Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2260 E. 2022/1918 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2260 Esas
KARAR NO: 2022/1918 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/859 Esas – 2022/478 Karar
TARİH: 24/05/2022
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı firmanın açık kömür ocağı işetmesinin hafriyat işlerinde kullanılmak ve teşvik belgesi kapsamında olmak üzere davalı firma tarafından 2017 yılı başında Fas’ta, satışı yapılan araçların lansman töreni esnasında yapılan ön sözleşme uyarınca, davalı firma tarafından ithali ve satışı yapılmakta olan … marka kamyonlardan, firma yetkilisi … Türkiye Genel Müdürü Sebestien Delepine tarafından basına yapılan açıklamada belirtildiği üzere davacıya teslim edilen araçların özel olarak madencilik işleri için tasarlandığının belirtildiği, 29 adet hafriyat kamyonu satın alınması hususunda sözleşme yapıldığı ve davalı firma tarafından ithal ve sipariş miktarlarına göre dört partide davacı firmanın maden işletme tesislerinde teslim edildiği, ilk parti teslim edilen araçların faturalarının davalı firma tarafından düzenlendiği, daha sonra teslim edilen araçların faturaların davalı firma tarafından yetkili bayilerinden … unvanlı firmaya düzenlettirildiği, ancak gerçek satış ve teslimlerin … Tic. Şti. Lti. tarafından yapıldığını, yapılan anlaşma gereğince satıcı firma personeli tarafından davacı şirket temsilcisine işletme sahasında eğitim verildiği ve kamyonların törenle teslim edildiğini, yaklaşık 2 yıllık sürede 3 adet kamyon ile diğer kamyonların performans ve verime ulaşılamadığı gibi, deneyimli sürücüler tarafından kullanılmasına rağmen muhtelif arızaların ortaya çıktığı, yapılan inceleme sonucunda söz konusu üç kamyonun sözleşmeye uygun olmadığı ve satıcı firma genel müdürünün açıklamalarında belirttiği özellikleri taşımadığı, inşaat şantiyesi aracı özelliklerini taşıdığı, davalı firma tarafından gerekli tamirlerin ücretsiz olarak yapıldığı, ancak araçların farklı olduğunun Mayıs 2020 ayına kadar davacı firma ya açıklanamadığı, davacı firma tarafından başka bir uzman görüşünün alınması neticesinde Mayıs 2020 yılında farklılığın ortaya çıktığı, şirket yetkilisi … ile yapılan görüşmede araçların diğerlerinden farklı olduğu ve maden hafriyatına uygun olmadığının satıcı firma tarafından bilinerek, diğer araçlarla aynı özellikteymiş gibi gösterilerek satışının yaptırılmış olduğunun öğrenildiği, davalı şirket yetkilileri ve … Türkiye temsilcisi ile yapılan Mayıs-Haziran 2020 tarihlerinde yapılan görüşmede 3 adet aracın diğer araçlarla aynı nitelikteki araçlar ile değiştirilmesini, iki yıllık süredeki arıza ve iş kaybından kaynaklanan mağduriyetin de giderilmesini teminen sözleşmeye uygun yeni araçlar ile değiştirileceği taahhüt edilmiş olmasına rağmen 03/07/2020 tarihli mail yazısı ile araçların tamir edilmesi ya da fark bedel ile yeni araç verilmesinin teklif edildiği, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik satış sözleşmesine, ticaret örf, adet ve ahlakı ile basına yapılan açıklamalarda belirtilen nitelikler ve satışı yapılan diğer 26 aracın niteliklerine uygun olmayan … şase numaralı … plakalı, … şase numaralı … plakalı, … şase numaralı … plakalı araçların satış sözleşmesine konu diğer araçlarla aynı nitelikteymiş gibi belirtilerek ve gösterilerek aykırı olarak satılmış olması nedeni