Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2128 E. 2022/1968 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2128 Esas
KARAR NO: 2022/1968 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/502 Esas – 2022/603 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili davacı ve bir takım başka davacılar tarafından sözleşmeden kaynaklanan alacak talebiyle … Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan Bakırköy 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/130 Esas sayılı dosyasındaki yargılamanın devam ettiğini, yargılamada dava dilekçesinin şirket tarafından tebliğ alındığını ve davaya cevap verildiğini, ilgili şirketin yargılama devam ederken tasfiyeye girdiğini ve genel kurul kararı ile sicilden terkin edildiğini, yargılamanın devam ettiği bilinmesine rağmen yapılan işlemlerin usulsüz olduğunu, Bakırköy 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/130 Esas sayılı dosyasında taraflarına şirketin ihya davası açmak üzere süre verildiğini, müvekkilinin muhtemel alacağına kavuşabilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini beyanla Tasfiye Halinde … Sanayi Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili sicil müdürlüğünün TTK’nın 32. ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. maddesi uyarınca işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, bundan dolayı müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını beyanla davanın reddine, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 01/07/2022 tarih 2022/502 Esas 2022/603 Karar sayılı kararında;”…Somut uyuşmazlıkta;Bakırköy 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/130 Esas sayılı davasının yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, derdest olan bu dava uyarınca tasfiyenin usulüne uygun ve eksiksiz tamamlanmadığı anlaşılmakla, davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına, karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.”gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile; öncelikle 01.07.2022 tarihli duruşmaya mazeret dilekçesi sunduklarını, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, mazeret bildiren müvekkilinin yokluğunda karar verildiğini, tasfiye edilen şirketin ortağının ve yetkilisinin yalnızca müvekkili … olmadığını, …’nun da hem ortak hem yetkili olduğunu, davanın yalnızca müvekkiline yönlendirilmesinin doğru olmadığını, müvekkili …, şirketin tasfiyesi sırasında tasfiye memuru olarak görev yapmışsa da bu görevinin sona erdiğini, yargılama giderlerinden müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın açılmasına müvekkilinin sebep olmadığını, dava dilekçesinde … San. Tic. Ltd. Şti. ‘nin tasfiyesi sırasında şirketin alacaklarına 3 defa farklı tarihlerde çağrı yapıldığını beyan eden ve alacaklı olduğu iddiasını çağrılara rağmen ileri sürmeyen davacının , ek tasfiye talebinin kabul edilmemesi gerektiğini, tasfiye edilen şirketin tasfiye tarihinde kesinleşmiş bir borcunun olmadığını, müvekkili …’nın tasfiye memuru olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini beyanla Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/502 E. 2022/603 K. Sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri nedeniyle ihyası talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinde ” tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veyan birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” denilmek suretiyle ek tasfiye düzenlenmiştir. Tasfiye Halinde … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin sicil kaydı 01.10.2019 tarihinde tasfiye neticesinde davalı … Sicil Müdürlüğü’nce terkin edilmiştir. İhyasına karar verilen şirket aleyhine, davacı tarafça Bakırköy 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/130 Esas (önceki esas 2018/640) sayılı dosyası ile 28.11.2018 tarihinde açılmış ve derdest alacak davası bulunduğundan, şirketin tasfiyesinin tamamlanmadığı, ek tasfiye işlemlerinin yapılması için yeniden sicile tescil edilmesi ve tasfiye işlemleri eksik bırakıldığından ek tasfiye işlemleri yönünden tasfiye memurunun görevinin devamına karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından açılan alacak davasında şirketin cevap dilekçesi sunduğu, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun Bakırköy 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/130 Esas sayılı dava dosyasından haberdar olduğu halde tasfiye işlemlerini tamamladığı ve bu nedenle somut davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği, tahkikata ilişkin işlemlerin taraf veya vekilleri huzurunda yapılması esas olup, belgelendirilmiş ve kabul edilebilir mazereti bulunan taraf veya vekillerinin mazeretleri nedeniyle oturumların ertelenmesi gerektiği ancak yargılama sırasında davalı tasfiye memuru vekilince sunulan mazerete mesleki işlere ilişkin herhangi bir delilin eklenmediğinin anlaşılması karşısında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür. Davalının istinaf başvurusu haksızdır. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığın gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı Tasfiye Memuru …’nın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 22/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.