Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1983 E. 2022/1631 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1983
KARAR NO: 2022/1631
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/06/2022 (Ara Karar)
DOSYA NUMARASI: 2022/392 Esas
DAVA TÜRÜ: Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin üçüncü kişilere lojistik destek sağladığını, yerli veya yabancı şirketlerin aldıkları malı taşımak için müvekkili şirket ile anlaştıklarını, müvekkilinin de anlaşma gereği fiilen lojistik destek sağlayan bir firma ile anlaşma yaparak hizmet talep eden üçüncü kişilerin mallarını taşıyarak hizmeti ifa ettiğini, davalı şirketin yabancı (İngiltere) menşeli olduğunu, dava dışı … Anonim Şirketi’nden mal alımı yaptığını ve bu malları Roma’ya taşımak için müvekkili şirket ile 4.150 EURO’ya anlaştığını, davalı şirket 3 Şubat 2022 günü müvekkilinden araç talep etmiş ancak daha sonra bu talepten vazgeçerek aracın 7 Şubat 2022 günü hazır edilmesini istemiş olduğunu, müvekkilince aracın 7 Şubat günü hazır edildiğini ancak davalı şirket tarafından süresi içerisinde (2 gün) yükleme yapılmadığını, davalı şirketin taşınacak ürünleri 11 gün sonra araca yüklediğini, yükleme yapılan aracın hiç bekleme yapmadan İpsala Gümrüğüne ilerlediğini ancak İpsala kapısında dozvala müsaitliği olmadığından ve kapıda bekleyen araç kuyruğu uzun olduğundan davalı şirketin mağdur olmaması için dozvala müsaitliğinin araştırıldığını, İzmir ilinde bir adet dozvala bulunduğunu ve aracın İzmir’e yönlendirildiğini, neticeden müvekkilinin davalı şirket ürünlerini 28 Şubat tarihinde teslim yeri olan Bari Gümrüğü’nde davalı şirkete teslim ettiğini, dozvala müsaitliğinin, müvekkil şirketin kontrolünde olan bir durum olmadığını, dozvala yokluğu sebebi ile müvekkilinin, 2 iş günü gecikme ile ürünleri davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketin müvekkiline navlun borcunu ödemediğini, bu sebeple İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalının süresi içerisinde ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı borçlu şirketin yabancı menşeli olduğunu, Türkiye’de mal varlığının bulunmadığını, müvekkilinin alacağının muaccel olduğunu, kaldı ki davalı tarafın Türkiye’de muayyen bir adresinin de bulunmadığını beyanla 4.150 EURO müvekkili şirket alacağını karşılar miktarda davalı/borçluya ait taşınır, taşınmaz mallar ile borçlu/davalının üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 08/06/2022 tarihli ara kararında; “Öncelikle dava itirazın iptali talebinden ibarettir. İİK’nin 257 vd. Md. Uyarınca, ihtiyati haciz vadesi gelmiş bir para borcu için istenebilecektir. Aynı maddeye göre vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşem yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklarının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir. İncelenen dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesi anlatımıyla talebinin itirazın iptali olduğu, dosyadaki iddiaların bu aşamada soyut iddialar olduğu, iddiaların yargılamayı gerektirdiği bu haliyle yaklaşık ispat koşuluğunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. “gerekçesi ile talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; davalı şirket hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı taraf takibe itiraz ettiğinden takibin müdürlükçe durdurulduğunu, işbu sebeple itirazın iptali davası ikame edildiğini, dava ile birlikte davalının borca yeter miktarda mal varlığının ihtiyaten haczinin talep edildiğini, Mahkemece ihtiyati haciz talebinin, İİK’nın 257 maddesi ve sonraki ilgili maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmemesi gerekçesi ile reddine karar verildiğini, Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılarak talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ret kararının somut bir gerekçeye dayandırılmadığını, İİK’nın 257. maddesinin vadesi gelmiş ve vadesi gelmemiş alacaklar için hükümleri içerdiğini, yerel mahkemece, müvekkili şirket alacağının, vadesi gelmiş borçlar hükmünden mi yoksa vadesi gelmemiş borçlar hükmünden mi reddedildiğinin anlaşılmadığını, kaldı ki dava dilekçesinde, davalı şirketin İngiltere menşeli bir şirket olduğu, Türkiye’de adresinin ve mal varlığının da bulunmadığının belirtildiğini, yani dava sonunun beklenmesi durumunda müvekkili şirketin alacağını tahsil etme imkanının ortadan kalkacağını, müvekkilinin alacağının muaccel olduğunun da sabit olduğunu, zira davalı dilekçesi ekinde ibraz ettiklerinden yazışmalardan anlaşılacağı üzere müvekkili şirket hizmeti ifa ederek davalı şirketin mallarını Roma iline taşıyıp davalıya teslim ettiğini, malın teslime ilişkin bir ihtilaf bulunmadığını, davalı tarafın taşımanın 2 iş günü gecikmesi sebebi ile zarara uğradığını iddia ederek müvekkili şirketin hak ettiği navlun bedelini ödemekten kaçındığını, bu ihtilafın yerel mahkeme tarafından esas hükümle değerlendirileceğini, kaldı ki İİK’nın 257. maddesine göre borçlunun ülkemizde muayyen yeri yok ise müeccel alacaklar için dahi ihtiyati haciz kararı verilebileceğinin düzenlendiğini beyanla açıklanan nedenlerle İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/392 Esas sayılı dosyasında verilen 08.06.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İK’nun 257/1.maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmü, İİK’nın 258/1.maddesinde ise; “Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Somut talep yönünden yapılan değerlendirmede; uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, henüz delillerin toplanmadığı, davacı tarafça iddia edilen alacağın bulunup bulunmadığı, karşı taraftan talepte bulunulabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığının ancak yargılama ile belirlenebileceği, yargılamanın bulunduğu aşamaya göre karar tarihi itibariyle mübrez delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, dolayısıyla muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi, borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığını gösterir nitelikte delil de bulunmadığı dikkate alındığında, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme ara kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/11/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.