ile, araçların taahhüt edilen özeliklerin bulunmamasından dolayı uğranılan üretim kaybından kaynaklanan maddi zarardan şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın, uğranılan manevi zarar nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tazminine, 3 adet kamyonun diğer 26 kamyon ile ve taahhüt edilen ile aynı nitelikteki yenileriyle bedelsiz olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın muhtelif tarihlerde farklı model araçlar satın aldığını, …, …, … plakalı ticari araçların davalı şirketin yetkili bayilerinden … Tic. A.Ş.’den 14/05/2018 tarihinde satın alındığı, davacının araç filosunda ayrıca doğrudan davacı şirketten satın aldığı 8 adet … model ve 26/05/2017 tarihinde satın aldığı 2 adet … model, davacı şirket yetkili bayisi … Oto.’dan 23/01/2019 tarihinde satın aldığı dava konusu araçla aynı model … model 2 adet ve son olarak davacı şirket yetkili bayisi … Oto’dan 23/01/2019, 11/09/2019 ve 19/09/2019 tarihlerinde satın aldığı 16 adet … model araç bulunduğunu, … ve … araçlarının ayrı modeller olduğunu, dava konusu araçlarla aynı modelde 2 adet daha araç bulunsa da bunlara ilişkin bir şikayet veya talebin davacı tarafından bulunmadığını, servis işlemleri sırasında davacıya davaya konu araçlara güçlendirici parça eklenerek maden koşullarında kullanıma uygun hale getirilmesinin teklif edildiğini, davacı tarafın reddettiğini, davaya konu araçların … Oto. tarafından davacıya satıldığı dikkate alınarak davalı şirket açısından husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, ayrıca zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak da davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/05/2022 tarih ve 2021/859 Esas – 2022/478 Karar sayılı kararında; “…Davacı tarafından davalı şirkete gönderilen 06/07/2020 tarihli ihtarnamenin incelenmesinde; sözleşme uyarınca 29 adet kamyon satın alındığını, söz konusu 3 kamyonun sözleşmeye konu ürün gamının özelliklerini taşımadığını, şantiye gamı olarak gösterilen seriden olduğunu, 3 adet aracın geri alınarak yerine sözleşmeye uygun olan diğer kamyonların niteliklerinde yeni 3 kamyonun fark bedel ve masraf tahakkuk ve talep edilmeden değiştirilmesinin ihtar edildiği anlaşılmıştır. Beşiktaş … Noterliği’nin 09/07/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelenmesinde; keşidecinin … Ticaret Limited Şirketi, muhatabın … Anonim Şirketi, ihtarnamenin konusunun …, … ve … plakalı araçlara ilişkin … Madencilik Anonim Şirketi’nin 06/07/2020 tarihli yazılarına cevap olduğu, muhatap ile keşideci arasında maden hafriyat gamında, … marka 29 adet araç satışına dair akdedilen yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, muhatabın keşideciden satın almış olduğu sekiz aracın bulunduğunu, belirtilen 3 adet aracın yetkili bayi … firmasından satın alındığını, bahse konu araçların yenileriyle değiştirileceğinin keşideci şirket tarafından taahhüt edildiğine dair iddiaların gerçekle bağşmadığı, üç aracın teknik özelliklerinin bilinerek ve isteyerek satın alındığını, araçların yenileriyle değiştirilmesinin mümkün olmadığının ihtar edildiği anlaşılmıştır. Davaya konu … plakalı araca ait faturanın incelenmesinde; dava dışı … Otomotiv tarafından davacı şirket adına 14/05/2018 tarih … fatura numarası ile 349.041,35 TL bedel karşılığında düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.Davaya konu … plakalı araca