Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2179 E. 2022/1794 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2179 Esas
KARAR NO: 2022/1794 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/391 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 21/09/2022 Ara Karar
TALEP: İhtiyati haciz kararının kaldırılması
KARAR TARİHİ: 01/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Bir kısım davalılar vekili Av. … tarafından sunulan 01/08/2022 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilleri hakkında devam eden Adana CBS’nın 2017/41601 soruşturma numaralı dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, Adana 1. ACM 2017/352 esas 2020/240 karar sayılı kararı ile de müvekkilleri hakkında beraat kararı verildiğini, mahkeme dosyasında müvekkilleri hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine neden olacak bir delil ve yaklaşık ispat koşulu bulunmadığını belirterek müvekkilleri hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 04/08/2022 tarih ve 2018/391 Esas sayılı ara kararı ile; ”Davalılar … A.Ş., … ŞTİ, …, …, … yönünden mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, ” HMK 396/2 Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içinde itiraz yolu açık olmak üzere karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından itiraz edilmiştir. Davacılar vekilleri 10/08/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; mahkemenin 04/08/2022 tarihli kararı ile bir kısım davalılar bakımından ihtiyati haciz kararının kaldırıldığını, davalıların mahkemeyi yanıltmaya yönelik haksız ve mesnetsiz beyanlarda bulunduklarını, mahkeme tarafından ihtiyati haciz kararı verilirken Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/352 esas sayılı dosyası, MASAK Raporları, Vergi Denetim Raporlarının dayanak alındığını, KYOK’un verildiği soruşturma dosyasının uyuşmazlık bakımından bağlayıcı olmadığını, İİK 258. Maddede öngörülen yaklaşık ispatın sağlanmış olduğunun BAM ilamı çerçevesinde kesinleştiğini, ihtiyati haciz kararı verilirken ve itirazlar değerlendirilirken Adana CBS 2017/41601 soruşturma dosyasının nazara alınmadığını, MASAK ve Vergi Tekniği Raporları ile Adana ACM 2017/352 esas sayılı dosyasında davalıların müvekkili … Lojistik firmasının dolandırılması ve dolandırma sonucu elde edilen gelirin kullanılmasındaki dahlinin tereddüte mahal vermeyecek şekilde tespit edildiğini, KYOK’ya dayanak yapılan bilirkişi raporunda dahi … ve ortaklarının müvekkili … Lojistik’in dolandırılması sonucu elde edilen gelirin şirket hesaplarına aktardıklarının tespit edildiğini, davalılar … Şirketi ve ortaklarının müvekkiline karşı hukuken sorumlu olduklarını, mahkemenin MASAK ve Vergi Tekniği Raporları yokmuş gibi hareket edemeyeceğini, KYOK ve kararın verildiği sürecin şaibeli olduğunu, ihtiyati haciz kararının kaldırılması ile müvekkillerinin alacaklarının tahsil imkanının ortadan kalkacağını, mahkemenin müstemir yetkili heyeti ve başkanı olmaksızın karar verildiğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının hatalı olduğunu belirterek 04/08/2022 tarihli hatalı kararın kaldırılarak ihtiyati haciz kararının devamına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/09/2022 tarih ve 2018/391 Esas sayılı ara kararında; “……Mahkememizce ihtiyati haciz kararına dayanak yapılan Ağır Ceza Mahkemesi dosyasında bir kısım davalılar hakkında beraat kararı verilmiş olması, Ağır Ceza mahkemesi dosyasında ileri sürülen yeni iddialar karşısında yürütülen Adana C.Başsavcılığının 2017/41601 sayılı dosyasında şüpheliler …, …, … hakkında Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması ve karara yönelik itirazın reddi ile takipsizlik kararının kesinleşmiş olması, ticaret sicil kayıtlarında davalı … Anonim Şirketi’nin tek ortağının ve sahibinin …, davalı … Tic Ltd Şti.’nin ortaklarının haklarında takipsizlik kararı verilen …, …, … olduğu görülmekle bu davalılar yönünden mevcut deliller itibariyle yaklaşık ispat koşulunun devam etmediği sonucuna varılmış haklarında ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair verilen 04/08/2022 tarihli kararın yerinde olduğu anlaşılmakla davacılar vekillerinin itirazlarının reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir….”gerekçesi ile, 1-Davacılar vekillerinin 04/08/2022 tarihli ara kararına yönelik