Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1929 E. 2022/1485 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1929 Esas
KARAR NO: 2022/1485 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/37 D.İş – 2022/37 Karar
TARİH: 23/02/2022 (Ek Karar)
TALEP: İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden vekili talep dilekçesi ile, İhtiyati haciz isteyen tarafından mahkememize verilen 12/01/2022 tarihli dilekçede ekli; Beşiktaş …Noterliğinin 22/10/2021 tarih … yevmiye numaralı ihtarname, genel kredi sözleşmesi aslına istinaden 12.318.257,88 TL alacaklı olduğunu vadesinde borçlunun/borçluların borçlarını ödemediğini, borçlunun borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 13/01/2022 tarih ve 2022/37 D.İş Esas – 2022/37 D.İş Karar sayılı kararında; “1-İhtiyati haciz isteyenin, borçlu/borçlular hakkındaki talebinin TEMİNATSIZ kabulü ile; İ.İ.K’nın 257. maddesi gereğince yukarıda yazılı alacak miktarı kadar borçlunun gerek elindeki gerek üçüncü kişilerdeki menkul ve gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının İHTİYATİ HACZİNE, a-Talep eden-alacaklının haksız çıktığı takdirde İ.İ.K’nın 259. mad. gereğince borçlunun ve üçüncü şahısların bu karar nedeniyle uğrayacakları zararı ödemek zorunda olduğuna,” karar vermiştir. İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili tarafından tarafından itiraz dilekçesinde özetle, ihtiyati haciz kararı için gereken şartların oluşmadığı, ihtiyati haciz kararının İİK 45. maddesine aykırı olduğundan bahisle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/02/2022 tarih 2022/37 D.İş Esas – 2022/37 D.İş Karar sayılı ek kararında; ” İtiraz eden borçlular vekilince, itirazlarında; ihtiyati haciz kararı için gereken şartların oluşmadığı, ihtiyati haciz kararının İİK 45. maddesine aykırı olduğundan bahisle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını gerektiği ileri sürülmekle birlikte somut bir itiraz sebebi ileri sürülmediği, hangi yönden ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığının açıklanmadığı, yine İİK 45. maddesine aykırılık ileri sürülmekle birlikte ihtiyati hacze konu borcun hangi ipotekle teminat altına alınmış olduğuna ilişkin bir açıklama yapılmadığı, somut bir ipotekten de söz edilmediği Mahkememizce belirlenmiştir. Yapılan bu tespit çerçevesinde, esasen incelenebilecek somut bir itiraz bulunmadığından, İİK’nun 265/1 maddesi çerçevesinde usuli bir itirazdan söz edilemeyeceği kanaatiyle itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Yerinde görülmeyen itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı muterizler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Muterizler vekili istinaf dilekçesi ile, ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerinin ve müvekkili şirketin ihtiyati haciz talebi bulunan tarafa borcu bulunmadığını, Müvekkili şirket … Limited Şirketi ve müvekkili … hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1255 E. Sayılı dosyasında açılan konkordato davasında müvekkiline 26/10/2018 tarihinde üç aylık geçici konkordato mühleti verildiğini, 26/01/2019 tarihinden itibaren iki ay süre ile mühlet süresinin uzatılmasına karar verildiğini, 26/03/2019 tarihinden itibaren bir yıllık kesin mühlet verildiğini, kesin mühletin 26/03/2020 tarihinden itibaren iki ay uzatılmasına karar verildiğini 20/08/2020 tarihine kadar ek süre verildiğini, 11/09/2020 tarihinde konkordato davasının reddine karar verildiğini, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, müvekkilleri … Limited Şirketi ve … hakkında 1 yıllık kesin mühlet kararının 3 ay süreyle uzatılmasına 03/03/2021 tarihinde kesin olarak karar verildiğini ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’ nin 2020/2150 E. – 2021/235 K. sayılı kararıyla kaldırılarak İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/185 E. Sayılı dosyası ile yeniden görülmeye başladığını, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/185 E. Sayılı konkordato davasının 02/06/2021 tarihli duruşmasında 1 yıllık kesin süreye ek olarak 03/06/2021 tarihinden itibaren 3 ay süre verilmesine karar verildiğini, 01/10/2021 tarihli duruşmada ise konkordato mühlet süresinin 03/10/2021 tarihinden 03/11/2021 tarihine kadar bir ay süreyle uzatılmasına karar verildiğini 01/11/2021 tarihli duruşmada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/185 E. Sayılı dosyada konkordato davasının reddine karar