ait faturanın incelenmesinde; dava dışı … Otomotiv tarafından davacı şirket adına 14/05/2018 tarih … fatura numarası ile 349.041,35 TL bedel karşılığında düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu … plakalı araca ait faturanın incelenmesinde; dava dışı … Otomotiv tarafından davacı şirket adına 14/05/2018 tarih … fatura numarası ile 349.041,35 TL bedel karşılığında düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce dava konusu araçların bulunduğu mahalde bilirkişi heyeti ile beraber keşif icra edilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından dosyaya sunulan 28/03/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından davalıdan dava konusunu oluşturmayan 2017 Model … tipi 6 adet aracın satın alınmış olduğu, bu araçların “…” (ağır) ibareli araçlar olduğu ve maden işlerinde kullanıma uygun araçlardan olduğu, davacı tarafından davalıdan dava konusunu oluşturmayan 2017 Model “…” tipi 2 adet aracın satın alınmış olduğu, bu araçların “…” (ağır) ibareli araçlar olduğu ve maden işlerinde kullanıma uygun araçlardan olduğu, davaya konu … tipi araçlardan davacı tarafından 5 adet alınmış olduğu, bunlardan iki tanesinin (… şasi nolu ve … şasi nolu) modelinin 2017 yılı olduğu, davaya konu 3 adet aracın modelinin ise 2018 yılı olduğu , davaya konu 2018 model yıllı … tipi … plakalı … şasi numaralı , … plakalı … şasi numaralı, … plakalı … şasi numaralı 3 adet aracın taşıyıcı şase traverslerinde çatlamalar ve kırılmalar meydana geldiği, bu arızanın tekrarlayan bir arıza olduğu ve davalı firma tarafından yenilenerek ve kaynak yapılarak arızanın giderilmesi yoluna gidildiği, davaya konu 3 adet aracın, ağır yüklemeye ve maden hafriyat işinde kullanıma uygun olmadıkları, kimi güçlendirilmiş takviye parçalarının bu araçlar üzerinde bulunmadığı dolayısıyla ağır yükleme koşullarında taşıyıcı şase traverslerinde kırılmalar ve çatlamaların meydana geldiği, bu araçların normal şantiye araçları olduğu, davacıya ait maden işletme sahasında bulunan dava konusu olmayan 2017 model … tipi iki adet aracın (2017 Model … şasi nolu ve … şasi nolu) kimi güçlendirilmiş takviye parçalarının mevcut olduğu dolayısıyla ağır yükleme ve maden hafriyat işlerine uygun olduğu, davalı tarafından sunulan listeye göre bu iki adet araç davadışı … San. Tic.A.Ş. tarafından 23.01.2019 tarihinde davalıya fatura edildiği görülmüşse de dosya içeriğinde fatura örnekleri ve bedelinin tespit edilemediği, … model araç ile … model araç arasındaki farkın … araçlarda taşıyıcı şase sistemlerinde güçlendirilmiş takviye parçalarının kullanılması olduğu, araçların damperleri ile diğer kupa ve parçaları davaya konu 3 adet araçla aynı olduğu, davaya konu araçlarla diğer iki araç arasındaki bu fark basit bir gözlem yahut inceleme ile tespit edilemeyecek nitelikte olup ancak kullanım sırasında aracın taşıyıcı şase sisteminde meydana gelecek kırılma ve çatlamalar ile tespit edilebilecek nitelikte olduğu, bu durumda dahi alıcının hasarı ilk etapta satıcıya bildirecek olması ve satıcıdan yardım isteyecek olması nedeniyle taşıyıcı şase sisteminde meydana gelen çatlamalar ve kırılmalar da aracın … olmadığının tespitini ilk etapta mümkün kılmadığı, araç davalı yan tarafından yenileme ve tamirat işlemine tabi tutulduğundan dolayı davalının davacıya aradaki farkı söylememesi durumunda aracın farklı olduğunun tespiti mümkün olmayacağı, ancak