Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2332 E. 2022/2026 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2332 Esas
KARAR NO: 2022/2026 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/244 D. İş – 2022/246 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 08/08/20222 tarih 2022/244 D.İş Esas – 2022/246 Karar sayılı kararında; -İhtiyati haciz talebinin 94.647,00 TL bedel üzerinden %15 teminat ile kabulüne, karar vermiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle, genel yetki kuralları gereğince ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkemenin, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme olduğunu, müvekkili şirketin ticaret sicil gazetesinde bulunan adresinin Nilüfer/ Bursa olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin Bursa Mahkemeleri olduğunu, müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, takibe konu borcun aranılacak borç mahiyetinde olduğundan dolayı yetkili icra dairelerinin müvekkil şirket merkezinin bulunduğu Bursa İcra Daireleri olduğunu, bundan dolayı da icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, ihtiyati Haciz kararının teminatının yetersiz olduğunu, ileride haksız çıkacak olan karşı tarafın, müvekkil şirketin zararlarını teminat ile gideremeyecek olduğunu, karşı tarafın muaccel hale gelmiş bir alacağının bulunmadığını, müvekkil şirketin hileli işlemi olmadığını, adres değiştirmediğini, alacağın muaccel olsa dahi müvekkillerin yerleşim yerinin açık olduğunu, Ticaret Sicil Gazetesine bakılırsa yakın zamanda adres değişikliği yapmadığının görüldüğünü, müvekkil şirketin malları kaçırma kastı olmadığını, aktif olarak şirketin faaliyetine devam ettiğini, teminat oranının çok düşük olduğunu, alacağı kesinleşmemiş ve yargılamaya muhtaç olan alacaklının talebinin yüzde 15 oranında teminat ile kabulünün yerinde olmadığını, talep konusu olan … çek seri numaralı 94.647,00 TL Bedelli çekin, müvekkili şirket tarafından alacağına karşılık olarak iktisap edildikten sonra, diğer bazı çeklerle beraber kargoda kaybolmak suretiyle zayi olduğunu, dava konusu çekin zayi olmasından sonra taraflarınca açılan ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/759 e. sayılı dosyası ile görülmekte olan çek iptali dosyasında dava konusu çek üzerine 01.07.2022 tedbir kararı konulduğunu, çekin iptaline ilişkin 30.06.2022 tarihli ilan yapıldığını, davalının dava konusu çeki en iyi ihtimalle üzerinde tedbir kararı bulunmasına rağmen çeki aldığı kişinin çeki ne suretle ele geçirmiş olduğuna ilişkin gerekli araştırma yapmaksızın ciro yoluyla devralmış olmasının, dava konusu çekin tedbir kararı sebebiyle ödenmemiş olması ve davalı tarafça tedbir kararının bilinmesine rağmen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyasının başlatılmış olması davalının kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, kaldı ki dava konusu çekle beraber kargoda kaybolmuş olan … seri numaralı çek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile, … seri numaralı çek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile, … seri numaralı çek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ayrıca … seri numaralı çek de İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyaları ile davalı tarafından takibe konulduğunu, müvekkil tarafından dosya borcunun icra dosyasına depo edildiğinden alacaklının iddia ettiği alacağın güvence altına alındığını, bu halde ihtiyati haczin devamında davacının da bir korunmaya değer bir menfaati bulunamadığını, bu nedenlerle itirazların kabul edilerek kanuna aykırı verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili 18/08/2022 havale tarihli ihtiyati hacze itiraza cevap dilekçesinde özetle; takibe konu çekin yasal süresi içerisinde bankaya ibraz edildiğini, banka tarafından çeke karşılıksız işlemi yapıldığını, müvekkilin de karşılıksızdır işlemi gören çek nedeni ile işbu dosya ile ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, ihtiyati hacze konu çekin karşılıksızdır işlemi yapılması sebebi ile artık aranacak borçlardan olmadığını, götürülecek borçlardan olduğunu, alacaklı müvekkilin ticaret sicil adresi Kağıthane/İSTANBUL olduğundan İstanbul (Çağlayan) Adliyesi de ihtiyati haciz kararı almaya yetkili olduğunu, takip konusu çekin yasal süresi içinde bankaya ibraz edildiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/759E