Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1878 E. 2022/1546 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1878
KARAR NO: 2022/1546
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022 ( İhtiyati Tedbir Talebi Hk. Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2022/457 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin üstlendiği proje taahhütlerini yerine getirmek için çeşitli tedarikçilerle çalıştığını, davalının da bunlardan biri olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin talep ettiği ürünlerin temini ve hazırlanması adına finansman ihtiyacı için kullanmak amacı ile … Bankası’na ait 275.000 TL bedelli, 30.06.2022 keşide tarihli, … seri numaralı çekin müvekkili tarafından düzenlenerek davalıya verildiğini, davalının çek konusu ticari ürünleri devir ve teslime yanaşmadığı gibi taahhüt ettiği ürünlerin satışından da kaçındığını, çeki müvekkiline iade etmediğini, çekin bedelsiz olduğunu, bankaya ibrazı ve ödenmesi halinde müvekkilinin telafisi imkansız zarara uğrayacağını beyanla çekle ilgili üçüncü kişileri de kapsar şekilde İİK’nın 72. maddesi uyarınca tedbiren ödemeden men yasağı kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/06/2022 tarih ve 2022/457 Esas sayılı Ara Kararı ile; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir(HMK m. 389/1). Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir(HMK m. 390/1). Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır(HMK m. 390/2). Yapılan inceleme sonunda sunulan deliller, çek sureti, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı vekili tarafından ödemeden men kararı talep edilmiş ise de, bedelsiz kaldığı iddia edilen dava konusu çekin ürün tedariki için verilip verilmediği, çek karşılığında ürünün teslim alınıp alınmadığına dair davacı tarafından somut belge ibraz edilmediğinden” gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; dava konusu çek karşılığında davalıdan ürün teslim alınmadığını, davacı müvekkilinin, tedarikçi firma olan davalıdan talep ettiği ürünlerin temini ve hazırlanması adına finansman ihtiyacı için kullanmak amacıyla dava konusu çeki düzenlediğini ve davalıya teslim ettiğini, davalı tarafın, çek konusu ticari ürünleri devir ve teslime yanaşmadığı gibi taahhüt ettiği ürünlerin satışından kaçındığını, çeki müvekkiline iade etmediğini, ayrıca davalı şirketin, müvekkili tarafından sipariş edilmeyen ve müvekkiline teslim edilmeyen bir takım ticari ürünlere dair açık şekilde 14.06.2022 tarih ve … numaralı temel nitelikli fatura düzenlediğini, bunun akabinde müvekkili tarafından Kadıköy … Noterliğinden … yevmiye numaralı ve 21.06.2022 tarihli ihtarname keşide edilerek, bahse konu temel nitelikli faturaya, fatura tipi ve düzenlenme şekline, fatura içeriğinde birim fiyat ve miktarlara itiraz edilmiş olduğunu, tacir çekleri karine olarak ancak bir ticari ilişki sonucunda tedavül edilebileceğinden, ürün tedariki için verilip verilmediğine dair herhangi bir şüphe bulunmadığını, çekin davalı tarafça tahsile verilmesi, ibraz sonrasında muhatap banka tarafından karşılığının ödenmesi yahut karşılıksızdır işlemi yapılmasının, müvekkili açısından telafisi güç ve neredeyse imkansız sonuçlar doğuracağını, müvekkilinin ticari hayatını ve kredibilitesini olumsuz etkileyeceğini, müvekkilinin müzayaka haline düşmesine neden olacağını beyanla mahkemenin ara kararının kaldırılması ile henüz icra takibine konu edilmeyen çek hakkında üçüncü kişileri de kapsar şekilde tedbiren ödeme yasağı kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, çek nedeniyle karşılıksız olduğundan bahisle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup davacı tarafından çekle ilgili tedbiren ödeme yasağı karar verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/2. maddesinde icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkemece, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. Aynı kanunun 390/3. maddesi hükmü uyarınca da, ihtiyati tedbir talep edenin davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. Somut talep yönünden taraflar arasındaki uyuşmazlık yargılamayı gerektirmekte olup, ara karar tarihinde yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davacı tarafın iddialarının yaklaşık olarak ispatının sağlanamadığı, yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen durum ve koşullara göre ihtiyati tedbir koşullarının mahkemece yeniden değerlendirilebileceği de dikkate alınarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkemenin ara kararının gerekçesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/10/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.