arızanın tekerrür etmesi neticesinde alıcının diğer araçlarla kıyaslayarak üçüncü şahıs umanlara yaptıracağı muayene neticesinde bu farklılık anlaşılabileceği, davaya konu olayda da bu durum yaşandığı, dava konusu araçlardan … Plakalı … şasi numaralı aracın satım tarihindeki değeri 349.041,35 TL, dava tarihindeki yenisinin değerinin 570.000,00 TL, … Plakalı …şasi numaralı aracın satım tarihindeki değeri, 349.041,35 TL, dava tarihindeki yenisinin değerinin 570.000,00 TL, … Plakalı … şasi numaralı aracın satım tarihindeki değeri 349.041,35 TL, dava tarihindeki yenisinin değerinin 570.000,00 TL olacağı, davacının üretim kaybından kaynaklanan maddi zararın tazmini talebi bulunmakla birlikte hangi tarihlerde araçların kullanılmadığını ve ne kadar süre ile üretim kaybı bulunduğunu izah etmediği araçların kullanılamaması nedeni ile davacının ne kadar üretim kaybı bulunduğunu tespit ve hesap etmenin alanında uzman maden mühendisi, sektör uzmanı, mali bilirkişi gibi bir başka bilirkişi tarafından değerlendirilmesi daha uygun olduğu, dosyaya sunulan faturalardan dava konusu 3 adet kamyon cinsinden aracın davadışı bayi … San. Tic.A.Ş tarafından davacıya satıldığı, davacı ile davalı arasında yazılı satım sözleşmesi veya davadışı bayinin ayıptan doğan tekeffül borcunun davalı tarafından garanti edilmesi gibi davalı imzalı açıkça kararlaştırılmış yazılı delil tespit edilemediği, dava konusu 3 adet araç hakkında teslimin bayi mi yoksa davalı tarafından mı ve nerede (davacının madenine mi davalının merkezinde mi , davalının bayisinin merkezinden mi yoksa tarafsız bir başka yerde mi) gerçekleştirildiği yazılı delillerden tespit edilemediği, satım konu mal parça borcu olup hangi malın satımının kararlaştırıldığını ispat yükü davacı alıcıda hangi malın teslim edildiğini ispat yükü ise satıcıda olduğu, dosyasında bu konudaki yazılı kaydın davadışı bayi tarafından davacıya hitaben keşide edilen faturadan ibaret olduğu, faturalara göre de davacıya “…” model aracın tesliminin gerektiği, davacıya teslim edilen dava konusu araçların ise … model olmadığı, bu itibar ile dava konusu araçlar hakkında davadışı bayi tarafından keşide edilen faturadaki maldan farklı bir malın teslim edildiği, bu hususun aliud ifa olarak mı yoksa ayıp olarak mı nitelendirilmesinin taktirinin Mahkemeye ait olduğu, davacının ayıp iddiası kapsamında fatura konusu malın “…” özelliğini barındırmamakla faturadakinden farklı modelin tesliminin davacı alıcının gözlem ve muayene ile tespit edemeyeceği gözetildiğinde gizli ayıp olduğu, ayıbın meydana gelmesindeki kusur durumunun taktirinin Mahkemeye ait olduğu, dava konusu 3 adet …” model aracın ayıpsız halinin “…” model araç olduğu bildirilmiştir. Davacı tanığı … Mahkemedeki beyanında; davalı şirkette 2012 yılının Ekim ayından 2020 yılının Ocak ayına kadar farklı pozisyonlarda en sonda müşteri temsilcisi olarak çalıştığını, … Grup olarak davacı şirketin 2017 yılında ilk kamyon satışını yaptıklarını, iki şirket arasındaki ticari ilişkinin de bu şekilde başladığını, 2018 yılında 3 adet kamyonun davacı şirkete satıldığını, Söylediğinin sadece 2018 yılı için olduğunu, 2017-2018 ve 2019 yılları içerisinde davacı şirkete … marka 29 adet kamyon satışı yapıldığını, sadece 3 kamyonda biraz önce söylediği gibi 2018 yılında satılan kamyonlarda sıkıntı yaşandığını, 3 kamyonda benzer şekilde iki şase