itirazlarının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, 04/08/2022 tarihli ara kararı ile bir kısım davalılar yönünden ittihaz olunan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini, 21/09/2022 tarihli kararın kaldırılarak ihtiyati haczin devamına karar verilmesi gerektiğini, İhtiyati haciz kararının Adana Ağır Ceza Mahkemesi dosyası, masak raporları ve vergi tekniği raporu ile dosyada mübrez bilge ve belgelere dayanılarak verildiğini, HMK 396 kapsamında değişen bir durumun varlığından ispatın ortadan kalktığından bahsedilemeyeceğini, KYOK’nin ihtiyati haciz kararı bakımından bir önemi bulunmadığını, taleplerin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, İşbu kararlara karşı yapılan haksız, mesnetsiz, kötü niyetli istinaf başvurusu neticesinde, istinaf incelemesini yapan Dairet tarafından 2019/555 E. 2019/872 K. sayılı karar ittihaz olunduğunu, BAM İlamı’nda da; “somut olayda vergi müfettişinin hazırladığı rapor, Masak raporu, Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesinin2017/352 E. Sayılı davası iddianamesi, faturalar, banka kayıtları, taşıma belgeleri, … şirketi yetkili …’in beyanları dikkate alındığında, … yaklaşık ispatın sağlandığı…” denilmek suretiyle hatalı KYOK’nin verildiği soruşturma dosyasının nazara alınmadığının belirtildiğini, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi Tarafından 2019/555 E. 2019/872 K. Sayılı Kararı’nın 13,14. Sayfası) Yerel mahkemenin ihtiyati haciz kararının Ağır Ceza Mahkemesi 2017/2352 E. sayılı dosyası, masak raporları ve vergi denetim raporlarına dayanarak karar verildiğini, İİK 258. Maddede öngörülen yaklaşık ispatın sağlanmış olduğunun BAM ilamı çerçevesinde kesinleştiğini, Yerel Mahkeme’nin ihtiyati haciz kararı verilirken ve itirazları değerlendirilirken Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/41601 Sor. Sayılı dosyasının nazara alınmadığını, İhtiyati haciz kararının bu dosya esas alınarak verilmediğini, söz konusu dosyada KYOK kararı verilmesinin ihtiyati haciz kararı bakımından hukuken bir önemi bulunmadığını,Bir kısım davalıların haksız, mesnetsiz, kötü niyetli itirazlarının reddine karar verilmesi gerekirken 04/08/2022 tarihli kararla taleplerin kabulüne karar verilmesi ve bu karara ilişkin itirazın 21/09/2022 tarihli karar ile reddedilmesinin hatalı olduğunu, ihtiyati haczin devamına karar verilmesi gerektiğini, İhtiyati haciz kararına dayanak alınan masak ve vergi tekniği raporları ile Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/352 E. sayılı dosyasında … ve ortaklarının … Lojistik’in dolandırılması ve dolandırma sonucu elde edilen gelirin kullanılmasındaki dahli tereddüte mahal vermeyecek biçimde tespit edildiğini, Aynı doğrultuda; hazırlanan Vergi Tekniği Raporları ile Adana Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aldırılan bilirkişi raporunda da davalıların birlikte hareket ettikleri, organizasyonda farklı roller üstlendikleri, … Lojistik’in dolandırılması ile elde edilen gelirin ilgili şahıs ve şirketler arasında dolaştırılarak en nihayetinde …’a aktarıldığı MASAK Raporları’nı doğrular biçimde, tereddütsüz olarak tespit edildiğini, Yerel mahkeme ve görevli dairenin davalıların itirazlarını bir çok kez reddettiğini, … ve ortaklarının ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik haksız itirazlarını kabul etmediğini, hatalı KYOK verildiğini soruşturma dosyası ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil etmediğinden KYOK nazara alınarak yaklaşık ispatın ortadan kalktığının varsayımı dairenin kesin nitelikli kararları ve yerel mahkemenin önceki kararları ile çelişki oluşturduğunu, Özetle; kesin olarak ittihaz olunan Daire’nin önceki kararında da dayanak yapılan ceza dosyasının gerekçeli kararı, MASAK Raporları ve Vergi Denetim Raporları incelendiğinde; …, …, … şirketleri ve bu şirketin ortakları başta olmak üzere davalı şirketlerin ve şahısların dolandırıcılık da teşkil eden iş ve işlemlerde birlikte hareket ettiklerini, farklı roller üstlendiklerini ve maddi menfaat elde ettiklerini resmi raporlar ile tespit edilmiş olmakla müşterek ve müteselsilen sorumluluklarının bulunduğunu, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda dahi MASAK ve Vergi Tekniği Raporlarını destekler şekilde … Lojistik’in dolandırılması suretiyle elde edilen gelirin şirket ve şahıslar arasında dolaştırılması akabinde …’a aktarıldığının açıkça tespit edildiğini, Yerel mahkemece ceza mahkemesinin beraat kararıyla bağlı olmadığını, tespit edilen maddi olgular ve fiili durum ile bağlı olduğunu, … Ve ortaklarının müvekkillerine karşı hukuken sorumlu olduğunu, Yerel mahkemenin Masak ve Vergi Tekniği raporlarını görmezden gelemeyeceğini, raporlar ve tespitlerin içeriğinin açık olup, davalıların müvekkillerine karşı sorumlu olduğunu, her ne kadar mahkeme için bağlayıcı değil ise de KYOK ve kararın verildiği sürecin son derece şaibeli olduğunu, ortalama tecrübeye sahip herkes tarafından şaibeli kabul edileceği kati olan kararın esas alınarak hüküm verilmesinin hatalı olduğunu, İhtiyati haciz kararının kaldırılması ile müvekkillerinin haklı alacaklarını tahsil imkanının ortadan kalkacağını, davalıların hukuka aykırı organizasyonunda amaçladıkları neticeye ulaşacaklarını, 04/08/2022 tarihli celsede yerel mahkemenin başkanı olmaksızın müstemir yetkili hakimlerinden yalnızca bir tanesinin katılımı ile gerçekleştiğini, mahkemenin hakimi olmayan müstemir yetkili 2 hakimin 4 klasörden fazla belgeyi incelemesi ve sağlıklı karar verebilmesinin hayatın olacağın akışına aykırı olduğunu, 04/08/2022 tarihli kararın hatalı olup ihtiyati haciz kararının devamına karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati haczin devamına yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacılar vekilleri, davalıların usulsüz işlemlerle müvekkillerini zarara uğrattıklarını belirterek zararın tazmini, şartları oluşmakla davalılar hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilerek davalılar hakkında 02/04/2018 tarihinde ihtiyati haciz kararı verilmiştir.İhtiyati haciz kararına itiraz üzerine ilk derece mahkemesi 04/08/2022 tarihli ara kararı ile; Davalılar … A.Ş., … ŞTİ, …, …, … yönünden mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekilinin itirazı üzerine mahkemece 21/09/2022 tarihinde verilen ara karar ile davacıların itirazları reddedilmiş, bu red kararına karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, geciçi hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati tedbirin İİK’da düzenlenmiş özel bir şeklidir.İİK’da düzenleme bulunmayan durumlarda genel olarak HMK’da düzenlenen ihtiyati tedbire ilişkin hükümler uygulanacaktır.6100 Sayılı HMK.nın 396 Maddesinde;” (1) Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. (2) İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır,” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu yasal düzenleme gözetildiğinde, durum ve koşulların değişmesi halinde tedbir kararının değiştirilmesinin veya kaldırılmasının istenebileceği, mahkemece bu konuda verilecek kararlara karşı itiraz edilebileceği düzenlenmiş olup, tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilen kararlara karşı istinafa başvurulacağına ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Aksine 396. maddenin 2. fıkrası ile itiraz hususunda 394. maddenin 3 ve 4. maddelerine yollama yapılmış olup, 394. maddede tedbire itiraz üzerine verilecek kararlara karşı kanun yoluna başvurulabileceğine dair 5. fıkraya yollama yapılmamıştır. Bundan da kanun koyucunun durum ve koşulların değişmesi karşısında tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talepleri üzerine verilecek kararlara karşı sadece itiraz yolunu öngördüğü, itiraz üzerine verilecek bu kararlara karşı istinafa başvurulmasına imkan vermediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece dava sırasında verilen ihtiyati haciz kararının HMK 396 maddesine göre durum ve koşulların değiştiğinden bahisle kaldırılması kararına karşı yapılan itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacaktır. Bu nedenle davacıların itirazı üzerine İDM.ce verilen itirazın reddi ara kararı istinafa tabi değildir. Sonuç itibariyle, Mahkemece verilen ara karar istinafa tabi kararlardan olmadığından davacıların istinaf dilekçesinin HMK 346, 352/1 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nın 346, 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 220,70’er.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70’er.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/12/2022 tarihinde HMK’nın 346. ve 352/1. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.