Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1792 E. 2023/484 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1792 Esas
KARAR NO: 2023/484 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/223 Esas – 2022/417 Karar
TARİHİ: 16/06/2022
DAVA: Şirket Müdürlük Görevinin Sona Erdiğinin Tespiti
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Şişli Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 01/03/2022 tarih … sayılı yazısı ile gönderilen ödeme emrinin müvekkili …’ye 08/03/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkile tebliğ edilen ödeme emrinden işbu borcun müvekkilin ticaret sicil kayıtlarında … Makinaları San.Tic.Ltd.Şti.’de şirket müdürü olarak gözükmesi sebebi ile düzenlendiğini, müvekkilin ödeme emrinde belirtilen prim, pirim gecikme zammı, işsizlik, işsizlik gecikme zammı, damga ve damga gecikme zammı olarak hesaplamaları yapılan kurum alacak kalemlerine ilişkin borcu bulunmadığını, ancak sicil kayıtlarında hala davalı … Makinaları San.Tic.Ltd.Şti.’de yetkili müdür olarak gözükmesi sebebi ile haciz tehdidi ile karşı karşıya kaldığını, müvekkilin davalı şirkete 11/05/2001 tarihli ticaret sicil gazetesi kayıtlarında tespit edileceği üzere şirket müdürü olarak atandığını, müvekkilin şirket müdürlüğü görevini 11/11/2002 tarihine kadar sürdürdüğünü ve ardından görevinden istifa ettiğini, müvekkilin, … San.Tic.Ltd.Şti’den 11/11/2002 tarihinde istifası sonrası ticaret sicil kayıtlarından da tespit edileceği üzere yerine … ve …’ın şirket müdürü olarak atandığını, bu atamalara rağmen müvekkilin “şirket müdürü” kaydı ticaret sicil müdürlüğünden terkin edilmediğini, kayıtlarda hala müvekkilin şirket müdürü olarak gözükmesi sebebi ile haksız olarak davalı şirketin borçlarından sorumlu tutulduğunu, ticaret siciline tescil kural olarak bildirici etkiye sahip olup bu bildirim yükümlülüğüde müvekkile ait olmadığını, müvekkilin istifasının şirket ortakları ve yetkilileri tarafından ticaret sicil gazetesine bildirilmemesinden dolayı müvekkilin icra tehdidi ile karşı karşıya kaldığını, … İnş. Makinaları San.Tic.Ltd.Şti’den istifa eden müvekkilin ticaret sicil kayıtlarında halen yetkili müdür olarak gözükmesinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini, kayıtlarda yetkili müdür olarak gözükmesinde müvekkilin sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenler doğrultusunda müvekkilin ticaret sicil kayıtlarında davalı … İnş. Makinaları San.Tic.Ltd.Şti yetkili müdürü olarak gözükmekte olan kaydının 11/11/2002 tarihli istifa dilekçesi gözetilerek geriye dönük olarak terkinini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı taraflara çıkarılan tebligatların davalılara usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraflar davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/06/2022 tarih 2022/223 Esas – 2022/417 Karar sayılı kararında; “Dava, davacı tarafça davalılar aleyhine açılan davacının davalı şirketteki müdürlük görevinin 11/11/2002 tarihinde sona erdiğinin tespiti ve aynı tarihten itibaren müdürlük kaydının ticaret sicilden terkini istemine ilişkindir. Davacı taraf davalı şirketteki müdürlük görevinden istifa etmesine rağmen bu hususun tescil edilmediğini, davalı … İnş. Makinaları San.Tic.Ltd.Şti.’ndeki yetkili müdür olarak gözüken kaydın istifa tarihi olan 11/11/2002 tarihine dönük olarak terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraflara çıkarılan tebligatların davalılara usul ve yasaya uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı taraflar davaya cevap vermeyerek ve duruşmalara katılmayarak HMK 128. maddesi gereğince davacının iddialarının tamamını inkar etmiş sayılmışlardır. Dava konusu ihtilaf davacının davalı şirketteki müdürlük görevinin 11/11/2002 tarihinde sona erdiğinin tespitine ve müdürlük kaydının terkini hususlarından kaynaklıdır. … kayıtlarının incelenmesinde; davalı şirketin …nün … sicil numarasına kayıtlı .. İnşaat Makinaları Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı şirket olduğu ve ticaret merkezinin Kağıthane / İstanbul olduğu, şirketin