arasındaki travels bağlantı noktalarında çatlamalar oluştuğu sıkıntısı ile başvurduklarını, 2019 yılı Şubat ayında … garanti kapsamında araçlarda parça değişimini ve gerekli onarımını yaptığını, bu tarz araçlarda bu şekilde sorunlar olabildiğini, bu sorunlar da garanti kapsamında karşılandığını, 2020 yılında işten ayrıldığını, benzer alanda faaliyet gösteren ve davalı şirketin rakibi konumundaki … isimli iş yerine geçtiğini, davacı şirket değişen parçalarla da aynı sıkıntıyı yaşadığını, benzer iş kolunda oldukları için bunları duyduklarını, … İş Makina İmalat Satış ve Pazarlama A.Ş isimli firma … marka kamyonların Türkiye distribütörlüğünü yaptığını … Türkiye’ye iki çeşit kamyon ürettiğini ve gönderdiğini, bu iki grup kamyonun %95 ya da %98 oranında teknik özellikleri birbiri ile aynı olduğunu, 29 kamyondan arıza veren 3 kamyonun söylediği gibi şase arasındaki bağlantı noktalarında farklılık olduğunu, bu durumun araçların arızalanmasından sonra farkına vardıklarını, satışı yapılan tüm kamyonlarda fiyat farkı yapıldığını hatırlamadığını, araçların arızasından sonra iş yerinden ayrıldığı için davacı taraf ile yapılan görüşmeleri bilemediğini, arıza yapan kamyonların tescil aşamasında diğer kamyonlardan farklı teknik özellikliğe sahip olup olmadığını davacı şirketin bilmediğini beyan ettiği, davacı tanığı … keşif mahallindeki beyanında; … Madencilik şirketinin genel müdürü olduğunu, 29 adet kamyonu harfiyat-maden işinde kullanmak üzere davalı firmadan satın aldıklarını, işin niteliği gereğince kendilerinden alınan tüm kamyonların yapılan işe uygun nitelikte olmasını talep ettiklerini, pazarlık bittikten sonra kamyon alımının gerçekleştiğini, kamyonların teslim edildiği yeri tam olarak hatırlamadığını, teslim yerinin Tekirdağ sınırları içerisinde olmadığını, kamyonlar teslim edildikten sonra ocak formeni … başında keşif yapılan 3 kamyonun alt şaselerinin diğer kamyonlardan farklı olduğunu söylediğini, bunun üzerine satış işlemleriyle ilgilenen …’ya bu farklılığa ilişkin bildirimde bulunduklarını, kendisi kamyonların maden işine uygun olduğunu kamyonların yeni tip olması sebebiyle farklı olduğunu söylediğini, kamyonların işe uygun kamyonlar olduğunu söylediğini, kamyonların 29’unu birden kullanmaya başladıklarını, davaya konu olan 3 kamyonda belli aralıklar ile arızalar yaşanmaya başlandığını, onarım için davalı tarafın servisleri gelip onarım yaptılar ancak bir süre sonra aynı arızalar tekrar meydana gelmeye başladığını, son arızadan sonra kamyonların onarımı için herhangi bir talepte bulunmadıklarını, kamyonların ne için sürekli arıza çıkarttığını kendi teknik ekipleri ile araştırdıklarını, yapılan incelemeler sonunda davaya konu 3 kamyonun maden- harfiyat işi için uygun olmadığını öğrendiklerini, sonra firmaya bunların uygun olan kamyonlar ile değiştirilmesini talep ettiklerini, talebin karşılanmaması sebebi ile işbu davayı ikame ettiklerini beyan ettiği, davacı tanığı … keşif mahallindeki beyanında; … Madencilikte ocak şefi olarak görev yaptığını, davaya konu 3 adet kamyon ile birlikte gelen diğer 26 adet kamyonu da hepsini aynı arazide kullanmaya başladıklarını, kamyonları kullanırken dava konusu 3 kamyonun makas sisteminde arızalar meydana geldiğini, arızaların oluşması sebebi ile yaptıkları incelemelerde gözle görülür şekilde davaya konu 3 kamyonun diğer kamyonlardan farklı olduğunu