Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1619 E. 2022/1244 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1619 Esas
KARAR NO: 2022/1244 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/110 Esas (Derdest Dava Dosyası)
DAVA: Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin 15/09/2021 tarihinde 1 adet yakıt pompasını Almanya’ya tamir edilmek üzere gönderildiğini, söz konusu ürün Almanya’da tamir edilip müvekkili şirkete gönderilmek üzere ihraç edildiğini, davalı şirketin bu işlemi ticari faaliyet olarak kayda aldığını, ve gümrük vergisi ödediğini, ancak Gümrük Kanunu ve ilgili mevzuat gereği tamir edilmek üzere ihraç edilen ürünlerin gümrük vergisinden muaf olduğunu, davalı şirketin kendi kusuru nedeniyle gümrük vergisini ödediğini ve müvekkili şirkete fatura ettiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete böyle bir borcunun bulunmadığını beyan ettiğini, davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin itiraz süresini kaçırdığını beyanla müvekkili şirketin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini, müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 10/02/2022 tarih ve 2022/110 Esas sayılı ara kararında; ” İİK’nin 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden takibin durdurulması talebinin reddine, tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi ve ekindeki bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşulları gerçekleştiğinden, icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin icra dosyası kapak hesabı ve kapak hesabının %15’i oranında teminat karşılığında kabulüne ” karar vermiştir. Davalı vekili ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uluslararası hava taşıma hizmeti vermekte olduğunu, davalı tarafa da aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden vermiş olduğu taşıma hizmeti sonucu keşide edilen faturaların bedellerinin ödenmemesi üzerine Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, icra takibine davalı borçlunun itiraz etmediğini, takibin kesinleştiğini, davacı şirketin Almanya’ya tamir için gönderdiğini iddia ettiği ürünün vergi muafiyetine tabi olduğuna dair herhangi bir evrak sunmadığını, sadece ekspertiz raporu sunduğunu, ayrıca alıcı firma olan … firması tarafından Alman Gümrük İdaresine Almanya’dan Türkiye’ye ithalat evraklarında bahse konu gönderilenin tamir amacıyla geçici ihraç edildiğini bildirmediğinden müvekkili şirketten kaynaklı bir kusurun olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin ödemiş olduğu gümrük vergisini davacıya fatura etmesinde hukuka ve yasaya aykırılık olmadığını beyanla Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/06/2022 tarih ve 2022/110 Esas sayılı ara kararında; “dava dilekçesi ve ekindeki bilgi ve belgelerde gözetilerek yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği kanaatiyle ve Mahkememizce verilen 10/02/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davanın reddedilmesi gerektiğini, Müvekkili şirketin uluslararası hava taşıma hizmeti verdiğini, davacı tarafa aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden verdiği taşıma hizmeti sonucu 27/09/2021 tarihli 43.818,38.TL fatura ve 16/12/2021 tarihli 307,27.TL’lik 2 adet fatura borcunu ödemediğini, …’den dava sürecindeki taşımanın Uluslararası Havayolu ile Eşya Taşıması örneği olduğunu, bu noktada Türkiye’nin de taraf olduğu Montreal Konvansiyonu hükümleri dava konusu taşıma sürecinde uygulama alanı bulacağını, Taşınacak kargolara ilişkin … – … taşıyıcı tarafından düzenleneceğini, taşımaya ilişkin Md.5 içeriği uyarınca taşımaya ilişkin uçuş güzergah bilgileri, gönderi ağırlığı gibi verilerin bu senet üzerine işlenmesi gerektiğinin belirtildiğini, Dosya içeriğine sunulan …, Hava Yük Senedi olup, müvekkili şirketin yürüteceği havayolu eşya taşıma operasyonu için