Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2333 E. 2022/1972 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2333 Esas
KARAR NO: 2022/1972 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/672 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 07/09/2022 (Ara Karar)
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ile müvekkili şirket arasında gerçekleşen ticari ilişki neticesinde müvekkilinin davalı şirkete ürün vermiş olup bu hizmete ilişkin fatura düzenlediğini ancak davalı borçlunun müvekkiline faturada yazılı tutarın ödemesini tamamen gerçekleştirmediğini, ödemenin tamamen gerçekleşmemesi üzerine anılan ticari ilişkiye konu fatura ve cari hesap ekstresi dayanak gösterilerek davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının başlatılan takibe müvekkilinin alacağına kavuşmasına engel olma kastı ile itiraz ettiğini, işbu itirazın iptali davasına konu icra takibi dayanağı faturadaki ürünlerin davalıya … tarafından teslim edildiğini ancak ürünlerin ücretinin ödenmemesinin yanında …’ya nakliye ücreti de ödenmediğini, …’nın da Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattığını, … tarafından başlatılan takibe davalı tarafından haksız ve gerekçesiz olarak itiraz edildiğini, müvekkilinden alınan duyumlara göre davalının mallarını kaçırmakta ve taşınır ve taşınmaz mallarını muvazaalı olarak devretmeye hazırlanmakta olduğunu, davalının mallarını kaçırması ve taşınır-taşınmaz mallarını muvazaalı olarak bir başkasına devretmesi durumunda, müvekkilinin davanın lehine sonuçlanması halinde dahi haklı alacağını tahsil edemeyeceğini ve bu durumdan dolayı telafisi mümkün olmayan büyük zararlara uğrayacağını beyanla davalının taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 07/09/2022 tarih ve 2022/672 Esas sayılı kararında; “…Somut uyuşmazlık, yapılan genel açıklamalar ve bahse konu yasa maddeleri ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz talep eden davacının 1 adet faturaya dayanarak başlattığı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası için açtığı işbu davada ihtiyati haciz talep ettiği, dava dilekçesi ekinde, fatura, açık hesap özeti ve Yargıtay kararı ibraz ettiği, faturanın akdin kurulumuna ilişkin değil, akdin ifasına ilişkin belge olduğu, bu nedenle faturanın akdi ilişkiyi ispata yarar bir belge olmadığı, faturaya konu akdi ilişkinin varlığını, fatura konusu ürünlerin teslim edildiğini ve faturaların tebliğini gösteren belge ibraz edilmediği, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığına dair “yaklaşık ispat” koşulu sağlanmadığı, ihtiyati haczin şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla, ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı şirket ile müvekkili arasında gerçekleşen ticari ilişki neticesinde müvekkilinin davalı şirkete mal ve hizmet sağlamış olup bu hizmete ilişkin fatura düzenlediğini ancak davalı borçlunun müvekkili şirkete fatura tutarına ilişkin herhangi bir ödeme gerçekleştirmediğini, bu çerçevede davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasıyla genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalının, müvekkiline borçlu olduğunu bilmesine rağmen, sırf alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak ve tahliyesi istenen taşınmazda haksız olarak bulunmayı sürdürmek amacı ile haksız ve kötüniyetli olarak takibe konu borcun tamamına itiraz ettiğini, müvekkilinden alınan duyuma göre davalının mallarını kaçırmakla birlikte taşınır ve taşınmaz mallarını muvazaalı olarak devretmeye hazırlanmakta olduğunu, bu durumda müvekkilinin dava lehine sonuçlanması halinde dahi haklı alacağını tahsil edemeyeceğini ve telafisi mümkün olmayan büyük zararlara uğrayacağını, kira sözleşmesine dayanan aleni ilişkinin davalı tarafından kötüniyetle inkar edilmiş olması, yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimalinin bulunması ve böyle bir durumda ilerde yargılama sonunda verilecek kararın infazının mümkün olmayacağı göz önüne alınarak, alacağın varlığı ve muaccel olduğu ve İİK’nın 257/II. maddesindeki koşulların gerçekleşmiş olduğu konusunda mahkemece yaklaşık ispat kurallarına göre ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı düştüğünü beyanla İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/09/2022 tarihli 2022/672 Esas sayılı ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. İK’nun 257/1.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü, İİK’nın 258/1.maddesinde ise; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Somut talep yönünden yapılan değerlendirmede; uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, henüz delillerin toplanmadığı, davacı tarafça iddia edilen alacağın bulunup bulunmadığı, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre karar tarihi itibariyle mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi, borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir nitelikte delil de bulunmadığı dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme ara kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.