Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2155 E. 2023/487 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2155 Esas
KARAR NO: 2023/487 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1201Esas – 2022/842 Karar
TARİHİ: 27/09/2022
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirkete ait … Mh. E5 Yanyol No:… AVCILAR/İST. adresindeki … San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı, … vergi sicil nolu ticari işletmeye ait belgeler 26.11.2018 tarihinde çalındığını, buna ilişkin karakol tutanağı dilekçe ekinde olduğunu, söz konusu hırsızlık olayı nedeniyle müvekkil şirkete ait bulunan ekteki belgede listesinin sunulduğu ticari defter, fatura, vergiye esas belgeleri ve sair her türlü belge ve evraklar zayi olduğundan TKK madde 82, (7) numaralı fıkra uyarınca dilekçe ekinde belirtilen listedeki tüm defter, fatura ve sair belgelerin zayi olduğuna dair taraflarına zayi belgesi verilmesini talep etme zarureti hasıl olduğu hususları iddia ve beyan ederek tüm defter, fatura ve sair belgelerin zayi olduğuna dair taraflarına zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/09/2022 tarih 2018/1201Esas – 2022/842 Karar sayılı kararında;”Dava, hukuki niteliği itibariyle 6102 sayılı TTK’nun 82/7.maddesinde belirtilen tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgelerin zayi olması sebebiyle kendisine bir belge verilmesi istemine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu Madde 82/7. maddesine göre; Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Davacının söz konusu TTK 82/7. maddesindeki düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması gerekmektedir. Tüm dosya kapsamına göre somut olayda; davacı kanunda yazılı sebeplerden hırsızlık sebebine dayanmış olup, hırsızlık olayına dair mahkememize bildirilen soruşturma dosyasında, dava dışı … isimli kişinin 26/11/2018 tarihinde … plakalı aracı park halinde bıraktığını ve sabah saatlerinde aracı çalıştırıp seyir halinde iken bagaj kapısının çapması ile açık olduğunu anladığını ve bunun üzerine araçta bulunan davacıya da ait olduğunu beyan ettiği belgelerin çalındığını, bunun üzerine söz konusu olaydan dolayı şikayetçi olduğunu bildirmiştir. Meydana gelen bu olayda davacının iddialarını somutlaştıracak şekilde araç içinde var olduğu beyan edilen belgelerin nelerden ibaret olduğu, davacının sunduğu ve çalındığı iddia edilen belgelerin meydana gelen hırsızlık olayı ile zayi olduğu ispatlayamamış olup aksine davacı vekili her ne kadar şikayetçi olan şahıs ile ilgili muhasebecilerinin çalışanı olduğunu beyan etmiş ise de burada, davacının bir tacir olarak basiretli davranma yükümlülüğünü ihmal ettiği, zayiiliği talep edilen belgelerin koruması ve saklanması için gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü de yerine getirmediği (İstanbulBam 13. HD 2020/1904e,2021/172k) sonuç ve kanaatine varılmıştır. Anılan kanun hükmü ve açıklanan tüm sebepler ile davanın reddine dair karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, davalarının kabul edilmesi gerekirken reddedildiğini; ilgili dosyanın kararını istinaf ettiklerini; her ne kadar mahkeme davacı müvekkili firma yetkililerinin basiretli bir tacir gibi davranmadığı iddiası ile davalarını reddetti ise de müvekkili firma yetkililerinin her basiretli tacir gibi davranarak evraklarını muhasebecinin elemanı ile muhasebecilerine gönderdiklerini; ülkemizde çok yaygın olan araçtan hırsızlık olayı ile evrakların çalındığını; davacı firma yetkililerinin olayda kusurunun olmadığını; suçtan zarar gördüklerini; aynı hırsızlık olayında evrakları çalınan bir diğer firma olan … San.Ltd. ŞTi, ile ilgili İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1176E. Sayılı dosyadan zayii belgesinin verildiğini beyanla; bu kararın emsal alınarak Bakırköy 7.Asiye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1201E. Sayılı dosyasındaki kararın bozulmasına ve davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; 6102 Sayılı TTK’nun 82/7 maddesine dayalı zayi belgesi verilmesi istemine ilişkin olup, davacı şirket vekilince araçtan hırsızlandığı iddia olunan 2016 yılı envanter ve yevmiye defterleri ile, 2013, 2014 ve 2015 yıllarına ait seri numaraları verili bir kısım fatura ve irsaliyeli faturalara ilişkin zayi belgesi talebinde bulunmuş, mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. Davalı şirketin merkezinin İstanbul ili Avcılar İlçesi’nde bulunduğu, TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin kesin yetkisinin mevcut olduğu, hırsızlık olayının 26/11/2018 tarihinde meydana geldiğinin iddia olunması karşısında, 11/12/2018 dava tarihi itibariyle aynı maddede düzenlenen 15 günlük hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşılmıştır. 6102 Sayılı Kanunun 82/7. maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Tacir olan davacının 6102 Sayılı TTK. 82/7. maddesinden yararlanabilmesi için ticari defter ve kayıtlarının korunması amacıyla gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunması ve ziyanın, onun iradesi dışında meydana gelmiş olması gerekmektedir.Somut olayda; zıyaın araçtan hırsızlık sonucu meydana geldiği ileri sürülmüş olup, bu iddia ile ilgili davacı şirket muhasebecisinin çalışanı olduğu iddia olunan kişinin karakola başvurusu dışında bir delil sunulmadığı, olay yeri inceleme ve araştırma tutanağında hırsızlığın gerçekleştiği iddia olunan aracın kapı ve kilitlerinin sağlam olduğu, araçta zorlama bulunmadığı, aracın pis ve çamurlu olduğu dışında tespit bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı şirket hakkında 2016 yılı vergi dönemine ilişkin vergi suçu raporu düzenlendiği, zayi olduğu iddia olunan ticari defterlerin bu yıllara ilişkin olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, ticari defterlerin hırsızlık sonucu zayi olduğu iddiasının ispatlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır. (Yargıtay 11 Hukuk Dairesi 2016/1 esas, 2016/9288 karar sayılı ilamı) Diğer taraftan davacı şirket basiretli bir tacir gibi davranarak ticari defter ve belgelerini korumak için gerekli dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. Hırsızlık olayının gerçekleştiği kabul edilse dahi, ticari defter ve faturalarını siyah bir poşet içerisinde muhasebecisine iletilmek üzere muhasebecisinin çalışanına teslim eden davacı şirket yetkilisinin, defterlerin muhafazası için gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen iradesi dışında hırsızlığın gerçekleşmiş olduğundan bahsedilemez. Yapılan bu saptamalar karşısında, ilk derece mahkemesi tarafından, davacı tacirin ticari defter ve kayıtları korumak için gereken dikkat ve özeni göstermediği ve kendi kusuru ile defter ve belgelerin çalınmasına sebep olduğu, bu nedenle zayi belgesi verilmesi koşullarının oluşmadığı yönündeki kabulü isabetli olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiş, ilk derece mahkemesi kararı usul ve kanuna uygun olup, kamu düzenine aykırılık da mevcut olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70.TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi