Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1617 E. 2022/1300 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1617
KARAR NO: 2022/1300
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/06/2022 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2022/396 Esas
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkili …’ın, muhasebe işlerini yaptığı …’ın yetkilisi olduğu … Ltd. Şti.’nin, … Yapı’nın … işbirliği ile hayata geçirdiği … AVM’nin bir kısım inşaat işlerini taşeron olarak yüklenmesinden referans alarak AVM’nin … katında tamamını kardeşi ile birlikte ödediği 100.000.-TL. sermayeli ve yetkilisinin … olduğu … Ltd. Şti. ünvanı ile 25.12.2020 tarihinde … denilen Büfe şeklinde … büfesi açtıklarını, iş yerinin faaliyete geçmesinden 1 yıl sonra … ve …’ın bu işe referans oldukları için kendilerine kar payı verilerek şirkete de %50 ortak yapılmalarını istediklerini, bu taleplerinin kabul edilmemesi üzerine, müvekkillerinin rıza ve muvafakatleri olmaksızın iş yerine girip bilgisayarlarına el koyup kayıtlarını incelediklerini, baskı ve hatta ölümle tehditlerin fazlalaşması üzerine …’ın babasına verdiği vekaletname ile şirket paylarını devir yetkisi verdiğini, bunun üzerine Kartal … Noterliğinin 06.02.2020 tarih ve … sayı ile tasdikli 04.02.2020 tarih ve 1 sayılı Genel Kurul Kararına ( ki bu kararda …’ın imzası bulunmamakta olup birileri tarafından taklit edilmek suretiyle sahte olarak üretilmiştir) dayalı olarak 18 Şubat 2020 tarihinde 100.000.-TL. sermayeli şirket paylarının tamamını …’ın eşi …’a devretmek zorunda kaldığını, şirketin ödenmiş 100.000.-TL. sermaye borcu dışında iş yerinin faaliyete geçirilmesi için lüzumlu mobilya, bilgisayar, mefruşat ve … firmasından alınan parfüm ürünleri dahil el konulan tarih itibariyle en az 200.000.-TL. değerinde olduğunu, bu olay üzerine müvekkillerinin … ve … hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2020/36323 Soruşturma sayısı ile şikayette bulunduklarını, baskı, tehdit ve kanun tanımaz bir şekilde ve üstelik sahte imza kullanmak suretiyle şirketi devir alan davalıların aynı kötü niyetli saikle şirket paylarını ve mevcut ürünleri elden çıkarma veya şirketi borçlandırma yoluna gitmelerinin kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir yolu ile şirket paylarının, stok ve envanterinde kayıtlı mal varlığının 3. kişilere devrinin önlenmesine, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım tayinine, kararda yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetleri idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verilmesine, kararın ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilanına; toplam 15.000.-TL. maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkili …’a verilmesine, müvekkilleri için ayrı ayrı 50.000’er -TL. manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/06/2022 tarih ve 2022/396 Esas sayılı Ara Kararı ile; ” Somut olayda istemin yargılamayı gerektirmesi ve HMK 390. maddeye göre davanın esası yönünden kendisini haklılığını yaklaşık olarak ispat etmekle yükümlü olduğundan, alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, şartlar oluşmadığından İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE, ” gerekçeleri ile; ” 1- Davacı tarafın ihtiyati tedbir isteminin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bu dava ile bağlantılı İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2022/230 Esas sayılı dava dosyası kapsamı, anlatılan olayların seyri, işlenen suçların oluş, işleniş ve vahameti, davalıların müvekkillerine ait şirketin devrine ilişkin kararı sahte imza ile imzalaması, şirket mallarını yağmalaması, müvekkilleri ve diğer aile bireylerini ölümle tehdit etmesi, baskı ve şantaj kurması, müvekkillerini takibe alıp önlerini kesmeleri, İstanbul’dan Bursa’ya kadar adamlarını göndererek iş yeri dokunulmazlığını ihlal ederek baskı ve tehdit oluşturmaları vb. birçok olay birlikte değerlendirildiğinde; davalıların yağma yolu ile devir aldıkları şirket paylarını aynı saikle 3. kişilere devir etmeleri, mevcut ürünleri elden çıkarma veya şirketi borçlandırma yoluna gitmeleri hususlarının kuvvetle muhtemel olduğunu, dolayısı ile mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını ya da tamamen imkansız hale geleceğini, bunun önlenmesi ve ileride lehe bir kararın verilmesi halinde kararın infazının mümkün olamayacağını ve müvekkillerinin telafisi imkansız ciddi zararlara uğrayacaklarını, bunun yanı sıra Ağır Ceza Mahkemesi dosyası kapsamından anlaşılacağı üzere, şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenen yağma suçuna ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığının da söz konusu olduğunu, tüm bu hususlar gözetilerek ihtiyati tedbir taleplerinin kabul görmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, Şirket karar defterindeki devre ilişkin karara, sahte imza atıldığı gibi müvekkilleri ve aile bireylerine yaşatılan korku nedeniyle vekil aracılığı ile noterde gerçekleştirilen pay devri işleminde herhangi bir bedel de ödenmediğini, bunun aksini yani pay devri karşılığında bir bedel ödendiğini davalıların ispatla mükellef olduklarını, devir sözleşmesinde pay devri bedelinin ödendiği imza altına alınmış olsa da, ödeme yapanın ödeme yapıldığını ispatla yükümlü olduğunu, Dava dilekçesinde değinilen olaylar silsilesinden, Ağır Ceza Mahkemesi dosyası içeriğinden şirketin yağmalandığı, tamamı ödenmiş 100.000.-Sermaye bedeli, demirbaş malzeme, bilgisayar, kamera sistemi ve satılacak ürünlerin tamamının bedelinin müvekkilleri tarafından karşılandığı hususlarının ispatlandığını, bu nedenle taleplerinin kabulü gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin 20.06.2022 tarihli ara kararın kaldırılarak, dava dilekçelerindeki ihtiyati tedbir talepleri doğrultusunda taleplerinin kabulüne veya sair tedbirlere karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, baskı, tehdit, sahte imza vs. ile şirket hisselerinin ele geçirildiği, şirket malları ve envanterine el konulduğu iddiasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Davacı tarafça, ihtiyati tedbir yolu ile şirket paylarının, stok ve envanterinde kayıtlı mal varlığının 3. kişilere devrinin önlenmesine, şirket işlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak kayyım tayinine, kararda yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğinin kayyımın onayına bağlı kılındığı veya yönetim organının yetkilerinin ya da yönetim organının yetkileri ile birlikte ortaklık payları veya menkul kıymetleri idare yetkilerinin tümüyle kayyıma verilmesine, kararın ticaret sicili gazetesinde ve diğer uygun vasıtalarla ilanına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. İhtiyati tedbir için yaklaşık ispat yeterli görülmüş olup sunulan belgelerle talep edenin, davada haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi ve diğer şartlarında varlığı halinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir.Somut olayda, uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği, henüz delillerin toplanmadığı, mevcut durumun değişmesi halinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi bulunduğuna dair talep ve ara karar tarihi itibarı ile dosyada mübrez belge ve delillerin yaklaşık ispat için yeterli olmadığı, ayrıca şirketlerde asıl olanın, ortakları tarafından alınan kararlar ile belirlenen yöneticiler tarafından yönetilmesi olup, davalı şirkette organ boşluğu bulunmadığı ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir taleplerinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 29/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.