Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/19 E. 2022/65 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/19 Esas
KARAR NO : 2022/65 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2021
NUMARASI : 2017/702 Esas 2021/525 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının müvekkili şirkette 22/06/2012 – 16/04/2017 tarihleri arasında işveren vekili statüsünde CMO (Chief Marketing Officer-Pazarlama Kurulu Başkanı) olarak çalıştığını, 16/04/2017 tarihinde kendi isteği ile davacı şirketten ayrılarak Mayıs 2017 tarihinde … Perakende Tic. A.Ş’de CMO olarak işe başladığını ve bu durumun iş sözleşmesinde yer alan sözleşmenin sona ermesinden sonra 1 yıllık süre içinde Türkiye sınırlarında çalışma yasağı içeren rekabet ve gizlilik yasağı maddesine aykırı olduğunu belirterek davalının sözleşmede yer alan rekabet ve gizlilik yasağına aykırı hareket ettiğinden bahisle 50.000 GBP (İngiliz Sterlini) karşılığı 233.210,00 TL tutarında cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, işçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, davacının iş ilişkisinin sona erdiği 16/04/2017 tarihi itibariyle hukuken geçerli bir rekabet yasağı kaydı bulunmadığını, müvekkilinin görevi ile ilgili olarak kendisiyle çalışan belli bir grup işçiyi yönetmekte ise de İş K. M. 18 anlamında işletmenin veya işyerinin bütününü yöneten işveren vekili sıfatı bulunmadığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir sebep olmaksızın fesh edildiğini, bu nedenle herhangi bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 31/05/2021 tarih ve 2017/702 Esas – 2021/525 Karar sayılı kararında;
“….Dosya kapsamına göre uyuşmazlığın temelinin taraflar arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanmasına göre davanın iş mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.( T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: 2020/892 KARAR NO : 2020/1795KARAR TARİHİ : 07/10/2020)
Davacı tarafın iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın )İş Mahkemelerinin görevli olduğu taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş akdinden kaynaklandığı anlaşılmakla davaya bakmaya iş mahkemesi bakmaya görevli olduğundan ve görev hususu resen ele alınacağından…”gerekçesi ile,
Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
Mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE,
HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi İş Mahkemesi Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Yerel Mahkeme tarafından verilen mahkemenin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddi kararının usule aykırı olduğunu,
Yerel Mahkeme tarafından verilen kararda; “Dosya kapsamına göre uyuşmazlığının temelinin taraflar arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanmasına göre davanın iş mahkemesinde görevlendirilip sonuçlandırılması gerekmektedir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesi’nin 2020/892 E- 2020/1795 K. Sayılı 07.10.2020 tarihli karar) Davacı tarafın iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) İş Mahkemesinin görevli olduğu taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş akdinden kaynaklandığı anlaşılmakla davaya bakmaya iş mahkemesi görevli olduğundan ve görev hususu re’sen ele alınacağından görevsizlik kararı verilmiştir.” şeklinde belirtildiğini,
İş sözleşmesi sona erdikten sonra sözleşmede yazılı ve geçerli bir rekabet yasağının ihlal edilmesi sebebiyle açılacak davalar öz ticaret hayatını ilgilendirdiği için mutlak ticari davalar olup Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, oysa somut uyuşmazlıkta davacı taraf, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemekte olduğunu, rekabet yasağının iş sözleşmesinin bitiminden sonraki bir tarihte ihlal edilmesi iş mahkemelerini görevli olmaktan çıkarmakta olduğunu,
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/9-854 E- ve 2013/292 K. Sayılı kararına göre; davaya dayanak alınan taahhüdün işçi ile işveren arasında düzenlenmiş olması, bu taahhüt nedeniyle çıkan uyuşmazlığın iş hukuku kapsamında kaldığını kabule yeterli olmadığını, zira, bu taahhüt iş akdinin sona ermesi halinde yapılmaması gereken bir hususa ilişkin olmakla, iş hukukunun düzenleme alanı dışında kalmakta olduğunu,
Gerek davalı işçinin açıklanan taahhüdünün kapsamı, gerek davalının davacıya ait işyerinden istifaen ayrıldığı ve başka bir işyerinde çalışmaya başlamış olması ve gerekse dc davacının istemi ile davanın açıklanan özelliğine göre; davalının rekabet yasağını ihlal eden davranışının açık biçimde iş akdinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin bulunduğu; bu davranışın, hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444 ve 447 maddeleri (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 348. maddesi) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, Bu kapsamda yer alan uyuşmazlıklara ilişkin davaların ise, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1 -e. (mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3.) maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığında duraksama bulunmadığını, mutlak ticari davaların görülme yeri ise, açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğunu, (Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin 2013/1856 E- 2014/215 K. Sayılı 16.01.2014 tarihli kararı, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2015/33389 E-2019/2979 K.sayılı 07.02.2019 tarihli kararı, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 20.01.2020 tarihli, 2016/27017 E. ve 2020/665 K. sayılı ilamı) Bu tespit ve talepler noktasında yapılacak değerlendirme ile davada talepleri gibi karar verilmek üzere görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, rekabet yasağının ihlali nedeniyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi İş Mahkemesi Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Uyuşmazlık konusu, davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğu noktasındadır.
Davalı … Gonzalez’in, davacı şirkette 22.06.2012 – 16.04.2017 tarihleri arasında CMO olarak ( Chief MARKETİNG Officer- Pazarlama Kurulu Başkanı) olarak çalışmıştır. Davalı, 16.04.2017 tarihinde kendi isteğiyle davacı şirketten ayrılmıştır.Davalının16/04/2017 tarihinde istifa suretiyle sonlandırdığı taraflar arasındaki iş sözleşmesinden sonra 2017 yılı Mayıs ayından itibaren …’da çalışmaya başladığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444 – 447 maddeleri arasında yer almaktadır. 12/10/2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ nun 5/a maddesine göre, İş Mahkemeleri, 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakmakla görevlidir. Davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte ve dava tarihi olan 03/08/2017 tarihinde 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükte olmadığı, bu nedenle dava tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri doğrultuğunda görevli mahkemenin tesbiti gerekmektedir.Ticari davaları düzenleyen TTK’nın 4/1-c maddesi gereğince, işçinin rekabet yasağına ilişkin TBK’nın 444 ilâ 447. maddelerinde düzenlenen uyuşmazlıklar mutlak ticari dava olup, bu tür dava ve uyuşmazlıklara ticaret mahkemelerince bakılması gerekir (Yargıtay 9. HD’nin 2015/33389 E- 2019/2979 K sayılı, 07.02.2019 tarihli kararı. Yargıtay 11. HD’nin yerleşik içtihadı da bu yöndedir: Yüksek 11. HD’nin 2014/19137 E- 2015/1379 K sayılı, 06.02.2015 tarihli kararı; aynı Dairenin 2015/4187 E- 2015/5893 K sayılı, 27.04.2015 tarihli kararı; aynı Dairenin 2016/11603 E- 2018/3697 K sayılı, 17.05.2018 tarihli kararı; Yargıtay HGK’nun 29.02.2012 tarih ve 2011/11-781 Esas, 2012/109 karar sayılı kararı).Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde yapılan düzenlemenin dava tarihinden sonra 17/10/2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, dava tarihine göre TTK’nın 4/1.c maddesi uyarınca uyuşmazlığa ticaret mahkemesince bakılması gerekmektedir. Mahkemece işin esasına girilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, Davacı Vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2021 tarih ve 2017/702 Esas 2021/525 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/01/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.