Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/207 E. 2022/325 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/207 Esas
KARAR NO: 2022/325 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2021
NUMARASI: 2021/277 Esas 2021/927 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ve davalının kardeş olduğunu, aynı zamanda, … Anonim Şirketinin ortakları olduklarını, İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … ada … parselde kayıtlı taşınmazın ½ hissesinin, … Anonim Şirketi adına kayıtlı iken müvekkilin haberi, izni ve rızası ve de imzası bulunmadan, davaya konu bu taşınmazın, davalı …’a devredildiğini, davacı müvekkilinin, böyle bir satışa izni, rızası ve işlem için imzası olmamasına rağmen davalı adına tapuda yapılan satış işleminin yolsuz tescil nedeniyle hükümsüz olduğunu, bu gayrimenkulün bu şekilde müvekkilin imzası olmaksızın yasaya aykırı yolla satışından dolayı davalı hakkında Cumhuriyet Savcılığına ayrıca suç duyurusunda bulunulacağını, bu nedenlerle davanın kabulü ile İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … … ada … parsel numarasında kayıtlı taşınmazın tapuda davalı adına olan kaydının iptaline, tapu kaydının … Anonim Şirketi üzerinde bırakılmasına ve bu şekilde tapuda kayıt ve tesciline, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı …’ın bu davada davacı taraf ve dava ehliyetine sahip olmadığını, …’ın taşınmazın maliki olmadığı gibi dava tarihi itibariyle dava dışı … Anonim Şirketini temsil yetkisi de bulunmadığını, …’ın davacı taraf ve dava ehliyetine sahip olmaması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını ve davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini belirterek davanın esasına ilişkin cevaplarını da sunarak davanın reddine, her türlü masraf, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/10/2021 tarih ve 2021/277 Esas – 2021/927 Karar sayılı kararında; “….Davacının öncesinde kendi mülkiyetinde bulunmayan ve fakat yetkilisi ve ortağı olduğu dava dışı şirket adına kayıtlı iken, kendisinin rızası olmaksızın davalı adına tescil edilmesi nedeniyle dava dışı şirket adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ettiği görülmüş olup; tüzel kişiliği haiz ticaret şirketlerinin kendilerinin ayrı bir taraf ve dava ehliyetlerinin bulunması, bu yetkilerini yetkili organları ve temsilcileri vasıtasıyla kullanabileceklerinin açık olması, davacının kendi adına olmayan taşınmazın dava tarihi itibarıyla yetkilisi veya temsilcisi de olmadığı anlaşılan şirket adına tescilini talep etme yetkisinin bulunmadığı, şirketin zarara uğratılması veya şirket malının yolsuz olarak elden çıkarılması halinde davayı şirketin açmasının gerekli olduğunun anlaşılması karşısında…”gerekçesi ile, Davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davaya konu gayrımenkulün halen davalı adına tapuda kayıtlı olduğunu, bu nedenle dava, davaya konu gayrımenkulün halen tapuda adına kayıtlı olan davalı …’a açıldığını, Dava dilekçesinde açık ve net olarak belirttikleri üzere davalının gayrimenkulü iktisabı, müvekkili adına düzenlenmiş sahte vekaletname ile yapıldığını, Davalı halen tapu kaydı üzerinde bulunan taşınmaz mülkiyetini iktisabı ederken, müvekkili adına düzenlenmiş sahte vekaletname kullanılarak işlem yapıldığını, Mahkemece davaya konu gayrimenkul satışının evrakları getirtilerek, işlemin yapıldığı vekaletnamenin sahte olup olmadığı araştırılmadan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tapu iptali davasının, tapuda son malik gözüken kişiye açılması yasa gereği olduğunu, Davanın tapuda yapılan satış/devir işlemi esnasında, sahte vekaletname, sahte belge kullanımına ilişkin olduğunu, Davalı davaya konu gayrımenkulü sahtecilik sonucunda kendi adına tapuda devir/satış aldığını, bu işlemin geçerli olmadığı sahte resmi belge kullanılması nedeniyle iddia edilmekte olduğunu, tapuda kullanılan sahte vekaletname, davacı müvekkil adına düzenlendiğini, bu nedenle de davayı açan davacı müvekkili olduğunu, Çünkü davacı tarafın şirket olması gerektiğinin düşünülmesi akla ve hukuka aykırı olduğunu, şirketin, davalı tarafından düzenlenen müvekkile ait sahte vekaletnameyle yaptığı satış için dava açması hayatın olağan