Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/159 E. 2022/96 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/159 Esas
KARAR NO: 2022/96 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2021 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2020/921 Esas
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/01/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili talep dilekçesi ile, müvekkili şirketin davalı ile imzalanan üye işyeri sözleşmesi kapsamında, davalı bankanın İstanbul / Şirinevler Şubesinde … IBAN numaralı pos hesabı ve pos cihazı bulunduğunu, 05.08.2020 tarihinde 2.450,00-TL tutarında müvekkilinin iş yerindeki pos cihazından şifre girilmek suretiyle harcama yapıldığını, harcamanın gerçekleştiği kartın sahibi, ilgili harcamanın bilgisi ve rızası dışında gerçekleştiğini söyleyerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu, davalı bankanın, sözlü olarak taraflarına bu sebepleri bildirerek hesap üzerine bloke koyduklarını, pos cihazına ait terminal işlemlerini durdurduklarını belirttiğini, savcılığın müvekkilinin hesapları ve pos cihazı üzerinde herhangi bir bloke kararı vermemiş olmasına rağmen; davalı bankanın kendiliğinden ve keyfi bir tutum içerisinde bloke koyduğunu ve terminal işlemlerini durdurduğunu, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan edinilen bilgiye göre; soruşturmaya konu olayların müvekkil ile alakalı olmadığı ve yine herhangi bir tedbir veya kısıtlama kararı olmadığını taraflarına bildirdiğini, bunun üzerine talepleri doğrultusunda savcılığın bu durumu müzekkere İle davalı bankaya bildirdiğini, davalı bankanın tek taraflı olarak üye iş yeri işlemlerini kısıtlamasının herhangi bir haklı ve kabul edilebilir bir sebebi olmadığını, davalının keyfi bir tutum içerisinde müvekkilini zarara uğrattığını, Başsavcılık tarafından davalı bankaya müzekkere gönderilmesine rağmen davalının hesaplardaki kısıtlamayı ısrarla kaldırmadığını, bunun üzerine Beşiktaş … Noterliği’nden davalıya $ Kasım 2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini ancak davalı bankanın yine kısıtlamayı kaldırmadığını ve hatta bu ihtarnameye de cevap vermediğini, davalının müvekkil şirketin pos cihazının terminal işlemlerini 05.08.2020 tarihinden beri durdurması sebebiyle müvekkil şirketin başka bankalarla pos cihazı almak için iletişime geçtiğini, …’ın, müvekkili şirkete pos cihazı verdiğini ancak cihaz açıldıktan bir kaç gün sonra davalının havuz sistemine bildiriminden ve davalının müvekkilini kara listeye almasından ötürü …’ın cihazı kapattığını, müvekkilinin pos cihazı olmadığından müşteriler müvekkil şirketi tercih etmediğini, bu çerçevede davalı bankanın müvekkilinin ticari hayatının devamını imkansızlaştırdığı ve müvekkilini ticari olarak itibarsızlaştırdığını, müvekkilinin, davalı banka yüzünden, hiçbir bankadan pos cihazı alamadığından işleri inanılmaz ölçüde düştüğünü, çok ciddi gelir kaybına uğradığını ve uğramaya devam ettiğini beyan ederek alacak tutarının ve alacağa işleyecek ticari faizin bilirkişi incelemesi sonucunda kesin olarak belirlenmesini, davalının eylemi nedeniyle takriben verilecek talep artırım dilekçesi ile arttırmak ve eksik harcı ikmal etmek üzere şimdilik 1.000,00-TL belirsiz maddi zararın işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte tazminini, … IBAN numaralı pos hesabı üzerine davalı bankaca konuşmuş blokenin kaldırılmasını, müvekkili şirketin kara listeden çıkarılmasını, diğer bankalara bu hususun bildirilmesini, … IBAN numaralı pos cihazının açılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, banka sistemlerinin 7-24 saat hareketliliğini inceleyen birimler tarafından yapılan inceleme üzerine; davacının kullanmış olduğu pos cihazı üzerinden yani … ve … Adi Ortaklığı adına kayıtlı davacı … Kuyumculuk adlı üye iş yerinden 05.08.2020 tarihinde detayları verilen işlemlerin sahte kart ile yapıldığına dair bilginin müvekkil bankaya ulaştığını, BKM (Bankalar Arası Kart Merkezi) Sahtecilik/Dolandırıcılık Kayıtları Detay Bilgileri-Acguirer raporunda bu hususun yer aldığını, banka tarafından üye iş yerleri ile yapılan sözleşmenin ilgili maddesinde açıkça yer aldığı üzere pos makinesinin usulsüz kullanımı ile oluşacak zararın üye iş yeri tarafından ödeneceği taahhüt edildiğini, ihbar üzerine üye işyeri işlemleri incelenmesi için firma hesapları geçici blokelendiğini ve firmadan şube kanalı ile bilgi/belge talebinde bulunulduğunu, nitekim şu an için davacının söz konusu zarardan sorumlu olması gerektiği aşikar olduğu gibi, bankanın bloke koyma hakkının da bu kapsamda olduğu aşikar olduğunu, ayrıca bankanın alacağını ve zararını garanti altına