Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1616 E. 2022/1243 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1616 Esas
KARAR NO: 2022/1243 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/198 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 24/06/2022
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili dava dilekçesi ile, Davacı …, 18.10.2021 tarihinde 10432 Sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile kendisine ait olan 400 payı …a devrettiğini, … ayrıca bu devirle şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkili olarak atandığını, davalı …’ın yine aynı yetkiyle şirketi temsil ve ilzama münferiden yetkili müdür olarak kaldığını, davacı şirketin … tarafından devralınmasıyla birlikte, müvekkil davacı … tarafından kullanım hakları satın alınmış olan alan adları da davacı şirkete bırakıldığını, bu devirden itibaren davacı şirket adına faaliyet gösterilen ve kullanılan alan adları aynı şekilde yine davacı şirket tarafından kullanılmaya devam edildiğini, o dönemde şirketin müdürü konumunda bulunan davalı …’ın müdürlük görevinin sona erdiği gün kullanım hakkı müvekkili şirkete ait alan adlarının sağlayıcısı olan diğer davalı …’dan (… A.Ş.) e posta ve şifre değiştirme talebinde bulunduğunu, böylelikle e posta ve şifre değiştirildiğini ve alan adlarının kullanımını haksız olarak iktisap ettiğini, yerel mahkemenin 28/03/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir kararını reddettiğini, ancak dosya içeresindeki delillerin büyük bir kısmının toplandığını, davacı müvekkili …’ın dava konusu alan adlarını satın aldığını gösteren faturaların ispat hukuku bakımından senet niteliğinde ve kati delil olduğunu, davalılardan …’ın dava konusu alan adlarının kendisine ait olduğu iddiasını usulüne uygun yazılı delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, ancak yazılı delil sunamadığını, müvekkili şirketin bahse konu alan adlarında içerik değişikliği, engelleme, kapatma ile karşı karşıya kalması durumunda büyük maddi kayıpları meydana gelecek olup, bunun yanında ticari itibarı da zedeleneceğini, telafisi imkansız zararlara maruz kalacağını bu nedenle davalı … açısından yukarıda belirtilen alan adlarına ilişkin dava sonuna dek kullanıcı olarak erişiminin engellenmesi hususunda ihtiyati tedbir karar verilmesini, davalı … açısından, yukarıda belirtilen alan adlarına ilişkin davalı …’ın dava sonuna dek kullanıcı olarak erişim sağlayamaması hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/06/2022 tarih ve 2022/198 Esas sayılı ara kararında; ” Dava konusu alan adlarının kullanım haklarının satın alındığına yönelik davacı faturalarına dayanılmış ise de bu aşamada faturanın, tek başına alacağın varlığını yaklaşık ispat kurallarına göre kanıtlayamaya yeterli olmadığı gibi davacı iddiasının aksine davalı tarafça davaya konu alan adlarının maliki olunduğuna yönelik aksi yönde savunma ileri sürüldüğü ve bireysel … hesabı üzerinden ve şahsi kredi kartı aracılığıyla yapılan ödemelere dayanıldığı, Türkiye … Bankasından … sisteminde görülen tüm ödemelerin hesap özetlerinin celbinin talep edildiği, dolayısıyla ön inceleme duruşma icrası öncesinde delillerin celp edilmesi gerekmekte olup alan adları üzerinde hak sahipliği sıfatının tayin ve tespitinin delillerin celbi ile tahkikat işlemlerini gerektirdiği, ihtiyati tedbir kurumunun HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde aranan yaklaşık ispata ilişkin yasal şartlarının yargılamanın henüz bu aşamasında oluşmadığı anlaşılmakla; davacı vekilinin yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. …”gerekçesi ile, Davacı vekilinin bu aşamada yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, müvekkili şirket … LTD. ŞTİ.’nin faaliyete başladığı andan itibaren ticari faaliyetlerine yönelik olarak yer sağlayıcı davalı …Ş.’den satın aldığı alan adlarının, genel müdür olarak müvekkili şirkette çalışan diğer davalı …’ın iş akdinin feshedildiği 21.02.2022 tarihinde kullanıcı adları ve şifrelerini değiştirmesi sonucu dava konusu alan adları üzerinde her türlü tasarruf hakkının engellenmesi nedenine dayalı olarak ihtiyati tedbir talepli açıldığını, yerel mahkeme tarafından 28/03/2022 tarihli ara karar ile talebin reddedildiğini, sonraki aşamalarda dilekçeler teatisinin gerçekleştirildiğini ve gerekli delillerin dosyaya ibraz edildiğini, Her ne kadar davalı … tarafından, bu alan adlarının kendisine ait olduğu iddia edilse dahi; alan adlarının isimlerine bakıldığında bile bu isimlerin müvekkili şirketin ismini, faaliyet alanlarını içerdiğinin ortada olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddedilmesi ile internet kullanıcılarının, dava sonuna dek müvekkili şirkete erişim sağlayamaması ve müvekkili şirketin verdiği hizmetlerden haberdar olamaması sorunu ortaya çıkacağını bu husufsunda müvekkili şirketin ticari yaşantısını olumsuz etkileyeceğini, meydana gelebilecek zararların önlenmesi için yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Alan adlarını ihtiva eden WHOIS, internet