Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1997 E. 2023/1159 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1997 Esas
KARAR NO: 2023/1159 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/592 Esas – 2022/637 Karar
TARİHİ:19/07/2022
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin kendisine ait … Mah. … Sok. No:… Bahçelievler/İstanbul adresinde yer alan iş yerinde ticari faaliyetlerine devam etmekte olduğunu, 20/06/2022 tarihinde … Mah. … Sok. No:… Bahçelievler/İstanbul adresinde yer alan işyerinde su baskını meydana gelmiş ve müvekkilinin saklamakla yükümlü olduğu ve bu adreste sakladığı ticari defterlerden 2016-2017-2018-2019 envanter, yevmiye ve kebir defterleri ve kayıtları zayi hale gelmiş olduğunu, müvekkili şirketin dava konusu zayi kararı verilmesi istenen 2016-2017-2018-2019 envanter, yevmiye ve kebir defterleri ve kayıtlarının da yer aldığı iş yerinin su ile belirli seviyeye kadar dolmuş olduğunu, bu bakımdan müvekkilinin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter, kayıtlar ile bir kısım satışa hazır medikal malzemelerin de su baskını sonucu zayi olduğunu, oluşan su baskını nedeniyle tutulan ticari defterlerin kullanılamaz hale gelmiş ve zayi olmuş olduğunu, iş bu davanın süresi içerisinde açılmış olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin her türlü hukuki ve cezai talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, 2016-2017-2018-2019 envanter, yevmiye ve kebir defterleri hakkında zayi kararı verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/07/2022 tarih 2022/592 Esas – 2022/637 Karar sayılı kararında; “Dava, TTK’nun 82/7 maddesine istinaden açılmış zayi belgesi istemine ilişkindir. 6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesinde bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği belirtilmektedir. Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının iradesi dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir. Dava, işyerinde meydana gelen su baskını nedeniyle zayi olan 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 yılı envanter, yevmiye ve kebir defterlerinin ziyaı nedeniyle TTK’nın 82/7. maddesi gereğince açılan zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça işletmeye ait 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 yılı envanter, yevmiye ve kebir defterlerinin su baskını nedeniyle zayi olduğu ileri sürülmüştür. Tacirin TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamın göstermiş olması gerekmektedir. Tacirin ticari defterlerini korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediği hallerde zayi belgesi verilmesi talep edilemez. Davacı taraf dilekçe ekinde, su baskınının lavabo borusunun patlaması neticesinde meydana geldiğini ileri sürmüş, mahkememizce ilgili kurumlara yazılan müzekkerelere ise belirtilen tarihte su baskını yaşandığına dair kayıt bulunmadığından bahisle cevap verildiği görülmüştür. Bu durumda davacı tarafın zayiinin ne şekilde gerçekleştiğine dair somut kanıt ibraz edemediği, zayii olayının mücbir sebeb neticesi gerçekleştiğinin ispat edilemediği, zayi belgesi verilmesi koşullarının mevcut olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.07.2022 T., 2022/592 E., 2022/637 K. sayılı kararı ile; “…su baskınının lavabo borusunun patlaması neticesinde meydana geldiğini ileri sürmüş, mahkememizce ilgili kurumlara yazılan müzekkerelere ise belirtilen tarihte su baskını yaşandığına dair kanıt bulunmadığından bahisle cevap verildiği görülmüştür. Bu durumda davacı tarafın zayiinin ne şekilde gerçekleştiğine dair somut kanıt ibraz etmediği, zayii belgesi verilmesi koşullarının mevcut olmadığı” gerekçesiyle “(1) Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,” şeklinde karar verildiğini, istinaf kanun yoluna başvurma zorunluluklarının doğduğunu, Dava dilekçeleri ekinde sundukları olay sonrası tutulmuş tutanaktan da anlaşılacağını, davacının iş yerinde su baskını meydan gelmiş olduğunu, söz konusu su baskını neticesinde davacının itfaiye Genel Müdürlüğü’ne bildirimde bulunmasında gereklilik veya zorunluluk bulunmadığını; söz konusu su baskınının ispatı bakımından tanık deliline dayanmalarına rağmen yerel mahkemece tanıklar dinlenmeden salt ilgili kurumlara