Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2268 E. 2022/1969 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2268 Esas
KARAR NO: 2022/1969 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/590 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİHİ: 12/08/2022 (Ara Karar)
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin olarak HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbir verilecek hallerin belirtildiğini, yine TTK’nın 449. maddesinde de “Genel kurul kararı aleyhine iptal ve butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” dendiğini, davalı şirket ve müvekkili pay sahiplerinin çok ciddi ve telafisi mümkün olmayacak şekilde zarara uğrayabileceğini, müvekkilinin iradesi dışında çoğunluğun yönetim kurulu üyeliğine seçilerek şirketin tüm idare ve sair işlemlerini kendi keyfiyetlerine hasretmeleri ile görev yapacakları belirlenen süre zarfında işlemleriyle şirketin içini boşaltabileceklerini beyanla teminatsız olarak genel kurul kararının icrasının geriye bırakılmasına ve yönetim organında boşluğun var olacağı gözetilerek bir yönetim kayyımı atanmasına yahut mahkemenin uygun göreceği başka bir tedbirin teminatsız olarak uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesinin 12/08/2022 (Ara Karar) tarih ve 2022/590 Esas (Derdest Dava Dosyası) Ara Karar sayılı kararında;”Davacı tarafından her ne kadar davalı şirkete yönetim kayyımı ataması ve 13/05/2022 tarihli genel kurulun 3,4 ve 7 numaralı gündem maddeleri kapsamında alınan kararların yürütülmesinin durdurulması talep edilmiş ise de; şirketin organsız kalmadığı anlaşıldığından yönetim kayyımı atanmasına gerek olmadığı anlaşılmış, ayrıca davacının taleplerinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle HMK 390/3 maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmemiş olması nedeniyle davacı vekilinin taleplerinin reddine karar verilmiştir.”gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; TTK’nın 449/1 maddesi hükmü gereği; bir genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açılır ise şirket yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınmak koşulu ile dava konusu genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verilebilmekte olup dava dosyası kapsamında yerel mahkemenin yönetim kurulu üyelerinin görüşüne başvurmaksızın taleplerini reddettiğini, kanun hükmünün yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması zorunluluğunu açık bir şekilde düzenlediğini, Yargıtay’ın yargı içtihatları ile de genel kurul kararlarının iptali yönünden ihtiyati tedbir taleplerinin yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması akabinde değerlendirmesi gerekliliğini ortaya koyduğunu, yürütülmenin geri bırakılması kararının nitelik itibariyle ihtiyati tedbire benzediğini ancak öğretide TTK 449’da yer alan dava açıldıktan sonra talep edilebilir anlatımından ötürü dava açılmadan önce bu tedbirin istenememesi ve yönetim kurulunun görüşünün alınmasının zorunlu olması nedenleriyle yürütülmenin geri bırakılması tedbirinin HMK madde 397/1’den ayrıldığı, özel hüküm olduğu görüşünün öne sürülebildiğini, yerel mahkemenin, ihtiyati tedbir talebinin gerekip gerekmediği konusunda eksik ve hatalı bir karar tesis ettiğini, işbu kararın gerekçelendirilmediğini, davalı şirketin 13.05.2022 tarihli olağan genel kurul toplantısının (3), (4) ve (7) numaralı gündem maddelerine ilişkin alınan kararlar kapsamında ihtiyati tedbir taleplerinin esasen iki ihtiyati tedbir istemine mündemiç olduğunu ve bir talebin diğer talebe bağlı türden olduğunu, belirtilen kararların icrasının geriye bırakılması talepleri, yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespitine ilişkin 7 numaralı gündem maddesi kapsamında alınan kararın icrasının geriye bırakılması halinde yönetim organında boşluk olacağından yönetim kayyımı taleplerinin bulunduğunu, bu haliyle yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin tespitine ilişkin 7 numaralı gündem maddesi kapsamına alınan karara yönelik ihtiyati tedbir isteminin kabulü halinde, yönetim kurulu üyelerinin seçilmediği bir senaryoda yönetim organında boşluk olacağını, yerel mahkemenin taleplerini değerlendirmediğini, matbu bir gerekçe ile yetinildiğini, yönetim kayyımı talebine yönelik “organ boşluğunun bulunmadığı” gerekçesiyle, taleplerinin anlaşılamadığının ortaya konulduğunu, iptali talep olunan kararların kanuna ve dürüstlük kuralına uygunluğunun denetimi, yahut ivedi bir tedbirin gerekip gerekmediği değerlendirmesi yapılırken, davacı … ve davalı şirket ve şirketin başkan ve üyeleriyle ilgili yıllardır süregelen ihtilaf ve delillerin muhakkak surette göz önünde bulundurulması gerektiğini, yerel mahkemenin delillerin toplanmasına yahut yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınmasına ihtiyaç duymayarak taleplerini reddettiğini, yerel Mahkeme’nin salt yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı şeklinde bir karar vermesinin “bozma sebebi” sayılması gerektiğini, organ boşluğu oluşacağı hasebiyle yönetim kayyımı talebi gerekçesinin davalı şirket yönetim kurulunda yer alan ve dahi başkan yardımcılığı görevine getirilen …’in fiili ehliyetine yönelik olduğunu, bu hususun ispatı dava dilekçelerinin deliller kısmında yer verdikleri SGK kayıtlarında ve ATK’dan alınacak raporla ile ortaya konulacakken, mahkemenin SGK’ya yazı yazmadığını ve ilgili üyenin ATK’ya sevkine yönelik bir işlem yapmadığını, mahkemeye sunulu tüm iddialarının altı dolu ve gerekçeli olduğunu, deliller toplanmadan karar verildiğini, iptalini talep ettikleri (3) (4) ile (7) numaralı gündem maddeleri kapsamında alınan kararların, dava dilekçesinde yaptıkları açıklamalar ve deliller değerlendirilirse, davalı şirket ve müvekkili …’i çok ciddi ve telafisi olmayacak şekilde zarara uğratabilecek türden olduklarının görüleceğini, müvekkilinin iradesi dışında çoğunluğun yönetim kurulu üyeliğine seçilerek şirketin tüm idare ve sair işlemlerini kendi keyfiyetlerine vermelerinin, görev yapacakları belirlenen süre zarfında işlemleriyle şirketi boşaltabileceklerinin göstergesi olduğunu beyanla İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/590 E. Sayılı dosyasında verilen 12.08.2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının bozularak kaldırılmasına, davalı şirketin 13.05.2022 tarihli genel kurul toplantısının 3, 4 ile 7 numaralı gündem maddeleri kapsamında alınan kararların icrasının geriye bırakılmasına, 7 numaralı gündem maddesinin icrasının geriye bırakılmasına karar verilmesi halinde davalı şirket nezdinde yönetim organında boşluğun var olacağı gözetilerek davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, anonim şirket olağan genel kurul toplantısında alınan kararların yürütmesinin durdurulması ile şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına ilişkindir. Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 449. maddesi ise “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü haiz olup mahkemece davalı şirketin yönetim kurulu üyelerine tebligat çıkarılarak görüşleri alındıktan sonra, sonucuna göre her iki talebin birlikte değerlendirilmesi ile karar verilmesi gerekirken, bu işlemler tamamlanmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın talebin yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/08/2022 tarih ve 2022/590 Esas Sayılı Ara Kararın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.