Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/156 E. 2022/178 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/156 Esas
KARAR NO: 2022/178 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/550 Esas 2021/1124 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … Limited Şirketi adlı şirketin hissedarı olduğunu, anılan şirketin 24.02.2016 tarihinde ticaret sicilinden resen terkin edildiğini, resen terkin ilanı ile şirket tüzel kişiliği sona erdiğinden tasfiye işlemlerinin gereğiyle yapılamadığını, resen terkin dolayısıyla terkin tarihinde şirketin mal varlığı bulunmadığını, Sivas ili, Merkez İlçesi, 2. Bölge, … Köyü, … Parsel numaralı taşınmaz şirket adına kayıtlı iken TTK geçici 7.maddeye göre terkin işleminin gerçekleştirildiğini şirket adına kayıtlı taşınmazın ek tasfiye yoluyla tasfiye edilmesi gerektiğini belirterek davacının ortağı olduğu … Limited şirketinin 6102 sayılı TTK 547. maddesi uyarınca ek tasfiyeye tabi tutulmasına, tasfiye memuru olarak davacının atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/10/2021 tarih ve 2021/550 Esas – 2021/1124 Karar sayılı kararında; “….Davacının ortağı olduğu sicilden resen terkin edilen … Limited Şirketi adına kayıtlı Sivas ili, Merkez İlçesi, 2 Bölge, … Köyü, … parsel numaralı taşınmazın tasfiyesinin ve kamu borçlarının yapılandırılması ile tasfiyesini sağlayabilmesi için şirketin ihyasını talep ettiği dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, Ancak celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirketin TTK. geçici 7. maddesi uyarınca tasfiyesiz olarak 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği, davanın 11.08.2021 tarihinde beş yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı görülmekle…”gerekçesi ile, Süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/550 E ve 2021/1124 K sayılı kararında belirttiği ” davalı şirketin TTK. Geçici 7. Madde uyarınca tasfiyesiz olarak 18/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği, davanın 11/08/2021 tarihinde 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verdiğini, İşbu davanın … Limited Şirketi’nin TTK m. 547. uyarınca ek tasfiyeye usulü ile tasfiye edilmesine ilişkin olup; madde lafsında davayı açabilecek kişiler sınırlı olarak sayılarak, herhangi bir hak düşürücü süreye yer verilmediğinden, davanın 11/08/2021 tarihinde 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Ltd. Şti. Ticaret sicilinden re’sen terkin edilmişse de şirketin vergi borçları, ticari borçları tahsil edilmediği ve üzerine kayıtlı mal varlığı tasfiye edilmediğini, Müvekkili …’un, … MERSİS numaralı … Limited Şirketi’nin ortaklarından anılan şirket, 24.02.2016 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini, re’sen terkin ilanı ile şirket tüzel kişiliği sona ermişse de, tasfiye işlemleri gereğiyle yapılamadığını, re’sen terkin dolayısıyla, terkin tarihinde şirketin tasfiye işlemleri yapılamamış ve şirketin vergi borçları, ticari borçları tahsil edilmediği gibi üzerine kayıtlı malvarlığı da tasfiye edilmediğini, Resen terkin tarihinde şirketin malvarlığı olarak; Sivas İli, Merkez İlçesi, 2. Bölge, … Köyü, … Parselde kaim ve İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, … Mah. … Ada, … Parsel, … nolu bağımsız bölümde kaim olmak üzere 2 adet taşınmaz bulunmasına rağmen TTK geçici 7. maddeye göre terkin işlemi gerçekleştirildiğini, bu nedenle de, şirket adına kayıtlı taşınmazın ek tasfiye yoluyla tasfiye edilmesi gerekmekte olduğunu, … Ltd. Şti. Bakımından ek tasfiye şartlarının gerçekleştiğini, Türk Ticaret Kanunun 547 gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa ek tasfiyenin yapılması zaruri olduğunu, zira şirketin re’sen terkin olduğu tarihte ödenmemiş kamu borcu bulunmakta olduğunu, bu borçların yapılandırılarak ödenebilmesi için şirketin tasfiye edilmesi gerekmekte olup ayrıca şirkete ait yukarıda bilgileri verilen taşınmazlar üzerinde kamu haczi de bulunmakta olduğunu, Şirketin ek tasfiye ile ihyasına karar verilmesi halinde