nün sicilinde resen terkin edilen; … San. Tic. Ltd. Şti., – … San. Tic. Ltd. Şti. Ve … San. Tic. Ltd. Şti., unvanlı şirketlerin tüzel kişiliklerinin ihyasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sicil müdürlüğüne usulüne uygun olarak dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen davalının davaya cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/09/2022 tarih 2022/701 Esas 2022/900 Karar sayılı kararında; “….Somut uyuşmazlıkta ihyası talep edilen şirketlerin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirketlerin yetkililerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı,sadece tebliğ işlemi ile ilgili bilgisayar çıktısının dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır.Davalı,ihtarnamenin tebliğine ilişkin herhangi bir belgeyi dosyaya sunmamaıştır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır. 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Eldeki dava ihyası istenen şirketlerin sicilden re’sen terkin edildiği tarihlerden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra dava açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuş ise de, davalı … Sicil Müdürlüğü’nün TTK’nun Geçici 7. maddesi kapsamında kalmayan bir şirket (….Ltd.Şti) ile yasada öngörülen şekilde tebligatların yapıldığı ispat edilemediğinden şirketler hakkında bu maddeyi işlettiği anlaşıldığından yasada öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması mümkün görülmemiştir. Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; şirketin adresinin tespit edilememesi (….Ltd.Şti),aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılmaması( ….Ltd.Şti) ve sermaye artışının yapılmaması(…Ltd.Şti.) ve bu hali ile TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldıklarının tespiti üzerine, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması için ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamelerin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı,ihtarların şirketlere ve şirket yetkililerine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ evrakının davalı tarafından dosyaya ibraz edilmediği,davalı tarafından dosyaya sunulan bilgisayar çıktılarının yasada belirtilen ihtar zorunluluğunun yerine getirildiğini ispata yeterli olmadığı, ilan ile yetinilerek terkin işleminin yapıldığı, şirketin (….Ltd.Şti), Kanun’da belirtilmeyen bir sebepten ötürü sicil kaydının silindiği,diğer şirketler yönünden ihtarın usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin ispat edilemediği,usulsüz yapılan terkin nedeniyle hak düşürücü sürenin başlayamacağından davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulünün gerektiği,tüm bunlara göre davalı sicil müdürlüğünün işleminin usulsüz olduğu,ihyası talep edilen şirkeler aleyhine açılan davanın sonuçlandırılması için şirketlerin ihyasının zorunlu olmasına göre davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilerek; davanın kabulü ile davalı Müdürlüğün işleminin kaldırılarak dava dışı resen terkin edilen şirketlerin ihyasına,ihyası istenilen ….Ltd.Şti’nin terkin sebebi gözönüne alınarak tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına,diğer şirketlerin terkin sebebi gözönüne alınarak bu şirketlere tasfiye memuru atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,yukarıda açıklandığı üzere davalı … sicil müdürlüğü 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketleri ticaret sicilinden re’sen terkin etttiği,bu durumda davalının usulsüz terkin işlemi ile işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-1-Davanın KABULÜ, ile; A_)aa)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen terkin olan … İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin Bakırköy 37.İş Mahkemesinin 2021/120 esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, bb)-İhyası talep edilen şirketin terkin sebebi gözönüne alındığında ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına YER OLMADIĞINA, B_)aa)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen terkin olan … Rek.San. Ve Tic.Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin Bakırköy 37.İş Mahkemesinin 2021/120 esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, bb)-İhyası talep edilen şirketin terkin sebebi gözönüne alınarak ek tasfiye işlemlerini yapması için şirket yetkilisi …’in (TC No:…) şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, C_)aa)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen terkin olan … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketinin tüzel kişiliğinin Bakırköy 37.