Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1625 E. 2022/1233 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1625 Esas
KARAR NO: 2022/1233 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/161 D.İş – 2022/160 Karar
TARİH: 21/06/2022 (Ek Karar)
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:İhtiyati haciz talep eden vekili, borçlu …’nın müvekkiline olan borcundan dolayı kendisine 2 adet senet düzenleyerek verdiğini, alacakları hiçbir teminata bağlı bulunmadığı gibi, borcun vadesi dolduğu halde bugüne kadar ödenmediğini, her iki senetle ilgili olarak Noter kanalıyla ödememe protestosu gönderildiği halde hiçbir ödeme yapılmadığını, borçlunun icra takibinden haberdar olduğu takdirde mallarını kaçırmasından endişe ettiklerini ileri sürerek, borçlunun menkul ve gayrimenkul mallarıyla 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince talep uygun görülerek, 12/05/2022 tarih 2022/161 D.İş. 2022/160 Karar sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından 25.000,00 TL bedelli, 20/02/2022 vade tarihli ve yine 25.000,00 TL bedelli, 20/03/2022 vade tarihli bonoya istinaden mahkemece ihtiyati haciz kararı verildiğini, kararın ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından 13/05/2022 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, 16/05/2022 tarihinde de Erdemit İcra Dairesi’nin …Talimat sayılı dosyası ile müvekkilinin huzurunda haciz işlemlerine başladığını, ihtiyati haciz kararına konu olan senetlerin borçluya ait kısmı incelendiğinde senette bildirilen adresin Erdemit/Balıkesir olduğunu, bununla birlikte müvekkilinin adresinin de Erdemit/Balıkesir olduğunu, hal böyle olunca ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgah adresinin bulunduğu Erdemit Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, öte yandan takibe konu bonolardaki borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından başlatılan icra takibinin de yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, ihtiyati haciz kararına konu edilen senetler üzerinde yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını, ayrıca ve açıkça imzaya da itiraz ettiklerini ileri sürerek, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/161 D.İş ve 2022/160 karar sayılı ilamı ile verilen ihtiyati haciz kararına yetki ve imza yönünden sunulan itirazlarının kabulü ile itirazları doğrultusunda verilen ihtiyati haciz kararı ile karara dayanarak yapılan tüm haciz işlemlerinin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 21/06/2022 tarih ve 2022/161 D.İş. 2022/160 K. sayılı Ek Kararı ile; “…Borçlunun imza itirazı esas davada inceleme yapılabilecek hususlardan olup, İİK265. Maddede sayılan nedenlerden olmadığından bu itiraza yönelik olarak bir inceleme yapılmamıştır. Yetkili mahkemenin belirlenmesinde; İİK 50. maddesi ile HMK hükümlerine atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bonodan kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun/veya borçluların yerleşim yerinde, TTK 777/3 maddesi uyarınca bononun düzenlendiği yer veya ödeme yeri mahkemesinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Geçerli bir yetki sözleşmesi bulunması halinde yetkili olduğu kararlaştırılan yer mahkemeleri de yetkili olacaktır. Bono borcu aranılacak borç olduğundan alacaklının kendi yerleşim yerinde talepte bulunmasına yasal olanak bulunmamaktadır. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’ nin 20/05/2022 tarih 2022/887 Esas, 2022/723 Karar sayılı ilamı) Talebe konu bonoların incelenmesinde; itiraz eden borçlu adresinin Edremit/ Balıkesir, bononun düzenleme yerinin Edremit, ihtilaf halinde yetkili yer mahkemelerinin ise Bursa Mahkemeleri olduğu kayıtlarının bulunduğu görülmüştür. Belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda mahkememiz ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olmadığından daha önce mahkememizce verilen 12/05/2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleri ile; “İhtiyati hacze itiraz eden tarafından mahkememizin 12.05.2022 tarih 2022/161 D.