Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1865 E. 2023/618 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1865 Esas
KARAR NO: 2023/618 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/354 Esas – 2020/653 Karar
TARİHİ: 21/12/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile karşı taraf olan … arasındaki sulh anlaşması gereği Azerbaycan Cumhuriyeti Adına 2 Nolu Bakü İdari-Ekonomi Mahkemesi’nin 06/06/2017 tarih ve 2-2(82)-329/2017 sayılı kararı ile davacının davalı … arasında yapılmış 20/10/2013 tarihli sözleşme g ereği 162.623,31 ABD dolar ile 23/01/2014 tarihli sözleşmeye istinaden 232.632,80 ABD dolar toplamı 395.256,11 ABD dolarının davalıdan tahsiline karar verildiğini; kararın kesinleştirildiğini, müvekkilinin Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasından icra takibi yaptığını, davalının itiraz ettiğini, davalının, …’nun Türkiye’de faaliyet gösteren birimi olduğunu, 27/12/2017 tarihinde birleştiklerini, şirketler arasında ticari organik bağ bulunduğunu, bu sebeple itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davacı vekili mahkememize hitaben verdiği 10/11/2020 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini beyan ettiği feragat gereğince işlem yapılmasını talep ettiği görüldü, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, yetki itirazını ileri sürerek yetkili Mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, Ankara’daki adresin işyerlerinden birinin olduğunu, … şirketi ile bağlantısının bulunmadığını, müvekkili şirketin “… İnşaat A.Ş.” ile birleştiğini, davanın yetki ve husumet nedeniyle reddine karar verilmesini, savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/12/2020 tarih 2020/354 Esas – 2020/653 Karar sayılı kararında;” Davacı vekili 10/11/2020 tarihinde mahkememize sunmuş olduğu dilekçesi ile davadan feragat etmiştir. Feragat karşı tarafın muvafakatine bağlı olmayıp, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.”gerekçesi ile, “1-) Davanın feragat nedeniyle reddine, 2-)Alınması gereken 54.40.TL. Karar ve İlam harcının peşin alınan 28.177,88 .TL. harçtan mahsubu ile bakiye kalan 28.123,48.TL harcın kararın kesinleşmesi ile birlikte talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-)Davacı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına, 4-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 4.080,00.TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine, ” karar verilmiş ve karara karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile karşı taraf olan … arasındaki sulh anlaşması gereği Azerbaycan Cumhuriyeti Adına 2 Nolu Bakü İdari-Ekonomi Mahkemesi’nin 06/06/2017 tarih ve 2-2(82)-329/2017 sayılı kararıyla müvekkili şirket ile davalı … arasında yapılmış olan 20/10/2013 tarihli sözleşme gereği 162.623,31 ABD dolar ile 23/01/2014 tarihli sözleşmeye istinaden 232.632,80 ABD dolar toplamı 395.256,11 ABD dolarının davalıdan tahsiline karar verildiğini; kararın kesinleştirildiğini, müvekkilinin Ankara … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasından icra takibi yaptığını, davalının itiraz ettiğini, davalının, .. ’nun Türkiye’de faaliyet gösteren birimi olduğunu, 27/12/2017 tarihinde birleştiklerini, şirketler arasında ticari organik bağ bulunduğunu, bu sebeple itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep edilmiş olsa da mahkemeye sunmuş oldukları 10/11/2020 tarihli dilekçe ile taraflarınca davadan feragat edildiğini beyan ettiklerini, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin vermiş olduğu 2020/354 E. 2020/653 K. Ve 21/12/2020 tarihli kararının 4 numaralı ara kararı gereğince mahkemenin davalı şirket lehine vekalet ücretine hükmettiğini; verilen bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 312. Maddesine göre, “feragat beyanında bulunan taraf davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir.” denilmiş olsa da Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/19849 E. 2017/845 K. ve 09/02/2017 tarihli kararında “Davadan feragat edilmesi hâlinde davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmez. denilmektedir. Geçici 8. madde hükmü, söz konusu genel kurala özel kanunla getirilen bir istisnasıdır. Bu durumda feragat eden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği çok açıktır. Feragat nedeniyle reddedilen somut davada, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemekle yetinilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” diyerek yerel mahkemenin kararının düzeltilerek onanması şeklinde karar verdiğini, İş bu sebeple İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara itiraz etmekte zaruretin hasıl olduğunu, İleri sürerek, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 2020/354 E. 2020/653 K. Ve 21/12/2020 tarihli müvekkili şirket aleyhine hükmedilmiş olan 4.080,00 TL vekalet ücretini kararın kaldırılarak yeninden hüküm tesis edilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/354 Esas sayılı dosyasında 10.11.2020 tarihli dilekçe ile davacı tarafça davadan feragat edilmiş olduğundan davanın feragat nedeniyle reddedildiğini, tarafları lehine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini; dosya kapsamında 22.10.2020 tarihinde ön inceleme duruşması yapılmış olduğundan deliller toplandıktan sonra 10.11.2020 tarihinde yapılan feragate bağlı olarak taraflarına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte iken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu; dosya kapsamında vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığına dair herhangi bir beyanları bulunmadığından istinaf etme haklarının saklı olduğunu, Yargıtay 13.hukuk Dairesi’nin 2019/ 4331 E.2019 / 8614 K. Tarihi: 20.09.2019 tarihli kararının “İlk derece mahkemesince, davanın feragat nedeniyle reddine, davalıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiş; karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesince, davalıların kötüniyet tazminatına yönelik istinaf talebinin reddine, vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin vekalet ücretine yönelik kararının kaldırılarak, tahkikat aşamasına geçildikten sonra davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği gerekçesiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan a.a.