Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1598 E. 2022/1380 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1598 Esas
KARAR NO: 2022/1380 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/190 Esas – 2021/943 Karar
TARİH: 24/11/2021
DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli)
KARAR TARİHİ: 06/10/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 29/05/2013 tarihli Kiralama ve Menkul Satış Vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin 6 maddeden ibaret olduğunu, sözleşme kapsamında davalının sözleşmede tanımlanan asfalt plentini teslim ettiğini, müvekkilinin Kadıköy …Noterliğinin 05/08/2013 tarih, … yevmiye nolu temliknamesini davalıya verdiğini, bu temlik kapsamında 09/09/2013 tarihinde 500.000,00 TL., 09/10/2013 tarihinde 500.000,00 TL., 27/01/2014 tarihinde 833.000,00 TL., 12/03/2014 tarihinde 380.000,00 TL., 06/06/2014 tarihinde 165.000,00 TL., 16/06/2014 tarihinde 135.000,00 TL., 11/09/2014 tarihinde 300.000,00 TL., 15/07/2015 tarihinde 287.000,00 TL. olmak üzere toplam 3.100.000,00 TL. davalıya ödendiğini, 31/05/2013 tarihinde 500.000 TL. 16/08/2013 tarihinde 300.000,00 TL. havale yapıldığını, davalıya 29/05/2013 tarihli sözleşme kapsamında 3.900.000,00 TL. ödeme yapıldığını, davalının bu sözleşmeyi bazı zamanlar Kira Sözleşmesi, bazı zamanlar Taksitli satış bazı zamanlar da Finansal Kiralama sözleşmesi kapsamında yorumlayarak kendisine haksız menfaat teminini amaçladığını, bu kapsamda ki davranışlarının müvekkilinin olumlu çabalarına rağmen giderilmediğini, sözleşmenin kira sözleşmesi ve Finansal Kiralama Sözleşmesi olarak tanımlanamayacağını, sözleşmenin 3.2.2 maddesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu , sözleşmenin 4.maddesinin yasanın emredici hükümlerine aykırı olduğunu beyan ederek müvekkilinin sözleşme kapsamında 3.900.000,00 TL. (1.425.000,00 EURO) mal bedeli olarak davalıya ödediğinin uyuşmazlık konusu olmadığı göz önüne alınarak sözleşme konusu asfalt plentinin tedbiren müvekkili zilyetliğinde kalmasına karar verilmesini, sözleşme konusu … ‘nin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine, davalının talep edebileceği KDV oranının tespitine, davalının 29/05/2013 tarihli sözleşmenin 3.2.2 maddesi kapsamında Finansal masraf isteyemeyeceğinin tespitine, davalının 29/05/2013 tarihli sözleşme kapsamında kira talep edemeyeceğinin tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davada öncelikle dava konusu menkulün değeri olan 1.425.000,00 EURO + KDV üzerinden davasını harçlandırması yönünde karar verilmesini, … Marka 1 adet … Asfalt Plenti’nin müvekkili davalı şirketin mülkiyetinde olan bir menkul olduğunu, taraflar arasında düzenlenen 29/05/2013 tarihli sözleşme kapsamında plentinin davacıya kiralanması ve sözleşmede belirlenen yükümlülüklerin yerine getirilmesi koşuluyla mülkiyetinin davacı şirkete devrinin yapılabileceği konusunda tarafların anlaştıklarını, sözleşmenin 3.2.2 maddesi gereği aylık 25.000 TL.+KDV kira bedeli ödenmesinin düzenlendiğini, sözleşme kapsamında müvekkilinin kendisine yüklediği tüm edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini, plentinin zilliyetliğini kira ilişkisi çerçevesinde davacıya verdiğini, buna karşılık davacının sözleşme gereğince yüklendiği kira ödeme borcunu yerine getirmediğini, bu nedenle Beyoğlu …Noterliğinin 03/06/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini ve davacı şirkete 05/06/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, bu ihtarnamede kira borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içinde ödenmesi aksi takdirde TBK 35.maddesi gereğince kira sözleşmelerinin feshedilebileceğinin ihtar edildiğini, 10 günlük süre geçmesine davacı şirketin herhangi bir ödeme yapmadığını, davacı tarafın iddialarının aksine taraflar arasında akdedilen sözleşmenin karma bir sözleşme olduğunu, bu sözleşmenin temelini kira ilişkisi oluşturduğunu, davacı tarafın kira bedellerini ödemede temerrüte düştüğünden İstanbul Anadolu 15.Sulh Hukuk mahkemesinin kararı ile kira sözleşmesinin feshi ile menkulün müvekkili davalıya iadesine karar verildiğini beyan ederek, davaya konu davacının iddiasının İstanbul Anadolu 15.Sulh Hukuk mahkemesinin 2015/512 E-2018/32 K sayılı ile görülerek hükme bağlandığından öncelikle bu kararın kesinleşmesinin beklenmesine, davacının haksız, hukuka ve yasaya aykırı davasının reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/11/2021 tarih ve 2018/190 Esas – 2021/943 Karar sayılı kararında; ” İstanbul Anadolu 15.Sulh Hukuk Mahkemesindeki aynı sözleşme kapsamında sözleşme konusu asfalt plentinin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti, davalının talep edebileceği KDV oranının tespiti ve davalının sözleşmenin 3.2.2 maddesi kapsamında finansal masraf istemeyeceğinin tespiti, bu sözleşme kapsamında davalının kira talep edemeyeceğinin tespiti istemine ilişkin olup, bu taleplerin 15.Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan aynı davada ileri sürüldüğü, ilgili mahkemede bu sözleşmeye ilişkin karşılıklı edimlerin ve fesih şartlarının değerlendirildiği ve eda davası hükmünde olduğu anlaşılmakla aynı konuya ilişkin tespit talepleri içeren bu davada davacının hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varıldığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…”gerekçesi ile, Davanın HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen dava nedeniyle karar verildiğini, İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davada davalı “müvekkil davalı şirketin mülkiyetinde olan bir menkul mal”dan söz ederek, kira alacağını dava konusu ettiğini, dava konusu asfalt plentinin iadesinin talep edildiğini, İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesi sözleşmeyi kira hükümleri kapsamında değerlendirdiğini, temerrüt nedeni ile feshine karar verildiğini, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 49. Hukuk Dairesinin 2020/150 Esas, 2021/808 Karar sayılı ilamı ile kaldırıldığını, kararda taraflar arasındaki sözleşmenin irdelenmesi ve niteliğinin belirlenmesi, buna göre görevli mahkemenin belirlenmesine ayrıca söz konusu asfalt plentinin karayolları trafik kanununa tabi olup olmadığının araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiğine karar verildiğini, her iki davadaki taleplerin birbiri ile aynı olmadığı gibi iş bu davada yapılan sözleşme gereği dava konusu plentinin müvekkiline ait olduğunun tespiti ve davalının isteyebileceği KDV oranının keza davalının 29/05/2013 tarihli sözleşme kapsamında kira isteyip isteyemeyeceğinin tespitinin talep edildiğini, müvekkilinin hukuki yararının olduğunu, İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle tesis ettiği hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taraflar arasında düzenlenen Kiralama ve Menkul Satış Vaadi sözleşmesi uyarınca, mal bedelini davalıya ödediği iddiasıyla sözleşme konusu asfalt plentinin davacıya ait olduğunun tespiti, davalının talep edebileceği KDV oranının tespiti, davalının 29/05/2013 tarihli sözleşmenin 3.2.2 maddesi kapsamında Finansal masraf isteyemeyeceğinin tespiti, davalının 29/05/2013 tarihli sözleşme kapsamında kira talep edemeyeceğinin tespiti istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davanın HMK 114/1-h maddesi uyarınca hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul Anadolu 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/512 Esas sayılı dava dosyası ile, 29/05/2013 tarihli Kiralama ve Menkul Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamında kurulan kira ilişkisinin feshine karar verilerek, … Marka 1 adet … Asfalt Plentinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi talepli dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 16/01/2018 tarih ve 2015/512 Esas – 2018/32 Karar sayılı kararı ile; Davanın kabulüne, taraflar arasındaki 29/05/2013 tarihli ”Kiralama ve Menkul Satış Vaadi Sözlemesi” şeklinde düzenlenen sözleşmenin yalnızca ”Kira Sözleşmesi Hükümlerinin” Borçlar Kanunu’nun 315. maddesi uyarınca temerrüt nedeniyle feshine, Davacı tarafından davalıya kiralanan ve davalının zilyetliğinde bulunan … marka bir adet … Asfalt Plentinin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verildiği ve kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 49 HD.nin 20/05/2021 Tarih ve 2020/1050 Esas – 2021/808Karar sayılı kararı ile;” Sözleşmeye konu asfalt plentinin devrinin Karayolları Trafik Kanununa tabi olup olmadığı, devrinin resmi şekle tabi olup olmadığının araştırılması, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/190 Esas sayılı dosyasının dosya arasına celbedilerek incelenmesi ile taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi ile görevli mahkemenin tespiti gerektiği halde gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden yargılamaya devam edilerek esasa ilişkin karar verilmiş olması sebebiyle, mahkeme kararının yerinde olmadığı, istinaf sebebi yerinde olduğundan HMK 353/1-a/3-6 maddesi gereğince istinaf başvurusunun kabulüne, ” karar verildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere her davada, dava açanın hukuki yararının bulunması dava şartıdır. Hukuki yarar ise, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan, korunan, bir yararı olmalı; hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. Hukuki yarar HMK’nın 114. maddesi gereği dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Ön inceleme duruşmasında neler yapılacağı HMK.nın 140.mad.’sinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, tarafların iddia ve savunmalarına göre uyuşmazlık tutunakla tesbit edilerek hazır bulunan taraflarca imzalanır ve tahkikat işlemleri bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. Somut olayda mahkemece ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığı; ” sözleşmenin yorumu, karşılıklı edimlerin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, davacının mülkiyetin tespiti isteminin yerinde olup olmadığı, sözleşmenin ayakta olup olmadığı noktalarında toplandığı, ” tesbit edilip yapılan uyuşmazlık tesbitine taraf vekillerinin itirazının olmadığı ve uyuşmazlık tesbiti yapılan ön inceleme duruşma tutanağını imzaladıkları anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince verilen karar, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mevcut yasal düzenlemeler ve ön inceleme tutunağındaki uyuşmazlık tesbitine göre usul ve yasaya uygun olup mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.