Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2142 Esas
KARAR NO: 2022/1694 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/153 D.İş – 2022/153 Karar
TARİH: 16/06/2022
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin, borçlu … ve …’dan toplam 3.000.000 TL alacaklı olduğu, 10/02/2022 tanzim tarihli,10.05.2022 ödeme tarihli, 3.000.000 TL bedelli bir adet bononun, borçlular tarafından imzalandığını, fakat süresinde ödenmediğini, borcun tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile takip açıldığını, fakat ödeme emri tebliğe çıkarılmadığından takibin kesinleşmediğini, borçlular borcunu ödemediğinden ve mallarını kaçırma tehlikesi bulunduğundan, borçlunun taşınır taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczini istemek gereği doğduğunu, ileri sürerek, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 11/05/2022 tarih 2022/153 D.İş – 2022/153 Karar sayılı kararında; “İhtiyati haciz istemi alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre kanuna uygun görülmüş olmakla, yukarıda açık kimliği yazılı alacaklının borçludan alacağı olan (3.000.000,00 TL) ’nin alınmasının temini için İcra İflas Kanunun 257/1.Maddesine göre borçlunun yukarıda belirtilen mal,hak ve alacaklarından borca yetecek miktarının İcra İflas Kanununun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE,” karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili 18/05/2022 tarihli dilekçesinde özetle, mahkemece 2022/153 D.İş dosya numarası ile verilen 11.05.2022 tarihli ihtiyati haciz kararının, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu ve 12.05.2022 tarihinde haciz işlemi uygulandığını, itiraz eden müvekkillerinin 12.05.2022 tarihinde haciz işlemleri ile ihtiyati haciz kararına muttali olduğunu, ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bahse konu senet üzerinde alacaklının meşru hamil olmadığı gibi senedin kambiyo senedi vasfında olmayan bir belge olduğunu, kambiyo senedi vasfı için zorunlu olan unsurları taşımadığını, kaldı ki müvekkillerin alacaklı görünen tarafa borçları olmadığını, alacaklının senet metninde yazmış olduğu “alacak karşılığı” ibaresinin de emredici nitelikte olan TTK md.776/1-b bendine aykırılık teşkil ettiğini, kanunda açıkça düzenlendiği üzere kambiyo senetlerinin kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğunu, dava konusu senedin bu niteliği haiz bir senet olmadığını, TTK’nun 776/1-f maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için usülüne uygun zorunlu unsurları ihtiva etmesi zorunlu olduğunu, ihtiyati haciz kararına konu senede ilişkin olarak taraflarından Adli Tıp Kurumu Fizik İht. Dairesi Grafolojik araştırmalar, danışmanlık ve bilirkişi bürosuna inceleme yaptırıldığını, yapılan inceleme sonucuna göre, senette iki tane vade tarihi olduğu, vade tarihleri ödeme günü başlığının altında 10.05.2022 ve vade başlığının altında da 10.05.2022 şeklinde iki adet vade olduğu,10.05.2022 şeklindeki tarihin ay hanesindeki (5) rakamı altında (3) rakamının mevcut olduğu, bunun sonradan sürsarj suretiyle (5) rakamına dönüştürüldüğü, keza tarihin seneyi gösteren bölümdeki 2022 adedinin birler hanesindeki (2) rakamı altında da (1) rakamının mevcut bulunduğu, bunun üzerine (2) rakamının sonradan yazıldığı, söz konusu senette tanzim tarihi gösteren 10.02.2022 tarihinin gün hanesindeki 10 adedinin (0) rakamı üzerinden birkaç defa geçildiği, bu nedenle bu kısımdaki değiştirilen rakamın üzerinden aşırı oynama, geçilme nedeni ile teşhisi yapılamadığı, 10.05.2022 vade, 10.02.2022 tanzim tarihli alacaklısı … , borçlusu … olan 3.000.000 (üçmilyon) TL bedelli, değerli senet fotokopisinde yukarıda belirtilen değişikliklerin yapıldığı hususunda, 