Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2325 E. 2023/833 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2325 Esas
KARAR NO: 2023/833 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/288 Esas – 2022/476 Karar
TARİHİ: 27/04/2022
DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
KARAR TARİHİ: 18/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil bankanın Yayla Şubesi ile dava dışı … Tic. a.ş. ve davalı kefil … arasında imzalanmış olan 17.02.2017 ve 08.02.2018 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği davalı borçluya TT- … ile … nolu ticari kredi tanımlandığını, davalı borçlu adına anılan kattan tasarrufi işlemler gerçekleştirildiğini, Yazılı krediden kaynaklanan borçların ödenmemesi nedeniyle, anılan sözleşmelerin ilgili maddelerine istinaden borçlunun kredilerinin , 23.01.2020 tarihi ıtıbarıyle kat edildiğini, İhtarlarda öngörülen süreler içinde borcun ödenmemesi üzerine bu kez Büyükçekmece …icra Müdürlüğü’nün … E. sayılı numarasında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu ödeme emrine, borca, faiz, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinde de bir sonuç alınamadığını, davalının kullanılan krediyi geri ödememiş olup, hesap kat tarihi itibariyle ve icra takibi aşamasında istenilen alacak miktarı, işletilen faiz oranlarındaki isabet, banka defter ve kayıtlarının incelenmesi ile bu husus sabit hale geleceği, davanın haksız itirazının iptali ile takibin devamını ve borçlunun itiraza konu edilen alacağın 9420’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetinin temini için iş bu davanın açılmasının zorunlu olduğunu, davanın vaki tüm itirazlarının 971.258,21 TL alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, itiraza konu edilen alacağın 420 sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatının da hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı bankanın faiz karteli olarak kamuda bilinen ve birçok bankanın yüksek faiz anlaşması olan uygulama ile yüksek faiz uygulamış olduğundan faiz oranına ve işlemiş faiz miktarına itiraz ettiğini, davacı bankanın kredi taksitlerini tahsil ettiği hesaba müvekki tarafından kredi taksiti olarak yatırılan paralar, banka tarafından kredi taksiti yerine masraf ve diğer banka enstrümanlarının bedeli olarak tahsil edilmiş olduğundan asıl alacak tutarına itiraz edildiğini, hesap detayı ve ekstrelerin davacı banka elinde olduğundan banka kayıtları dışında delil sunma şanslarının olmadığını ancak bilirkişi incelemesi talebinin olduğunu, banka tarafından sunulacak hesap hareketleri ve ekstreler bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiğini bu nedenlerle davanın reddine, davacı tarafın reddedilecek miktarın %20’si oranında kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama masrafları ile avukatlık ücretlerinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/04/2022 tarih 2021/288 Esas – 2022/476 Karar sayılı kararında; ” … Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir. Davacı banka ile dava dışı borçlu … Tic. A:ş arasında Genel Kredi Sözleşmesi arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmış, davalı … müteselsil kefil olarak Genel Kredi sözleşmesini imzalamıştır. Kredi sözleşmesine konu borcun, ödenmemesi üzerine davacı bankaca asıl borçlu ve davalılar hakkında hesap kat ihtarnamesi davalılara ve asıl borçluya ve davalıya tebliğe çıkarıldığı, davalı kefile tebligatın yapılamayarak iade edildiği, bu durumda kefilin ancak takip tarihi itibariyle temerrüte düşürülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Kefil, BK m.589’a göre kefalet limitini aşmamak kaydı ile sorumludur. Kefalet sözleşmesinin yazılı olması, kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmiş olması, kefaletin tarihinin belli olması, ayrıca sorumlu olacağı miktarı sıfatı kendi el yazısı ile yazmış olması nedeniyle TBK 583 v 584 maddesindeki şartaların mevcut olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı kefilin sorumlu olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporundaki hesaplamada davalının temerrüt tarihi olan icra takip tarihi itibariyle asıl alacak miktarları tespit edilmiş, bankanını fazlaca talep ettiği miktar tepit edilmiştir. İcra takip tarihi itibariyle davacı bankanın genel kredi sözleşmesi kapsamında çekilen kredi alacağı yönünden asıl alacakları tespit edilerek, uygulanacak faiz oranları tespit edilmiştir. Davalı genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamış olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, bahse konu krediler ve diğer işlemler davalının kefil olarak imzaladığı bu genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılmıştır. Buna göre bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle tespit edilen miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne ve likit olan asıl alacak üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. KGF (Kredi Garanti Fonu) garantili kredilerde KGF tarafından kefaletine karşılık ödeme yapılsa dahi, kredi veren kuruluş tarafından diğer borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine alacağın tamamı üzerinden icra takibine devam edilmesinin 22/11/2016 tarihli Resmi Gazete yayımlanan 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve Kredi Garanti Fonu ile Banka arasından imzalanan protokolün gereği olduğu, Bakanlar Kurulunun 2016/9538 sayılı Kararı’nın 6. maddesinin 1. fıkrasında “Temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür.” ve 4. fıkrasında “Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip işlemleri neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır.” denilmek suretiyle KGF tarafından tazmin edilen kefalet limiti tutarındaki alacağın takibinin kredi verenlerce (bankalarca) yürütüleceği ve bu takipler neticesinde nakde çevrilen teminatlar ile takip işlemleri neticesinde elde edilecek tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında KGF’ye aktarılacağı hükme bağlandığı, nitekim Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi’nin 19.12.2019 tarihli, 2018/939 E. 2019/1593 K. Sayılı kararı da bu yöndedir. Bu nedenle söz konusu ödemeler takip bedelinden düşülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanını kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, -Davanın kısmen kabulü ile; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının 702.221,90 TL asıl alacak 253.722,47 TL işlemiş faiz üzerinden iptali ile, bu miktarlar üzerinden takibin devamına, takip tarihinden başlamak üzere 236.554,77 TL asıl alacak tutarı (… – nolu kredi için) tamamen ödeninceye kadar yıllık %32,68 oranında; 465.667,13 TL asıl alacak tutarı (… no.lu kredi için) tamamen ödeninceye kadar yıllık %33,60 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Asıl alacağın %20 si oranında 140.444,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili banka ile dava dışı … TİC. A.