ü.t.’nin 6 ve 13. maddesi gereğince dava değeri üzerinden hesaplanan 9.715,04 tl nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine karar verilmiştir. … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R: Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacının yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, ” şeklinde olduğunu, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/41714 E. 2011/30113 Kararında “Karar tarihindeki AAÜT.sinin “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” 6.maddesinde ‘Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” hükmünün yer aldığını, “Davadan feragat deliller toplandıktan sonradır. bu nedenle vekalet ücretinin nisbi olarak hesaplanması gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 436/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.” Açıklanan nedenler ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda katılma yolu ile istinaf başvurularının kabulü ile tarafları lehine hükmedilen maktu vekalet ücretinin kaldırılarak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi taleplerini dairemize sunduklarını, Davacı tarafın istinaf sebeplerine ilişkin olarak; davacı tarafın, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/354 Esas ve 2020/653 Karar sayılı ilamını tarafları lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden istinaf etmişse de davacı tarafın istinaf sebeplerinin gerçeği yansıtmadığından ve hukuka aykırı olduğundan reddedilmesi gerektiğini, 22.10.2020 tarihinde ön inceleme duruşması görülen dosyadan davacı tarafın 10.11.2020 tarihinde feragat ettiğini; davacı tarafın, deliller toplandıktan sonra feragat beyanında bulunduğundan tarafları lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka uygun olduğunu; dosya kapsamında taraflarınca vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığına dair herhangi bir beyan dilekçelerinin de bulunmadığını, Davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesinde Yargıtay kararına dayanmış olup dilekçede yer alan Yargıtay kararının Sigorta Kurumuna ilişkin olup eldeki dosya kapsamında dayanak teşkil etmediğini; kararın tamamı incelendiğinde, davacı tarafın sunmuş olduğu istinaf başvuru dilekçesinde yer alan kısmın Kurum için özel kanunla getirilen istisna hükmü olduğunun görüldüğünü; yukarıda sunmuş oldukları Yargıtay kararlarından da görüleceğini, davadan feragat edilmesi halinde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte iken davacı tarafın, tarafları lehine hükmedilen maktu vekalet ücretine yönelik itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, Açıklanan nedenlerle, davacının haksız ve dayanaksız istinaf başvurusunun reddi ve katılma yoluyla istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak beyan ve itirazları doğrultusunda karar verilmesini talep ettiğini, İleri sürerek; arz ve izah olunan nedenlerle, katılma yolu ile istinaf başvurularının kabulüne karar verilmesini, yukarıda belirtilen sebeplerle ve HMK m. 355 hükmü gereğince re’sen gözetilecek nedenlerle davacı tarafın haksız ve dayanaksız olduğunu düşündükleri istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, mahkeme kararının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacının dava dışı … ‘dan olan alacağının, davalı ile bu şirket arasındaki organik bağın tespiti ile davalıdan tahsili amacıyla başlattığı ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı vekilince vekalet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava konusu takip dosyası incelendiğinde, davacının davalı aleyhine 395.256,11-USD asıl alacak 30.992,41-USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 426.248,52-USD’nin tahsili amacıyla ilamsız takip başlattığı, ancak eldeki itirazın iptali davasını yalnızca 395.256,11-USD asıl alacak için ikame ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile davanın reddine karar verilmesini, davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür. Davacı vekilinin ön inceleme aşamasından sonra 10/11/2020 tarihli davadan feragat dilekçesi sunduğu, davadan feragat edildiğini ve bilirkişi ücretinin taraflarına iadesini talep ettiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı; davalı lehine ise 4.080,00-TL maktu vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından feragat nedeniyle aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği yönündeki istinaf sebebi, dosyada davalı yanın vekalet ücreti talep etmediğine dair bir beyanı bulunmadığı, taraflar arasında bu yönde bir anlaşmanın da dosyaya mübrez olmadığı, davanın reddedilmiş olması karşısında, yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasında ve kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdirinde isbatesizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekili tarafından, davacının ön inceleme aşamasından sonra davadan feragat ettiği, bu nedenle lehlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilince vekalet ücreti talep edilmediğine dair herhangi bir beyan sunulmuş değildir. Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi uyarınca alacağın tahsili amacıyla başlatılan itirazın iptali davası nispi vekalet ücretine tabidir. Yine aynı tarifenin 6/1 maddesi uyarınca davadan ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce feragat edilmesi halinde bu tarifeye göre belirlenecek ücretin yarısına, ön inceleme tutanağının imzlanmasından sonra feragat edilirse tamamına hükmolunacaktır. Davanın ön inceleme tutanağının imzalanmasından sonra feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup, mahkemece reddedilen 395.256,11-USD’nin dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden(1,00-USD=4,6437-TL) TL cinsinden değeri olan 1.835.450,80-TL dava değeri esas alınarak, AAÜT’nin 13/1 fıkrasına göre hesap edilen 96.863,11-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalı lehine 4.080 vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuş, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. İzah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak, davanın feragat nedeniyle reddine, davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşılmakla, karar tarihindeki AAÜT’nin 13/1 ve 6/1 fıkraları uyarınca hesap edilen 96.863,11-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2020 tarih ve 2020/354 Esas – 2020/653 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 3- Davanın feragat nedeniyle reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince tahsil edilmesi gereken 179,90.TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 28.177,88.TL harçtan mahsubu ile bakiye 27.997,98.TL’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edilen harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafça sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 ve 6/1 fıkraları uyarınca hesap edilen 96.863,11.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine8-Bakiye gider avansı var ise talep halinde ve karar kesinleştiğinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 10-Harçlar Kanunu gereğince dairemiz karar tarihi itibariyle davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70.TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 11-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 12-Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 220,70.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,13-Dosyanın istinafa geliş-dönüş ücreti davacı gider avansından karşılandığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,14-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 06/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.