son tescilinin 02/10/2018 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça davalı şirketteki müdürlük görevinin 11/11/2002 tarihinde istifa etmesine rağmen bu hususun tescil edilmemesi nedeniyle kayıtlarda şirket müdürü olarak gözüktüğünü, davalı şirketteki müdürlük kaydının istifa tarihi olan 11/11/2002 tarihinde sona erdiğinin tespitine ve bu tarihten itibaren terkinine karar verilmesini talep etmiş ise de davacı tarafça dosyaya sunulan istifa başvurusuna ilişkin sunulan dilekçe ve istifanın kabulüne ilişkin şirket yetkilisinin kabul beyanına ilişkin metnin suret olduğu, belge asıllarının bulunmadığı, ayrıca şirket ve ticaret sicil kayıtlarında davacının müdürlük görevinden istifasının kabulüne ilişkin alınmış geçerli bir şirket ortaklar kurulu kararı bulunmadığı açık olup, davacının şirket müdürlük görevinden istifasının kabulü için şirketin tek yetkilisinin kabulünün yeterli olmadığı, Ticaret Sicil kayıtlarına göre müdürlükten istifa tarihi olan 11/11/2002 tarihinde davalı şirketin ortaklarının … ve … olduğu anlaşılmakla, davacının istifasının kabulünün bu iki ortağın katılımıyla toplanan ortaklar kurulu kararı tarafından değerlendirilerek karar alınması gerektiği sabit olup, ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/11/2013 tarih, 2013/5397 Esas, 2013/20984 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği gibi, davacınn müdürlük görevinin sona erdiğinin ilanı için Ticaret Sicil Memurluğu’na müracaat etmesi, talebinin reddine karar verilmesi halinde 6762 sayılı TTK’nın 36. maddesi doğrultusunda düzenleme getiren 6102 sayılı TTK’nın 34. maddesi uyarınca sicil memurluğu kararına karşı dava açması gerektiği, bu itibarla davacının davalı şirketi veya şirket ortaklarını hasım göstererek tespit davası açmakta hukuki bir yararı bulunmadığı anlaşıldığından davacı tarafça açılan davalı şirketteki müdürlük görevinin sona erdiğinin tespiti ve kaydın terkinine yönelik davanın ispatlanamaması ve hukuki yarar yokluğundan dolayı reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.”gerekçesi ile, Davacı tarafından açılan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/223 E.-2022/417 K. 16/06/2022 tarihli ilamı ile; davalarının reddine karar verildiğini; işbu kararın usul ve yasaya aykırı olup istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerektiğini, Müvekkilinin davalı şirkete 11/05/2001 tarihli ticaret sicil gazetesi kayıtlarında tespit edileceği üzere şatış yönetmeni olarak atandığını; müvekkilinin işbu şirket müdürlüğü görevini 11/11/2002 tarihine kadar sürdürdüğünü ve ardından görevinden istifa ettiğini; istifa sırasında şirketin tek yetkilisi olan … tarafından istifasının kabul edildiğini ve istifa dilekçesinin karşılıklı imza altına alındığını; işbu istifa metinlerinin asıllarının taraflarında olup dava ikame ederken dosyaya suretlerinin sunulduğunu; yerel mahkemenin evrakların asıllarını taraflarından talep etmesi halinde mahkemeye sunma imkanlarının mevcut iken yerel mahkemenin dava dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları evrakların suret olduğundan bahisle davalarını reddetmesinin yerinde olmadığını, Yerel mahkemece davalarının reddine karar verilirken eksik inceleme neticesinde hüküm kurulmuş olup verilen kararın hukuka aykırı olduğunu; ilamda ” 11/11/2002 tarihinde davalı şirketin ortaklarının … ve … olduğu anlaşılmakla, davacının istifasının kabulünün bu iki ortağın katılımıyla toplanan ortaklar kurulu kararı tarafından değerlendirilerek karar alınması gerektiği sabit olup” denilmişse de müvekkilinin istifa tarihinin 11/11/2002 tarihi olduğunu; Ticaret sicil müdürlüğünce dosyaya sunulan evraklardan da açıkça tespit edileceği üzere …’nün 24/01/2003 tarihinde şirket yetkilisi sıfatını kazanmış olduğunu; bu tarihin müvekkilin istifasından yaklaşık 2 ay sonrasına denk geldiğini; dolayısıyla yerel mahkemece şirket ortakları ve sürelerinin eksik olarak tespit edildiğini, gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan sonuca gidildiğini, Müvekkili, … İnş. Makinaları San.Tic.Ltd.