Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1731 E. 2022/1862 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1731
KARAR NO: 2022/1862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/158 Esas – 2022/290 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkillerinin murisi …’nın 04.01.2020 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin mirasçıları olduklarını, murisin hissedar ve yetkilisi olduğu … Ltd. Şti.’nin, davalı Taslîye Halinde … Merkezi Roma İstanbul şb. ünvanlı şirketin acentesi olduğunu, … şirketinin, …nün … sicil no’sunda kayıtlı iken 29.7.2006 tarihli ilan ile tasfiyesi sona ererek sicilden terkin edildiğini, …’nın yetkilisi olduğu … Sigortanın, … şirketine doğmuş doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere maliki olduğu İstanbul İli Bakırköy İlçesi, … Mahallesi … Ada (Eski Ada …) … Parsel … Blok …,Kat … no’lu bağımsız bölüm üzerinde davalı … şirketi lehine 2,. derece 1.sıradan 500.000 TL miktarlı bir teminat ipoteğinin 27.6,1995 tarihinde … yevmiye no ile tesis ettirdiğini, tapu üzerinde ipotek şerhinin bulunması ve davalı şirketin sicilden terkin edilmesi nedeniyle tapuya ipotek fek talebi ve işlemi yaptırılamadığı için muris … mirasçıları olan müvekkillerinin tapudan faydalanamadıklarını ve menfaatlerinin zedelendiğini, … Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti.’nin de sicilden terkin edildiğini, ipotek fekki için yasal yollara başvurulacağından davalı şirketin sicil kaydının ihyası gerektiğini belirterek, tasfiye neticesi sicil kaydı terkin edilen Tasfiye Halinde … İstanbul Şb. ünvanlı ticaret şirketinin sicil kaydının ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça, cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/05/2022 tarih 2022/158 Esas 2022/290 Karar sayılı kararında;”… açılan dava terkin edilen şirketin sicil kaydının ihyasına karar verilmesine ilişkindir. Mahkememizce ihyası istenen şirketin sicil kaydı çıkarılmış, kaydının tasfiye sonunun tescil ve ilanı ile kapandığı anlaşılmıştır. Tasfiye Halinde … İstanbul Şubesi’nin sicil kaydının kapalı olması nedeniyle davacıların murisleri … tarafından taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki talep etme yönünde hukuki yararları olduğu, terkin işlemi nedeniyle işlemin yapılamadığı şirketin ihyasını talep etme hakkının bulunduğu, şirketin ihyasının gerektiği anlaşılmakla, açılan davanın kabulüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosuna kayıtlı bulunan … İstanbul Şubesi’nin terkin kaydının iptali ile ihyasına ve davalı … dava açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. “gerekçesi ile, -Davanın KABULÜNE, …’nün … sicil nosunda kayıtlı tasfiye halinde … İstanbul Şubesi’nin İstanbul Bakırköy … Ada, … Parsel sayılı taşınmazla ilgili ipoteğin fekki işleleriyle sınırlı olmak üzere İHYASINA, Tasfiye Memuru olarak …’ın atanmasına, karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Tasfiye Memuru … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Türk Ticaret Kanunu’nun 547/1. maddesinde huzurdaki davayı açma yetkisi bulunan kişilerin sınırlı bir biçimde belirlendiğini, davacıların dava açma ehliyetinin bulunmadığını, davacıların kanunun açıkça sınırlı sayıda belirttiği kimselerden olmayıp şirketin ihyası için davacılara icra müdürlüğü ya da mahkeme tarafından verilmiş bir yetki belgesi bulunmadığını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, esasa yönelik inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usule ve yasalara aykırı olduğunu, Münfesih şirket tarafından, 08/01/1997 tarihinde, konusuz kalan ipoteğin kaldırılması için tapu sicil müdürlüğüne yazı yazıldığını, ancak kayıtlarda ipoteğin göründüğünü, münfesih şirketçe gerekli bildirimin yapıldığını; tapu dairesince fek işlemi gerçekleştirilmediğini, ipoteğin fekki için işbu davanın ikame edilmesinde davacıların hukuki yararının bulunmadığını, müvekkili …’ın yaşı nazara alınmaksızın tasfiye memuru olarak atanmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin 04/02/1949 doğumlu ve halihazırda 73 yaşında olduğunu, fiili çalışma hayatına son verdiğini, tasfiye memurluğunun gereklerini yerine getirebilecek durumda olmadığını, mahkemece bu hususun gözönünde bulundurulmayarak eski tasfiye memuru olması nedeniyle atandığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini, şirketin ihyası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi tasfiye memuru olarak başka bir kimsenin atanmasını talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticaret sicilinden tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne, tasfiye Memuru olarak …’ın atanmasına karar verilmiş, karara karşı atanan tasfiye memuru tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 547. maddesinde tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde şirketin yeniden tescilinin istenebileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafça, ipotek fekki için yasal yollara başvurulacağından tasfiye ile sicilden terkin edilen şirketin sicil kaydının ihyasına karar verilmesi talep edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; davacılara miras yolu ile irsen intikal ettiği belirtilen taşınmaza ilişkin tapu kaydında dava dışı …. İstanbul ŞB. lehine 27/07/1995 tarihinde tesis edilen ipotek kaydı bulunduğu, …’nin tasfiyesinin sona erdiği 14/07/2006 tarihinde tescil edilerek ticaret sicil müdürlüğündeki kaydının kapatılıp terkin edildiği, bu hali ile usulüne uygun ve tam bir tasfiyenin bulunduğu kabul edilemeyeceğinden, davacıların aktif dava ehliyetleri ve işbu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğu gözetilerek mahkemece adı geçen şirketin ihyasına ve şirketin önceki tasfiye memuru …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu gibi HMK’nın 357. maddesi uyarınca res’en göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemeyeceğinden, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı Tasfiye Memuru …’ın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.