sayılı kararı gereği ödeme yasağı bulunduğu gerekçesiyle ödenmeyerek çekin arkasının yazıldığını, bunun üzerine çekin aslının icra müdürlüğüne sunulduğunu, icra müdürünün çeki gördükten sonra çekle ilgili kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, İtiraz eden borçlunun iddialarının ancak vadesi gelmemiş alacaklar için geçerli olduğunu, takibe konu çekin vadesinin ise 13/07/2022 olup bu tarihte ödenmemesi sonucu ihtiyati haciz kararı alınması sonucu mahkemeye başvurulduğunu, bu nedenle itiraz eden borçlunun iddialarının dikkate alınmaması gerektiğini, çekin kargoda çalındığı iddiasının menfi tespit davasının konusu olduğunu, bu nedenle itiraz eden borçlunun iddialarının ancak menfi tespit davasının konusunu oluşturmakta olduğunu, ihtiyati hacze itirazın konusu kapsamında olmadığı için borçlunun iddialarının dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkilin çeki elinde bulundurmada kötü niyetli olmadığını, söz konusu çekin, müvekkile ciro yolu ile geçmiş olduğunu, borçlu ile yetkili hamil arasında başka ciroların da bulunduğunu, somut olaydaki çekte ciro silsilesinin düzgün ve çek üzerinden anlaşılabilecek tahrifat vs. olmadığını, bu nedenle çekteki ciro silsilesine bakıldığında müvekkilin çekte yetkili ve yasal hamil olduğunu, bu nedenlerle itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 14/09/2022 tarih 2022/244 D.İş Esas – 2022/246 Karar sayılı kararında; ” İİK’nın 265/1 hükmü uyarınca, borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkemenin ve icra müdürlüğünün yetkisine itirazın değerlendirilmesi; çek karşılıksız çıktığından muhatap bankaya ibraz edilen ve ödenmeyen çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanır ve HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelir. Somut olayda ihtiyati haciz talep edenin adresi itibariyle mahkememiz ve icra müdürlüğü yetkili olduğundan bu itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Çek vadesinden sonra süresi içerisinde ibraz edildiğinden alacağın muaccel olmadığı itirazı dinlenemez.İtiraz eden tarafından icra dosyasına çekince ile ödeme yapıldığı iddia edilmiş ise de ödeme tarihinin ihtiyati haciz karar tarihinden sonra olması nedeniyle karar, verildiği tarih itibariyle usulüne uygun olarak verilmiştir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır. Somut olayda geçerli ciro silsilesi ile çekin bankaya usulüne uygun olarak ibraz edildiği anlaşılmakla itiraz eden tarafından ileri sürülen birden fazla çekin kaybolması nedeniyle çek iptali davası açıldığı, ilanların yapıldığı, ödeme yasağı bulunduğu iddialarının değerlendirmesinde uyuşmazlık konusu çek üzerindeki bedele göre mahkememizce takdir edilen teminat bedeli yeterlidir. Ödeme yasağı kararının bulunması da ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Kötüniyet iddiası, yargılama sonucunda tespit edilebilecek bir husus olup yaklaşık ispat şartı arayan ihtiyati haciz kararında değerlendirilemez.”gerekçesi ile, -İtiraz eden vekilinin tüm itirazlarının reddine, -İtiraz eden tarafından yapılan 18,00 TL posta masrafının kendi üzerine bırakılmasına, -Avukatlık ücret tarifesinin ikinci kısım birinci bölüm 1. Maddesinin b bendince 3.000,00-TL vekalet ücretinin itiraz edenden alınarak alacaklı vekiline verilmesine, -Teminatın iadesi talebinin ek karar kesinleştikten sonra değerlendirilmesine, karar verilmiş ve karara karşı itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İtiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Genel yetki kuralları gereğince ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkemenin aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme olduğunu; müvekkili şirketin ticaret sicil gazetesinde bulunan adresinin ekte sundukları belgelerden de Nilüfer/ Bursa olduğunun anlaşılacağını, (EK 1: Ticaret Sicil Gazetesi İlanı) bu nedenle yetkili mahkemenin Bursa mahkemeleri olduğunu; ayrıca, müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmış olduğunu, takibe konu borcun aranılacak borç mahiyetinde olduğundan dolayı yetkili icra dairelerinin müvekkili şirket merkezinin bulunduğu Bursa İcra Daireleri olduğunu; bundan dolayı da icra dairesinin yetkisine dair açıkça itiraz ettiklerini, Yargıtay 12. H.D. 11.01.2017 T. 32902/213 ve Yargıtay 12. HD. 11.01.2017 T. 32877/241 karar sayılı kararında; ”Alacaklının ihtiyati haciz kararını