Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1876 Esas
KARAR NO: 2022/1480 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/95 D.İş – 2022/95 Karar
TARİH: 17/08/2022 (Ek Karar)
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haiz isteyen talep dilekçesi ile, müvekkili firmanın Kuyumculuk işiyle iştigal ettiğini, karşı tarafın ise; müvekkili firmaya kendisini altın tüccarı olarak tanıttığını ve altın almak istediğini söylediğini, bunun akabinde 31/08/2021 günü müvekkilinin 2.082,93 gram, 14 Ayar işlemeli altını karşı tarafa teslim ettiğini ve 31/08/2021 tarihli … numaralı satış faturasını düzenlediğini, 31/08/2021 tarihinden sonra karşı tarafa hiçbir şekilde ulaşılamadığını ve müvekkili firmanın dolandırıldığını anladığını, karşı tarafı bulmak için araştırma yapan müvekkili şirketin …’un yanında taşıdığı altınlarla havalimanından kaçmak üzereyken Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/39689 soruşturma sayılı dosyasından göz altına alındığını ve tutuklandığının öğrenildiğini, altınlara Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/39689 soruşturma numaralı dosyasından el koyma kararı verildiğini ve altınların adli emanete alındığını, savcılık makamına altınların aslında müvekkil firmanın olduğu, karşı tarafın müvekkilden altınları almasına rağmen parasını ödemediğini ve müvekkili dolandırdığı hususunun bildirildiğini ve altınların müvekkile iade edilmesinin talep edildiğini, ancak savcılık makamınca taleplerine ilişkin olumlu bir karar verilmediğini, müvekkili şirketin fazlaca mağduriyet yaşadığını, karşı tarafın bahse konu faturalandırılmış altınları Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı adli emanetinden alıp yurt dışına kaçma ihtimalinin söz konusu olduğunu, karşı tarafın adli emanetten altınları teslim aldıktan sonra kendisi taşınır malın zilyedi olduğundan ve artık altınların bildirimi yapılmış olduğundan …’un altınları yurt dışına alıp kaçması için önünde herhangi bir engel kalmayacağını, bu durumda müvekkilin telafisi imkansız bir zarara uğrayacağının çok açık olduğunu, bu nedenlerle karşı tarafın mal varlığı değerleri üzerine 1.048.482,87-TL tutarında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 07/04/2022 TARİH VE 2022/95 D.İŞ ESAS – 2022/95 D.İŞ KARAR SAYILI KARARINDA; ”….İhtiyati haciz talep eden vekili, ekli 31/08/2021 tarihli faturaya konu malları satıp teslim etmesine rağmen, fatura bedelini tahsil edemediğini, aramalarına rağmen bulamadıklarını, karşı tarafı bulmak için araştırma yapan müvekkili şirketin …’un yanında taşıdığı altınlarla havalimanından kaçmak üzereyken Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/39689 soruşturma sayılı dosyasından göz altına alındığını ve tutuklandığının öğrenildiğini, altınlara Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/39689 soruşturma numaralı dosyasından el koyma kararı verildiğini, altınların adli emanete alındığını belirterek ihtiyati haciz talep etmiştir. Talebe konu alacağın varlığı ve vadesinin gelip gelmediğinin yapılacak yargılama ile tespiti mümkün olup, faturanın tek başına alacağın varlığını ispata elverişli olmadığı açık olmakla birlikte, incelenen savcılık soruşturma dosyası şüphelisinin ibraz edilen fatura borçlusu olduğu, emanete alınan altınlar ile faturaya konu malların ağırlıklarının yaklaşık olarak örtüştüğü, aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin yurtdışına çıkış yapmak üzere havalimanında yakalandığı ve ihtiyati haciz talep eden vekilinin savcılık soruşturma dosyasına müdahale talebinde bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, “yaklaşık ispat” koşulunun oluştuğu ihtiyati haciz isteyenin karşı taraf/borçlu hakkındaki talebinin İİK’nun 257. maddesindeki yasal koşulları gerçekleştiği, ihtiyati haciz talep eden vekili 1.048.482,87 TL üzerinden ihtiyati haciz talep etmiş ise de, fatura bedelinin ve ihtiyati haciz talep eden vekilinin beyan ettiği satış bedelinin 595.750,25 TL olduğu anlaşılmakla talebin kısmen kabulü ile aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.” Gerekçesi ile; 1-İhtiyati haciz isteyenin, borçlu hakkındaki talebinin %15 teminatla 595.750,25 TL. üzerinden KISMEN kabulü ile; İ.İ.K’nın 257. maddesi gereğince yukarıda yazılı alacak miktarı kadar borçlunun gerek elindeki gerek üçüncü kişilerdeki menkul ve gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının borca yetecek miktarının İHTİYATİ HACZİNE, a-Talep eden-alacaklının haksız çıktığı takdirde İ.