Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1793 E. 2022/1965 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1793 Esas
KARAR NO: 2022/1965 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/543 Esas – 2022/475 Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Keşidecisinin müvekkili olduğu ve 2007 yılından bu yana 15 yıldır kayıp olan, iş amaçlı keşide edilen ve sonrasında kimde olduğu bilinmediği için kaybolan … Bankası’nın Dolayoba /İstanbul Şubesi’ne ait … seri no’lu, 2.500 TL bedelli ve keşide tarihi bilinemeyen, … seri no’lu, 6.000 TL bedelli ve keşide tarihi bilinemeyen, … seri no’lu, 6.000 TL bedelli ve keşide tarihi bilinemeyen, 2007 yılından beri alacağı talep edilmeyen, haliyle zaman aşımına uğrayan ve kıymetli evrak niteliği kalmayan çeklerin iptali için müvekkilinin hukuki yararı mevcut olup, işbu dava hakkında kabul kararı verilmesi halinde ticari hayatta gerek çek hamilinin gerekse de başka bir cirantanın zarara uğramasının mümkün olmadığını, müvekkili çeklerin keşidecisi olup, davaya konu çeki keşide ettiğini, hamile teslim ettiğini, fakat 2007 yılında keşide edildiği hatırlanan çekler için bugüne kadar tahsil için gerek muhatap bankaya gerek müvekkiline başvuru yapılmamış olduğunu, müvekkilinin çek bedellerini mahkemenin uygun gördüğü şekilde ödemeye hazır olduğunu beyanla çeklerin iptaline karar talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 28/07/2022 tarih ve 2022/543 Esas – 2022/475 Karar sayılı kararında; “Dava, hukuki niteliği itibariyle zayi nedeniyle çek iptaline ilişkin olup hasımsızdır. Talepte bulunulan çekin keşidecisi olup bu husus ihtilafsızdır. Zira davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin çeklerin keşidecisi olduğunu, davaya konu çeki keşide ettiğini, hamile teslim ettiğini, fakat 2007 yılında keşide edildiği hatırlanan çekler için bugüne kadar tahsil için gerek muhatap bankaya gerek müvekkile başvuru yapılmamış olduğunu belirtilmiştir. Çekte, keşideci imzasının bulunması, yeterli olup, diğer unsurları sonradan tamamlanabileceğinden, çekin davacı tarafından keşide edildiği kabul edilmelidir. Kıymetli evrakta hakkın senede bağlı olması nedeniyle, senedin zayi edildiği durumlarda, senede bağlı hakkın senetsiz de ileri sürülebilmesi için TTK’nın 651.ve 652. maddelerinde hamile iptal davası açma hakkı getirilmiştir. İptal kararı alan hamil, hakkını senetsiz olarak ileri sürebilecek ya da borçludan yeni bir senet tanzim edilmesini isteyebilecektir. Bu davayı açma hakkı hamile aittir. Somut olayda, davacı çekin yetkili hamili olmayıp, senede bağlı bir hakkı bulunmadığı dava dilekçesindeki anlatımlarla sabittir. Bu tür bir talep, ancak senede bağlı bir hakkı bulunan, ancak senedin zayi olması nedeniyle bu hakkını ileri süremeyen yetkili hamil tarafından ileri sürülebilir. (İST. BAM 14. HD. 2020/409 E., 2020/1232 K.) T.T.K’nun 757.maddesi gereğince bu hak hamile ait bulunmaktadır. Davayı açan keşideci olduğundan, … Bankası DOLAYOBA /İSTANBUL şubesi …ıban nolu hesaba ait … seri no’lu 2.500 -TL bedelli ve keşide tarihi bilinemeyen; … Bankası DOLAYOBA /İSTANBUL şubesi … seri no’lu 6.000 -TL bedelli ve keşide tarihi bilinemeyen; … Bankası DOLAYOBA /İSTANBUL şubesi … seri no’lu 6.000 -TL bedelli ve keşide tarihi bilinemeyen çekler açısından aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. “gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 757. maddesi uyarınca müvekkilinin iş bu davayı görevli ve yetkili mahkemede açtığını, söz konusu çeklerin nerede ve kimde olduğunun 2007’den bu yana bilinmemesi nedeniyle huzurdaki çek iptali davasını açma hakkının müvekkiline ait olduğunu, çekin uzun süredir kimde olduğu bilinmediğinden kaybolma durumu ile beraber üzerinden 10 yılı aşkın zaman geçtiğini, zaman aşımının gerçekleştiğini, müvekkilinin, ticaret yaparak geçimini sağladığını, geçimi için yapılan ticaret neticesinde kredi çekmek istediğini fakat yıllar önce keşide edilen çeke ulaşamadığı için kredi çekemediğini, işlerinin bu sebeple sürekli olarak sürünmecede kaldığını, 3.kişiye zarar veren bir durum hasıl olmadığından ve çekin yeri bilinmediğinden çekin iptalini talep ettiklerini, çekin mahkemece iptaline karar verilebilmesi için zayi olması gerektiğini, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 68/f.1-e maddesine göre adli para cezalarında ceza zamanaşımı süresi on yıl olduğundan karşılıksız çek ceza zamanaşımı süresinin de on yıl olacağını, karşılıksız çek suçunda ceza zamanaşımı süresinin mahkemenin mahkumiyet hükmünün kesinleştiği tarihten ya da infazın herhangi bir sebeple kesintiye uğradığı tarihten itibaren başladığını ve kalan ceza süresinin esasına göre hesap edildiğini, hükmün kesinleşmesinden sonra on yıl içerisinde verilen cezanın infaz edilmemesi halinde aynı suçtan dolayı tekrardan dava açılmasının veya hükümlünün cezalandırılmasının mümkün olmayacağını, çekin karşılıksız olması durumunda ve herhangi bir şikayet bulunmaması neticesinde on yılı aşan süre söz konusu olduğundan çekin iptal edilmesi gerektiğini, senedin ibrazının imkansızlaşmasından “ibrazın herkese karşı ve objektif anlamda mümkün olmamasını” anlamak gerektiğini, keşide tarihi bilinemeyen çeklerin 2007 yılından beri alacağı talep edilmeyen ve zaman aşımına uğrayan, kıymetli evrak niteliği kalmayan çeklerin iptali için müvekkilinin hukuki yararının olduğunu, işbu dava hakkında kabul kararı verilmesi halinde ticari hayatta gerek çek hamilinin gerekse de başka bir cirantanın zarara uğramasının mümkün olmadığını, müvekkilinin çeklerin keşidecisi olduğunu, davaya konu çeki keşide ederek hamiline teslim ettiğini, fakat 2007 yılında keşide edildiği hatırlanan çekler için bugüne kadar tahsil için gerek muhatap bankaya gerek müvekkiline başvuru yapılmadığını beyanla İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/543 Esas 2022/475 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’nın 818/1-s maddesi yollaması ile 757 vd. maddeleri uyarınca açılmış zayi nedeniyle çek iptali davasıdır. Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece de belirtildiği üzere, davacı keşidecisi olduğunu beyan ettiği çeklerin iptaline karar verilmesini talep etmiş olup, çekin zayi edildiği durumlarda TTK’nın 651. maddesinde hamile iptal davası açma hakkının tanındığı, davacının keşideci konumunda olduğu ve meşru hamil (alacaklı) sıfatı bulunmadığı çek hakkında iptal davası açamayacağı, her ne kadar çekin zamanaşımına uğramış olması iptali kararı verilmesine engel değilse de, bu halde de dava açma hakkının hamile ait olduğu, dosyadaki belgelere ve gerekçe içeriğine göre, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/12/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.