Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2328 E. 2022/1971 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2328 Esas
KARAR NO: 2022/1971 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/868 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 04/11/2022 (Ara Karar)
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Bankası’na ait olan 8152105 seri numaralı, 31.10.2022 keşide tarihli, 655.500 TL bedelli çekin … Tic. Ltd. Şti. tarafından … San. Tic. Ltd. Şti. adına tanzim edildiğini, akabinde söz konusu çekin … Metal San. Tic. Ltd. Şti. tarafından ciro edilerek … Tic. Ltd. Şti.’ne verildiğini, daha sonra işbu çekin … Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkili şirkete olan borcu karşılığında müvekkili şirkete verildiğini, müvekkili şirketin lehtar olduğunu tahsilat makbuzuyla ispatlanabilmesinin yanında, … Tic. Ltd. Şti.’ne yazılacak müzekkereyle de tespit edilebileceğini, müvekkili şirket yetkilisinin işbu çeki rızası dışında kaybettiğini ve tüm arama çabalarına rağmen bulamadığını, 31.02.2022 keşide tarihli çekin ibraz süresi 10 gün olup çekin, dava tarihi itibariyle ibraz süresi içerisinde olduğunu, kötü niyetli üçüncü kişilerin eline geçmesi ihtimalinin bulunduğunu, bu durumun hem keşideci nazarında hem de müvekkili nazarında hak kaybı ve mağduriyetlere yol açacağını beyanla tahkikat sonuçlanıncaya kadar TEDBİR niteliğinde ivedi bir şekilde ödemeden men kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 04/11/2022 tarih ve 2022/868 Esas sayılı ara kararı ile; “…HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir. Bu itibarla davaya konu çekin ibraz tarihinin yakın olması itibariyle çekin çalınmış olabileceği bildirildiği halde buna ilişkin müracaata dair bir delil sunulmadığı, hakkın zayi olacağına dair Mahkememizde kanaat hasıl olmadığı, HMK.389.ve devamı maddelerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. “gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, gerekçe olarak çekin çalınmış olduğuna ilişkin müracaata dair bir delil sunulmadığının ve hakkın zayi olacağına dair kanaat oluşmadığının ileri sürüldüğünü, somut olayda bahse konu çekin çalınmış olup olmadığı, çalınmışsa bu eylemin kim tarafından ve nasıl gerçekleştirildiğinin taraflarınca bilinmediğini, çekin kaybolduğuna ilişkin taraflarca henüz savcılığa suç duyurusunda bulunulmadığını, TTK’nın 711’nci maddesinin birinci fıkrasında, çekten caymanın mümkün olmayacağının açıkça belirtildiğini, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; “Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir.” şeklinde bir düzenleme yapılarak, çekin irade dışı elden çıkması halinde kötü niyetli kişilerin çek bedelini tahsil etmelerinin önüne geçilmek istenildiğini, bir Yargıtay kararında belirtildiği üzere; TTK.nun 711/3’üncü maddesinde, keşidecinin, çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise, muhatabı (bankayı) çeki ödemekten men edebileceğinin hükme bağlandığını, maddenin açık düzenlemesinden anlaşılacağı üzere, ancak keşideci muhatabın bankayı ödemeden men edebileceğini, mahkemece muhatap bankaya yazılacak bir müzekkereyle görüleceği üzere dava konusu çekin keşidecisi tarafından ilgili bankaya bu durumun bildirildiğini, keşideci tarafından bankaya verilen işbu ödemeden men talimatının kanunla öngörülmüş olan geçici koruma yolunun sağladığı kuvvete sahip olamayacağının aşikar olduğunu, TTK’nın 711/3’üncü maddesi uyarınca mahkeme kararıyla ödemenin yapılmamış olması durumunda dahi, anılan madde çekin rızası dışında elinden çıkmış olduğunu iddia eden keşideciyi korumak amacıyla getirilen bir düzenleme olup, bu madde uyarınca muhatabın bankayı çeki ödemekten men eden keşideci, tek taraflı olarak yaptığı bu işleme dayalı olarak çeki elinde bulunduran hamilin yasalar ile kendisine tanınan haklarını kullanmasına engel olamayacağını, ihtiyati tedbirin şartlarının oluştuğunun açık olduğunu, tedbirin haksız olma ihtimali dahi olsa mahkemece talep edenden teminat alınmasına karar verilerek olası hak kayıplarının önlenebildiğini, huzurdaki davayla ilgili olarak resen araştırma ilkesinin geçerli olduğunu beyanla İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından dava konusu … Bankası’na ait olan … seri numaralı 31.10.2022 keşide tarihli, 655.500 TL bedelli çek ile ilgili olmak üzere ödemeden men kararı verilmesi niteliğindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 04.11.2022 tarihinde verilen ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, TTK’nın 818/1-s yollamasıyla 757 ila 764. maddeleri hükümlerine göre zayi nedeniyle çek iptali istemiyle açılan davada, çekle ilgili ödeme yasağı kararı verilmesine ilişkin olup, mahkemece çekin davacının elinden rızası hilafına çıktığı ve hakkın zayi olduğu yönünde yeterli kanaat oluşmadığından bahisle talebin reddine karar verilmiştir.TTK’nın 757. maddesi uyarınca, iradesi dışında çek elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, çekle ilgili ödeme yasağı kararı verilmesini isteyebilecektir. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinin birinci fıkrasında “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” hükmü düzenlenmiştir. Yine aynı yasasının 390/3 maddesi “tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davasının esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Davacı dava konusu çekin ticari ilişki içerisinde olduğu şirket tarafından ciro edilerek kendisine verildiğini ve kaybolduğunu iddia etmiş, çekin önlü arkalı fotokopisini, çek tahsilat makbuzunu dosyaya ibraz etmiştir. Buna göre çekin ne şekilde kaybolduğuna dair bir açıklama ve delil sunulmadığı gibi, çekteki en son cironun da davacıya ait olması sebebiyle zayi olduğu hususunda yaklaşık ispat koşulu sağlanamamıştır. Bu nedenle Mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygundur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.