16.05.2022 tarihli rapor düzenlendiğini, senetteki rakam ve yazıların sürşarj yöntemi ile yapılan tahrifat, tadilatlar, oynamalar ve karamalar, çıkıntılar neticesinde başka rakamlara dönüştürüldüğünü, bu dönüştürmelerin taraflarca onaylanmadığını, paraf edilmediğini, bu dönüştürmelerin senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte olduğunu, alacaklı görünen davalı tarafından yapılan yukarıda belirtilen dönüştürmeleri açıkça kabul etmediklerini, inkar ettiklerini, müvekkillerinin onay imzası ve parafı olmadığını, senedin HMK md.207 uyarınca hükümsüz olduğunu, yok hükmünde olduğunu, senette, bilirkişi raporunda da görüleceği üzere çift vade olduğunu, 6102 sayılı TTK md.778 göndermesi ile aynı kanunun 703.maddesine aykırı olarak çift vadeli olarak düzenlenen senetlerin bono vasfında sayılamayacağını, senette vade başlığının altında 10.05.2022; ödeme başlığının altında 10.05.2022 yazdığını, ancak “5” altında “3” yazısı mevcut olduğunu “2022 sayısının” sondaki “2” rakamı altında “1” rakamı yazdığını, dolayısıyla iki farklı vade mevcut olduğunu, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2018/10639 Esas, 2019/873 Karar sayılı ilamda zikredildiği gibi çift vadeli düzenlenen senetler kambiyo vasfında olmadığını, yine senette ödeme günü başlığının altındaki 10.05.2022 tarihinde “05” rakamının altında 3 yazılı olduğu gibi 2022 rakamının sonundaki 2 rakamının altında da “1” rakamı mevcut olduğunu, tadilat, tahrifat ve dönüştürülmeden önce 10.03.2021 şeklinde bir tarih çıkmakta olduğunu, bu tarih ikinci farklı bir vade tarihi ile aynı zamanda da düzenlenme tarihinde önceki bir tarih olduğunu, dolayısıyla HMK md.207 gereğince senedin geçerliliğine ve anlamına etki edebilecek nitelikte bir durumun olmasının, yine senedin TTK md. 776-777 maddeleri uyarınca zorunlu unsurlarını taşımaması nedeniyle kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, senedin kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı için dava konusu senedin-belgenin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu edilmesi mümkün olmadığını, HMK md.207 maddesi hükmü doğrultusuyla tümüyle hükümsüz addedilmesi gerektiğini, (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 17.11.2021 Tarih, 5896/6328 Karar sayılı ilam) haksız ihtiyati haczin icrası nedeniyle müvekkillerinin menkul mallarının haczedildiğini ve muhafaza altına alındığını, müvekkillerinin telafisi güç maddi ve manevi zarara uğradıklarını, Mahkememizin ihtiyati haciz kararını tesis etmeye yetkili bulunmadığını, Mahkememizin yetkisine de itiraz ettiklerini, İhtiyatî hacizde yetki, – İİK 258/1’in doğrultusunda – İİK 50 hükmüyle düzenlendiğini, buna göre, “para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur” denildiğini fakat 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, yerini HMK’ye bıraktığı için yetki konusunda HMK hükümlerine başvurulacağını, yetkili mahkeme, kural olarak, davalı gerçek veya tüzel kişinin ihtiyatî haczin talep edildiği tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, [HMK 6/1], somut uyuşmazlıkta müvekkilinin yerleşim yeri “Sultangazi” ilçesi olmakla yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan mahkemenin yetkisine açıkça itiraz ettiklerini, belirterek resen dikkate alınacak sair nedenlerle ibraz etmiş oldukları bilirkişi raporu da dikkate alınarak işbu ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını; icra takibine itiraz edilmesinden hareketle uğramış oldukları maddi ve manevi zararların tazmini yönünde alacaklıya tazminat ve sair davalar açılacağından davalarının neticelenene kadar teminatın tedbiren alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/06/2022 tarih 2022/153 D.