Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2197 E. 2023/1160 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2197 Esas
KARAR NO: 2023/1160 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/162 Esas – 2022/741 Karar
TARİHİ: 01/09/2022
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin bir dönem … Limited Şirketi’nde çalıştıklarını, çalıştıkları sürülerdeki gerçek ücretlerinin tespiti için; Müvekkillerden; …, … Ticaret Limited Şirketi’ni hasım göstererek aleyhine, Bakırköy 2. İş Mahkemesi nezdinde 2017/197 E. Sayılı dosya ile; …, … Ticaret Limited Şirketi’ni hasım göstererek aleyhine, Bakırköy 3. İş Mahkemesi nezdinde 2017/180 E. Sayılı dosya ile; …, … Ticaret Limited Şirketi’ni hasım göstererek aleyhine, Bakırköy 3. İş Mahkemesi nezdinde 2017/197 E. Sayılı dosya ile dava açtıklarını, ancak ne var ki … Ticaret Limited Şirketinin, Ticaret Sicilinden terkin edildiğinin öğrenildiği, İş Mahkemelerinde açılan davalarda taraf teşkilinin sağlanması açısından Bakırköy 20. İş Mahkemesi, Bakırköy 3. İş Mahkemesi ve Bakırköy 2. İş Mahkemesi tarafından şirketin ihyası davası açmak üzere süre verildiğini beyan ederek … Ticaret Limited Şirketi’nin ihyasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını, davalıların çalışma sürelerinin yanlış gösterildiğini, davacıların açılmış olduğunu iddia ettikleri davaların şirketin ihyasından sonra açıldığını, davacıların muaccel ve kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı için ihya davası açmasında hukuki yararının bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/09/2022 tarih 2022/162 Esas – 2022/741 Karar sayılı kararında; “Dava … Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası isteminden ibarettir. Davacılar vekili, her ne kadar müvekkili …, tarafından ihyası talep edilen şirket aleyhine Bakırköy 3. İş Mahkemesi nezdinde 2017/197 E. Sayılı dosya ile dava açtıklarını beyan etmiş ise de; dosyanın celbinde davanın taraflarının farklı olduğu anlaşılmıştır. Bakırköy 2. İş Mahkemesinin 2017/197 esas, Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2017/180 esas ve Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2017/178 esas sayılı dosyalarının tetkikinde, davacılar tarafından ihyası talep edilen şirket aleyhine dava açıldığı, davaların derdest olduğu anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK.nun 547. maddesi: (1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2)Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. Hükmünü içermektedir. Celp olunan ticaret sicil dosyasına göre davaya konu şirketin tasfiyenin sona erdiği 19/04/2017 tarihi itibari ile sicilden terkin edildiği, oysaki davacılar tarafından sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılmış Bakırköy 2. İş Mahkemesi nezdinde 2017/197 esas, Bakırköy 3. İş Mahkemesi nezdinde 2017/180 esas ve Bakırköy 3. İş Mahkemesi nezdinde 2017/197 esas sayılı dosyalarının mevcut bulunduğu, bu hali ile tasfiyenin tamamlanmış olduğundan bahsedilemeceği ve bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilinin gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiş, davalı … sicil müdürlüğünün iş bu davada yasal hasım olması karşısında bu davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemiştir.”gerekçesi ile, “-Davanın kabulü ile ticaret sicilden terkin edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı …nin TTK.nun 547. maddesi uyarınca Bakırköy 2. İş Mahkemesinin 2017/197 esas, Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2017/180 esas ve Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2017/178 esas sayılı dosyalarına özgü olarak ihyası ile ticaret siciline tesciline, önceki tasfiye memuru …’ın görevinin aynen devamına, kendisinin şirket yetkilisi olduğu dikkate alınarak ücret takdirine yer olmadığına, Keyfiyetin tescil ve gazete ile ilanına, ilan masraflarının davacı vekili tarafından karşılanmasına, -Kararın bir örneğinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne bildirilmesine,” karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/162 Esas sayılı dosyasında 01/09/2022 tarihinde verdiği kararının usul ve esas açısından hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin ön inceleme duruşması yapmadığı gibi sözlü yargılamaya da geçmeden ve hiçbir duruşma yapmadan doğrudan karar verdiğini; yapılan bu işlemlerin usule aykırı olduğunu ve kararın öncelikle usul yönünden kaldırılması gerektiğini, Yerel Mahkeme kararının gerekçe kısımında aynen alıntılandığında; “Celp olunan ticaret sicil dosyasına göre davaya konu şirketin tasfiyenin sona erdiği 19/04/2017 tarihi itibari ile sicilden terkin edildiği, oysaki davacılar tarafından sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılmış Bakırköy 2. İş Mahkemesi nezdinde 2017/197 esas, Bakırköy 3. İş Mahkemesi nezdinde 2017/180 esas ve Bakırköy 3. İş Mahkemesi nezdinde 2017/197 esas sayılı dosyalarının mevcut bulunduğu, bu hali ile tasfiyenin tamamlanmış olduğundan bahsedilemeceği ve bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilinin gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiş” denildiğini, Davacıların açılmış olduğunu iddia ettikleri davaların şirketin ihyasından sonra açıldığını, davacıların ihya taleplerine dayanak olan “Hizmet Tespit” davalarını 12.06.2017 tarihinde açtıklarını bildirdiklerini; cevap dilekçelerine Ek’li Ek-1’de sundukları şirket tasfiye kararına ilişkin Ticaret Sicil Sayfasında da yer aldığını, tasfiye olmuş olan … TİC. LTD. ŞTİ. Şirketin tasfiyesi işlemlerinin 01.03.2016 tarihinde başladığını, tüm alacaklılara Ticaret Sicili vasıtasıyla 09.03.2016, 16.03.2016, 23.03.2016 tarihlerinde ilan edildiğini ve sonuç olarak 14.04.2017 tarihi itibariyle tasfiye sonu bilançosu ile şirketin tasfiyesinin usulüne uygun bir şekilde tamamlandığını; konuya ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/2509 E. 2018/1715 K. sayılı 27.12.2018 tarihli ilamından alıntılandığında; “Türk Ticaret Kanunu’nun 547 maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiş olduğuna atıfla, dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyenin tamamlanarak sicilden terkin edildiği anlaşılmakta ise de; davacı tarafından tasfiye sürecinden evvel şirket aleyhinde maddi-manevi tazminat davası açıldığı ve davanın derdest olduğu, işbu davanın sonucu beklendiği için ihya talebinde hukuki yarar bulunduğu belirtilerek, tüm dosya kapsamından; Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu, cari hesaptan kaynaklanan bir dava söz konusu olmadığından hukuki yarar olmadığı savunmasının dinlenebilir olmadığı, tasfiye sonunun kapatılmasından evvel mevcut dava nedeniyle ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu,tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı tasfiye memuru vekilinin ihyaya ilişkin istinaf sebebleri yerinde değil ise de ek tasfiyenin derdest dava ile sınırlı olarak yapılması gerektiğine ilişkin ileri sürülen sebeb yerinde görüldüğünden hükmün kaldırılarak , ihya işlemlerinin derdest dosya ile sınırlı olacak şekilde karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususta karar verilmediği anlaşılmakla davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.” denildiğini; istinaf mahkemesinin; ihya için gerekçe gösterilen davanın, şirketin tasfiyesinden önce ikame edilmiş olmasını, özellikle şart koştuğunu; dolayısı ile davalı tarafın bildirmiş olduğu 12.06.2017 tarihli davalarından önce 14.04.2017 tarihinde … TİC. LTD. ŞTİ.’nin tasfiyesinin usulüne uygun bir şekilde tamamlandığını; yani davaların şirketin tasfiyesinden sonra açıldığını ve bu nedenle esas bakımdan hukuka aykırı verildiğini düşündükleri bu kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, Davacıların muaccel ve kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığı için ihya davası açılamayacağını, davacılar tarafından tasfiye olmuş olan … TİC. LTD. ŞTİ.’nin ihyasının istenmesinin “Hizmet Tespit” davasına dayanmakta olduğunu; hizmet tespit davalarının bir alacak davası olmadığı gibi işbu hizmet tespit davasının da henüz devam etmekte olup sonuçlanmadığnıı; dolayısıyla davacıların ihyası istenen şirket nezdinde muaccel ve kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından davacıların işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını ve esas bakımdan hukuka aykırı kararın işbu nedenle de kaldırılmasını talep ettiklerini,
