Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2309 E. 2022/2000 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2309 Esas
KARAR NO: 2022/2000 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/1121 Esas – 2022/1385 Karar
TARİH: 19/10/2022
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin davalılar ile akaryakıt alım satımı dolayısı ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, müvekkilleri tarafından akaryakıttan kaynaklı faturalar sebebiyle 28/02/2019 tarihli vade tarihsiz teminat maksadı ile 328.963,00 TL senet verdiğini, ancak daha sonra 27/03/2019 tarihli 60.000,00 TL bedelli çek, 25/03/2019 tarihli 77.000,00 TL bedelli çek, 25/03/2019 tarihli 50.000,00 TL bedelli çek, 26/04/2019 tarihli 105.500,00 TL bedelli çek, 25/05/2019 tarihli 23.660,00 TL bedelli ve 27/06/2019 tarihli 126.500,00 TL bedelli çek verilmek suretiyle senede konu olan borcun fazlası ile ödendiğini, müvekkilleri tarafından söz konusu çeklerin keşide edildikten sonra teminat maksatlı verilen senetin iadesinin talep edildiğini, davalıların senedi iade etmekten imtina ettiğini, bu itibarla müvekkillerinin davalılara borcu bulunmadığını, davalıların bu durumu bilmelerine rağmen kötü niyetli olarak seneti iade etmediklerini, dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkillerinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı oldukça açık olduğundan; davaya konu kambiyo senedinin ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde müvekkillerinin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini ve dava konusu senedin iptaline karar verilmesini talep ettiğini beyan ederek davaya konu 28/02/2019 tarihli vade tarihsiz 328.963,00 TL senet sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davalılar aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne, 28/02/2019 tarihli vade tarihsiz 328.963,00 TL senetten kaynaklı borçlu olmadıklarının tespitine, dava konusu senedin iptaline, dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalıların süresinde cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşıldı.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/10/2022 tarih ve 2021/1121 Esas – 2022/1385 Karar sayılı kararında; “…Mahkeme heyetimizce yapılan müzakereler neticesine Yargıtay ve İstinaf Mahkemeleri tarafından verilen kararlar, Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine dair kararlar ve gerekçeleri değerlendirildiğinde, Mahkememiz’in faaliyete başladığı 01.09.2021 tarihinden önce açılmış olan davalar yönünden görevli mahkemenin, davanın açıldığı tarihte görevli olan Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu, kamu düzeninin ve göreve ilişkin dava şartının yargılamanın her aşamasında nazara alındığı, buna göre dava tarihi itibariyle görevli olmayan Mahkememizce yargılamaya devam edilmesinin hukuki dayanağının olmadığı kanaatine varılarak ve HMK 30. madde gereği “Hakimin yargılamanın makul sürede yürütülmesi yükümlülüğü” nazara alınarak (Mahkememize gönderilen dosyalarının yargılaması sırasında tahkikatın tamamlanmış olduğu dosyaları yönünden ise “hakimin tarafsızlığı” ilkesine aykırı hareket etmeme ve dosyalar açısından kayırma yapılma şeklinde algı oluşmaması hususu da birlikte değerlendirilerek) görev dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, devir kararı veren Mahkeme tarafından usulüne uygun görevsizlik kararı verilmemesi nedeniyle görev yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı bulunmadığı kanaatine varılarak talep halinde dosyanın Mahkememize devir kararını veren asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Mahkememizin 05/03/2019 dava tarihi itibarıyla görevsiz olması nedeniyle görev dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğunu, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 28/02/2019 keşide tarihli, vade tarihi boş bırakılan 328.963,00 TL. Bedelli bonodan kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tesbit davasıdır. Mahkemece, görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK 5/3.m. “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmünü, 5/4 m. ise “Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yargı çevresindeki bir ticari davada görev kuralına dayanılmamış olması, görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez; asliye hukuk mahkemesi, davaya devam eder.” hükmünü haizdir. Somut olaya döndüğümüzde, davanın 05/03/2019 tarihinde Malkara Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, iş bu davanın açılmasından sonra, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiş, eldeki derdest davaların devri ile ilgili bir düzenleme yapılmamış olduğuna göre Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022/1574 Esas – 2022/2411 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin, derdest dava dosyalarını yeni kurulan veya yetki çevresi genişletilen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı vererek göndermeden yargılamasını yapması gerekmekte olup 01/09/2021 tarihinden önce açılan iş bu davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla; mahkemece verilen karşı görevsizlik kararı usul ve yasaya uygun olup aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.