İş – 2022/153 Karar sayılı kararında; “Mahkememize ait 2022/153 D.iş Esas, 2022/153 D.iş Karar ve 11/05/2022 tarihli ihtiyati haciz kararı incelendiğinde, talep eden … tarafından karşı taraf … ve … aleyhine 10/02/2022 tanzim tarihli, 10/05/2022 vade tarihli 3.000.000,00TL bedelli bir adet bonoya dayalı 3.000.000,00 TL bedelli ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz duruşmalı olarak değerlendirilmiştir. İİK 265. Maddesinde “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” denilmektedir. İtiraz eden vekilinin tahrifat iddiası İİK 265. Maddesinde aranan hallerden değildir. Tahrifatla ilgili genel mahkemede dava açıldığında değerlendirilmesi gerekir. Yetki hususu ise; senet üzerindeki ödeyecekler kısmında “… No:… Topçular İstanbul ” yazılı olup ödeyecekler …’a ait ticari işletme kaydında da aynı adres olması nedeniyle bu adresin de Fatih sınırları içesinde kaldığından İstanbul Adliyesi yargı çevresinde bulunduğundan itirazın reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, İhtiyati hacize yapılan itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesi ile, ihtiyati haciz kararının yetkili mahkemeden talep edilmediğini, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar tesis edildiğini bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, (6102 TTK. MADDE 776 – 6102 TTK. MADDE 777) Somut olayda ihtiyati haciz kararına konu senette ödeme yerinin yazılmadığını, ödeme yeri yazılı olan kısma düzenleyenin yazıldığını, davada TTK.m. 777/3 hükmü gereğince ödeme yeri yazılı olmayan bir bono söz konusu olduğu için düzenleme yerinin ödeme yeri kabul edileceğini, bononun düzenlenme yerinin “Sultangazi” olduğundan ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ancak yerel mahkemenin bahse konu senette hem düzenlenme yeri hem de ödeme yeri yokmuş gibi TTK.m.777/4 hükmünü uyguladığını ve düzenleyenin adının yazılı olduğu yeri yetkili kabul ettiğini ancak öncesinde m.777/3 hükmü gereğince aranan şartların olup olmadığı araştırılması gerektiğini, yerel mahkeme kararında ” …’a ait işletme adresinin de aynı adres olması ” gerekçesi ile hüküm tesis edildiğini, genel yetki kuralı gereğince yerleşim yeri genel yetkili mahkeme olarak kabul edilmişse de gerçek kişilerin “işletme adresi” nin hangi kanunda yetkili kabul edildiğinin anlaşılamadığını, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, İcra takibine konu bononun TTK.m.776 uyarınca zorunlu unsurları taşımadığını; kambiyo senedi vasfında olmadığını bu nedenle ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, Senetteki rakam ve yazıların sürşarj yöntemi ile yapılan tahrifat, tadilatlar, oynamalar ve karamalar, çıkıntılar neticesinde başka rakamlara dönüştürüldüğünü ve taraflarca onaylanmadığını, paraf edilmediğini, bu dönüştürmelerin senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte olduğunu, senetin HMK md.207 uyarınca hükümsüz olduğunu, Senette, bilirkişi raporunda da görüleceği üzere çift vade bulunduğunu, 6102 sayılı TTK md.778 göndermesi ile aynı kanunun 703.maddesine aykırı olarak çift vadeli olarak düzenlenen senetlerin bono vasfında sayılmadığını, senette vade başlığının altında 10.05.2022; ödeme başlığının altında 10.05.2022 yazıldığını ancak “5” altında “3” yazısı mevcut olup “2022 sayısının” sondaki “2” rakamı altında “1” rakamı yazdığını, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2018/10639 Esas, 2019/873 Karar sayılı ilamda da belirtildiğini gibi çift vadeli olarak düzenlenen senetlerin bono vasfında sayılmadığını, Senette ödeme ödeme günü başlığının altındaki 10.05.2022 tarihinde “05” rakamının altında 3 yazılı olduğu gibi 2022 rakamının sonundaki 2 rakamının altında da “1” rakamı