kullanıcılarına bilgi hizmetleri sağlamak amacıyla kullanılan sorgu/yanıt protokolü olduğunu, bir alan adı kimliğini araması yapılmasına izin veren herkese açık bir veri tabanı olduğunu, bir alan adı satın alındığında, alan adı kayıt kuruluşunun belirli bilgileri rapor etmesi gerektiğini, bu kayıtın Whois veri tabanı olarak bilindiğini, bu veri tabanından yapılan araştırmalar neticesinde ‘…com.tr’, ‘….com.tr’, ‘….com.tr’, ‘…com.tr’, ‘…com.tr’, ‘…com.tr’, ‘…com.tr’, isimli alan adlarının davacı müvekkili … adına kayıtlı olduğunun saptandığını, bu durumun diğer alan adlarının da mülkiyet sahibinin davacı … olduğuna bir karine teşkil ettiğini, Davalı …’ın e-posta ve şifreleri iş akdinin feshedildiği 21.02.2022 tarihinde değiştirerek, davacı müvekkili …’ın ve müvekkili şirketin bahsedilen alan adlarına erişimini engellemesinin kötüniyetli olduğunu, Davalı …, … (… A.Ş.) adlı şirketten alan adlarını kendi adına oluşturduğu bir … kullanıcı hesabı üzerinden ve kendi kredi kartıyla ödeme yapmak suretiyle aldığını, ancak bu hususun, …’ın davacı müvekkili şirketin münferiden imzaya yetkili müdürü olduğu gerçeği nazara alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, davalı …’ın, davacı şirketin o dönemlerde şirketin tek başına temsile yetkili müdürü olması sebebiyle, şirket adına işlemler yapmaya yetkili olduğunu ve bu sebeple şirkete ait alan adlarını şirket adına satın aldığını ancak bu hususun söz konusu alan adlarının davalı …’a ait olduğunu gösterir nitelikte olmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilmeli ve müvekkili şirketin mağduriyetinin bir an önce önüne geçilmesi gerektiğini, Aynı zamanda …’ın banka hesapları incelendiği takdirde; bu alan adlarının alımı için yapılan ödemelerin müvekkili şirketçe davalı …’a yapıldığının görüleceğini, … tarafından ileri sürülen alan adlarına ilişkin yenileme bedellerinin kendi hesabından ödendiği bu nedenle de bu alan adları üzerindeki tasarruf hakkının kendisine ait olduğu iddiasını tamamen çürüttüğünü, Söz konusu alan adlarının kendisine ait olduğu iddiasına ilişkin olarak şahsının herhangi bir menfaati bulunmadığını, gerekli inceleme yapıldığı takdirde aynı sonuca varacağının aşikar olduğunu, (Vergi Usul Kanunu’nun 229. Maddesi) Davalı …, her ne kadar alan adlarının kendisine ait olduğu iddiasında ise de kabul edilemeyeceğini, fatura bilgilerinde davacı …’ın adının yer aldığnı ancak davalının işten ayrılışının ardından 11.04.2022 tarihli düzenlenen alan adına ilişkin faturada davalı …’ın adının yer aldığını, bu açıklama ve 11.04.2022 tarihli faturadan da anlaşıldığı üzere, söz konusu alan adları davacı …’a ait olduğunu ve kullanım hakkını da müvekkili şirkete bıraktığını davalı … haksız olarak bu alan adları üzerinde hak iddia ettiğini, Alan adları hususunda kalıcı bir satın alımın söz konusu olmadığını, maksimum kayıt süresinin her bir alan adı için kayıt tarihinden itibaren 10 yıl olduğunu, aynı alan adının kullanımına devam edilebilmesi için ödeme yapılmak suretiyle yenilendiğini, süresi dolan yahut dolmak üzere olan alan adları da mevcut bulunduğunu, müvekkili şirketin abonelik süresi dolan yahut dolmak üzere olan alan adlarının kullanımına devam edebilmesi için ödeme yapılmak suretiyle aboneliğin yenilenmesi gerektiğini, aksi takdirde müvekkili şirketin adı ve faaliyetine ilişkin olarak zamanında satın alınmış olan alan adlarının, diğer kullanıcılar tarafından satın alınması halinde müvekkili şirketin alan adları üzerindeki tasarruf yetkisinin sona ereceğini, akabinde ticari itibarı zedelenecek ve aynı zamanda telafisi güç ve imkansız olacak şekilde ticari kayba uğraması kuvvetle muhtemel hale geleceğini, İleri sürerek ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, kullanıcı adı ve şifrelerinin davalı … tarafından değiştirilmesi nedeniyle bu alan adlarına kullanıcı olarak erişim sağlanamamasına bağlı olarak kullanım hakkı davacılara ait olduğu iddia edilen alan adlarının davacıların kullanımına tahsis edilmesi istemine ilişkin davada davalı … açısından alan adlarına ilişkin kullanıcı olarak erişiminin engellenmesi hususunda ihtiyadi tedbir karar verilmesi ve Davalı …Ş açısından davacı … Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. için yukarıda belirtilen alan adlarına ilişkin dava sonuna dek kullanıcı olarak erişim sağlayabilmesi hususunda ihtiyadi tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, İhtiyati Tedbir talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK.’nın 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ispata muhtaç olup dava konusu alan adlarının kullanım haklarının davacılara ait olup olmadığı eldeki davada iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Talep ve ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen koşul ve durumlara göre ilk derece mahkemesinden yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ilk derece mahkemesi ara kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi geriğince esastan reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.