Şti’den 11/11/2002 tarihinde istifası sonrası ticaret sicil kayıtlarından da tespit edileceği üzere yerine … ve …’ın şirket müdürü olarak atandığını; ancak bu atamalara rağmen müvekkilinin “şirket müdürü” kaydının ticaret sicil müdürlüğünden terkin edilmediğini; kayıtlarda hala müvekkilinin şirket müdürü olarak gözükmesi sebebi ile haksız olarak davalı şirketin borçlarından sorumlu tutulduğunu; ticaret siciline tescil kural olarak bildirici etkiye sahip olup bu bildirim yükümlülüğününde müvekkiline ait olmadığını, Müvekkilinin, davalı şirkette halen daha şirket müdürü olarak gözükmesi sebebiyle Şişli Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 01/03/2022 tarih … sayılı yazısı ile düzenlenen ödeme emrinin müvekkili …’ye 08/03/2022 tarihinde tebliğ edildiğini; müvekkile tebliğ edilen ödeme emrinden işbu borcun müvekkilin ticaret sicil kayıtlarında … İnş. Makinaları San. Tic. Ltd. Şti’de şirket müdürü olarak gözükmesi sebebi ile düzenlendiğinin anlaşıldığını, Müvekkilin; ödeme emrinde belirtilen prim, pirim gecikme zammı, işsizlik, işsizlik gecikme zammı, damga ve damga gecikme zammı olarak hesaplamaları yapılan kurum alacak kalemlerine ilişkin borcunun bulunmadığını; ancak sicil kayıtlarında hala davalı … İNŞ. MAKİNALARI SAN.TİC.LTD.ŞTİ’de yetkili müdür olarak gözükmesi sebebi ile haciz tehdidi ile karşı karşıya kaldığını; dolayısı ile müvekkilin istifasının şirket ortakları ve yetkilileri tarafından ticaret sicil gazetesine bildirilmemesinden dolayı müvekkilinin icra tehdidi ile karşı karşıya kaldığını; Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da sabit olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/21-734 K. 2013/152 T. 30.1.2013 “Bilindiği üzere, ticaret siciline tescil, kural olarak bildirici etkiye sahiptir. İstisnai olarak, ticaret unvanı ve işletme adının korunması; ticaret şirketlerinin tüzel kişilik kazanabilmesi; esnaf işletmelerinde ticari mümessil tayini; anonim şirketlerde ana sözleşmenin değişikliğinin hüküm ifade etmesi ve ticari işletme rehni halleri için ticaret siciline tescil, zorunlu ve kurucu niteliktedir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 38. maddesinde sicil kayıtlarının etkisinin üçüncü şahıslar açısından başlangıcı düzenlenmiş ve ticaret sicili kayıtlarının, üçüncü kişiler hakkında kaydın ilan edildiği günü takip eden işgününde hüküm ifade edeceği belirtilmiştir. Ticaret sicilinin dış etkileri ise, aynı Kanunun 39.maddesinde “Üçüncü şahısların, yukarı ki madde gereğince kendilerine karşı hüküm ifade etmeye başlayan kayıtları bilmediklerine müteallik iddiaları dinlenmez. Tescili lazım geldiği halde tescil edilmemiş veya tescil edilip de ilanı gerekirken ilan edilmemiş olan bir husus ancak bunu bildikleri ispat edilmek şartıyla, üçüncü şahıslara karşı dermeyan edilebilir.” şeklinde açıklanmıştır. TTK 38 ve 39 ile, sicil kayıtlarına güvenerek tacirle hukuki işlemlere girişecek üçüncü kişilerin korunması amaçlanmıştır. Tacir ile üçüncü kişi arasında hukuki işlem yapılması sözkonusu olmayan hallerde, örneğin vergi hukuku ile ilgili konularda, TTK 38 ve 39’a dayanılması mümkün değildir .” denildiğini, Müvekkilinin şirket müdürlüğü görevinin sona erdiğinin, davalı … İNŞ. MAKİNALARI SAN.TİC.LTD.ŞTİ’nin ticari defterleri ve ticari kayıtları incelendiğinde açık ve net olarak tespit edileceğini, TTK MADDE 38/2’de düzenlendiği üzere “Kayıtların 32 nci maddenin üçüncü fıkrası hükümlerine uymadığını öğrendikleri hâlde düzeltilmesini istemeyenler ve tescil olunan bir hususun değişmesi, sona ermesi veya kaldırılması dolayısıyla, kaydın değiştirilmesini veya silinmesini istemeye ya da yeniden tescili gereken bir hususu tescil ettirmeye zorunlu olup da bunu yapmayanlar, bu kusurları nedeniyle üçüncü kişilerin uğradıkları zararları tazmin ile yükümlüdürler.” hükmü gereği şirketten istifa eden müvekkilinin ticaret sicili gazetesinde müdür olarak gözüken kaydının terkinini sağlamakla davalı … makinaları San.tic.ltd.