müvekkilince öncelikle yapılandırmaya gidilerek birikmiş kamu alacaklarının ödenmesi, ardından taşınmazın satılması planlanmakta olduğunu, taşınmaz satılarak şirketin borçları ödenecek ve şirketin tasfiyesi, aktifi ile pasifi bulunmayacak şekilde kapatılacağını, borçların yapılandırılarak veya yapılandırılmaksızın ödenebilmesi için de yine şirketin ek tasfiye usulüne göre tasfiyesi gerekmekte olduğunu, aksi halde şirketin, kamu ve diğer borçlarını ödeme ya da yapılandırma hakkı da bertaraf edilmekte olduğunu, Yerleşik Yargıtay içtihatlarıyla da belirtildiği üzere, TTK m. 547 çerçevesinde … Limited Şirketi’nin ek tasfiye usulüne göre şirketin aktif taşınmaz malvarlığının tasfiye edilmesi, borçlarının yapılandırılması, yapılandırılan borçların ödenmesi veya yapılandırılmaksızın ödenmesi konularıyla sınırlı kalacak şekilde ticaret siciline geçici olarak tesciline karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemenin kararı bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu, (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.05.2017 tarih, 2015/15975 Esas, 2017/2913 Karar sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14.10.2020 tarih, 2020/2299 Esas, 2020/4113 Karar sayılı ilamı) TTK mad.547’de düzenlenen ek tasfiye usulü için kanunda herhangi bir hak düşürücü süre ya da zaman aşışımı süresi öngörülmediğini, Ek tasfiye kurumunu düzenleyen 547. madde hükmünde; davayı açabilecek kişiler sınırlı olarak sayıldığı ve herhangi bir hak düşürücü yada zaman aşımı süresine değinilmediğini, kaldı ki, madde gereğince ek tasfiye usulünde yeniden tescil isteği korunmaya değer bir menfaate dayanmalı ve yeniden tescil amaca ulaşmada kullanılabilecek tek yol olması gerektiğini, madde sözü ve lafsıyla da ek tasfiye yapılmasının zaruretini belirtildiği ve bu nedenledir ki, söz konusu kurumun tatbiki herhangi bir hak düşürücü yada zaman aşımı süresine bağlı tutulmadığını, Geçici 7. madde hükmünde “…Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir…” denilerek bu madde kapsamında açılacak davalar için beş yıllık hak düşürücü süre öngörüldüğünü, mahkemenin kıyas ve yorum yoluyla beş yıllık hak düşürücü süreyi TTK m. 547 için de tatbik etmesi hatalı ve soyut yoruma dayalı bir kabul olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin TTK geçici 7. Maddesi gereğince davanın 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak talebimiz doğrultusunda ‘davanın kabulüne’ karar verilmesi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK’ nın geçici 7. maddesine göre ticaret sicilden resen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece, süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK geçici 7. Maddenin 15. Fıkrasında; Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Maddede öngörülen 5 yıllık süre hak düşürücü süre olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta, ihyası istenilen şirket hakkında İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından şirket adresinin tesbit edilememesi nedeniyle şirketin münfesih durumda olduğu, infisah sebebinin ortadan kaldırılarak buna dair belgelerin ibrazı için ihyası istenilen şirket ve şirket yetkilisi davacı …’a … sayılı ihtarın tebliğe çıkartıldığı, tebliğe ilişkin posta barkodlarının gönderildiği, ihtarın 17/11/2014 tarih ve 8695 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı ve 18/02/2015 tarihinde 6102 Sayılı TTK’ nun geçici 7. madde uyarınca re’sen ticaret sicil kaydının silindiği, ihyası istenilen şirket yetkilisi davacı tarafça 11/08/2021 tarihinde ise işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile, TTK’ nın geçici 7. maddesi uyarınca kaydı res’en terkin edilen şirketin ihyası için açılan işbu davanın aynı yasanın 7/15. bendinde belirtilen 5 yıllık süre içerisinde açılmadığı, mahkemece hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. (Yargıtay 11 HD.’nin 2020/288 Esas-2020/1181 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.) Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.