almasının dayanağını teşkil eden diğer bir hükmün yine Üye İş Yeri Sözleşmesi’nin 13. Maddesi gereği ve diğer ilgili kanun hükümleri ile de sabit olduğu üzere “bankanın rehin, takas, mahsup ve virman” hakkı bulunduğunu, talep edilen imzalı slip örnekleri davacı firma tarafından sunulamadığından firma hesabına uygulanan bloke kaldırılamadığını, işbu hususa binaen davacının görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği gibi huzurdaki davayı ikame etmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, işbu hususa binaen davacının müvekkili bankadan tazminat talebinde bulunmasının da hiçbir haklı gerekçesi bulunmadığını, müvekkili banka kayıtlarına göre sahte kartla yapılan para çekme işlemleri 05.08.2020 tarihinde biri saat 15:10’de 2.500,00-TL’lik işlem ve aynı gün 2 dk sonra yani 15:12’de yapılan 2.450,00-TL’lik işlem olduğunu, işbu işlemlerin inceleme ve değerlendirmesi – belirtilen nedenle yapılamadığını, davacının söz konusu usulsüz işlemler nedeni ile sorumlu olacağı da yine sözleşme hükümleri ile imza altına alındığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/11/2021 tarih ve 2020/921 Esas sayılı duruşma 2 nolu ara kararı ile; … bankasının 26/10/2021 tarihli müzekkere cevabı dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davacı tarafa ait … iban numaralı pos hesabı üzerine davalı banka tarafından konulan blokenin tedbiren kaldırılması ile pos cihazına ait terminal işlemlerinin tedbiren açılmasına, bu hususa ilişkin … Bankasına müzekkere yazılmasına, karar verilmiş,
İLK DERECE MAHKEMESİ DURUŞMA ARA KARARINI GEREKÇELENDİREREK 01/12/2021 TARİH VE 2020/921 ESAS SAYILI ARA KARARINDA; “….Buna göre; HMK 389/1 maddesi gereğince tedbir kararı verilmemesi halinde ileride telafisi imkansız ciddi bir zararın doğma ihtimali bulunduğundan ve … Bankası’na yazılan müzekkere cevabında yapılan kontrollerde işyeri için daha önce harcama itirazı gelmediğinden blokenin kaldırıldığının belirtildiği, aynı hususun pos cihazına ait terminal işlemleri yönünden de uygulanması gerektiği kanaatiyle…”gerekçesi ile, … bankasının 26/10/2021 tarihli müzekkere cevabı dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davacı tarafa ait … iban numaralı pos hesabı üzerine davalı banka tarafından konulan blokenin tedbiren kaldırılması ile pos cihazına ait terminal işlemlerinin tedbiren açılmasına, bu hususa ilişkin … Bankasına müzekkere yazılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı her ne kadar POS cihazına ait blokenin kaldırılmasını tedbiren talep etmişse de söz konusu bloke işlemi müvekkili bankaca verilen müzekkere cevabında da belirtildiği üzere kaldırılmış olup, blokenin kaldırılmasına ilişkin tedbir kararında hukuki yarar söz konusu olmadığını, Diğer bir husus ise POS cihazına ilişkin terminal işlemlerinin tedbiren açılmasına yönelik tedbir kararı olup, işbu hususunda kabulünün mümkün olmadığını, nitekim belirtmiş oldukları üzere ilgili POS cihazı üzerindeki harcamaya yönelik şimdiye kadar herhangi bir itiraz vs. gelmemişse de ilgili POS cihazı üzerinden sahte yada kopyalanmış kartlar ile alışveriş yapılma olasılığı hala bulunmakta olduğunu, ayrıca davacının müvekkili kurum tarafından verilen yazı cevabında da belirtiliği üzere ilgili sözleşme şartlarını yerine getirmediğinden ilgili bloke ve termal işlemlerinin durdurulmasına sebebiyet vermiş olup, sözleşmenin hüküm ve şartlarına uygun hareket etmeyen davacının işbu husus nedeni ile de haksız olduğu açık olduğundan tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Tedbir talep edenin haklılığı konusunda yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediğini, HMK 390. maddesinin; ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde olduğunu, davacının haklılığını yaklaşık olarak dahi ispat eden bir argümanı olmadığını, bilakis davacı sözleşmenin hüküm ve şartlarına uygun hareket etmeksizin bir kısım karşı işlem talep etmiş olduğundan haksız olup, tedbir kararına bu nedenle de itiraz ettiklerini, Davacının haklılığını yaklaşık olarak dahi ispat eden bir argümanı yokken verilmiş olan tedbir kararının, kanunun açık hükmüne ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Bakırköy 3. Asliye Tic. Mah. 2016/1003 Esas sayılı benzer bir dosyada tedbir talebinin reddine karar verildiğini, Kararda “…Somut olayda davacı vekili üretimin aksamaması için elektrik kesme kararının tedbiren durdurulması ve yeniden bağlanmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; İhtiyati tedbir kararı verebilmek için hakimin somut sebep göstermesi ve ihtiyati tedbir kararını haklılığı ortaya koyacak delil değerlendirmesi yapması ve yaklaşık ispat ölçüsüne