öğrendiklerini, davaya konu 3 kamyonun onarım için götürüldüğünü, tekrar şantiyeye getirildikten sonra kullanmaya başladıklarını, aynı arızaların devam ettirmesi sebebi ile kamyonların kullanımını durdurduklarını, kamyonları yaklaşık 1 yıldır çalıştıramadıklarını beyan etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ile satışı yapılan diğer 26 aracın niteliklerine uygun olmayan … şase numaralı … plakalı, …şase numaralı … plakalı, … şase numaralı … plakalı araçların yenisinin değiştirilmesi talebi ile üretim kaybından kaynaklanan zarara ilişkin maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı taraf dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında davalının satım sözleşmesinde kararlaştırılan araçları vaadedilen özelliklerini karşılamadığını, bu yüzden araçların vaadedilen aynı nitelikli yenileriyle değiştirilmesi, üretim kaybından kaynaklanan maddi zarar ile manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Söz konusu dava dilekçesi ve dosya kapsamı itibariyle davaya konu araçlar …,…, … plaka sayılı araçlar olup söz konusu araçların davacı adına dava dışı … San. Tic. A.Ş. tarafından fatura edildiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafta bu kapsamda husumet itirazında bulunmuştur. Dosya kapsamı itibariyle davaya konu üç araç yönünden davacı taraf malın satımı ve teslimi konusunda sözleşmenin davalı ile kurulduğu, faturanın ise dava dışı … San. Tic. A.Ş. tarafından düzenlendiğini iddia etmiştir. Davalı taraf yukarıda da ifade edildiği üzere davaya konu araçlar yönünden herhangi bir sözleşmenin bulunmadığını beyan etmiştir. Bu kapsamda davacı taraf davaya konu araçlar olan …, …, … plaka sayılı araçlar yönünden davalı ile aralarında satım sözleşmesi ilişkisinin bulunduğunu yazılı delillerle ispatlayamadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan davaya konu araçların davacının ticari kayıtlarına işlendiği, söz konusu faturaların dava dışı … San. Tic. A.Ş. tarafından fatura edildiği, bu kapsamda da …, …, … plaka sayılı araçlar yönünden davacı ile davalı arasında satım sözleşmesi ilişkisinin bulunmadığı, dava konusu araçların dava dışı … San. Tic. A.Ş.’den satın alındığı tespit edildiğinden davacının araçların yenisinin değiştirilmesi talebi ile üretim kaybından kaynaklanan zarara ilişkin maddi talepleri yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı taraf her ne kadar dava dilekçesine eklemiş olduğu gazete haberleri kapsamında satım sözleşmesi ilişkisinin bulunduğunu iddia etmiş ise de söz konusu gazete haberlerinde yer alan araçların dava konusu araçlar olmadığı, ayrıca gazete haberlerinin tacirler arasındaki satım sözleşmesi ilişkisini ispatlayamayacağı, yine dinlenen tanık beyanları kapsamında da dava değeri dikkate alındığında tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğinden davacının bu iddiaları kapsamında sözleşme ilişkisinin bulunduğu ispatlanamamıştır. Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan davalı tarafından davacıya gönderilen Beşiktaş … Noterliği’nin 09/07/2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi kapsamında da davalının …, …, … plaka sayılı araçlar yönünden satım sözleşmesi ilişkisinin bulunmadığını beyan ettiği, ancak iyiniyet kapsamında ve ticari jest olan ihtarnamede teklif edilen hususun davaya konu araçların satım sözleşmesi ilişkisini ispatlayamayacağı Mahkememizce kabul edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesi ile satışı yapılan diğer 26 aracın niteliklerine uygun olmayan … şase numaralı … plakalı, … şase numaralı … plakalı, … şase numaralı …plakalı araçlar hakkında manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı her ne kadar tazminatının davalı … Ticaret Limited Şirketi’nden tazminini talep etmiş ise de, dava konusu araçların dava dışı … San. Tic. A.