yazılan müzekkere cevapları dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkilleri …’ın … T.C. Kimlik numarası ile kendisine ait … Mah. … Sok. No:… Bahçelievler/ İstanbul adresinde yer alan iş yerinde ticari faaliyetlerine devam etmekte olduğunu; 20/06/2022 tarihinde … Mah. … Sok. No:… Bahçelievler/ İstanbul adresinde yer alan işyerinde su baskını meydana geldiğini ve müvekkilinin saklamakla yükümlü olduğu ve bu adreste sakladığı ticari defterlerden 2016-2017-2018-2019 envanter, yevmiye ve kebir defterleri ve kayıtlarının zayi hale geldiğini, Müvekkili şirketin dava konusu zayi kararı verilmesi istenen 2016-2017-2018-2019 envanter, yevmiye ve kebir defterleri ve kayıtlarının da yer aldığı iş yerinin su ile belirli seviyeye kadar dolduğunu; bu bakımdan müvekkilinin saklamakla yükümlü olduğu ait ticari defter, kayıtlar ile bir kısım satışa hazır medikal malzemelerin de su baskını sonucu zayi olduğunu, Söz konusu su baskını sonucu davacı İtfaiye Genel Müdürlüğü’ne bildirimde bulunma gereğinde bulunmamış olup kendi imkanları ile iş yerinin temizliğini yaptırdığını; işbu sebeplerle “…su baskınının lavabo borusunun patlaması neticesinde meydana geldiğini ileri sürmüş, mahkememizce ilgili kurumlara yazılan müzekkerelere ise belirtilen tarihte su baskını yaşandığına dair kanıt bulunmadığından bahisle cevap verildiği görülmüştür. Bu durumda davacı tarafın zayiinin ne şekilde gerçekleştiğine dair somut kanıt ibraz etmediği, zayii belgesi verilmesi koşullarının mevcut olmadığı” gerekçesiyle taraflarınca açılan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava konusu 2016-2017-2018-2019 envanter, yevmiye ve kebir defterleri bakımından yerel mahkeme tarafından zayi kararı verilmesi gerekirken eksik ve hukuki temelden yoksun gerekçeyle davanın reddine karar verildiğini, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/592 E. dosyasından vermiş olduğu 2022/592 e. ve 2022/637 k. sayılı 19.07.2022 tarihli hukuka aykırı kararına karşı istinaf incelemesi neticesinde istinaf başvurularının kabulü ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.07.2022 T., 2022/592 E., 2022/637 K. sayılı kararın kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak söz konusu kararın düzeltilmesine karar verilmesi talep ettiklerini, Yukarıda belirttiklerini, müvekkile ait … Mah. … Sok. No:… Bahçelievler/ İstanbul adresinde yer alan iş yerinde 20/06/2022 tarihinde su baskınının meydana geldiğini ve müvekkilinin iş yerinde sakladığı ticari defterlerden 2016-2017-2018-2019 envanter, yevmiye ve kebir defterleri ve kayıtlarının zayi hale geldiğini, TTK m. 82– (1) Her tacir; (7) Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Davacının dosya kapsamında sunduğu olay sonrası tutulmuş tutanağın görmezden gelinerek “bu durumda davacı tarafın zayiinin ne şekilde gerçekleştiğine dair somut kanıt ibraz etmediği” gerekçesiyle davanın reddedilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu; Yerleşik Yargıtay İçtihatları’nın da bu yönde olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/05/2017 T., 2015/15477 E., 2017/2693 K. sayılı ilamında; “Dava, 6102 sayılı TTK’nin 82. maddesi gereğince, ticari defter ve belgelerin zayi olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece zayi belgesi istenilebilecek durumun oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Yasa’nın 82/7 fıkrasında ”tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” hükmü yer aldığı, somut olayda davacı defter ve belgelerin bulunduğu binanın yöneticisi tarafından haber verilmesi üzerine bu adrese gittiklerini ve yöneticinin katılımı ile defter ve belgelerin bulunduğu katın su bastığına dair tutanak tanzim edildiği, bu durumda yasanın 82/7 fıkrasında sayılan sebepler tahdidi olmadığı gibi açıkça su baskını halinde zayi belgesi istenilebileceği belirtilmiş olduğu, davanın şüpheli bulunduğuna dair dosya içerisinde bilgi veya beyanın bulunmadığı gözetilerek mahkemece inceleme yapılarak hakkında zayi kararı verilebilecek defter ve belgelerin tespiti ile bunlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde ifade edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/05/2017 T., 2016/4865 E., 2017/2800 K. sayılı ilamında; “Dava, davacı bankanın zemin