Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/2009 E. 2022/1582 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2009 Esas
KARAR NO: 2022/1582 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/617 Esas – 2022/496 Karar
TARİH: 14/06/2022
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin aleyhinde Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/151 E. 2018/104 K. Sayılı dava dosyasında tazminat davası açıldığını, söz konusu davanın kısmı kabul kısmi ret olması sebebiyle müvekkili lehine 15.754,00TL vekalet ücreti takdir edildiğini, söz konusu davanın davacısı olan …’ ın vekalet ücretini … bank Beyoğlu Şubesinde bulunan hesabına yatırdığını, müvekkilin davalı bankaya borcu olması nedeniyle bahsi geçen vekalet ücretine davalı banka tarafından bloke konularak mahsup işlemi uygulandığını, 15.754 TL karşı vekalet ücretinin ihtarname tarihi olan 07.06.2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı bankadan tahsili ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının müvekkili banka Beyoğlu şubesi hesabına yatırılan 15,754.00 TL nin müvekkili banka tarafından davacının borçlarına istinaden mahsup edildiği belirtilerek işbu tutarın müvekkili bankadan tahsili talep edilmekte olduğunu, davacının iddia ve taleplerinin hukuka aykırı, gerçeklikten uzak ve mesnetsiz olup reddi gerekmekte olduğunu, huzurdaki davanın vekalet ücreti alacağına ilişkin olmadığını, vekalet ücreti ilişkisinin davacı ile dava dışı … arasındaki hukuki ilişki olduğunu, müvekkili banka yönünden hesaba yatan tutarın hukuki sebebinin önemi bulunmamakta olduğunu, davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmeler ve yasal mevzuat hükümleri gereğince takas mahsup işlemi yapılmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan bankacılık hizmetleri sözleşmesi kapsamında davacının davalı banka nezdinde mevduat hesabı bulunduğunu, paranın yatırıldığı hesabın mesleki amaçla açılmadığına yönelik bir iddianın olmadığı dolayısıyla dava konusu uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklı olduğunun sabit olduğunu, müvekkili banka tarafından yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu, dava dilekçesinde; davacı, dava dışı … ile arasındaki davada lehine takdir edilen vekalet ücretinin müvekkili banka Beyoğlu Şubesine ödendiği belirtilmiş olduğunu, müvekkili banka tarafından işbu hesapta yer alan tutarın davacının borçlarına mahsup edildiğinin iddia edilmiş olduğunu, mahkemeniz tarafından takdir edileceği üzere hesaba yatan tutarın vekalet ücretinden sadır olmasının huzurdaki davanın niteliğini etkiler bir yönü bulunmamakta olduğunu, davaya konu ihtilafın; davacı ile müvekkili banka arasındaki sözleşmeler ve yasal mevzuat hükümleri gereğince takas mahsup işleminin yapılması olduğunu, bu işlemde bankacılık işlemi dolayısıyla ticari iş olduğunu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirilerek haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/06/2022 tarih 2021/617 Esas 2022/496 Karar sayılı kararında; ” Davacı … hesabına Elazığ 1.Asliye Hukuk Mahkemesine 2017/151 Esas sayılı dosyası nedeniyle yatırılan 15.754,00TL ücretin vekalet ücreti olarak yatırıldığı ve Avukatlık Kanunu 164/5.maddesi uyarınca, taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin vekile ait olduğu düzenlemesine yer verildiğinden, davacı hesabına yatırılan 15.754,00TL ücretin gerçek sahibinin davacı vekili olan avukat … olduğu, bu nedenle davacının dava konusunun sahibi olmadığına karar verilerek davacının aktif husumetinin olmadığına kanaat edinilmiş ve davanın reddine dair hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davacının Davasının Aktif Husumet Yokluğundan REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, davanın asıl konusunu oluşturan davalı bankanın vekalet ücretine uygulamış olduğu takas ve mahsup işleminin incelenmesi gerektiğini, Avukatlık Kanunu m.164/5 ‘Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.’ denildiğini, yerel mahkemenin atıfta bulunduğu üzere davalı bankanın uygulamış olduğu takas ve mahsup işleminin hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin “davacı hesabına yatırılan 15.754,00TL ücretin gerçek sahibinin davacı vekili olan avukat … olduğu” gerekçesine dayalı olarak davayı aktif husumet yokluğundan reddettiğini, bu görüşün hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, HMK 330.maddesi uyarınca davanın tarafı olmadığından avukat adına hüküm kurulamayacak olması nedeniyle söz konusu vekalet ücretinin taraf lehine hükmedilmesi gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan davacının hesabına 3. Kişi tarafından yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda davacı tarafça, davacının davalı olarak aleyhinde Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/151 E. 2018/104 K. Sayılı dava dosyası ile vekalet görevinin kötüye kullanılmasından kaynaklı açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonucu, davanın kısmen kabulüre karar verildiği, ret edilen miktar yönünden HMK m. 330 gereğince davalı lehine 15.754 TL vekalet ücreti takdir edildiği, söz konusu davanın davacısı olan … tarafından davalı lehine hükmedilen vekalet ücretini davalının (eldeki davanın davacının ) … bank Beyoğlu Şubesinde bulunan hesabına yatırıldığı, davacının davalı bankaya borcu olması nedeniyle bahsi geçen vekalet ücretine davalı banka tarafından bloke konularak mahsup işlemi uygulandığı, Avukatlık Kanunu m.164/5 ‘Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.’ hükmü uyarınca vekalet ücretine blokaj ve mahsup işlemi uygulanmasınn açıkça hukuka aykırı olduğu iddiasıyla vekalet ücreti olarak yatırılan 15.754 TL.nin istirdadı talep edilmektedir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde, davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de; hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder. Uygulamada sıfat yerine genel olarak “husumet”, davacı bakımından “aktif husumet ehliyeti”, davalı bakımından “pasif husumet ehliyeti” tabirleri kullanılmaktadır. Somut olaya döndüğümüzde huzurdaki dava, davacının davalı bankada bulunan hesabına 3. kişi tarafından yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkin olup hesap sahibinin davacı olduğu, ayrıca HMK. 330.maddesine göre de; ” vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücreti, taraf lehine hükmedilir,” hükmü uyarınca Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/151 E. 2018/104 K. Sayılı dava dosyası ile ret edilen miktar yönünden HMK m. 330 gereğince davalı lehine vekalet ücreti takdir edildiği, davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davalı hesabına yatırıldığı, bu durumda davacının eldeki davayı açabileceği kuşkusuzdur. Davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu göz önünde bulundurularak, taraf delilleri ve dosya kapsamına göre varılacak sonuca göre işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/06/2022 tarih ve 2021/617 Esas 2022/496 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/11/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.