gerekli kayıtların senet üzerine işlendiğini, bu belgenin dahi, MK uyarınca taşıyıcının davalı tarafından kendisine teslim edilen bir yükün taşınma hizmeti verilmek üzere teslim alındığını açık şekilde ortaya koyduğunu, dosya tarafları arasında havayolu taşımasına dayanan bir taşıma sözleşmesi kurulduğunun sabit olduğunu, taşıma hizmetini sunarken herhangi bir hasarlanma/zayi/kayıp vb. zarara ilişkin verinin mevcut olmadığını, taraflar arasındaki ihtilaf, itiraz ve savunma detaylarında da böyle bir zarar olduğuna veya yükün alıcısına ulaşmadığına ilişkin herhangi bir bilgi, verinin de mevcut olmadığını, Müvekkili şirket …, kendi hizmet altyapısıyla taşımacılık hizmetini gerçekleştirdiğini, teslimat esnasında kargonun hasarlı veya problemli geldiğine dair, alıcı yan tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını; yine teslimat esnasında belirlenen fiyata bir itirazda bulunulmadığını, taşıma hizmetinin sorunsuz gerçekleştiğini, Müvekkili şirketin davalı yana havayolu taşıma hizmeti sunduğu, söz konusu hizmete karşı MK uyarınca ücret talep etme hakkının sabit olduğu birlikte değerlendirildiğinde , taşıma hizmetine dair icra takibine konu edilen faturaları kesmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, Davacı tarafın cari hesapta yer alan fatura bedellerini ödememesi sebebiyle faturalardaki son ödeme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı taraf kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz etmemesi sebebiyle takibin kesinleştiğini, davacı tarafın yapmış olduğu itirazların yerinde olmayıp reddi gerektiğini, 397 sayılı VUK Genel Tebliğ ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak faturaların gönderilidğini, yasal süresi içerisinde itiraz edilen/iade edilen fatura söz konusu olmadığından yerleşik Yargıtay kararları ve TTK 21/2 uyarınca davalı tarafça fatura içeriğini kabul etmiş sayılmakla birlikte davalı yana taşıma hizmetinin yapıldığına ilişkin konşimento örneğininde dilekçe ekinde sunulduğunu, davacı tarafa verilen hizmet neticesinde, faturalardan oluşan borcun ödenmemesi üzerine, müvekkili şirketçe takibe konu faturaların ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına ve TTK.21/2.maddesine göre tebliğden itibaren 8 gün içerisinde itiraz edilmeyen faturalar kabul edilmiş sayıldığını, Davacı taraf ile yapılan abone cari hesap anlaşmasının Madde II – Tarafların Hak ve Yükümlülükleri alt başlıklı maddede “Faturaların ödeme vadesi, fatura tarihinden başlamak üzere on beş (15) gündür. Vadesinde ödeme yapılmaz ise, MÜŞTERİ, ayrıca bir ihtar veya ihbara gerek olmaksızın aylık yüzde üç (%3) veya yasal ticari faiz oranından hangisi yüksek ise o oranda vade farkı/gecikme faizi ödeyeceğini beyan, kabul ve taahhüt eder” şeklinde ifade edildiğini ayrıca, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları alt başlıklı 1530/2. Maddesinde de hüküm altına alındığını, davacının takip konusu alacağın tamamına faiz ve ferilerine yapmış olduğu menfi tespit talebinin ve davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, Her ne kadar davacı şirket Gümrük Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca ”tamir edilmek üzere ihraç edilen ürünler gümrük vergisi muafiyetini haizdir” diye belirtmiş olsa da Türkiye Ticaret Bakanlığı’nın yönetmeliği kapsamında ”Tamir amacıyla geçici ihraç edilen eşya, tamiratın garanti nedeniyle sözleşmeye bağlı olarak veya kanuni bir yükümlülüğe dayanarak ya da bir imalat hatası nedeniyle, bedelsiz yapıldığının kanıtlanması halinde, serbest dolaşıma ithalat vergilerinden tam muaf olarak girer.” belirtildiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, davacı şirket tamir edilmek üzere ihraç edilen ürünün vergi muafiyeti olduğunu beyan etse de tamiratın garanti nedeniyle sözleşmeye bağlı olarak veya kanuni bir yükümlülüğe dayanarak