Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2280 E. 2022/1998 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2280 Esas
KARAR NO: 2022/1998 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/811Esas – 2022/366 Karar
TARİH: 21/04/2022
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Amsterdam Üniversitesinde öğrenci olduğunu, 05/01/2019 tarihinde öğrenci olarak yaşadığı Amsterdam şehrine gitmek için … A.Ş. Firmasından bir uçak bileti alarak 05/01/2019 tarihli 18:45 saatli … onay numaralı uçuşa rezervasyonunu gerçekleştirdiğini, 05/01/2019 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanına giden müvekkilin, uçuş için gerekli tüm işlemleri yaptırdığını, davacının 2015 yılından bu yana Amsterdam Üniversitesinde öğrenci olduğunu, öğrencisi olduğu Amsterdam Üniversitesinin bu süre boyunca müvekkilinin Hollandada oturum izni sağlayıcısı olduğunu, müvekkilinin 01/12/2018 de oturum izninin süresi dolduğunu, müvekkilin de kalkış oturum izninin uzatımı için yine üniversitesi aracılığıyla …’ye başvurduğunu, bu başvuruya ilişkin üniversite tarafından müvekkiline ilk olarak 18/10/2018 tarihli mail geldiğini, bu mailde online başvurunun ve gerekli dokümanların eksiksiz alındığını, ikinci mailin 12/11/2018 tarihinde geldiğini, bu mailde …’den gelen bilgi doğrultusunda oturumun 01/12/2019 tarihine kadar onaylandığını, üçüncü mailin 15/11/2018 tarihinde müvekkile geldiğini, müvekkilinin kira ve eğitim harcı gideri dışında, öğrenci olarak Amsterdam’da ekstradan geçirmiş olduğu 1 yıl için yaptığı harcamaların en az 5.000,00 Euro olduğunu, davanın kabulünü, 9.300,00 Euro 1 yıllık eğitim harcı bedelinin 27/04/2021 tarihi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı 92.720,00 TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 8.000,00 euro kira bedelinin 27/04/2021 tarihi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı 179.458,20 TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 18.000,00 euro kazanç kaybının 27/04/2021 tarihi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı 179.458,20 TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 5.000,00 euro kira ve eğitim harcamaları dışında kalan ortalama harcamanın 27/04/2021 tarihi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı 49.849,50 TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu edilen uçuş ve olayın 05.01.2019 tarihinde gerçekleşmiş olmasına rağmen dava 27.04.2021 tarihinde ikame edildiği, hiçbir şekilde talepleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacakların hak düşürücü süre içinde talep edilmediği, davanın usulden reddi gerektiği, davacının mesleki eğitim alma amacıyla seyahat ettiği için davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, görevsiz mahkemede açılan davanın reddini, uyuşmazlığa konu olayda boarding(uçuşa kabul) anında davacı tarafından oturum iznine sahip olduğuna ilişkin hiçbir resmi belge sunulmadığı, sadece 2018-2019 yılı kayıt beyannamesi ve üniversitenin attığı mail sunulduğu, davacı tarafından sunulmuş olan okul kayıt beyannamesi ya da mail ekran görüntüsünün vize veya oturum izni belgesi olarak kabul edilemeyeceği her türlü izahtan vareste olduğu, davacı tarafından ibraz edilen dokümanların sadece davacının oturum izni başvuru sürecini ifade eden bildirimler olup, ülkeye kabulünü sağlayacak herhangi resmi bir yazı olarak kabul edilmediği, mevcut belgenin aranan resmi evrak sıfatı taşımaması nedeniyle davacının pasaportuna göre uçuşa kabul edilip edilmeyeceği değerlendirilmiş, davacının hususi pasaportuna göre yapılan değerlendirmede ise yurt dışında kaldığı süre nedeniyle vize muafiyetinden yararlanamayacağı tespit edildiği, uçuş tarihinde herhangi bir vize muafiyeti olmayan yolcunun uçuşa kabul edilmesi ilgili yasal mevzuat uyarınca mümkün olmadığı, davacının iddiaları doğru kabul edilerek uçuş tarihinde davacının geçerli bir oturum izninin bulunduğu düşünülse dahi davacı işbu durumu gösterir resmi belgeyi sunmakla mükellef olduğu, davacı tarafından da dava dilekçesinde uçuş tarihinde önceki oturum izninin dolduğu ve yeni iznin alındığını gösterir süreçte olduğu ikrar edildiği, davacının iddiası doğru kabul edilerek almış olduğu maillerin davacıya Hollandada kalma hakkı sağladığı düşünülse dahi işbu belgeler davacının Hollanda’ya gidebilme hakkına sahip olduğunu ispatlamadığı, bunun yanında hususi pasaport sahibi olan davacının uçuş tarihinde vize muafiyeti bulunmadığı, hususi pasaport sahibi yolcular Schengen ülkelerine seyahatlerinde geçmiş 180 gün içerisinde 90 gün vizeden muaf olduğu, davacının uçuştan önce toplam 134 gün schengen ülkesinde kalmış olduğu, burada bakılması gereken kriterin davacının Hollanda’da kaldığı süre değil Schengen ülkelerinde kaldığı süre olduğu, zararın ve tazmin yükümlülüğünün doğmasının ilk şartının kusur olduğu gözetildiğinde davacının tazminat taleplerine hak kazanamayacağı her türlü izahtan vareste olduğu, seyahat belgelerindeki eksiklik sebebiyle hava yolu firmalarının yolcuları uçuşa kabul etmeme hakkı, yargıtay’ın kararlarında da hüküm altına alındığı, (T.c. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/8438 E. – 2016/2907 K. Ve 16.3.2016 Tarih), dava konusu olayda müvekkili şirketin üzerine düşen tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirmiş ve yasal yükümlülüğü gereği davacıyı uçuşa kabul etmediği ve mevcut durumda müvekkil şirket aleyhine manevi tazminata hükmedilemeyeceği, izah edilen ve mahkemece re’sen dikkate alınacak nedenlerle öncelikle davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebiyle davanın usulden reddine, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/04/2022 tarih 2021/811 Esas 2022/366 Karar sayılı kararında;”…. Yukarıda atıf yapılan tüm içtihatlarda davalı kurum dosyamızda da davalı konumundadır. Somut olayda, dava dilekçesindeki anlatımdan, davacının mesleki ve ticari bir amaçla seyahat ettiğine ilişkin hiç bir delil bulunmamakla, davacının tüketici konumunda olduğu anlaşılmaktadır.6502 sayılı Yasa’nın 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. Somut olayda davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE, Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, uyuşmazlık konusunun havayolu taşıma işinden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunu, (Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2016/11654 E., 2016/11009 K., 21.11.2016 T. Sayılı kararı) (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/2600 E., 2015/4324 K., 27.3.2015 T. Kararı) (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2012/9513 E., 2012/11823 K. ve 4.7.2012 tarihli kararı) (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2008/5221 E., 2009/9788 K. Ve 29.09.2009 tarihli kararı) Hava taşımacılığından kaynaklandığını, bu işin müvekkili şirket bakımından ticari iş niteliğinde olduğunu, (İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesi’nin 2019/945 E. – 2020/1259 K. Ve 24.11.2020 Tarihli Kararı) (İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi’nin 2018/25 E. – 2018/2 K. Ve 15.01.2018 Tarihli Kararı) Uluslararası seyahatlerin ticaret mahkemeleri görev alanına girdiğini, uyuşmazlık mahkemesinin 2020 yılında verdiği kararlarının mevcut olduğunu, ( 2019/2626 E., 2020/908 K. sayılı, 02.06.2020 tarihli kararı) Davacının mesleki eğitim alma amacıyla seyahat ettiğini, dava dilekçesinde ikrar ettiğini, bu nedenle davanın yine asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/14600 E. – 2017/281 K.) İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Davanın 27/04/2021 tarihinde İstanbul Anadolu 6. Tüketici Mahkemesinde açıldığı, bu mahkemece davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle 05/10/2021 tarih ve 2021/383 Esas – 2021/705Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın İstanbul Anadolu 2 ATM.’ye tevzi edildiği anlaşılmıştır. Dava, havayolu ile yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görev dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/02/2018 gün ve 2016/6654 E.-2018/723 sayılı kararında da belirtildiği üzere; “ticari ve mesleki olmayan amaçla havayolu ile yolculuk yapılması durumunda tüketici mahkemesinin görevli mahkeme olduğu…” belirtilmiştir.Somut olayda, davacının Amsterdam Üniversitesinde öğrenci olup 05/01/2019 tarihinde Amsterdam şehrine gitmek için … onay numaralı uçuş için rezervasyon yaptığı, 05/01/2019 tarihinde Sabiha Gökçen Havalimanına geldiği, uçağa binmek üzereyken davacının oturum izni olmadığı için uçağa alınmayacağının bildirildiği ve davacının uçuşu gerçekleştiremediği, bu nedenle davacının maddi ve manevi zararının tazmini talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davanın açıldığı 27/04/2021 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki amaçlarla seyahat ettiğine dair dosyada delil bulunmadığından 6502 sayılı kanunun 3/k maddesinde tanımlanan tüketici konumunda olduğu, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin de tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu, aynı kanunun 73/1 maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevlidir. Bu itibarla somut uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmektedir. İlk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davalı vekilinin göreve yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.