aldığı yerde bulunan icra dairesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği ” şeklinde açık ve net olarak belirtildiğini, 12. HD. 10.11.2015 16021/27564; İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğini; para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesinin, HMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirleneceğini ve ayrıca takip dayanağı olan akdin yapıldığı icra dairesi de takipte yetkili olduğunu” 12.. HD. 21.01.2015 T. 27575/1321; ” İİK’nın 261. maddesinin ihtiyati haciz kararının infaz edilmesi gereken yeri belirlediği, icra takibi yönünden icra dairesinin yetkisinin anılan maddede belirlenmediği, yetki konusunda İİK’nın 50. maddesi atfı ile HMK’ nın genel yetki kurallarının uygulanması gerektiği” 12. HD. 20.04.2015 T. 26/10228 ; ” İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği- İİK. mad. 50/1 gereğince, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesinin, HMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirleneceği” karar altına alındığını, İhtiyati Haciz kararı teminatının yetersiz olduğunu ve ileride haksız çıkacak olan karşı tarafın, müvekkili şirketin zararlarını teminat ile gideremeyeceğini, İİK’ nın İhtiyati haciz şartları başlıklı 257. Maddesi; – Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. (1) Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:1– Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; (1) Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder. Karşı tarafın muaccel hale gelmiş bir alacağı bulunmamakla birlikte müvekkili şirketin hileli işleminin olmadığını ve müvekkil şirketin adres değiştirmediğini; kaldı ki alacak muaccel olsa dahi müvekkillerin yerleşim yerinin açık olduğunu; Ticaret Sicil Gazetesine bakılırsa yakın zamanda adres değişikliği yapmadığının açıkça görüldüğünü; dolayısıyla maddenin 1. Fıkrasının saf dışı edildiğini, Müvekkili şirketin malları kaçırma kastının olmadığını; aktif olarak şirket faaliyetine devam ettiğini, bu bakımdan kanunda aranan şartların gerçekleşmediğini ve 2. Fıkranın da bertaraf edildiğini; sonuçta alınan kararın kanun maddeleri incelendiğinde hiç bir şartın oluşmamasından dolayı hukuka aykırı olduğunu ve haczin kaldırılmasının elzem olduğunu, İhtiyati hacze konu alacak tutarının davacı yanca başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına ihtirazi kayıtla TEMİNAT olarak ödendiğini, (EK 2: Tahsilat Makbuzu) bu hususun da müvekkillerin mal kaçırma ihtimali olmadığını ortaya koyduğunu, Mahkemece belirlenen teminat oranının da çok düşük olduğunu; alacağı kesinleşmemiş ve yargılamaya muhtaç olan alacaklının talebinin yüzde 15 oranında teminat ile kabulünün de yerinde olmadığını; işbu itiraz dilekçesi kapsamında sunulan kayıtlardan görüleceği üzere (EK 3,4,5,6) talep konusu olan … çekin seri numaralı 94.647,00 TL bedelli çekin, müvekkili şirket tarafından alacağına karşılık olarak iktisap edildikten sonra, diğer bazı çeklerle beraber kargoda kaybolmak suretiyle zayi olduğunu; dava konusu çekin zayi olmasından sonra taraflarınca açılan ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/759 e. sayılı dosyası ile görülmekte olan çek iptali dosyasında dava konusu çek üzerine 01.07.2022 tedbir kararı konulmuş olmasının, çekin iptaline ilişkin 30.06.2022 tarihli ilan yapılmış olmasının, davalının dava konusu çeki en iyi ihtimalle üzerinde tedbir kararı bulunmasına rağmen çeki aldığı kişinin çeki ne suretle ele geçirmiş olduğuna ilişkin gerekli araştırma yapmaksızın ciro yoluyla devralmış olmasının, dava konusu çekin tedbir kararı sebebiyle ödenmemiş olmasının ve davalı tarafça tedbir kararının bilinmesine rağmen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra takip dosyasının başlatılmış olmasının davalının kötüniyetli olduğunu açıkça gösterdiğini,Dava konusu çekle beraber kargoda kaybolmuş olan 9113396 seri numaralı çekin istanbul … icra müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile, … seri numaralı çekin istanbul … icra müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile, … seri numaralı çekin istanbul … icra müdürlüğünün … e. sayılı dosyası ile ayrıca … seri numaralı çekin de istanbul … icra müdürlüğünün … e. sayılı dosyaları ile davalı tarafından takibe koyulduğunu; anılan icra dosyasına konu olan çekin suretlerinin dilekçelerinin ekinde sunulduğunu, (EK:7) mahkeme