mevcut olup tadilat, tahrifat ve dönüştürülmeden önce 10.03.2021 şeklinde bir tarih çıkmakta olup bu tarih ikinci farklı bir vade tarihi ile aynı zamanda da düzenlenme tarihinde önceki bir tarih olduğunu, dolayısıyla HMK md.207 gereğince senedin geçerliliğine ve anlamına etki edebilecek nitelikte bir durumun olması, yine senedin TTK md. 776-777 maddeleri uyarınca zorunlu unsurlarını taşımaması nedeniyle kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, Senetin kambiyo senedi vasfına sahip olmadığı için dava konusu senedin-belgenin kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu edilmesi mümkün olmayıp HMK md.207 maddesi hükmü doğrultusuyla tümüyle hükümsüz addedilmesi gerektiğini, (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 17.11.2021 Tarih, 5896/6328 Karar sayılı ilam) İhtiyati haciz kararına konu senet kambiyo senedi vasfına haiz olmayıp zorunlu unsurları taşımadığından yerel mahkemece tesis edilen ihtiyati haciz kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara yapılan itiraz ise yukarıda belirtilen gerekçelerle reddedilmiştir. İtiraz eden vekilince, itirazlarının reddine dair ek karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder.İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına istinaden 12/05/2022 tarihinde fiili haciz uygulandığı, borçlular vekilince 18/05/2022 tarihinde UYAP sisteminden gönderilen dilekçe ile ihtiyati hazce itiraz edildiği, itirazın İİK’nun 265 maddesi uyarınca süresinde olduğu tespit edilmiştir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca alacak davası açılmadan önce talep edilen ihtiyati hacze, İİK’nun 50 maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. İİK’nun 50 maddesi ise HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapmıştır. Talep dayanağı bonoda düzenleme yerinin Sultangazi olduğu, ödeme yerinin Topçular İstanbul olduğu, keşideci olarak her iki borçlunun isminin ve imzasının bulunduğu, …’ın anı zamanda aval olarak bonoyu imzaladığı, vadesinin 10/05/2022 olduğu, lehdarının … olduğu anlaşılmıştır. Talep dayanağı bonoda ödeme yerinin Topçular İstanbul olarak kayıtlı olduğu, İİK’nun 50 maddesi atfı ile HMK’nun 10 ve TTK’nun 776/1-d bendi uyarınca ödeme yeri mahkemelerinin ihtiyati haciz talebini değerlendirmeye yetkili olduğu, Topçular İstanbul adresinin, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri adli yargı çevresi içerisinde kaldığı, mahkemece yetki itirazının reddine yönelik verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, muterizler vekilinin yetki hususundaki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda ihtiyati haciz kararı, kambiyo senedine dayalı olarak verilmiştir. İtiraz eden vekili; dayanak senet üzerinde iki vade bulunduğunu, her iki vade 10/05/2022 olarak görülmekle birlikte vadelerden birinin 10/03/2022 olmasına rağmen, vadenin ay kısmındaki 3 rakamının tahrifat yolu ile 5 rakamına çevrildiğini, düzenleme tarihinde de tahrifat yapıldığını, senet üzerinde yer alana “alacağa karşılık” ifadesinin, senedin kambiyo vasfını ortadan kaldırdığını ileri sürmüştür. İtiraz eden vekilince ileri sürülen itiraz sebepleri İİK’nun 265 maddesinde sınırlı olarak gösterilen itiraz sebeplerinden birini teşkil etmediği gibi, ihtiyati hacze itiraz yargılamasında değerlendirilebilecek hususlardan da olmayıp, ancak esas yargılamanın konusunu teşkil edebilir. Dosyaya mübrez ve talep dayanağı bono kapsamından; İİK’nun 257/1 fıkrasında fıkrası ile İİK’nun 258 fıkrasında aranan şartların mevcut olduğu ve yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olup, itiraz eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/11/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.