İş, 2022/161 K., sayılı ihtiyati haciz kararına yapmış olduğu itirazın kabulü ile verilen kararın kaldırılmasına, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Borçlu tarafça ilk derece mahkemesine sunulan itiraz dilekçesinde, ihtiyati haciz talebini inceleme yetkisinin Edremit mahkemelerine ait olduğu ileri sürülerek yetki itirazında bulunulmuş ise de; HMK’nun 19/2 fıkrası uyarınca, yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesinin ve yetki itirazında bulunan tarafın, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmesinin gerektiğini, aksi takdirde anılan hüküm uyarınca yetki itirazının dikkate alınmayacağını, dayanak bonolar incelendiğinde ihtilaf vukuunda Bursa mahkemelerinin selahiyeti kabul edildiği için itiraz edilen tarafça ileri sürülen yetki itirazı usulüne uygun yapılmadığını, zira yetki itirazının doğru yetkili mahkeme gösterilmeden yapılmış olduğunu, bu nedenle yok hükmünde olan itirazın mahkemece dikkate alınmaması gerektiğini, HMK’nun 19/4 fıkrası uyarınca, yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hâle geleceğini, usulüne uygun bir itiraz bulunmadığından, ihtiyati haciz başvurusu yönünden İstanbul mahkemelerinin kesinleşmiş olduğunu, HMK’nun 19/3 fıkrası uyarınca mahkemenin yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de göstermesinin gerektiğini, ancak ilk derece mahkemesi kararında hangi mahkemenin yetkili olduğunun kesin ve net şekilde belirtilmediğini, Borçlu … tarafından müvekkili …’a ; keşide tarihi 17.09.2021, ödeme tarihi 20.02.2022 olan bir adet 25.000,00 TL’lik senet ve keşide tarihi 17.09.2021, ödeme tarihi 20.03.2022 olan bir adet 25.000,00 TL’lik senet olmak üzere iki adet senedi düzenleyerek müvekkiline verdiğini, senetlerin vadeleri dolmasına ve ödememe protestosu çekilmesine rağmen borçlu tarafından ödeme yapılmadığını, İİK’nun 257 maddesi uyarınca, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceğini, alacağın hiçbir teminata bağlı bulunmadığı gibi, borcun vadesi dolduğu halde bugüne kadar ödeme yapılmadığını, borçlunun mal varlığı ve 3. Kişilerdeki alacakları üzerinde herhangi bir haciz olmadığı için borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak gayesiyle hareket etmesi yolunun açıldığını ileri sürerek, İlk derece mahkemesi tarafından 21/06/2022 tarihinde verilen kararın kaldırılmasına, İhtiyati Haciz Kararına İtiraz Eden Yanın Taleplerinin Reddine, Dava giderleriyle vekâlet ücretinin borçluya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, bonoya dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, mahkemece 12/05/2022 tarih 2022/161 D.İş. 2022/160 Karar sayılı karar ile ihtiyati haciz isteminin teminat mukabilinde kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı borçlu vekilince itiraz kanun yoluna başvurulmuş, ilk derece mahkemesinin 21/06/2022 tarihli ek kararı ile borçlu yanın itirazını yetki yönünden kabul ettiği ve 12/05/2022 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verdiği anlaşılmıştır. İİK’nun 257/1 fıkrası uyarınca; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nun 258 maddesi uyarınca; ihtiyati haciz talep eden alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Burada aranan ölçü yaklaşık ispat ölçüdür. İİK’nun 265. maddesi hükmü gereğince, borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyati haciz kararına yönelik haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin uygulandığı, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Bu durumda mahkeme, gösterilen itiraz sebepleri ile bağlı inceleme yaparak itirazı kabul veya reddeder. İİK’nun 258 maddesi uyarınca alacak davası açılmadan önce talep edilen ihtiyati hacze, İİK’nun 50 maddesine göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. İİK’nun 50 maddesi ise HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapmıştır. HMK’nun 17 