akışına uygun olmadığını, Bu davada yukarıda açıklanan nedenle, tapudaki satış/devir işleminin iptali ile tapu kaydı önceki malike döneceğini, bunun için ayrıca bir tescil kararına gerek olmadığını, tapuda yapılan işlem sahtecilik nedeniyle iptal edileceğini, Tapuda yapılan satış/devir işlemi, sahte vekaletnameyle yapıldığı için hiçbir zaman geçerli olmadığını, bu hususun ortaya çıkarılması, davaya konu tapu işleminde müvekkili adına düzenlenerek kullanılan vekaletnamenin, mahkemece bilirkişi incelemesiyle araştırılması sonucunda ortaya çıkacağını, bu hususun mahkemece araştırılmadığını, Müvekkili adına sahte olarak düzenlenmiş, imzası bulunmayan bir vekaletnameyle yapılan işlemin iptalini, halen bu işlem ile tapu kaydı üzerinden olan davalıya karşı dava açarak talep ettiklerini, Hal böyle iken mahkemece, aktif husumet yokluğundan usulden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Sahteciliğin, işlem sonucunda yarar sağlayan davalı tarafından yapıldığını, kaldı ki ayrıca bu işlem tarafından yapılmış ise dava edilmeyeceğini, burada sahte imzasıyla oluşturulan belgeyle aleyhine işlem yapılan müvekkili davacı olduğunu, Böyle bir davada aktif husumetleri olmadığına dair iddia hukuka aykırı olduğunu, Davadaki talepleri incelendiğinde, tapuda yapılan işlem iptal edildiğinde, tapu kaydı eski haline döneceğini, bu nedenle, mahkemenin şirket adına tescil talep ettiklerine dair gerekçesi hukuka aykırı olduğunu, sahtecilik nedeniyle yapılan işlem iptal olduğunda tapu kaydı önceki hale döneceğini, mahkemece, taleplerine konu işlemle oluşan tapu kaydı iptal edildiğinde tapuda önceki durum ortaya çıkacağını, İleri sürerek usul ve yasaya aykırı kararı istinaf ettiklerini, tapu iptali nedeni olarak gösterdikleri sahte vekaletnamenin mahkemece incelenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, 1/2 hissesi dava dışı … Ticaret Anonim Şirketi üzerine kayıtlı taşınmazın sahte vekaletname düzenlenmek suretiyle davalı adına satış yapıldığı iddia edilerek davalı adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava dışı şirket adına tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava konusu, İstanbul İli, Büyükçekmece İlçesi, … Köyü, … Mevkii, … ada … parselde kayıtlı taşınmazın ½ hissesinin, … Ticaret Anonim Şirketi adına, 1/2 hissesi de … adına kayıtlı iken 21/03/2005 tarihinde satıştan davalı adına tapuya kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır. 20 Kasım 2003 tarihli sicil gazetesine göre; dava dışı şirketin 14/11/2003 tarihinde 2000,2001,2002 yıllarına ait genel kurul toplantısının yapıldığı, yönetim kurulu üyeliklerine 3 yıl süreyle …, …, …’ın, Yönetim Kurulu Başkanlığına …, Başkan Yardımcılığına da …’ın seçildiği ve Yönetim Kurulu Başkanı …, Başkan Yardımcısı …’ın şirketi, şirket ünvanı altında atacakları imzaları ile her konuda münferiden temsil ve ilzam etmeye oy birliği ile karar verildiği görülmüştür. Şirkete ait bir taşınmaza ilişkin mülkiyet hakkına dayalı bir davayı şirket tüzel kişiliğinin açması gerekir ise de mutlak butlan/yokluk hallerinde satış işlemi ve sonuçları şirket ortaklarını da doğrudan ilgilendirdiğine göre, şirket ortağının münferit olarak dava açabileceği kuşkusuzdur. Ortaklardan birinin de tapu iptal davası açma hakkının bulunduğunun kabulü gerekir. Somut olayımızda davacının, tapuda satışın yapıldığı tarihte ve dava dışı şirketin sicilden terkin olduğu tarihte şirketin yönetim kurulu üyesi ve yetkililerinden biri olduğu ayrıca davacı adına sahte vekaletname düzenlenmek suretiyle satış yapıldığı ve bu sebeple tapudaki satışın sahtecilik iddiasıyla iptali talep edilmiş olup buna göre satış işlemi ve sonuçları şirket ortağı davacıyı doğrudan ilgilendirdiğine göre, şirket ortağı davacının münferit olarak dava açabileceği kuşkusuzdur. Hâl böyle olunca, işin esasına girilerek, iddia ve savunma doğrultusunda tarafların tüm delillerinin toplanması, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Sonuç itibariyle, yukarıda açıklanan nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/10/2021 tarih ve 2021/277 Esas 2021/927 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/03/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.