İş Mahkemesinin 2021/120 esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, bb)-İhyası talep edilen şirketin terkin sebebi gözönüne alınarak ek tasfiye işlemlerini yapması için şirket yetkilisi …’ün (TC No:…) şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, karar verilmiş ve karara karşı Davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı … Vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkilinin dava konusu işlemi hukuka uygun olarak yerine getirdiğini ancak aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, re’sen terkin işlemine ilişkin tüm prosedürü yerine getirdiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.07.2020 tarihli, E. 2020/1551 K. 2020/3396 sayılı ilâmı.) Re’sen terkin kapsamına giren dava konusu şirketlere ve şirket yetkililerine, Mevzuat gereğince ve buna uygun bildirimler (ihtar) gönderildiğini, şirket yetkilisine ve şirketin sicil kayıtlarımızdaki adreslerine gönderilen ihtar yazıları, adreste tanınmamaları gerekçesi ile iade edildiğini, mevzuat gereğince yapılması gereken tebligatların eksiksiz yapıldığını, Dava konusu şirketin, kaydının açılmasının, müvekkiline bildirimi dahi yapılmayan bir iş davasına ilişkin olması üzerinde de durulması gerektiğini; zira re’sen terk kapsamına alınması zorunlu bulunan şirketin, şirkete gönderilen ihtara rağmen, dava konusu iş davası ile ilgili hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini, davayı açan davacının da, yine müvekkiline, bu konuya dair herhangi bir bildirimi olmadığı dikkate alınmaksızın, mevzuata uygun işlem yapan, müvekkili aleyhine hüküm kurulmasının hakkaniyete ve de hukuka uygun olmadığını, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede devam eden davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.09.2020 tarihli ilâmında da (2020/2213 E. 2020/3665 K.) Dava konusu şirketin ticaret sicilinden re’sen terkin edildiği sırada hakkında derdest bir davası bulunsa dahi bu hususun, başlı başına müvekkili müdürlüğün kusurlu olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilmesine sebep teşkil edemeyeceğini, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede; bu hususta herhangi bir bildirimde bulunulmadığını, müvekkili müdürlüğün re’sen terkin kapsamında yer alan şirketlerden hangisinin derdest davası veya icra takibi bulunduğunu saptayacak sistemle entegrasyonu bulunmadığını, bu hususu tespit etmenin hukuken ve fiilen mümkün olmadığını, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 15.04.2021 tarihli ve E. 2019/825 K. 2021/494 sayılı ilâmı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 17.06.2021 tarihli ve E. 2020/1527 K. 2021/772 sayılı ilâmı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 04.06.2021 tarihli ve E. 2019/1120 K. 2021/687 sayılı ilâmı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 31.12.2021 tarihli ve E. 2021/1503 K. 2021/1551 sayılı ilâmı) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’ nın geçici 7. maddesine göre ticaret sicilden resen terkin edilen şirketlerin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı … Vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … tarafından dava dışı … ve SGK BAŞKANLIĞI hasım gösterilmek suretiyle Bakırköy 37. İş Mahkemesi nezdinde 2021/120 E. sayılı dava dosyası ile hizmet tespiti davası açıldığı, yapılan yargılama sırasında mahkemece 26/05/2022 tarihli duruşmanın ara kararı ile davacı vekiline talep döneminde çalışması görünen işverenlikleri davaya dahil etmek ve bu işverenlerden tüzel kişi olup terkin edilenlerin ihyası için dava açmak üzere süre ve yetki verildiği, verilen yetki üzerine davacı vekili tarafından istinafa konu ihya davasının açıldığı anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta ihyası istenilen şirketlerin, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce … REK.SAN VE TİC LTD.ŞTİ.’nin ve … ticaret sicili numarasında kayıtlı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin sicil kaydının 09.10.2015 tarihinde, … ticaret sicili numarasında kayıtlı … İNŞAAT SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin sicil kaydının ise 13/08/2014 tarihinde sicilden terkin edildiği ancak şirket ve temsilcilerine tebligat yapılmadığı anlaşılmıştır.Davacının TTK.’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasına dayalı olarak eldeki davayı açtığı, 6102 sayılı TTK geçici 7.maddenin 4-a)bendinde ticaret sicil müdürlüğünce kapsam dahilinde ki şirketin ticaret sicilinde kayıtlı son adreslerine ve şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı ,ayrıca ihtarın ilan edilmek üzere ticaret sicili gazetesi müdürlüğüne yollanacağı”yazılıdır. Dosya arasında bulunan Ticaret sicil müdürlüğünden gönderilen belgeler incelendiğinde, Ticaret Sicilin terkin işlemi yapılmadan evvel ihyası istenilen şirket tüzel kişiliğine ve şirketi temsil ve ilzam edenlere ayrı ayrı ihtar yapıldığı belirlenememiş bu yolda bir belge sunulmamıştır. Ticaret sicil müdürlüğü tarafından ihyası istenilen şirket ve yetkililerine TTK’nın Geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “a” bendi uyarınca tebligat çıkartılmadığı dolayısıyla terkin işleminin yasaya aykırı şekilde yapıldığının kabulü gerektiği, ihya davasının açılmasına davalı … Sicil Müdürlüğü yasaya aykırı yaptığı re’sen terkin işlemi ile sebep olduğundan, mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmesi yerinde olup davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı …’nün istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 23/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.