İleri sürerek, yukarıda anlatılan sebeplerle; icranın tehiri kararı verilmesini ve istinaf gerekçeleri doğrultusunda usul ve esas bakımdan hukuka aykırı kararın kaldırılmasına karar verilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; 6102 sayılı TTK nın 643 maddesi göstermesi ile aynı yasanın 547.maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. HMK’nun 320/1 fıkrası uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2924 Esas, 2018/1935 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, ihya davaları basit yargılama usulüne tabidir. Mahkemece tensibin 5 nolu ara kararı ile basit yargılama usulüne tabi davada dosya üzerinden karar verilebileceği taraflara ihtar edilmiş, dilekçe teatisi tamamlanarak, tüm deliller toplandıktan sonra dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmiş olup, davalı vekilinin, dosyada ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama duruşmaları yapılmaksızın karar verilmesinin usule aykırı olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Dosyaya mübrez sicil kayıtları kapsamından; ihyası istenen …’nin, 01/03/2016 tarihinde tasfiye kararı aldığı, kararın 02/03/2016 tarihinde sicile tescil edildiği, şirket müdürü …’nın tasfiye memuru olarak atandığı, 14/04/2017 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyenin sonlandırıldığı, tasfiyenin sona ermesi nedeniyle şirketin 19/04/2017 tarihinde sicilden terkin edildiği anlaşılmıştır.Bakırköy 3 İş Mahkemesi’nin 2017/180 esas sayılı dava dosyası kapsamından, davacılardan … tarafından ihyası istenen şirket aleyhine 12/06/2017 tarihinde hizmet tespiti davası açıldığı davanın derdest olduğu; Bakırköy 2 İş Mahkemesi’nin 2017/197 esas sayılı dava dosyası kapsamından, davacılardan … tarafından ihyası istenen şirket aleyhine 12/06/2017 tarihinde hizmet tespiti davası açıldığı davanın derdest olduğu; Bakırköy 20 İş Mahkemesi’nin 2017/178 esas sayılı dava dosyası kapsamından, davacılardan … tarafından ihyası istenen şirket aleyhine 12/06/2017 tarihinde hizmet tespiti davası açıldığı davanın derdest olduğu, her üç davada da, sicilden terkin edilen şirketin ihyası için davacılara yetki ve süre verildiği anlaşılmıştır. TTK’nın 547/1 maddesinde; “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” hükmü düzenlenmiştir.Celbedilen dava dosyaları incelendiğinde, davacılar tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan hizmet tespiti davalarının, şirketin tasfiye nedeniyle terkin tarihi olan 19/04/2017 tarihinden sonra açıldıkları anlaşılmıştır. Davacıların anılan dosyalarda taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararları mevcuttur. Tasfiyenin tamamlanması nedeniyle tüzel kişiliği sona erdirilen şirket hakkında, tasfiyeden sonra açılan ve derdest bulunan davaların yürütülebilmesi için şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyası ve şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. Mahkemece bu gerekçelerle davanın kabulüne ve terkin öncesi tasfiye memuru olan …’ın bu görevinin devamına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı tasfiye memuru vekilinin, davaların terkin işleminden sonra açılması nedeniyle ihya talep edilemeyeceğine, davacıların dava açmakta hukuki yararları bulunmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmediği gibi, davacıların ihyası istenen şirketten muaccel bir alacağı olup olmadığı hususu ihya davasının konusu teşkil etmediğinden, buna yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesi usul ve yasaya uygun olup,i kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı Tasfiye memuru …’ın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL’nin davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 13/07/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.