Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1572 E. 2022/1223 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1572
KARAR NO: 2022/1223
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2022 ( İhtiyati Tedbir Kararı ( Ret ) )
DOSYA NUMARASI: 2022/355 Esas
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/09/2022
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının www…com sitesinde müvekkili davacı hakkında 02 Haziran 2021, 27 Kasım 2020 ve 23 Mart 2022 tarihlerinde haksız rekabet teşkil edecek şekilde gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, ilgili siteden yayın içeriğinin kaldırılmasının talep edildiğini ancak olumlu yanıt alınamadığını, müvekkili ile hiçbir ilişkisi olmayan davalının beyanları nedeniyle müvekkilinin ticari itibarının sarsıldığını, ticari şeref ve haysiyetinin zedelendiğini ve TTK’nın 56. maddesi kapsamında söz konusu beyanların haksız rekabet teşkil ettiğini beyanla “www…com” adlı sitede yer alan davacı yorumlarının kaldırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/05/2022 tarih ve 2022/355 Esas sayılı İhtiyati Tedbir Ret kararı ile;” Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi yönünden yapılan inceleme sonucu; ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği (HMK’nın 389. Maddesi), tedbir talep eden tarafın, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olması (HMK’nın 390/3. Maddesi), HMK’nın 391. maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere usul yasamızda yer almamasına rağmen öğretide de benimsendiği üzere asıl uyuşmazlığı çözebilecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, davacı hakkında yorumların kaldırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin tedbir talebinin davadan elde edilecek sonucun tedbir yoluyla sağlanması niteliğinde olacağından yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddi gerekmiş … ” gerekçeleri ile talebin REDDİNE dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının yaptığı yorumların, bu kapsamda “…” şeklindeki yazılarının içerik itibariyle TTK’nın 55. maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulunu sağlamakta olduğunu, davalının bahsettiği şekilde bir hadisenin, şirket nezdinde meydana gelmediğini, amacının, açıkça müvekkili şirkete iftira atarak ticari itibarını sarsmak olup, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu, keza TTK’nın 56. maddesinde aldatıcı hareket ve iyi niyet kurallarına aykırı vesair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalinin haksız rekabet teşkil edeceğinin açıklandığını, ticari hayatta serbestlik ilkesi hakim ise de bu serbestliğin iyi niyet ve dürüstlük sınırları çerçevesinde ticari ahlak ilkelerine de uygun olması gerektiğini, somut olaydaki gibi sosyal medyanın sağladığı kolaylıktan faydalanılarak müvekkili aleyhinde gerçek dışı olayların paylaşılmasının ticari ahlak ve dürüstlüğün açıkça istismarı olup, haksız rekabet olgusunu da ortaya koymakta olduğunu, TMK’nın 24. maddesi uyarınca hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimselerin, hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebileceğini, davalının eylemlerinin müvekkili şirket için telafisi imkansız zararlara yol açmakta olduğunu beyanla Mahkemenin yukarıda yazılı esas numarayla tesis ettiği ihtiyati tedbirin reddine yönelik 16.05.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını, davalının “www…com” sitesinde yaptığı yorumun kaldırılmasına yönelik …com’a müzekkere yazılarak davacı hakkında yorumların kaldırılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, davacı hakkında ticari faaliyeti kapsamında vermiş olduğu hizmete ilişkin olarak “www…com” adlı internet sitesinde çeşitli tarihlerde yayınlanan beyan ve şikayetlerin, içerik itibariyle TTK’nın 55. maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil etmesi sebebiyle kaldırılmasını teminen ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yargılama sonunda verilebilecek nihai kararın sonuçlarını doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği ve davanın haklılığı konusunda yaklaşık ispatın sağlanamadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü içermektedir. 390/3. maddesi hükmü uyarınca da ihtiyati tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi gerekir. Somut talep yönünden dosya kapsamı ve yargılamanın bulunduğu aşama dikkate alındığında, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, ayrıca davadaki asıl talebin maddi ve manevi tazminata yönelik olması sebebiyle beyanların kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmemesi halinde, yargılama neticesinde hakkın elde edilmesinin güçleşeceği ya da imkansız hale geleceği yönünde kanaat oluşmadığından, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddinde isabetsizlik bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/09/2022 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.