şti’nin yetkililerinin yükümlü olduğunu; bu yükümlülüğü yerine getirmemelerinden dolayı müvekkilinin uğramış olduğu ve uğrayacağı zararları tazmin haklarını saklı tuttuklarını, Temsil yetkisinin sona erdiğinin ticaret sicil gazetesinde ilanı iyiniyetli üçüncü kişileri korumaya yönelik olup, müvekkilin temsil yetkisi sona erdikten sonra şirketi borç altına sokacak hukuki bir işlem yapılmadığından, kendisinden sonra şirket adına şahsi sorumluluğunun bulunmadığını; nitekim Yerleşik Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2012/21-734 K. 2013/152 T. 30.1.2013 “Temsil yetkisinin sona erdiğinin ticaret sicil gazetesinde ilanı iyiniyetli üçüncü kişileri korumaya yönelik olup, davacı temsil yetkisi sona erdikten sonra şirketi borç altına sokacak hukuki bir işlem yapılmadığından, davacının kendisinden sonra şirket adına yetkili temsilcilerin ödemesi gereken bir borçtan dolayı şahsi sorumluluğu bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının prim borcundan sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne dair kararda direnilmesi usul ve yasaya uygundur.” Yargıtay 10.Hukuk Dairesi E.: 2016/ 3997 K: 2016 / 9847 TARİHİ: 13.06.2016 “Temsil yetkisinin sona erdiğinin ticaret sicil gazetesinde ilanı iyiniyetli üçüncü kişileri korumaya yönelik olup, davacı temsil yetkisi sona erdikten sonra şirketi borç altına sokacak hukuki bir işlem yapılmadığından, davacının kendisinden sonra şirket adına yetkili temsilcilerin ödemesi gereken bir borçtan dolayı şahsi sorumluluğu bulunmamaktadır.’ … İnş. Makinaları San.Tic.Ltd.Şti’den istifa eden müvekkilinin ticaret sicil kayıtlarında halen yetkili müdür olarak gözükmesinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini; Kayıtlarda yetkili müdür olarak gözükmesinde müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını; ancak şirket müdürü olarak gözüktüğünden bahisle Şişli Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından 01/03/2022 tarih … sayılı yazısı ile düzenlenen ödeme emrinin müvekkili …’ye 08/03/2022 tarihinde tebliğ edildiğini; işbu ödeme emrinin iptaline ilişkin olarak da taraflarınca İstanbul 22.İş Mahkemesi’nin 2022/150 E. Sayılı dosyasının ikame edildiğini, Yukarıda arz ve izah edilen nedenler doğrultusunda müvekkilin ticaret sicil kayırlarında davalı … İnş. Makinaları San.Tic.Ltd.Şti yetkili müdürü olarak gözükmekte olan kaydının 11/11/2002 tarihli istifa dilekçesi gözetilerek geriye dönük olarak terkini gerekirken yerel mahkemece davalarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/223 E.-2022/417 K. 16/06/2022 tarihli ilamının istinaf incelemesi neticesinde KALDIRILARAK davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, İleri sürerek, yukarıda arz ve izahına çalıştıkları ve de mahkeme tarafından resen göz önüne alınacak nedenlerden dolayı, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/223 E.-2022/417 K. 16/06/2022 tarihli ilamının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesine, müvekkilin ticaret sicil kayıtlarında … İnş. Makinaları San.Tic.Ltd.Şti yetkili müdür olarak gözüken kaydının istifa tarihi olan 11/11/2002 tarihine dönük olarak terkini’ne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, şirket müdürlüğü görevinin 11/11/2002 tarihi itibariyle sona erdiğinin tespiti ve buna ilişkin kaydın terkini istemine ilişkindir. İncelenen sicil kayıtları kapsamından; davacının davalı şirket ortağı olmadığı, davalı şirketin 07/05/2001 tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirkete dışarıdan müdür olarak atandığı, bu kararın 08/05/2001 tarihinde sicile tescil edildiği, 11/05/2001 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiği, anılan ortaklar kurulu kararı tarihi itibariyle şirket ortağı ..’