yaklaşması gerekli olup talep eden vekili tarafından bu aşamada dosyaya sunulan delillerin somut delil kabul edilip haklılık konusunda yaklaşık ispat ölçüsü kriterine uymaması ayrıca davanın başında uyuşmazlığı çözecek ve esas hakkında karar vermeyi gerektirecek nitelikte tedbir kararı verilemediğinden ihityati tedbir talebinin reddine karar verilmesi sonucuna varılarak aşağıdaki gibi karar verilmiştir.” denilerek tedbir kararının reddine karar verildiğini Yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince davanın neticesinin teminine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, davacı yargılama neticesinde belli olacak bir husus için şimdiden karar alamayacağını, nitekim yukarıda belirtilen emsal kararda da bu hususa dikkat çekildiği ve davanın başında uyuşmazlığı çözecek ve esas hakkında karar vermeyi gerektirecek nitelikte tedbir kararı verilemeyeceğinin belirtildiğini, bu sebeple davanın sonucuna yönelik verilmiş olan tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, Mahkemenin müvekkili şirket aleyhine tedbir kararı kurması hakkaniyet gereği de kabul edilemez olduğunu, öyle ki, tedbir kararı hukuken tarafların hak ve menfaatlerini dengelediğinde veya en azından bir tarafın zararına bir hukuki durum oluşturmadığında hukuka uygun olacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, öncelikle hesaptaki blokenin kaldırılmasına yönelik tedbir kararının hukuki yarar yokluğundan reddine, POS cihazına ait terminal işlemlerinin tedbiren açılmasına yönelik tedbir kararının ise davacı yan haklılığını yaklaşık olarak dahi ispat edememiş olduğundan istinaf incelemesi sonucunda KALDIRILMASINA karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin duruşmalı olarak incelenerek 23/11/2021 tarihli duruşma ara kararı ile; … bankasının 26/10/2021 tarihli müzekkere cevabı dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davacı tarafa ait … iban numaralı pos hesabı üzerine davalı banka tarafından konulan blokenin tedbiren kaldırılması ile pos cihazına ait terminal işlemlerinin tedbiren açılmasına, bu hususa ilişkin … Bankasına müzekkere yazılmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararının dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Davalı vekilinin hesaptaki blokenin kaldırılmasına yönelik tedbir kararına ilişkin istinaf sebepleri incelendiğinde, Mahkemece … bankasının 26/10/2021 tarihli müzekkere cevabı dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş ise de davalı bankadan dosyaya gönderilen 26/10/2021 tarihli cevabi müzekkerede, söz konusu şüpheli işlemler nedeniyle mevzuat gereği geçici olarak bloke konulduğunu, yapılan kontrollerde iş yeri için itiraz gelmediğinden hesap üzerindeki blokenin kaldırıldığı belirtilmiş olmakla, hesaptaki blokenin kaldırılmasına yönelik tedbir kararının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin POS cihazına ait terminal işlemlerinin tedbiren açılmasına yönelik tedbir kararına ilişkin istinaf sebepleri incelendiğinde, Davalı banka tarafından gönderilen 30/11/2021 tarihli cevabi yazıda, POS Cihazının kullanılmasına ilişki banka ile davacı firma arasındaki sözleşmenin 03.09.2020 tarihinde sonlandırıldığını, dolayısı ile davacının pos cihazını kullanamamasının herhangi bir bloke veya işlem kısıtından değil davacıyla yapılan pos sözleşmesinin 03/09/2020 tarihinde sonlandırılmasından kaynaklandığını, işbu hususa binaen davacı şirketin davalı bankaya ait POS cihazını kullanabilmesi için davalı banka ile yeni bir sözleşme imzalaması gerektiği belirtilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” HMK’nın 390/3. maddesinde, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmeli ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmelidir. Dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ispata muhtaç durumdadır. Bu hususlar, açılan eda davasında iddia ve savunma doğrultusunda yargılama içinde toplanıp incelenecek deliller ışığında yargılama sırasında ortaya çıkacaktır. Talep ve ara karar tarihi itibariyle HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, değişen koşul ve durumlara göre yeniden tedbir talep edilmesi de mümkün olduğundan, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak POS cihazına ait terminal işlemlerinin tedbiren açılmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/12/2021 tarih ve 2020/921 Esas sayılı ara kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İlk derece mahkemesince dosyanın istinafa gidiş – dönüş gideri davacının gider avansından kesildiğinden, yapılan istinaf giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/01/2022 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.