ya da bir imalat hatası nedeniyle, bedelsiz yapıldığının kanıtlanması halinde vergi muafiyetinin söz konusu olacağını, davacının bu belgelere ilişkin sadece exper raporunu dilekçe ekinde sunmuş olup, vergi muafiyetinin olduğuna dair herhangi bir evrak sunmadığını, bahse konu uyuşmazlığın, alıcı firma olan …- … tarafından Alman Gümrük İdaresine Almanya’dan Türkiye’ye ithalat evraklarında bahse konu gönderilenin tamir amacıyla geçici ihraç edildiğini bildirmediğinden müvekkili … kaynaklı bir kusurdan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, bu kapsamda, salt Türkiye Gümrük İdaresine bildirimin yapılmış olması ihtimalinin dahi yeterli olmadığını, Alman Gümrük İdaresi de alıcı tarafından işbu bildirimlerin yapılmış olması gerekmekte iken, vergilerin tahakkuk edilerek söz konusu işlemin tamamen hukuka uygun olduğunu, bu hususun davacı tarafa Bakırköy … Noterliğinden keşide edilen 17.01.2022 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile belirtildiğini, … nolu gönderi için konşimento üzerinde … ve … kısmında … numaralı … ihracat abone numarasının belirtilmesi sebebiyle alıcı ülke olan Almanya’da oluşan gümrük masraflarının davacı tarafa fatura edildiği 08.11.2021 tarihli ihtarnameye itirazen bildirildiğini, bu kapsamda, talimatların yanlış ya da eksik yazılması, taşıyıcı müvekkilinin bundan dolayı bir zarara uğraması nedeniyle TTK m 864/1 b (b) uyarınca kusursuz olarak sorumlu olacağını, davacının sadece bahse konu yakıt pompasının tamiratı için alınan expertiz raporunu mahkemeye sunması, üründe giderilmesi gereken bir hasar olduğu anlaşılsa da sözleşmece anlaşılarak garanti nedeni ile bedelsiz tamiratının veya değişeceği anlamına gelmediğini, Yapılan işlemlerin ve davalı müvekkili şirketin ödemiş olduğu gümrük vergisinin davacıya fatura edilmesinin hukuka ve yasaya uygun olduğunu, Ayrıca, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Ticari hükümlerle yasaklanmış işlemler ile mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları alt başlıklı 1530/2. maddesine göre; “Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı hâller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer” şeklinde hüküm altına alındığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati tedbire itirazın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davada, icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi 10/02/2022 tarih ve 2022/110 Esas sayılı ara kararı ile; İİK’nin 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden takibin durdurulması talebinin reddine, tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi ve ekindeki bilgi ve belgelere göre yaklaşık ispat koşulları gerçekleştiğinden, icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin icra dosyası kapak hesabı ve kapak hesabının %15’i oranında teminat karşılığında kabulüne ” karar vermiştir. İhtiyati tedbir kararına davalı tarafça yapılan itirazın mahkemece duruşma açılarak değerlendirilmiş ve İlk Derece Mahkemesi 17/06/2022 tarih ve 2022/110 Esas sayılı ara kararı ile; Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK 72/3 maddesinde icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan maddede düzenlenen ihtiyati tedbir menfi tespit davaları için düzenlenmiş özel bir tedbir türü olup, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulması için gecikmeden doğan zararı karşılama ve teminat şartı aranmıştır. Alacağın ödenerek zararların karşılandığı gözetildiğinde, yaklaşık ispat kuralını İİK.nın 72/3. maddesi kapsamında daha geniş yorumlanması gerekmektedir. Ara karar tarihi itibariyle dosya kapsamındaki deliller gözetildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine yönelik yaklaşık ispat gerçekleşmiş olup davalı vekilinin yaklaşık ispatın gerçekleşmediğine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.