Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1832 E. 2022/1407 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1832 Esas
KARAR NO: 2022/1407 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/549 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 18/08/2022 (Ara Karar)
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Ticari ilişki içerisinde bulunduğu “…-…” unvanlı firmadan ticari ilişkisi nedeniyle doğan alacağına karşılık olarak kendisi adına düzenlenen ve müvekkili şirketin lehtarı (meşru hamili) bulunduğu, keşidecisi “…-…” olan … Bankası Düvenönü Şubesi’ne ait, ödeme tarihi 30.05.2022 olan … seri numaralı 33.400 TL (otuzüçbindörtyüz türk lirası) tutarlı çek tanzim edildiğini, keşideci …-… unvanlı firma tarafından müvekkili şirket ile aralarındaki ticari ilişki çerçevesinde 25.11.2021 tarihli, 31.170,00 TL ve 25.11.2021 tarihli 2.520 TL tutarlı iki adet faturaya karşılık olarak tanzim olunan işbu çekin müvekkili şirket adına keşide edildiğini, keşidecisi …-… unvanlı firma tarafından Kayseri’den müvekkili şirketin “… Plaza, … Yolu, No:… Bağcılar/İSTANBUL” adresine ulaştırılmak üzere 23.12.2021 tarihinde … kargoya verildiğini, aylar geçmesine rağmen teslim edilmemesi üzerine Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne 24.03.2022 tarihinde başvurulduğunu bahse konu çekin tahsilini önlemeye ilişkin ödeme yasağı konulmasına ve çekin iptaline karar verilmesinin talep edildiği mahkemesinde ödeme yasağı kararı alındığın ancak daha sonra vade tarihi olan 30.05.2022 tarihinde işbu çekin … tarafından … Merkez Şubesi’ne ibraz edildiğini fakat çekle ilgili ödeme yasağı kararı bulunduğundan bahisle çek tutarının ibraz edilen …’ne ödenmediğini ve çekin arka yüzüne bu durumu tevsik eden kayıt konulduğunu, faktoring şirketlerinin etkin bir iç kontrol sistemi kurarak temlik alınan fatura veya benzeri belgelerin gerçekliğine ilişkin gerekli istihbarat ve araştırmayı yapmaksızın, gerçek ve tüzel kişilerin beyanlarına istinaden işlem yapmasının ağır kusurlu addedilmelerine sebep olduğunu, sıkı usuller ile çalışan faktoring şirketlerin, faturalandırılmış bir mal veya hizmete dayalı olarak bir kambiyo senedi temlik almaları durumunda da çekte bir ödeme yasağı olup olmadığına ilişkin hususu ve öncelikle ciro silsilesini kontrol etmemesi dahi ihmalkar davranıldığını, lehdarı oldukları ve iradeleri dışında ellerine geçmemiş olan ve meşru hamili oldukları çekin istirdadına karar verilmesini, ihtiyati tedbiren dava konusu çekin işleme konulmasının önlenmesine ve çek aslının davalı tarafça dosyaya ibraz edilerek kasada hıfzına karar verilmesini ve muhakeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/08/2022 tarih 2022/549 Esas sayılı ara kararında; ” yaklaşık ispat olgusunun davanın bulunduğu aşama itibariyle gerçekleşmediği ve dava konusu edilen hususların yargılamayı gerektiği ve doğrudan doğruya dava konusu edilen hususta tedbir kararı verilemeyeceği anlaşılmakla; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin bu aşamada REDDİNE, karar vermek gerekmişti…” gerekçesi ile, İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla ve ilaveten; dava konusu çekle ilgili açılan çek iptali davasında Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince 18.08.2022 tarihli 2022/291 E., 2022/744 K. Numaralı kararı ile “davacı tarafından mahkememizde açılan zayi nedeniyle iptal davasına konu çekin ibraz edilmiş olması ve çek hamiline karşı da istirdat davası açıldığı şeklindeki gerekçe ile konusu kalmayan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve Ödeme yasağına ilişkin tedbirin kaldırılması yönündeki istemin istirdat davasına bakan mahkeme tarafından değerlendirilmesine” karar verildiğini, dava konusu çek üzerinde herhangi bir ödeme yasağı kararı bulunmadığını, davalı tarafça çek bedeli ile ilgili icra takibi başlatılabilme riski bulunduğunu, dolayısıyla, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.08.2022 tarih ve 2022/549 E. numaralı ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının kaldırılarak lehdarı oldukları dava konusu çekin işleme konulmasının ve çek bedelinin muhatap banka tarafından ödenmesinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; TTK’nun 792 maddesine dayalı açılan çek istirdadı davasında; dava konusu çekin takibe konulmasının tedbiren engellenmesine ve çek üzerine tedbiren ödeme yasağı konulmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karar karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6102 Sayılı TTK’nun 792 maddesi uyarınca; çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, 1. fıkrasında “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre şartların mevcut olması durumunda ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Yine 6100 Sayılı HMK’nun 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Somut olayda; dosya kapsamı delillere göre; dava konusu çekin davacı elinden rıza hilafına çıktığı, davalının çekin iktisabında davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğu veya faktoring işlemlerine ilişkin mevzuata aykırı davrandığı yönündeki davacı iddiasının bu aşamada yaklaşık düzeyde ispat olunamadığı, bu hususların toplanacak deliller ve yapılan yargılama neticesinde değerlendirilebileceği, koşulların değişmesi halinde ise mahkemeden her zaman yeniden tedbir talep edilebileceği, mahkeme kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi kararı gerekçesi ve kanun hükümlerinin uygulanması bakımından isabetli olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/10/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.