Ş. Ve davalı-kefil … arasında imzalanmış olan GKS gereği, kendilerine ticari kredi tanımlandığını ancak ilgililere geri ödemelerde bulunmadıklarını; bu sebeple, borçlu şirket ve kefile kat ihtarnamesi gönderilmiş olup belirtilen süre içerisinde borcun ödenmesi istenildiğini ancak herhangi bir ödemede bulunmadıklarını, Belirtilen süre içerisinde borcun ödenmemesi sebebiyle şirket ve kefil aleyhine Küçükçekmece … İcra D. … E. Sayılı dosya ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını; her iki borçlunun da takibe, borca, fer’ilerine ve yetkiye itiraz ettiklerini; yetkiye itiraz edilmesi akabinde icra dosyasının kefil için Büyükçekmece İcra Tevzi’ye; dava dışı şirket için ise Anadolu İcra Tevzi’ye gönderildiğini; borçluların her ikisinin de yine, yetkili yerden gönderilen ödeme emrine itiraz ettiklerini, İtirazların iptali için öncelikle davalı-kefil … aleyhine mahkemede dava açıldığını, sonrasında ise dava dışı … TİC.A.Ş. için Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/716 E. Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını; şirket için açılan itirazın iptali davasına sunmuş oldukları dava dilekçesinde; davanın konusu ile taraflarının aynı olması sebebiyle dosyanın Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/288 E. Sayılı dosyasıyla birleştirilmesi ve yargılamanın bu mahkemede görülmesinin talep edildiğini; taleplerinin kabul edilmiş olup dosyanın Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/288 E. Sayılı dosyasına birleştirilmek üzere gönderildiğini; bununla ilgili gerekçeli karar, kesinleşme şerhi ve dosya gönderme yazısını sunmakta olduklarını, Ancak iş bu mahkemede bulunan dosyalarının içeriğinden de görüleceği üzere, davalı şirketin dosyaya taraf eklenmediğini, bilirkişi raporunda bahsi geçmediğini, gerekçeli kararda şirket için hüküm kurulmadığını; davalı şirket için de bilirkişi hesaplaması yapılması ve karar verilmesi gerekirken sadece diğer davalı … için hüküm kurulduğunu; davalı … için verilen hükme karşı bir itirazlarının bulunmadığını, Davalı şirketin de davalı olarak eklenmesi ve şirket için de bilirkişi hesaplanması yapılmasını; en nihayetinde hem şirket hem de kefil için hüküm kurulmasını talep etme zorunluluklarının hasıl olduğunu; bu sebeple Yerel Mahkeme kararının, davalı … için verilen karar sabit kalmak ve değiştirilmemek şartı ile diğer davalı şirket açısından kaldırılarak şirket için yeniden yargılama yapılması adına dosyanın Yerel Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek, Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak, davalı şirket için de yargılama yapılması ve yeniden hüküm kurulması için dosyanın yerel mahkeme’ye gönderilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava genel kredi ve kefalet sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dosyası incelendiğinde; İstanbul Anadolu 12 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/716 esas, 2021/903 karar sayılı, 22/11/2021 tarihli kararı ile, davanın Bakırköy 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/288 Esas sayılı davası ile birleştirilmesine karar verildiği, birleştirme kararının 30/12/2021 tarihinde kesinleştiği, birleştirme yazısı ve dosyanın 30/12/2021 tarihli üst yazı ile Bakırköy 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/288 esas sayılı dosyasına fiziken gönderildiği, birleştirme yazının aynı tarihte onaylanarak UYAP sisteminden de dosyaya eklenmesinin sağlandığı, Bakırköy 4 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/288 esas sayılı dosyasında 2022/476 karar sayılı 27/04/2022 tarihli ilam ile yalnızca asıl dava hakkında hüküm tesis edildiği, birleşen dava yönünden yargılama yapılmadığı ve hüküm tesis edilmediği anlaşılmıştır. Mahkeme kararlarının neleri kapsaması gerektiği HMK’nin 297. maddesinde düzenlenmiştir. Ayrıca Anayasa’nın 141. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır” hükmünü amirdir. Anılan HMK’nın 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. Kararlarda bulunması gereken gerekçeler sayesinde taraflar, hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığını anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da kanun yolu incelemesi bu gerekçe ve hüküm sonucuna göre yapılabilecektir. İstinaf Kanun Yoluna tabi olan mahkeme kararının HMK’nin 297. maddesine uygun ve denetime elverişli gerekçeli biçimde oluşturulması gerekmekte olup anılan niteliklere uygun olmayan kararlar Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesini, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkını ihlal edecektir. HMK 297/1-c ve 297/2. maddesi uyarınca taleplerden her biri hakkında ne hüküm verildiği ve gerekçesinin açıklanması zorunlu olup, birleşen davadaki taleplere ilişkin tahkikat yürütülerek, bu tahkikat işlemlerinden ulaşılan sonuçların, gerekçeleriyle birlikte ayrıntılı olarak kararda belirtilmesi gerekirken yalnızca asıl davaya yönelik yargılama yapılarak hüküm tesis edilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 355, 353/1-a4 maddeleri uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2022 tarih ve 2021/288 Esas – 2022/476 Karar sayılı kararının HMK’nın 355 ve 353/1-a4 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.