katta bulunan arşivini su basması nedeniyle arşivde yer alan belgeler için zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. TTK’nın 82/7. maddesine göre, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Davacının zemin kattaki arşivinin vananın patlaması sonucunda sular altında kaldığı, madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle ./.. benzer olayların kastedildiği, ziya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği, olağanüstü sebeplerden kaynaklı su baskını şartı olmadığı, somut olayda beklenilmeyen bir hal sonucunda su baskını oluştuğu ve davacıya ait arşivde saklanan belgerin zarar gördüğü sabit olduğuna göre, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde ifade edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/02/2018 T., 2016/12441 E., 2018/1315 K. sayılı ilamında; “Somut uyuşmazlıkta, davacı, banka şubesinin bodrum (arşiv) kısmındaki pompanın ve şamandıranın arıza yapması sonucu bodrumu su bastığı, tahliyesinden sonra 25.12.2014 günlü tutanakla tesbit edilen fiş, … zayi olduğunun tespit edildiğini iddia ederek eldeki davayı açmış, mahkemece tutanak yeterli görülmeyerek, davacının belgeleri çelik dolaplarda veya benzer yerlerde muhafaza etmesi gerekirken özen ve duyarlılık göstermeyerek ziyaa neden olduğu, kimsenin kendi kusuruna dayanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dava konusu fişler, Bireysel Emeklilik Sözleşmeleri ve Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmeleri TTK 82/7 maddesinde ifade edilen tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgeler niteliğinde olup, zayi olduğu iddia edilen bu belgelerin davacı banka şubesinin arşivinin bulunduğu bodrum katında muhafaza edilmesinin tabii bulunması karşısında davacı bankanın, belgelerin saklanmasında gerekli özen ve duyarlılığı göstermediğinden söz edilmesi mümkün değildir. Dava konusu belgelerin ziyaı hususunda, davacı bankanın müdürü ve operasyon yetkilisi tarafından 25.12.2014 günlü tutanak düzenlenmiş olup mahkemece gerekçesiz olarak bu belgeye itibar edilmemesi hukuki temelden yoksundur….” Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10/01/2018 T., 2016/6084 E., 2018/155 K. sayılı ilamında; “…Bu meyanda, tacirin elinde olmayan benzer olaylarda maddenin kapsamı içindedir. Ancak, hangi olaya dayandırılsa dayandırılsın zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkca aykırı düşmemesi gerekir. Somut olayda davacı, ticari defter ve belgelerini gerekli ihtimamı göstererek arşivinde ve raflarda muhafaza etmekte olup eskimiş derzlerden su sızıntısı olması nedeniyle meydana gelen hasar, davacının iradesi dışında meydana gelmiştir. Gereken dikkat ve ihtimamı göstermediği söylenemez. Bu itibarla, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde ifade edildiğini, Kaldı ki müvekkilinin iş yerinde söz konusu su baskını meydana gelmemiş olsa defterler zayi olmamış olsa dahi müvekkilinin bu durumdan elde edeceği herhangi bir çıkar da bulunmamakta olduğunu; mahkeme tarafından ilgili vergi dairesine müzekkere yazılarak müvekkili hakkında herhangi bir denetim inceleme olup olmadığının sorulduğunu, vergi dairesince de müvekkili hakkında herhangi bir denetim yahut inceleme olmadığının bildirildiğini, Dava konusu su baskını ve zayi olayı bakımından asıl mağdur olanın müvekkilleri iken bir de mahkemece söz konusu eksik incelemeye dayalı hatalı karar ile davanın reddine karar verilmesi ile müvekkillerinin mağduriyetinin bir kat daha arttığını; bu nedenle dairemizden tüm istinaf gerekçeleri gözetilerek haksız ve mesnetsiz ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve haklı davalarının kabulüne karar verilmesini, karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini talep ettiklerini, İleri sürerek istinaf başvurularının kabulü ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19.07.2022 T., 2022/592 E., 2022/637 K. sayılı kararın kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın 82/7. maddesi uyarınca tacirin saklamakla yükümlü olduğu ticari defter ve belgelerin zayi olduğuna dair belge verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK’nın 82/7. maddesi; “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Mahkemece tensip zaptı ile “5-Davacı … için Kocasinan Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak davacının vergi uyuşmazlığının olup olmadığı hususunun sorulmasına, 6-S.G.K. Başkanlığı İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı …’ın borcunun bulunup bulunmadığı hususunun sorulmasına, 7-İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na müzekkere yazılarak, … Mah. … Sok. No:… – Bahçelievler/İstanbul adresinde 20/06/2022 tarihinde meydana gelen su baskınına ilişkin tutulan tüm tutanakların ve varsa fotoğrafların onaylı bir suretinin mahkememize gönderilmesinin istenilmesine, 8-Davacı tarafa dava dilekçesinde dayandığı tüm delilleri sunmak ve dava dilekçesinin sonuç kısmını açıklamak(noter bilgileri, matbaa bilgileri, tarih, sayı ve numara bildirmek suretiyle) üzere 2 haftalık süre verilmesine, bildirildiğinde ilgili yerlere müzekkere yazılmasına,” karar verildiği, Tensip zaptının davacı vekiline 04/07/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 07/07/2022 tarihli delil dilekçesi sunduğu, hem dava hem de delil dilekçesinde, mahkemece dinlenilmesine karar verilmesi halinde isim ve adresleri daha sonra bildirilmek üzere tanık deliline dayandığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yazılan yazıya 01/07/2022, Vergi Dairesi’ne yazılan yazıya 06/07/2022 tarihinde cevap verildiği, mahkemece dosyanın 19/07/2022 tarihinde re’sen ele alındığı ve davacının su baskınının lavabo borusunun patlaması neticesinde meydana geldiğini ileri sürdüğü, ilgili kurumlara yazılan müzekkerelere ise belirtilen tarihte su baskını yaşandığına dair kayıt bulunmadığından bahisle cevap verildiği, bu durumda davacı tarafın zayiinin ne şekilde gerçekleştiğine dair somut kanıt ibraz edemediği, zayii olayının mücbir sebeb neticesi gerçekleştiğinin ispat edilemediği, zayi belgesi verilmesi koşullarının mevcut olmadığı, gerekçesi ile dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. SGK’ya yazılan yazıya ise karar tarihinden sonra 01/08/2022 tarihinde cevap verildiği görülmüştür. Gelen yazı cevaplarından davacının SGK prim ve Vergi borcu bulunmadığı anlaşılmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yazılan yazıya ise, su baskını ile ilgili herhangi ir başvuru bulunmadığı yönünde cevap verildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde; 20/06/2022 tarihli su baskınına ilişkin iş yeri sahibi … ve şahit …’in imzasının bulunduğu, dökümü yapılan hasta bezlerinin ve 2016,2017,2018,2019 yılları ticari defterlerinin lavabo patlaması neticesinde zayi olup kullanılamaz hale geldiğine dair kayıt içerir tutanak sunulduğu anlaşılmıştır. Gerek TTK’nun 82/7 fıkrası, gerekse 6100 Sayılı HMK’nun 385/2 fıkrası uyarınca; çekişmesiz yargı işi mahiyetindeki zayi belgesi talepli iş bu davada delillerin toplanması bakımından re’sen araştırma ilkesi geçerlidir(bkz. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 12/05/2016 T. – 2015/16774 Esas – 2016/5820 Karar sayılı ilamı). Somut olayda mahkemece dosyaya kazandırılması için ara karar oluşturulan delillerin celbi amacıyla yazılan tüm yazılara cevap verilmesi beklenmeksizin, davacının tanık deliline dayanmış olmasına karşın, tanık dinlenip dinlenmeyeceği hususunda olumlu olumsuz bir karar verilmeksizin, re’sen araştırma ilkesi gereğince dava dilekçesi ekinde sunulan tutanakta imzası yer alan tanıkların, iddia olunan su baskınına ilişkin bilgi ve görgülerine başvurulmaksızın, davacının su baskını ile ilgili İstanbul İtfaiyesi’ne başvurduğuna dair yazılı bir beyanı olmamasına rağmen, yalnızca İBB’den gelen yazı cevabına dayalı olarak, su baskını veya başka bir mücbir sebebin gerçekleştiği iddiasının ispat olunamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi, Anayasa’nın 36 maddesinde ifadesini bulan adil yargılanma hakkının ve bu ilkenin içkin olduğu HMK’nun 26 maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının ihlali mahiyetinde olup, eksik incelemeye yönelik davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, kaldırma kararı doğrultusunda tahkikatın tamamlanması için dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2022 tarih ve 2022/592 Esas – 2022/637 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/07/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.