ın da şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, bu tarihten dava tarihine dek şirket müdürlerinin çeşitli tarihlerdeki ortaklar kurulu kararları ile değiştikleri, tüm bu kararların sicile tescil ve sicil gazetesinde ilan edildikleri; ancak davacının davalı şirket müdürlüğünden istifa ettiği ve müdürlük görevinin sona erdiği hususunda davalı şirket veya davacı tarafından sicile herhangi bir bildirim yapılmadığı ve tescil talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır. İstifa tek taraflı irade beyanı olup muhataba ulaşmasıyla sonuç doğurur. Şirket müdürü istifa ettiğini açıkça şirkete ve ticaret sicile bildirmesine rağmen, işleme alınmaması halinde bu konuda tespit davası açabilecek, istifa ortaklar kurulu kararı olmaksızın işleme konulabilecek, bunların yapılmaması halinde dava açabilecektir. Bu aşamalar tamamlanmadan doğrudan istifa yönündeki talebe ilişkin dava açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır. Davacı tarafından 11/11/2002 tarihinde şirket müdürlüğünden istifa edildiği, dilekçenin o tarih itibariyle şirket ortağı ve yetkili olan …’a tebliğ edildiği, temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılması için gerekli işlemlerin yapılmasının talep edildiği iddia olunmaktadır. Davacının şirkete ulaştırdığı istifasının şirket tarafından ilgili yerlere bildirilmediği iddia olunduğundan, özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında mali yükümlülüğün sona erdirilmesi bakımından davacının tespit davası açmakta hukuki yararı mevcut olup, mahkemenin aksi yöndeki kabulü yerinde bulunmamış, davacı yanın buna ilişkin istinaf sebebi haklı bulunmuştur. Dava dilekçesi ekinde dosyaya sureti sunulan 11/11/2002 tarihli dilekçenin davalı şirkete hitaben yazıldığı, davacının 11/05/2001 tarihli sicil gazetesinde yayınlanarak yürürlüğe giren şirket müdürlüğü görevinden istifa ettiğini bildirdiği ve gerekli işlemlerin yapılarak temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılmasını talep ettiği, yine dosyaya sureti sunulan 11/11/2002 tarihli …’ın isim ve imzası bulunan belge suretinde şirket müdürü davacı …’nin 11/11/2002 tarihinde istifa ettiği, istifanın kabul edildiği, şirketi temsil ve ilzam yetkisi bulunmadığı ifadelerinin yazılı olduğu anlaşılmıştır. 11/11/2002 tarihi itibariyle … davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili olmakla birlikte, belge altında şirket kaşesinin bulunmadığı, öte yandan her iki belge aslının da dosya arasında mevcut olmadığı anlaşılmıştır.Ancak mahkeme tarafından belge asıllarının sunulması veya davalı şirket uhdesinde bulunup bulunmadığının açıklanması için davacıya süre verilmediği anlaşılmıştır. Mahkemece HMK’nun 31 ve 194 maddeleri uyarınca davacı yana; 11/11/2002 tarihli her iki belge aslının dosyaya sunulması, yahut belge asıllarının nerede olduğunun açıklattırılması için kesin süre verilmesi, belge asıllarının davalı şirket uhdesinde olduğunun açıklanması halinde davalı şirkete HMK’nun 220 maddesi meşruhatını içerir tebligat çıkartılması, davacı vekili tarafından dosyaya örneği sunulan dilekçe ve istifa kabul belgesi asıllarının uhdelerinde bulunup bulunmadığını açıklamak ve belge asılları ellerinde ise mahkemeye sunmak için kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içerisinde belgelerin ellerinde olduğunun inkar edilmesi halinde; belgelerin ellerinde bulunmadığına, özenle arandığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunun da bilinmediğine ilişkin yemin teklif edileceği; yeminin kabul veya icra edilmemesi halinde, davacının bu belgenin içeriği konusundaki beyanına itibar edilebileceği; verilen kesin süre içerisinde dilekçe aslının ibraz edilmemesi veya delilleriyle birlikte ibraz etmeme nedeni hakkında kabul edilebilir bir mazeret sunulmaması halinde yine davacının bu belgenin içeriği konusundaki beyanına itibar edilebileceği hususlarının davalı şirkete ihtar edilmesi, ihtarın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; davacı istifasının geçerliliğinin davalı şirketin ortaklar kurulu kararı ile kabul edilmesine bağlı olduğu, bu yönde ortaklar kurulu kararı alınması akabinde Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurulması gerektiği yönündeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamış, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın kaldırma kararı doğrultusunda mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/06/2022 tarih ve 2022/223 Esas-2022/417 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.