maddesine göre; tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. İİK’nun, HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapan 50 maddesi gereği, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin yetkisine itiraz eden borçlu, HMK’nun 19/2 fıkrası uyarınca yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirmek zorundadır. Aksi halde yetki itirazı dikkate alınmaz ve aynı Kanunun 19/4 fıkrası uyarınca, usulüne uygun yetki itirazında bulunulmamış olması nedeniyle, ihtiyati haciz yargılamasını yapan mahkeme, yetkisiz olsa dahi, yetkili hale gelir. Bonoya dayalı ihtiyati haciz taleplerini değerlendirme yetkisi, 6100 Sayılı HMK’nun 6 maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yeri mahkemelerine, bonoda ödeme yeri düzenlenmiş ise ödeme yeri mahkemelerine, bonoda ödeme yeri düzenlenmemiş ise TTK’nun 777/3 maddesi uyarınca keşide yeri mahkemelerine ve geçerli bir yetki sözleşmesi mevcut ise kararlaştırılan yer mahkemelerine aittir. Talep dayanağı bonolar incelendiğinde, ihtiyati haciz talep edenin lehdar, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun keşideci olduğu, her iki bono üzerinde ihtilaf halinde Bursa Mahkemelerinin yetkili olacağına dair kayıt bulunduğu, bonolar üzerinde ödeme ve keşide yerinin yer almadığı, keşideci borçlunun adının yanında yazılı olan adresin … Mah. … Cad. No:… Edremit/Balıkesir olduğu, TTK’nun 777/4 fıkrası uyarınca bonoların Edremit/Balıkesir’de keşide edilmiş sayıldığı anlaşılmıştır. İhtiyati hacze itiraz eden tarafından ileri sürülen yetki itirazında, ihtiyati haciz yargılamasında yetkili mahkemelerin Edremit Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. Yapılan yetki itirazının usulüne uygun olup olmadığının tespiti için, bonolarda yer alan yetki kaydının geçerliliği değerlendirilmek gerekir. Bonolarda yer alan yetki kaydının geçerliliği bakımından HMK’nun 17 maddesinin cari olduğu(bkz. Ülgen/Helvacı/Kendigelen/Kaya, Kıymetli Evrak Hukuku, 10.Bası, Oniki Levha Yayınları, İstanbul, 2015, s.141), gerçek kişi olan alacaklı/bono lehdarı ve borçlu/keşidecinin tacir olduklarına dair dosyada delil bulunmadığı, bu yönde bir iddianın da ileri sürülmediği, İİK’nun 265/4 maddesi uyarınca mahkemenin ihtiyati hacze itiraz halinde itiraza ilişkin belgeleri araştırma yükümlülüğünün mevcut olmadığı, HMK’nun 17 maddesi uyarınca bonolarda yer alan ve tacirler arasında yapılmamış yetki sözleşmelerinin geçerli olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İlk mahkemesince gerekçesinde tartışılıp değerlendirildiği üzere; talep dayanağı bonoların keşidecisi ve aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlunun yerleşim yeri Edremit/Balıkesir olduğu gibi, bonoların ödeme ve düzenleme yerleri de Edremit/Balıkesir’dir. Yetki kaydının geçersizliği karşısında; HMK’nun 6 ve TTK’nun 777/4 maddeleri uyarınca ihtiyati haciz yargılamasını yapma yetkisi Edremit Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olup, müteriz tarafından ileri sürülen yetki itirazı usulüne uygundur. Bu itibarla ihtiyati haciz talep eden vekilinin yetki itirazının usulüne uygun yapılmadığına ve İstanbul Mahkemeleri’nin yetkili hale geldiğine dair istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. İhtiyati hacze itiraz yargılamasında, İİK’nun 265/3 ve 4 fıkraları uyarınca, yetkiye yönelik itirazı kabul eden mahkemece ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilir. HMK’nun 20 maddesindeki usul işletilerek, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilemez(bkz. Kuru/BAKİ, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, ikinci bası, Adalet Yayınevi, Ankara 2013, s. 1053). Bu itibarla, ihtiyati haciz talep eden vekilinin, mahkeme kararında yetkili mahkemenin gösterilmediğine dair istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. İzah edilen gerekçelerle; ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığından, 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.