Ş.’den satın alındığı tespit edildiğinden açılan manevi tazminat davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir…”gerekçesi ile, 1-) Davacının davalıya karşı açmış olduğu araçların yenisinin değiştirilmesi talebi ile üretim kaybından kaynaklanan zarara ilişkin maddi talepleri yönünden davasının husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2-) Davacının davalıya karşı açmış olduğu manevi tazminat davasının husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararına dayanak bilirkişi raporu ile, müvekkili firmaya satılan dava konusu kamyon faturalarının dava dışı Bayi… Otomotiv A.Ş. tarafından düzenlenmiş olduğu belirtilmesine rağmen, bu hususun davalı Şirketin yönlendirmesiyle yapılmış olduğu, gerçek satışın … Otomotiv Tic. Ltd.Şti.nce yapılmış olduğunu, Dava konusu 3 aracın müvekkili firmaya düzenlenen satış faturasının … Otomotiv Ltd.Şti.ne 14/05/2018 tarihli olarak düzenletildiğini, davalı … Otomotiv Tic.Ltd. Şti. tarafından da, 18/05/2018 tarihli servis sözleşmesi ile araçların 3 yıllık garanti süresince her türlü bakım ve servis hizmetinin yapılması konusunda sözleşme düzenlenmiş olduğunu, Kamyonları bayi ve yetkili servis hizmeti veren firmanın satış yaptıktan sonra servis ve bakımını ana firmanın yapması konusunda müvekkili firma ile davalı firmanın servis sözleşmesi yapmasının, kabul edilebilecek bir durum olmadığını, davada haksız kazanç sağlama amacıyla Maden hafriyatına uygun olmayan kamyonları fatura üzerinde … ibaresinin yazıldığını, daha önce satın alınan kamyonlarla aynı olduğu belirtildiğini, daha sonra gerçeğin anlaşılması halinde bayi tarafından satışının yapılmış gibi göstermek için faturanın yanıltıcı olarak bayiye düzenlettirildiğini, servis anlaşmasını ise kendisinin yapması, bakım ve servis işlemi için düzenlenen servis fişlerinde de yine satış faturasında yazılı olduğu şekilde yanıltıcı şekilde … kelimesinin yazılarak gerçeğin anlaşılmasının engellenmeye çalışıldığını, dosyaya sunulu servis fişleri ile Servis anlaşmasından anlaşılabileceğini, Davalı tarafın kendisinden kaynaklanan nedenlerle, söz konusu araçların faturalarının müvekkili firma ile her hangi bir ilişkisi bulunmayan … adlı firma üzerinden düzenlettirilmiş olmasına rağmen, davalı tarafından da açıklandığı gibi, davalı firmanın Türkiye Genel Müdürü olan …’ nin müvekkili firma yöneticileri ile bizzat yapmış olduğu görüşmelerde dava konusu araçların az bir fark bedel ile değiştirilmesinin teklif edildiği hususunun göz önüne alındığında, söz konusu olayda ve davada davalı şirketin taraf olduğu, taraflar arasında araç alım-satım sözleşmesinin bulunduğunun açıkça anlaşıldığını, Davalı şirketin Türkiye temsilcisi tarafından yapılan açıklamanın, müvekkili firmaya satılan kamyonların maden ocağı hafriyatına uygun kamyonlar olacağının açıkça belirtilmiş olduğunu, bu açıklama karşısında davalı firmanın satış sözleşmesinin satıcısı olduğu açıkça ilan edildiğini, yerel mahkemenin