verildiğini işbu karara karşı yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuruda bulunulduğunu, müvekkili şirketin konkordato sürecinin devam ettiğini, İcra ve İflas Kanunu Madde 257 uyarınca ihtiyati haciz kararı için gereken şartların oluşmadığını, İhtiyati haciz kararı talep eden tarafın, İstanbul Anadolu Banka Alacakları İcra Dairesi … E. Sayılı dosya ile ilamsız takip açtığını, akabinde ”… Bankası T.A.O. Kredi Genel Sözleşmesi ve Beşiktaş … Noterliği, 22.10.2021 tarihli, … yevmiye numaralı İhtarname ” ile teminatsız şekilde ihtiyati haciz kararını İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinden talep ettiğini, İİK m.45 uyarınca rehinle temin edilen bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğinin belirtildiğini ancak işbu talepte ihtiyati haciz kararı alındığını ve ilamsız takip yapılmış olmasının yasa hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, Yargıtay kararları ışığında asıl borç ile ipotek verenler arasında zorunlu takip arkadaşlığının öngörüldüğünü, kefil içinde aynı durumun geçerli olduğunu, asıl borç ile kefil arasında zorunlu takip arkadaşlığının mevcut olduğunu ancak ihtiyati haciz talep eden bankanın zorunlu takip arkadaşlarını ayırarak, ayrı ayrı icra takibi yapmış olmasının ve yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararının da hukuka aykırı olduğunu, (T.C YARGITAY 12. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 17167 Karar: 2016 / 24714 Karar Tarihi: 01.12.2016 İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Mahkemece, 13/01/2022 tarih ve 2022/37 D.İş Esas – 2022/37 D.İş Karar sayılı kararı ile, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. İstinaf eden muterizler vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazı üzerine duruşma açılarak itirazın duruşmalı olarak incelenmesi üzerine mahkemece 23/02/2022 tarih ve 2022/37 D.İş Esas – 2022/37 D.İş Karar sayılı ek kararı ile, itirazın reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Talep eden banka ile borçlu … LİMİTED ŞİRKETİ arasında 17/10/2014 tarihli 37.500.000,00 TL. bedelli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, … ve …”in sözleşmeyi 37.500.000,00-TL limit ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, Sözleşme tarihinde kefil …’in şirket ortağı ve yetkilisi olduğu, kefil …’in bekar olduğu ve bu kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği anlaşılmıştır. 7101 Sayılı Yasa’nın 16. maddesi ile değişik İİK’nın 287. maddesi gereği konkordato talebi üzerine mahkemece derhal 3 ay süre ile geçici mühlet verileceği, İİK’nın 288. maddesine göre ise geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı, bu bağlamda kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçlarını düzenleyen İİK’nın 294/1. maddesi uyarınca mühlet içinde ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararlarının uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Düzenlemelerden anlaşılacağı üzere konkordato istemiyle açılan davada mahkemece verilen geçici ya da kesin mühlet kararı ihtiyati haciz kararı verilmesini engellememekte, verilen ihtiyati haciz kararının infazını önlemektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Yine 6098 sayılı TBK’nun 586/1 maddesi “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” hükmünü içermektedir. Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı ve dosya kapsamına göre, kredi hesabının kat edilerek, asıl borçlu ve kefillere tebliğ edildiği, hesabın kat edilmesi ile borcun muaccel hale geleceği, kat ihtarında ve ihtiyati haciz talebinde borcun dayanağı olarak Genel Kredi Sözleşmesinin gösterildiği, dosyaya sunulan belgelere göre yaklaşık isbatın gerçekleştiği, kefile müracaat şartının da mevcut olduğu, talep tarihinden önce İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/11/2021 tarih ve 2021/185 Esas – 2021/1132 Karar sayılı karar ile; mahkemece verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiği, sair itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. maddesinde sayılan itiraz sebepleri arasında yer almadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına yönelik yapılan itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Sonuç itibariyle, ilk derece mahkemesi ek karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, muterizler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Muterizlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.