İ.K’nın 259. mad. gereğince borçlunun ve üçüncü şahısların bu karar nedeniyle uğrayacakları zararı ödemek zorunda olduğuna,” karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararının müvekkili dinlenilmeden verildiğini, karşı tarafça hile yoluyla müvekkiline mağduriyet yaşatıldığını, karşı tarafın, geçersiz bir fatura ve basiretli tacir davranışlarına aykırı davranışlar ile müvekkilinin yabancı uyruklu olmasından istifade ederek haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için haksız yere konan ihtiyati hacizin kaldırılması gerektiğini, uğranılan zarar ile yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili itiraz dilekçesine karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; İhtiyati haczin kalkmasını gerektirecek bir durum olmadığını, ihtiyati haciz kararının temel sebebi karşı tarafın müvekkilden aldığı 2.082,93 gram altının bedelini ödemediğini, karşı taraf bu bedelin ödendiğine dair hiçbir belgeyi hiçbir makama ibraz edemediğini, yahut icra dosyasına hiçbir teminat yatırmadığını, tek amacın hileli biçimde hareket ederek ve yalan beyanlarda bulunarak bedelini ödemediklerini altını mülkiyetlerine geçirmek ve müvekkili telafisi olmayan bir zarara soktuğunu, resen nazara alınacak hususlardan dolayı karşı tarafın talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/08/2022 tarih 2022/95 D.İş Esas – 2022/95 D.İş Karar sayılı ek kararında; “İİK’nın 265. maddesi gereğince; borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilir. Mahkememiz kararında ihtiyati haciz talebinin dayandığı sebeplerde bir isabetsiz bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle ihtiyati hacze itirazın reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, İhtiyati hacze itirazın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkiline cevap ve savunma hakkı tanınmadan ihtiyati haciz kararı verildiğini, yatırılan teminatın eksik olduğunu, müvekkilinin ilgili ihtiyati haciz kararı neticesinde uğradığı ve uğrayacağı zararları karşılayamayacağını, Davacının ihtiyati haciz talepli dilekçesinde belirttiği hususların hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin yasal yollar ile ülkeden çıkış yapacağını, yabancı uyruklu olması nedeniyle Türkiye yasalarını ve kuralları bilmediğini bu nedenle gümrük beyannamesinde bulunmadığını, müvekkilinin altınları kaçırma gibi bir çabası olmadığını, Müvekkilinin altınları ödemesini yaparak satın aldığını, müvekkilinin borçlu olmadığını, müvekkile borçlu olduğunu gösteren bir faturanın davacı tarafından tebliğ edilmediğini, müvekkilinin borçlu olmadığını, dava dilekçesinde ek olarak sunulan 31.08.2021 tarihli … numaralı satış faturasının geçersiz olduğunu, bir faturanın hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafa tebliğinin zorunlu olduğunu, Davacı tarafın talep dilekçesinde müvekkilinin altınları teslim aldıktan sonra ücretini ertesi gün ödeyeceğini söyleyerek oradan ayrıldığını, bu satışa ilişkin fatura kesildiğini ve daha sonrada kendisine ulaşamadıklarını beyan ettiklerini ancak dosyaya sundukları fatura incelendiğinde müvekkiline ait ne herhangi bir adres ne de sonrasında kendisi ile iletişime geçilebilecek herhangi bir bilginin yer almadığını, Vergi Usul Kanunu’nun “Faturanın Şekli” başlıklı 230. maddesine göre faturada asgari olarak bulunması gereken bilgilerin düzenlendiğini, Davacı tarafın müvekkili ile ilgili olarak şikayette bulunmadığını, müvekkiline ait kaçakçılık bilgi bankası sorgulamasında hiçbir kayda rastlanılmadığını, davacı tarafın basiretli tacir gibi davranmadığını, İleri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını, İİK’nın 259. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı nedeniyle uğranılan zararın, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Talepte bulunulan tarafça faturaya istinaden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece 07/04/2022 tarih ve 2022/95 D.İş Esas – 2022/95 D.İş Karar sayılı kararı ile talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlu tarafından yukarıda belirtilen nedenlerle ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiştir. Mahkemece 17/08/2022 tarih ve 2022/95 D.İş Esas – 2022/95 D.İş Karar sayılı ek kararı ile itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı, muteriz vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasıdır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. İhtiyati hacze itiraz ise İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir. Muterizin itiraz dilekçesinde teminata yönelik itirazı olmadığı anlaşılmakla; HMK. 357/1-son cümlede belirtildiği üzere ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez ve yeni delillere dayanılamaz hükmü uyarınca muteriz vekilinin teminatın eksik alındığına yönelik istinaf sebebi HMK. 357/1-son cümle gereği dairemizce değerlendirilmemiştir. Talep ve karar tarihi itibariyle sunulan belgeler yaklaşık ispata yeterli olup bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, buna göre ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine ilişkin verilen ek karar, dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup muteriz vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/10/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.