Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1578 E. 2022/1840 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1578 Esas
KARAR NO: 2022/1840 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/1013 Esas – 2022/125 Karar
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti. ve ortakları … ve …’in sahibi oldukları taşınmazda Gümrük Bakanlığına bağlı antepoculuk faaliyetinde bulunduklarını, daha evvel kiracılarının antrepoculuk izni olduğu için fiili yerlerine izin verildiğini, ancak antrepo işletmeciliği yapacak şirketin geçmişinin en az 2 yıllık olması ve ödenmiş sermayesinin yüksek olması şartı arandığını, faaliyette bulunulan bir şirketin devralınarak 500,00 TL’lik sermayenin mevzuata uydurularak artış gösterildiğini, sermayenin mevzuat değiştikçe artırılmaya devam edildiğini, müvekkili şirketin sermayeye ihtiyacı olmamasına rağmen yasal düzenlemelere uymak adına gerçek olmayan muvazaalı işlem yaparak sermaye girişi yapıldığını, davalılar … ve …’in ortağı oldukları … Tic. Ltd. Şti.’ne gerçekte olmayan muvazaalı olarak sermaye soktukları ve yine muvazaalı olarak olmayan sermayeyi çektiklerinin tespiti ile gerçekte olmayan sermaye hareketlerinin yok hükmünde sayılarak, davacı şirketin kuruluş sermayesi dışında muvazaalı olarak yapılan sermaye girişlerinin ve dolayısı ile sermaye çekilişi tasarruflarının yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının, yaptıkları işlemlerin muvazaalı olduğunu beyan ederek yapılan muvazaalı işlemin mahkemece tespitini talep ettiklerini, davacı tarafından şirketin kasasından alınan nakit paranın inkar edilildiğini, Ticaret Sicil Gazetesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları yok farzedilerek tüm resmi evrakların varlığının inkar edildiğini, hukuk yargılaması ciddiyetine ters düşecek şekilde mahkemeden yapılan muvazaalı işlemlerin muvazaalı olduğu yönünde tespit yapılmasını talep ettiğini, davanın açıkça Medeni Kanunun 2. maddesine belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının muvazaa iddiasının hukuken korunamaz ve asılsız olduğunu, şirketin sermayesinin 1.650.000 TL, bu sermayenin ödenmiş kısmının 1.500.000,00 TL olduğunu, sermayenin 1.450.000,00 TL’lik kısmının şirket ortaklarından … ve …’e nakden ödendiğini bu durumun da Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yazdığını, … Tic. Ltd. Şti. ile … Tic. Ltd. Şti.’nin farklı şirketler olduğunu, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının ilamın tarafı olmayan … Tic. Ltd. Şti. hakkında açılmış olduğunu ve mahkemece borçlu yönünden icra takibinin iptal edildiğini, ilamın doğru borçlusu olan … Tic. Ltd. Şti. hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 02/02/2022 tarih 2021/1013 Esas 2022/125 Karar sayılı kararında;”…Mahkememizce davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM 13. HD’nin 2021/1475-1549 EK sayılı ilamıyla kaldırılmış, bu aşamadan sonra davacı vekili vekaletnamesindeki yetkiye dayanarak açmış oldukları davadan feragat ettiğini beyan etmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın vaki feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın reddine, davalı lehine 5.100 TL vekalet ücretine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesi’nin 2021/1013 esas ve 2022/125 karar sayılı ilamı ile davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin 5.100,00 TL olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin genel hükümler kısmının 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.” şeklinde olduğunu, feragatin tahkikat aşamasına geçilmeden, ön inceleme safhasında yapıldığını, davalı lehine verilecek olan ilam vekalet ücretinin, ilgili hüküm uyarınca bahsi geçen tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirtilen miktarın yarısı olan 2.550 TL olması gerektiğini, yapılan bu hatanın düzeltilmesi için tavzih talebinde bulunulduğunu, ancak bu talebin istinaf incelemesi ile değerlendirileceği sebebiyle reddedildiğini beyanla yerel mahkeme kararında davalı lehine hükmedilen vekalet ücretinin A.A.Ü.T. uyarınca 2.550,00 TL olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, sermaye artışının gerçek olmadığının tespiti talebine ilişkindir. Mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine 5.100 TL vekalet ücretine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Mahkemece verilen karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi uyarınca; taraflar arasındaki anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Somut davanın, ilk olarak Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/71 Esas sayılı dosyası ile açılan tasarrufun iptali davasında karşı dava olarak açıldığı, Mahkemece 20.12.2019 tarihli duruşmada asıl ve karşı davada ön incelemenin yapıldığı ve tahkikat aşamasına geçildikten sonra 4 nolu ara karar ile karşı davanın asıl davadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği, davanın kaydedildiği 2019/694 Esas sayılı dosyada, dosya üzerinden 03.01.2020 tarihli karar ile; davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi neticesinde, Dairemizin 2020/1462 Esas ve 2020/1279 Karar sayılı ilamı ile davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, dosyanın görevsizlik kararı veren mahkemece Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/980 Esas sayılı dosyasında kaydedilen davada, 21.04.2021 tarihli duruşmada verilen 2 nolu ara karar ile tahkikatın tamamlandığının taraflara bildirildiği ve 28.04.2021 tarihli karar ile davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği, istinaf incelemesini yapan Dairemizce 2021/1475 Esas ve 2021/1549 karar sayılı ilam ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılması ile dosyanın, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine iadesine karar verildiği, dosyanın 2021/1013 Esasa kaydedildiği ve Mahkemece yargılamaya devam edildiği, davacı vekilinin 01.02.2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği ve istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme tutanağının imzalanmasından sonra giderilmiş olup Mahkemece davalı lehine, davanın niteliği itibariyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısım ikinci bölümden yer alan maktu 5.100 TL vekalet ücretinin tamamına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının istinaf başvurusu haksızdır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 08/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.