tarafından senet aslı üzerinde gerekli incelemelerin yapılmadığını ve çok düşük bir teminat oranı ile karar verilerek müvekkili şirketin mağduriyet yaşamasına sebebiyet verildiğini; bu sebeple ihtiyati haciz teminat oranına da ayrıca itiraz ettiklerini, İİK’nun 266. maddesinde “Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber bir banka kefaleti göstermek şartı ile ihtiyati haczin kaldırılmasını mahkemeden isteyebilir.” hükmünün yer aldığını; müvekkili tarafından dosya borcu İcra dosyasına depo edildiğinden alacaklının iddia ettiği alacağın güvence altına alındığını; bu halde ihtiyati haczin devamında davacının da bir korunmaya değer bir menfaatinin bulunamadığını; bu sebeple ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini ve kaldırılmasını talep ettiklerini, Müvekkili şirketin dinlenmeden ihtiyati haciz kararı verildiğinden mahkeme tarafından işbu dilekçeri ile dikkate alındığında haklılıklarının anlaşılacağını; usule ve esasa ilişkin olarak yaptıkları itirazlarını tekrarla, söz konusu ihtiyati haciz kararının verilmesini gerektiren bir durum söz konusu olmadığından ve İİK. 257. Maddesindeki hiç bir şart gerçekleşmediği için karara itiraz ettiklerini,İleri sürerek, yukarıda izah edilen ve mahkemece re’sen gözetilecek sebeplerle; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/244 D.İş. sayılı dosyasından verilen 14.09.2022 tarihli ek ara kararın kaldırılmasına; yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara yapılan itiraz ise yukarıda belirtilen gerekçelerle reddedilmiştir. İtiraz eden vekilince, itirazlarının reddine dair ek karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı Kanunun 50. maddesinde ise ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. Bu durumda, çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yeri, çekin keşide yeri veya ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Ancak, muhatap bankaya ibraz edilen ve karşılıksız kalan çeke dayalı borç, bu şekilde aranması tüketildikten sonra götürülecek borç niteliği kazanır ve HMK’nın 10. maddesi gereğince ifa yeri olarak 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinde belirtilen alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de ihtiyati haciz talebinde yetkili mahkeme haline gelir. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden alacaklının yerleşim yeri … Mah. … Sk. No: … Kağıthane / İSTANBUL olup, bu adres İstanbul Adliyesi yargı sınırları içerisinde kaldığından, muterizin yetki itirazınin reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir. Talep dayanağı; 30/07/2022 keşide tarihli, 94.647,00 -TL bedelli, keşidecisi … Gıda İnş. San ve Tic A.Ş., lehdarı … Gıda San ve Tic A.ş. olan çek olup, çekin lehdarı tarafından muterize ciro edildiği, muterizden sonra üç ayrı ciro daha yapıldığı, çekin alacaklı tarafından ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edildiği ve ödeme yasağına ilişkin tedbir kararı nedeniyle karşılıksız çıktığı anlaşılmıştır. Somut olayda ihtiyati haciz kararı, kambiyo senedine dayalı olarak verilmiştir. İtiraz eden vekili; dayanak çekin müvekkili elinden rıza hilafına çıktığını, çek üzerinde mahkemenin ödeme yasağına ilişkin tedbir kararının olduğunu, şirketin faaliyetlerine devam ettiğini ve mal kaçırma yahut adres değiştirmesinin söz konusu olmadığını, teminatın yetersiz olduğunu ileri sürmüştür. İtiraz eden vekilince teminatın miktarına ilişkin ileri sürülen itiraz sebebi dışındaki itiraz sebepleri İİK’nun 265 maddesinde sınırlı olarak gösterilen itiraz sebeplerinden birini teşkil etmedikleri gibi, ihtiyati hacze itiraz yargılamasında değerlendirilebilecek hususlardan da olmayıp, ancak esas yargılamanın konusunu teşkil edebilir. Alacağın %15’i oranında alınan teminatın, ihtiyaten haciz talebine dayanak alacak tutarına göre ise yeterli olduğu, dosyaya mübrez ve talep dayanağı çek kapsamından; İİK’nun 257/1 fıkrasında fıkrası ile İİK’nun 258 fıkrasında aranan şartların mevcut olduğu ve yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olup, itiraz eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden … TİC. LTD. ŞTİ.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, fazla yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde iadesine,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, fazla yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.