Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2207 E. 2023/1342 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2207 Esas
KARAR NO: 2023/1342 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2022
DOSYA NUMARASI: 2022/153 Esas – 2022/575 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında akdedilen 28/03/2017 tarihli genel kredi sözleşmesine istinad.en kredi kullandırıldığını ve davalı genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atmakla müvekkili bankaya karşı sorumluluk altına girdiğini, müvekkili banka tarafından borçlulara gönderilen Üsküdar … Noterliğinin 01/06/2021 tarihli .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … Teks. A.Ş.’nin konkordato sürecinde olduğu müteselsil kefil muhattaplara ihtaren bildirildiğini, daha sonra Üsküdar … Noterliğinin 22/06/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek davalı tarafından müvekkili banka ile genel kredi sözleşmesindeki yetkiye istinaden şirkete açılmış olan kredilere son verildiğini ve kredilerin kat edildiğini, borcun ifası için gerekli bildirimler yapılarak aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının bildirildiğini ve ihtarnamenin tebliğ edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödemesinin yapılmadığını, bunun üzerine alacağın temini için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, başlatılan ilamsız icra takibine davalı vekilince itiraz edildiğini ve takibin davalı yönünden durduğunu, açıklanan nedenlerle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/09/2022 tarih ve 2022/153 Esas – 2022/575 Karar sayılı kararı ile; ” Dava İİK.nın 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır. Davacı vekili 09/09/2022 tarihli UYAP’tan gönderdiği e-imzalı feragat dilekçesi ile; dosyanın davalısı ile anlaşma sağlandığını, anlaşma uyarınca davadan feragat ettiklerini belirtiği, dosyadaki vekaletnameye göre feragat eden davacı vekilinin davadan feragate yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Davalı vekili 12/09/2022 tarihli UYAP’tan gönderdiği e-imzalı beyan dilekçesi ile; davacı tarafından taraflar arasında akdedilen protokol gereğince davadan feragat edildiğine dair 09/09/2022 tarihli beyan sunulduğunu, tarafların karşılıklı olarak birbirinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığını ve feragat dilekçesi doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili davadan feragat ettiğinden ve davadan feragat HMK nun 307. ve devamı maddeleri gereğince davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-Harçlar Kanunun 22.maddesi gereğince alınması gereken 53,80 TL harçtan peşin alınan 7.829,40 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 7.775,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Davalı vekilinin beyanına göre davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil Banka ile … A.Ş. arasında akdedilen 28/03/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırdığını ve davalı … A.Ş.’ nin Genel Kredi Sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imza atmakla müvekkil bankaya karşı sorumluluk altına girmiş olduğunu, Müvekkil banka tarafından borçlulara gönderilen T.C Üsküdar … Noterliği’nin 01/06/2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … A.Ş.’ nin konkordato sürecinde olduğu hususunun müteselsil kefil muhattaplara ihtaren bildirilmiş olduğunu, akabinde T.C. Üsküdar … Noterliği’nin 22/06/2021 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek kefil … A.Ş. tarafından müvekkil Banka ile Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki yetkiye istinaden akid şirkete açılmış olan kredilere son verildiği ve kredilerin kat edildiği ve borcun ifası için gerekli bildirimler yapılarak aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı hususlarının fazlaya dair haklar saklı tutulmak kaydıyla borçlu şir.ayılı dosyasından başlatılan ilamsız takibe davalı vekilince itiraz edildiğini ve icra takibinin davalı/ borçlu yönünden durdurulduğunu, Dava açıldıktan sonra davalı taraf ile anlaşma sağlanmış olup tahsilatın gerçekleşmiş olduğunu, bunun üzerine İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/153 E.-2022/575 K. sayılı 15/09/2022 tarihli gerekçeli kararının kendilerine tebliğ edilmiş olup davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini ve aynı tarihli kararın 5 nolu bendinde kendileri aleyhine arabuluculuk ücretinin hazineye irat kaydına karar verildiğini, yerel mahkemece verilen işbu kararın hatalı olup kendileri tarafından tavzih isteminde bulunmaları zarureti hasıl olduğunu, Tavzih taleplerinin “davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğinden tavzihin reddine” gerekçesi ile reddedilmiş olduğunu, fakat dava tarihinde alacaklı olan müvekkil bankanın yargılama devam ederken alacağına kavuşmuş olduğunu, yani davayı haksız yere açmadığını, müvekkilin haklı olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini ve dava devam ederken tahsilatın gerçekleşmiş olduğunu, bu nedenle müvekkil aleyhine arabuluculuk ücretinin irat kaydına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, nitekim davanın açılmasına sebebiyet verenin davalı borçlu olduğunu, Açkarıda açıklanan sebeplerle kanuna ve hukuka aykırı olarak verilen arabuluculuk irat kaydına hükmedilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmaları gerektiğini beyanla; Açıklanan ve re’sen gözetilecek sebeplerle İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/153 Esas – 2022/575 K. sayılı kararın 5 nolu bendinde hükmedilen “1.320-TL arabuluculuk ücretinin tamamının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına” şeklindeki kısmın kaldırılması ile tehri icra taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekilinin davadan feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiş, davacı vekili tarafından arabuluculuk ücretinin dava açılmasına davalının sebebiyet vermesinden dolayı davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 312/1. Maddesinde; “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.” hükmünü içermektedir. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11 maddesinde; “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmünü içermektedir. Somut davada; davacı vekili tarafından 09/09/2022 tarihli dilekçe ile davalı ile anlaşma sağlandığından davadan feragat ettiklerinin beyan edildiği, davalı vekili tarafından 12/09/2022 tarihli dilekçe ile davacının feragat dilekçesi sunduğu ve karşılıklı olarak birbirlerinden vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığının beyan edildiği, davacı vekili ve davalı vekili tarafından dosyaya aralarında yapılan protokolün sunulmadığı, davalı tarafından icra takibine sadece işlemiş faiz, işleyecek faiz ve ferileri yönünden itiraz edildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından her ne kadar davalının dava açılmasına sebebiyet verildiği ve dava açıldıktan sonra anlaşma sağlanarak alacaklarının ödendiği ve bu sebeple davacının dava açılmasında kusurlu olmadığı ve arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş ise de; davacı vekili tarafından tarafların anlaşmasına ilişkin protokol sunulmadığı ve tarafların ne şekilde anlaştığının ve dava açılmasına davalının sebebiyet verdiğinin belirlenmediği, davanın davacı vekilinin feragat etmesi sebebiyle reddine karar verildiği, HMK’nın 312/1 maddesi uyarınca davadan feragat eden tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceğinin hüküm altına alındığı, davalının arabuluculuk görüşmelerine katıldığı anlaşıldığından Mahkemece arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesinde herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu sebeple davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15‬ TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.