bu hususu değerlendirmemiş olmasının hatalı olduğunu, Yaklaşık iki yıllık sürede dava konusu olan 3 aracın bir kaç kez arızalandığını ve davalı …Otomotiv Tic. Ltd. Şti. tarafından gerekli tamirlerin yapıldığını, servis ve tamir fişlerinde gerçekte olmayan … özelliği yazılarak ayıbın saklandığını,, araçların farklı olduğunun Mayıs 2020 ayına kadar müvekkili firmaya açıklanmadığını,İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, maddi ve manevi tazminat davasının husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda;”…Dosyaya sunulan faturalardan dava konusu 3 adet kamyon cinsinden aracın davadışı bayi …San. Tic.A.Ş tarafından davacıya satıldığı, davacı ile davalı arasında yazılı satım sözleşmesi veya davadışı bayinin ayıptan doğan tekeffül borcunun davalı tarafından garanti edilmesi gibi davalı imzalı açıkça kararlaştırılmış yazılı delil tespit edilemediği, dava konusu 3 adet araç hakkında teslimin bayi mi yoksa davalı tarafından mı ve nerede (davacının madenine mi davalının merkezinde mi , davalının bayisinin merkezinden mi yoksa tarafsız bir başka yerde mi) gerçekleştirildiği yazılı delillerden tespit edilemediği,” belirtilmiştir. “Borçlar Kanunda düzenlenmiş olan ayıba karşı tekeffül sorumluluğu, bir akdi sorumluluk türü olduğundan, sadece satım sözleşmesinin tarafları arasında geçerlidir. Bunun bir sonucu olarak, satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna bağlı olarak alıcıya tanınan seçimlik haklar da (sözleşmeden dönme, bedel indirimi, değiştirme hakları) alıcı tarafından satıcıya karşı ileri sürülebilecek haklar şeklinde düzenlenmiştir. Şu halde, alıcının, ayıba karşı tekeffüle dayanan seçimlik haklarını, satıcı dışındaki kişilere, yani satım sözleşmesinin tarafı olmayan üçüncü kişilere (üreticiye, ithalatçıya, ara satıcıya vb.) yöneltmek suretiyle onları ayıba karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumlu tutması mümkün değildir. Aynı şekilde, alıcının, satıcı dışındaki üçüncü kişileri, akdi sorumluluğu ilişkin genel hükümler (BK. md.96 vd.) uyarınca sorumlu tutması da mümkün değildir. Böylelikle alıcı, satıcı dışındaki üçüncü kişilere, BK. Md.96 vd. Hükümlerine dayanan bir tazminat talebi de yöneltemeyecektir. Her ne kadar, Tüketicinin Korunmasına İlişkin kanunun “ayıplı mal” başlıklı 4’üncü maddesinde, tüketici konumundaki alcının, ayıba karşı tekeffülden doğan seçimlik haklarını satıcı dışındaki üçüncü kişilere (üretici, ithalatçı, acente) karşı da yöneltebilmesi imkanı düzenlenmişse de, bu hüküm sadece bir tarafını tüketicinin oluşturduğu sözleşme ilişkilerinde (tüketici işlemlerinde) uygulama alanına sahip olduğundan, inceleme konumuzu oluşturan “tacirler arası ticari satımlarda” uygulama alanı bulamayacaktır. Sonuç itibariyle, inceleme konumuzu oluşturan tacirler arası ticari satımlarda, satıcının ayıplı mal teslim etmesi halinde, alıcının, akdi sorumluluğa dayanan talep haklarını, satım sözleşmesinin tarafı olmayan üçüncü kişilere (üreticiye, ithalatçıya, ara satıcıya vb.) yöneltmesi mümkün değildir.” (Yard. Doç. Dr. C. Salih ŞAHİNİZ, Tacirler Arası Ticari Satımlarda Satıcının Ayıplı İfadan (Ayıplı Mal Tesliminden) Sorumluluğu, 2008, 186-187 ss,) HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemesi gözetildiğinde; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere 15/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.